O gece otomobilde neler yaşandı?

27 Kasım 2007 19:38 tsi
Baran Tursun, kan örneği incelemesinde 148 promil alkollü çıktı. Tursun'un yanındaki arkadaşları birbiri ile çelişkili ifadeler verirken emniyet şu açıklamayı yaptı:

İZMİR Emniyet Müdürlüğü, Bornova İlçesi'nde ‘dur’ ihtarına uymayıp kaçarken ateş açılmasıyla başından vurularak ağır yaralanan ve yaşam destek ünitesine bağlı yaşatılan Baran Tursun'un, kan örneği incelemesi sonucu olay sırasında 148 promil alkollü olduğunun belirlendiğini açıkladı. İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen iki müfettiş de kentte incelemelerine başlarken, Tursun'un ağır koma durumunda bir değişik olmadığı, gelişme de göstermediği öğrenildi.
Acı haberin ardından, hastaneye koşan Tursun'un müteahhit babası Mehmet Tursun, ev hanımı annesi Berrin Tursun, ablası Şelale Tursun ve kardeşi Berfin Tursun'un hastanedeki endişeli bekleyişlerinin bugün de devam ettiği gözlendi. Ailenin, ikinci kez doktorlarla yaptığı görüşme sonrası, Tursun'un durumunda herhangi bir değişiklik olmadığı, gelişme de göstermediği, yaşam destek ünitesine bağlı yaşamının devam ettiği bildirildi. Olaya tepkisini sürdüren baba Mehmet Tursun, olayda ihmali bulunanların en ağır cezaya çarptırılması isteğini yinelerken, aynı şekilde polis kurşunuyla mağdur edilen kişilerin yakınlarının kendisiyle irtibata geçtiğini, ortak hareket etme kararı aldıklarını açıkladı.

148 PROMİL ALKOLLÜ
Olayın başından beri açıklama yapmaktan kaçınan İzmir Emniyet Müdürlüğü ise, Baran Tursun'dan alınan kan örneğinin incelenmesiyle olay sırasında, 148 promil alkollü olduğunun belirlendiğini belirtti. Tursun'un olayın hemen ardından objektiflere yansıyan ve tartışma yaratan elindeki ihale dosyalarının ise, cipin, ağaç ve elektrik direğine çarpmasının ardından bagajdan fırlayarak ön tarafa geldiği, bunun dışında herhangi bir durumun yaşanmadığı kaydedildi. Söz konusu cipin, 7 ayrı polis otosu tarafından yaklaşık 7 kilometre takip edildiği, Tursun'un yanındaki arkadaşlarının verdiği, “Polis otosu görmedik, uyarı olmadı'' açıklamasının yanlış ve kasıtlı olduğu dile getirildi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından konuyla ilgili görevlendirilen iki müfettiş de kente gelip incelemelerine başladı. Müfettişlerin, olayın taraflarını tüm ayrıntılarıyla dinleyecekleri, daha sonra hazırlayacakları geniş kapsamlı raporu bakanlığa sunacakları kaydedildi.

ARKADAŞLARININ İFADELERİ FARKLI
Bu arada, olay sırasında Tursun'un yanında olan Emre Ökçelik ve Atilla Doğan'ın, dün basın mensuplarına, karanlık nedeniyle ekip otosu olarak görmedikleri bir aracın arkadan tek bir sellektör yaptığı, siren veya megafonla herhangi bir uyarıda bulunulmadığı yönündeki açıklamalarının, savcılıkta verdikleri ifadelerle çeliştiği ortaya çıktı. Karşıyaka Cumhuriyet Savcısı Mehmet Süslü tarafından dinlenen Atilla Doğan'ın, ifadesinde şunları söylediği belirtildi:
“Baran Tursun, yeni bir şirket kurmuştu. O şirketi kutlamak için birlikte eğlendik. Hep birlikte alkol aldık. Baran'ın kullandığı araçla Karşıyaka'ya doğru giderken, arkadan gelen bir polis ekip arabası tepe lambalarını yakıp siren çaldı. Bizi durdurmak istedi. Ben Baran'ı çok yakından tanıdığım için birkaç kez alkolden hakkında yasal işlem yapıldığını biliyordum. Yine alkollü olduğu için bana ve Emre'ye, ‘Ekip arabası yine peşimize takıldı. Ne yapalım’ şeklinde bazı sözler sarfettiğini duydum. Fakat biz cevap vermeden o kendi kararını verip, aracı süratlendirdi. Burada Baran'ın bu kararı vermesinde babasının da davranışlarının etkili olduğunu düşünüyorum. Babası sert mizaçlı bir adamdı. Tekrar alkollü şekilde araç kullandığını öğrenirse bir daha aracı vermez ve kendisine kızar düşüncesiyle hareket ettiğini düşünüyorum ve biz de bu nedenle devam et şeklinde onayladık. Arkadan gelen araç bizim süratimize yetişemediği için arkada kalmıştı. Bir anda önümüzde başka bir ekip arabası yan vaziyette durmuş, sanırım yeni gelmişlerdi. Polisler daha araçtan inmeden durma aşamasında idiler. Araç, polis ibaresi okunur biçimde yolda duruyordu. Hemen bu aracın park ettiği yerin yakınından sağ tarafa bir yol dönüyordu. Baran süratli şekilde o yola döndü. Bir süre bu yolda gittik. Bu sırada arkamızda bulunan ekip sayısının çok sayıda olduğunu çoğaldığını farkettik. Ve önümüze de yolu kapatmak amaçlı olarak durduğunu anladığım bir ekip arabası daha vardı. Bu aracın yanından Baran yine hızlı bir şekilde geçti. Geçtikten sonra silah sesleri duydum. Ben aracın arka koltuğunda oturuyordum. Bu sırada Emre, Baran'a durması konusunda uyarıda bulundu. Fakat kısa süre sonra Baran'ın başı Emre'nin omzuna düştü. Daha sonra kaza oldu. Bu anlattıklarımın dışında herhangi başka bir olay yaşamadım. Kimin ateş ettiğini ve merminin nereden geldiğini bilmiyorum.''

ÇOK SAYIDA EKİP OTOSU
Savcının ifadelerini almalarının ardından serbest bıraktığı iki gençten Emre Ökçelik ise, “Yolda giderken arkadan bir araç sellektör yaptı. Arkaya dönüp baktığımda sellektör yapan aracın polis ekibi olduğunu gördüm. Baran ve Atilla da polis olduğunu anladılar. Baran'ın, ciple sabah işe gitmesi ve işte kullanması gerekiyordu. Babası da sinirli ve agresif bir insandı. Bundan çekinmiş olacak ki, bir anda kaçmaya, hızlanmaya başladı. Biz giderken arkamızdan gelen polis otosu çoğaldı. Birkaç tane oldular. Önümüzü kapatmış şekilde bir ekip otosu duruyordu. Tam yanından geçecektik, bir el silah sesi duydum. Baran'a durması konusunda ikaz ettim ama başı omzuma düştü. Daha sonra kaza oldu. Ben hangi polis memurunun ateş ettiğini bilmiyorum. Arkamızda en az dört beş tane ekip arabası vardı ve bizi takip ediyorlardı. Olay bundan ibarettir'' dedi.
 

Bu haber 746 defa okundu.