Mevlana dersi verdi | " /> Mevlana dersi verdi | "/>

En Sıcak Konular

Prens Charles Mevlana dersi verdi

26 Kasım 2007 19:11 tsi
Prens Charles Mevlana dersi verdi

Konya'yı ziyaret eden İngiltere Veliaht Prensi Charles, Mevlana dersi verdi: Kandiller farklı olsa da ışık aynı ışıktır, ışığa odaklanırsan bu fani bedene miras ikiliğin ötesini de görürsün.

İngiltere Veliaht Prensi Charles, ''Gerçekten de zaman zaman batıda bizlerin her tür amaç ve niyetimizde, gerçekliğin görünen kadar görünmeyen de bir boyutu olduğunu kavrayabilen yürek zekamızı, yani içgüdüsel niteliklerimizi terk ettiğimiz hissine kapılıyorum'' dedi.

Prens Charles, Mevlana Müzesi ziyaretinin ardından, kendisine tahsis edilen otomobille eşi Cornwall Düşesi Camilla Parker Bowles ile birlikte geniş güvenlik önlemleri altında sema programını izlemek üzere Mevlana Kültür Merkezi'ne geldi. Burada mehter takımının mini konseriyle karşılanan Prens Charles'a, Konya Valisi Osman Aydın, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Nick Baird ve Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan eşlik etti.

Sema törenini izlemeye gelen vatandaşların üzeri Mevlana Kültür Merkezi'ne girişinde titizlikle arandı. Kadınların çantalarından çıkan makas, törpü, krem, tırnak makası gibi eşyalara da el konuldu. Daha sonra Prens Charles ve beraberindekiler Büyükşehir Belediyesi Sema Grubu tarafından sunulan sema gösterisini izledi.

Prens Charles, programın ardından yaptığı ''Doğu ve Batı: Maneviyat Kıssaları'' başlıklı konuşmasına, Türkiye'yi ziyaret etmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirterek başladı. Türkiye'yi son ziyaretinden bu yana 3 yıl bile geçmediğini ifade eden Charles, ''Bu kez ziyaretime ülkenizin kültürel ve tarihi mirasını bir parça da olsa görebilmesi için sevgili eşimi de beraberimde getirebilmiş olmaktan büyük sevinç duymaktayım'' dedi.

Türkiye'nin uluslararası sahnede her geçen gün daha çok yer aldığını vurgulayan Prens Charles, şöyle konuştu: ''Türkiye'yi, Orta Doğu'daki barış süreci de dahil hayati öneme sahip küresel önceliklere destek vermek amacıyla uluslararası camia ile yakın ilişkiler içinde görmek son derece sevindirici. Belki Türkiye'nin diğer uluslararası başarılarından oluşan uzun listeden bahsetmenin yeri burası değil, ama Afganistan'da barış ve istikrarın sağlanması için yerli halk ile bir arada çalışan Uluslararası Güvenlik Destek Kuvveti'ne yapmış olduğunuz güzide başkanlığı burada özellikle belirtmeden geçemeyeceğim.''

'Mevlana beni etkiliyor'

Mevlana Celaleddin Rumi'nin son dünyevi mekanı olan Konya'da ölümünün 800. yılında rahmetle anıldığını belirten Prens Charles, şöyle devam etti: ''Mevlana Hazretleri'nin eserlerine batı dünyasında büyük ilgi duyan çok sayıda kişinin olduğunu görmek beni son derece etkiliyor. Kendimi, bu kimselerin bir şekilde kendi hayatlarında eksikliğini hissedip Mevlana'nın şiirsel maneviyatında buldukları şeyin ne olduğunu sorgulamaktan alıkoyamıyorum. Belki de bu hepimizin hissettiği ancak Mevlana'nın son derece iyi bir şekilde anlayıp aktardığı yüreklerimizdeki o özlem olabilir mi? Ya da varlıkların dışa dönük ifadesiyle dolup taşmış bir dünyada, eserlerinin kendimizle çelişen bir şekilde hepimizin halen önemli olduğunu hissettiği ruh yolumuzu aydınlatmak için iç dünyamıza parlak bir ışık yansıtması mıdır bizleri çeken? Ya da hem yüreklerimizi hem de zihnimizi kendisine sürükleyen öngörüsünün evrenselliği, mukaddes olanı algılayışı mıdır? Bizlere hatırlattığı gibi (kandiller farklı olsa da ışık aynı ışıktır, ışığa odaklanırsan bu fani bedene miras ikiliğin ötesini de görürsün)''

-''YÜREK ZEKAMIZI TERK ETTİĞİMİZ HİSSİNE KAPILIYORUM''-

İnsanları Mevlana'ya çeken her ne olursa olsun, hayata batılı yaklaşımın, bunun aksine parçalayıcı ve yanlı, hatta çoğu zaman bütünden çok parçayla, içselden çok dışsal olarak tamamlanabilecek bir gerçeklikle ilgilenir hale geldiğini dile getiren Charles, şunları kaydetti: ''Gerçekten de zaman zaman batıda bizlerin her tür amaç ve niyetimizde, gerçekliğin görünen kadar görünmeyen de bir boyutu olduğunu kavrayabilen yürek zekamızı yani içgüdüsel niteliklerimizi terk ettiğimiz hissine kapılıyorum.

Belki de bunu, olmasaydı yok olmaya karşı çok daha savunmasız hale geleceğimiz, Tanrı'nın bize verdiği duyulardan biri olan altıncı his olarak da adlandırabiliriz. Tabii ki bu parçamızı tekrar bütünleştirebilmemiz, böylece bize meydan okuyan sınamalarla yüzleşebilmek için ihtiyaç duyacak olduğumuz bütünlük hissini yeniden oluşturabilmemiz gerekmektedir.'' Dünyanın dört bir yanındaki tüm halklar için batıda gerçekleştirebildikleri bütün güzel şeylerin içerisinde yüzyıllar boyunca doğunun kendileri için bir ilham kaynağı olduğunu ve kendilerine evrensel gerçekleri öğrettiğini kabul etmeleri gerektiğini dile getiren Charles, ''Örneğin büyük şairimiz Tennyson, kendisinden kısa bir süre sonra gelen ve Kur'an-ı Kerim'i 14 farklı şekilde ezberlemiş olan Attar'ın öğrencisi Fars şair Şirazlı Hafız'dan çok etkilenmişti'' dedi.

Charles, 19. yüzyılın batılı şairlerinin birçoğunda da benzer etkiler görüldüğünü vurgulayarak, büyük Alman Şairi Goethe'nin Hafız-ı ''Ruhani Usta'' olarak adlandırıldığını kaydetti.

''BİZİM İNANDIKLARIMIZ NE KADAR KIYMETLİYSE, KOMŞULARIMIZIN İNANDIKLARI DA O KADAR KIYMETLİ"

Prens Charles, yürek aklının insanlara birbirlerini daha iyi tanıyabilmenin yollarını gösterdiğini söyledi. Herkesin aynı olmadığını, ancak ebedi ve evrensel bilgelikten bahseden ortak değerlerin bulunduğunu vurgulayan Charles, bu bilgeliğin insanın yaradılış içindeki yerini düşünmesini sağladığını, insanları birbirine yakınlaştırdığını ve köprüler kurmasına imkan verdiğini kaydetti.


İnsanların kendi inancına sadık olsa da bu bilgelik ve anlayış sayesinde diğerlerinin inançlarına daha saygılı davranabildiğini ifade eden Charles, şöyle konuştu: ''Bizim için kendi inandığımız şeyler ne kadar kıymetliyse, komşularımız için kendi inandıkları şeylerin de en az o kadar kıymetli olduğunu daha iyi kavrayabilmekteyiz. Aslında bu saygıyı göstererek kendi inancımızın olgunluğunu göstermiş oluruz ki bu da ulusların medeniyetinin bir işaretidir. 20. yüzyılın önde gelen Britanyalı şairlerinden birisi merhum Kathleen Raine, 'ruha inanmayan bir dünyada asıl kurbanın inanç olduğuna' işaret etmişti. 20. yüzyılın neredeyse tamamını yaşamış olan şair, batıda inancın düşüşüne tanıklık etmiştir.''

Bu şairin tüm çabalarının merkezinde kendisinin ''hayal gücünün öğrenimi'' olarak adlandırdığı çalışmanın yer aldığını vurgulayan Charles, şöyle devam etti: ''Bir şiirinde de belirttiği gibi 'gözün baktığı yerde gizem çözülmeye başlar ve her mevsim açan gül aşkın büyüyen kertesi o noktadır.' Hayal gücüne bakışı oldukça spesifikti. Hayal gücü kalbin gözüydü. Bu, Mevlana'nın basiret olarak adlandırdığı ve iç görü anlamına gelen hayal gücü ile aynı niteliğe sahiptir. Tüm varlıkların dış görünümlerinin ötesine geçerek iç gerçekliklerini görmemizi sağlayan şey, yüzyıllar boyunca birçok şairin yansıttığı kalbin gözüdür.

Britanya'nın diğer büyük şairlerinden birisi William Wordsworth de bu kavramı iyi anlamış ve şöyle tanımlamıştı, 'uyumun gücü ve neşenin daha da derin gücüyle susturulan göz, cisimlerin hayat ışığını gösterir bize.''


 

-ÜÇ DİNİN ORTAK MESAJI-

Varlıkların bir şekilde göz ardı edilmiş olan bu görünümünün yeniden hak ettiği öneme kavuşturulması gerektiğini vurgulayan Charles, farklılıklara rağmen üç ilahi dinin her birine ait vahiylerde ortak bir mesaj bulunduğunu, bunun da ''birbirimize önem vermemiz gerektiği'' olduğunu ifade etti. ''Ve buna rağmen insanoğlunun bencilliğinin ve birbirine ve etrafındaki dünyaya karşı kibrinin her geçen gün daha da artan örnekleriyle donatılmış bir çağda yaşıyoruz'' diyen Charles, şunları kaydetti: ''Böylesine dalgalı denizlerde, sağlam bir çapaya ihtiyaç vardır ve o da zayıflığımızı kabul etmemizi sağlayacak bir yöntemdir. Ve bazen merak ediyorum, aramızdaki farklar ilahi öğretinin kendisinden çok bu öğretiyi yorumlayışımızdan kaynaklanmıyor mu? Artık açıkça görülmektedir ki doğal yaşama verdiğimiz zararın etkilerini kendi üzerimizde de görmekteyiz. Mesela iklim değişikliği, eko sistemlerin ve canlı türlerinin yok edilmesi, artan sel ve fırtına felaketleri ve belki de artık bu korkunç olaylar ile sanayileşen dünyada insanoğlunun kutsal olan olgusunu kaybetmesi arasında doğrudan bir bağlantı olup olmadığını sorgulamamızın zamanı gelmiştir. Eğer günahlarımız ile yürekten gelen içgüdümüz arasında karşılıklı bir bağlantı varsa o zaman bu kibrimizin üstesinden gelebilmek ve olayları daha net görebilmek için içsel zekamızı kullanmamız gerekmektedir. Bu da hayatta kalabilmemiz için hayati bir önem taşımaktadır.''

Prens Charles, insanlığın artık yeni ve çok yakın bir geçmişe kadar da göz önüne çıkmamış tehlikelerle karşı karşıya olduğunu ve yüreğin gözünü dinlemeyen bir dünya görüşüne sahip olmanın da insanları bu tehlikelere karşı tamamen hazırlıksız kıldığını ifade etti.

Teknolojinin ve insanoğlunun yaratıcılığının, şüphesiz bu tehlikelerle yüzleşirken insanlara önemli yardımı dokunacağını anlatan Charles, ''Ancak bunlar söz konusu tehlikeleri tek başlarına aşamazlar. Çünkü zararın büyük kısmına teknolojiyi kullanma tarzımız neden olmuş olsa da teknolojiden kaynaklanmayan bir kriz ile karşı karşıyayız. Çünkü bugün karşı karşıya olduğumuz kriz algımızdaki bu kusurdan kaynaklanmaktadır. Tüm dünyadaki hayatın sanayileşmesi bizi korkutucu bir şekilde hem geleneksel dinlerimizden hem de doğal dünyadan uzaklaştırdı'' diye konuştu. 

"İÇİNDE TANRI İNANCI OLAN HERKESİN KOMŞUSUNA KARŞI SORUMLULUK DUYMASI GİBİ ASİL BİR AHLAKİ DEĞER BULUNMAKTADIR''

Prens Charles, Mevlana Kültür Merkezi'nde yaptığı ''Doğu ve Batı: Maneviyat Kıssaları'' başlıklı konuşmasında, asıl vurgulamak istediği noktanın, doğal dünyanın hatta tüm evrenin bir bütünlük içinde birbirine geçmiş ve bağlı bulunması olduğunu söyledi.

İnsanların bugünkü davranışlarının gelecekteki kuşakların yaşamlarını etkilediğinin unutulmaması gerektiğini belirten Prens Charles, komşuluk tanımının bu kadar kapsamlı olduğu bir çağ olmadığını kaydetti. Herkesin kendi geleneklerinin, komşularına göz kulak olunması konusunda neler söylediğini iyi bildiğini belirten Charles, içinde Tanrı inancı olan herkesin uyması gereken ilahi kanunlarda kişinin komşusuna karşı sorumluluk duyması gibi asil bir ahlaki değer bulunduğunu söyledi.

Ayetlerden örnek verdi

Prens Charles, şöyle devam etti: ''Bir İslam alimi olmamama rağmen hadisleri okuduğumuzda yine aynı ilkenin geçerli olduğunu göreceğimizi düşünüyorum. 'Kimse kendisi için istediği bir şeyi mümin kardeşi için istemedikçe gerçekten iman etmiş olmaz.' Ve Kur'an-ı Kerim, 'hani sizler birbirinize düşman idiniz de O (Allah), gönüllerinizi birleştirmişti ve onun nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz' demiyor mu?

Dolayısıyla son derece önemli bu döneminde çağdaş dünyamızın benimsediği değerleri çok daha yakından incelememizi ve bu değerlerin hayatımızı daha bütünleşmiş ve sürdürülebilir kılacağı boyutları düşünmemizi öneriyorum. Dünyadaki inançların yüce ilahi metinleri ile bilge alimlerinin muhteşem ilahileri ve mesnevilerinin ulaştırmaya çalıştığı o nihai son budur.

Mevlana'nın da söylediği gibi 'Tanrı'nın insanoğlu için amacı, gören bir gözü ve anlayan bir kalbi bulmaktır.' Bu nedenle kendimizi bu amaca yeniden adamak ve yenilenen enerji ve çaba ile yeniden bu yola baş koymak için Mevlana'nın ebedi ikametinin yakınındaki bu yerden daha iyi bir yer olabilir mi?''

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ise Hz. Mevlana'nın doğumunun 800. yılında Prens Charles ve eşini Konya'da görmekten büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, ''Ekselanslarının, Hz. Mevlana'nın insanlığa 750 yıl önce yaptığı çağrıları, bugüne taşımak amacıyla barış ve sevgi mesajlarını bir kez de buradan dünyaya seslenmek için aramızda olduğunu biliyorum'' diye konuştu.

Konuşmaların ardından Başkan Akyürek, Prens Charles'a semazen sikkesi ve üzerinde Çatalhöyük motifleri ile Konya'nın sembolü olan çift başlı kartal figürü bulunan tiftikten yapılmış el yapımı halı, eşi Camilla'ya da ipekten eşarp hediye etti.

Mevlana Kültür Merkezi'ndeki programın sona ermesinin ardından Prens Charles ve beraberindekiler incelemelerde bulunmak üzere Çatalhöyük kazı alanına hareket ettiler.

haber7



Bu haber 1,464 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,743 µs