Osteoporoz'dan korunun!

0 0 0000 00:00 tsi
Kemiğin kitlesinde azalma ve doku mimarisinde bozulma sonucu kırık riskinin artmasıyla karakterize bir hastalık olarak tanımlanan osteoporoz 50 yaş üzerindeki nüfusun büyükçe bir bölümünü etkiliyor.

Tıptaki muazzam ilerlemelere rağmen bir çığ gibi artan osteoporoz, yaşam tarzındaki olumsuzluklar nedeni ile artık çocukluk çağlarında da sıkça görülmektedir.

Semptomatik (ticari) tıbbın hekimleri  maalesef bu hastalık tablosunun nedenlerini araştırmadan kemik metabolizmasını yavaşlatan ilaçlar ile hastalarını tedavi etmekte, doğal olarak da başarılı olamamaktadırlar.

Fosil incelemeleri avcı-toplayıcı topluluklarındaki insanlarının kalın ve kırığa dirençli sağlam kemiklerinin olduğunu ve osteoporozun hemen hiç olmadığını göstermektedir.

Aslında osteoporozun gelişmesi doğal yaşayan insanlarda olmayıp da modern yaşayan insanlarda olan birbiriyle ilişkili üç faktöre bağlıdır; 1) Hareketsizlik, 2) Yeterli güneş ışığı alamama 3) Doğal olmayan, rafine gıdaların yenilmesi.

Osteoporozun tedavi ve korunmasında beslenmenin rolü

Kemiğin kitlesinde azalma ve doku mimarisinde bozulma sonucu kırık riskinin artmasıyla karakterize bir hastalık olarak tanımlanan osteoporoz 50 yaş üzerindeki nüfusun büyükçe bir bölümünü etkilemektedir. Tıptaki muazzam ilerlemelere rağmen bir çığ gibi artan osteoporoz, yaşam tarzındaki olumsuzluklar nedeni ile artık çocukluk çağlarında da sıkça görülmektedir.

Semptomatik (ticari) tıbbın hekimleri  maalesef bu hastalık tablosunun nedenlerini araştırmadan kemik metabolizmasını yavaşlatan ilaçlar ile hastalarını tedavi etmekte, doğal olarak da başarılı olamamaktadırlar.

Fosil incelemeleri avcı-toplayıcı topluluklarındaki insanlarının kalın ve kırığa dirençli sağlam kemiklerinin olduğunu ve osteoporozun hemen hiç olmadığını göstermektedir.

Aslında osteoporozun gelişmesi doğal yaşayan insanlarda olmayıp da modern yaşayan insanlarda olan birbiriyle ilişkili üç faktöre bağlıdır; 1) Hareketsizlik, 2) Yeterli güneş ışığı alamama 3) Doğal olmayan, rafine gıdaların yenilmesi.

Osteoporozu önlemenin yolları

• Unlu ve şekerli gıdalardan kaçınılması (insülin direncinin kırılması),
• Bol taze sebze ve meyve yenilmesi (kemiğin ihtiyaç duyduğu kalsiyum, fosfor, çinko ve magnezyum gibi mineraller ile  C vitamini, folik asit, K vitamini gibi vitaminleri sağlar, alkali yapıları ile kemiğin maruz kaldığı asitleri nötralize ederler),
• Aşırı asit içerdiği için katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş rafine gıdaların yenilmemesi,
• Ayçiçeği, mısır, soya, pamuk ve margarin gibi omega-6 ve trans yağ asitlerinden zengin yağların  diyetten çıkarılması; bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağların (tereyağı, iç yağı ve kuyruk yağı) yenilmesi ve balık yağı (omega-3) takviyesinin alınması,
• Zayıf östrojenik etkisi olan ve omega-3 öncülerinden zengin keten tohumunun kullanılması (özellikle menopoz çağındaki kadınlar için),
• Kefir, yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden (faydalı mikroplar) zengin gıdalarla beslenilmesi,
• Fazla fosfor ve düşük magnezyum içerdiği için sütün az tüketilmesi (alınmasa daha iyi olur),
• Aşırı fosfor ve şeker içerdiği için gazlı meşrubatın içilmemesi,
• D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli bir şekilde güneşlenilmesi ya da D vitamini takviyesi alınılması (Erişkin için günde 2000 ünite, çocuklar için 1000 ünite kullanılması güvenlidir),
• Günde en az yarım saat hızlı yürüyüş ve 3-5 dakika kültür fizik hareketleri yapılması.

Osteoporoz tedavisi

Osteoporoz tedavisinde korunma önlemlerine ek olarak kan D vitamini (25 OH D vit) düzeylerine bakılarak 25 OH D vitamini düzeyi (N: 40-120ng/mL) optimal olacak şekilde D vitamini takviyesi yapılmalıdır. Yukarda bahsedilen vitamin ve mineraller diyet tam olarak yerleşinceye kadar tedavi rejimine ilave edilmelidir.

Prof. Dr. Ahmet Aydın

www.beslenmebulteni.com

Bu haber 316 defa okundu.