DTP neden kaybetti?

23 Kasım 2007 16:35 tsi
22 Temmuz seçimleri sonrasında oluşan havayı hepiniz hatırlıyorsunuz… DTP’li vekillerin mecliste bulunması Türkiye’nin normalleşmesi açısından oldukça önemli bulunmuştu. Ancak son yaşananlar “buraya kadar” dedirtti. Üstelik D

22 Temmuz seçimlerine gergin bir süreç sonrasında gidildi, burası doğru. Her ne kadar oluşacak yeni meclis farklı kriz noktalarını içinde barındırsa da yine de içinde umut taşıyanlar da vardı. Umulan şuydu: DTP’li vekiller bağımsız olarak meclise giriyor. Bu Türkiye’nin önemli bir sorununun sistem içinde çözülmesi için önemli bir fırsat. Bu fırsat kullanılırsa DTP Türkiye için büyük bir şans olabilir.

Elbette o dönemde Ankara siyasetinin üzerine önemli bir sorumluluk düşüyordu. DTP’nin dışlanmaması, sistemin içinde tutulması gerekiyordu. Öte yandan DTP’ye de önemli bir görev düşüyordu: Sorunun çözümünde kuracağı yumuşak bir dille normalleşmeye katkı sağlamak.

Aslına bakılırsa yeni meclisin ilk günleri bu umutları yeşertmedi değil. MHP lideri Bahçeli ve DTP’li milletvekillerinin tokalaşarak verdikleri ilk gün fotoğrafı herkesin hafızasında. O fotoğrafın yarattığı olumlu hava da…

Ancak çok geçmeden artan terör saldırıları ve DTP yönetiminin söyleminde değişikliğe gitmemesi eleştiri oklarının tekrar bu partiye yönelmesine neden oldu. 22 Temmuz seçimlerinden oy kaybıyla çıkan parti ciddi bir taban kaymasıyla karşı karşıya.

Şüphesiz DTP’nin kafası nasıl bir politika belirleneceği hususunda oldukça karışık. Leyla Zana gibi isimlerin sert demeçleri yerel seçimlerde oy kaygısı yaşayan DTP’li belediye başkanlarının “gerilim politikası”na karışıyor. Ancak DTP bu isimlerden ibaret değil. DTP içinde politika değişikliğine gidilmesini isteyen bir kesim de var. Her ne kadar genel başkanlık seçimlerinde daha çok içe kapansa da bu kesimin varlığını sürdürdüğü söylenebilir.

DTP’nin söylemini değiştirmemesi ve terörle açıkça arasına mesafe koymaması, en azından PKK’ya terörist örgüt diyememesi DTP’nin durumunu daha da zora sokuyor. Üstelik bu kez DTP’ye yönelik uluslar arası sempatinin de ortadan kalktığı söylenebilir. DTP içerde ve dışarıda yalnızlaşıyor. Dilden dile dolaşan “Türkiye’nin yeni açılımı” ve CHP lideri Baykal’ın “Kürt sorununa yeni yaklaşımı” söz konusu olduğunda DTP’nin hala sistemle barışmaması arkasındaki desteklerin bir bir çekilmesi sonucunu doğuruyor.

Bunun son örneği dün yaşandı. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk’in sözlerinden AB’nin DTP’ye yaklaşımı açıkça ortaya çıkıyor. “10 yıl önce daha az bilgi sahibiydik ve saçmalıyorduk” diyen Lagendijk DTP’yi terörle arasına mesafe koymaya çağırıyor. Ancak DTP’den bu çağrıya henüz bir yanıt yok!

iyibilgi.com

Bu haber 739 defa okundu.