Neden Türkiye'nin kredi notu artmıyor?

23 Kasım 2007 08:54 tsi
Hazineden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin notunu yükseltmemesinin nedenlerini açıklayayarak, işsizlik oranının artmamasını 'muazzam br başarı olarak değerlendirdi.

Hazineden sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin notunu yükseltmemesinin üç nedeni bulunduğunu belirterek, bunları yüksek borç, yüksek cari açık ve borçların vadesinin kısalığı olarak sıraladı.

TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nda önceki akşam Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'e bağlı kuruluşların bütçe görüşmelerinde CHP'li Akif Hamzaçebi, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notunu neden yükseltmediğini sordu. Bakan Şimşek ise ABD'ye yaptığı ziyaret sırasında bütün derecelendirme kuruluşlarının yetkilileriyle görüştüğünü ve aynı soruya yanıt aradığını belirtti.

Notçulara sordum

Şimşek, Türkiye'nin çok yüksek faizler ödediği 1993 yılına kadar 'yatırım yapılabilir ülke' statüsündeyken neden şimdi kredi notunun daha düşük olduğu sorusuna derecelendirme kuruluşlarından aldığı yanıtı şöyle anlattı: Bir tek bahanesi var; sizin brüt borcunuzun milli gelire oranı diğer ülkelere göre daha yüksek diyorlar. Bizim maalesef petrol ya da doğalgazımız yok. Dolayısıyla emtia fiyatlarının muazzam şekilde yükselmesi nedeniyle diğer ülkelere göre cari açığımız yüksek. Bir de borcunuzun vadesi düşük diyorlar.

Radikal'de yer alan habere göre Şimşek, Türkiye'nin cari açığının yüksek olmasının üç temel nedeni bulunduğunu da belirterek, bunları yerli imalat ve hizmet sektöründe katma değerin düşük olması, petrol fiyatları ve aramalı ithalatındaki artış olarak sıraladı. Şimşek, Türk ekonomisinde 22 çeyrektir devam eden büyümenin global likiditedeki bolluğa bağlanmasının doğru olmadığını savunarak, 1970'li yıllardan bu yana dünya piyasalarında defalarca likidite bolluğu yaşandığını ancak Türkiye'nin bu fırsatları değerlendiremediğini ve krizlere girdiğini söyledi.

Son altı-yedi yıldır Türkiye'de çok ciddi bir reform süreci uygulandığını ve Türkiye'nin bunun sonuçlarını almaya başladığını kaydeden Şimşek, geçmişte 17 IMF programı yarım kalırken, son iki programın da başarıyla sonuna kadar sürdürüldüğünü anlattı. Mehmet Şimşek, Demek ki, marifet AKP'de, rüzgârın etkisi yok diye konuştu.

Henüz verimlilikte istenilen seviyeye gelinememekle birlikte Türkiye'de artık 'verimliliğe dayalı büyüme' süreci yaşandığını, bunun sonucu olarak da işsizliğin büyümeye paralel azalmadığını dile getiren Şimşek, nüfus artış hızı ve tarım sektöründen gelenler de dikkate alındığında, işsizlik oranını korumanın bile Türkiye için muazzam bir başarı olduğunu söyledi.
Şimşek, kamu sektörünün döviz riskinin 2001 yılına göre çok azaldığını söyledi. Özel sektörün borçlarının yüksek olduğu yorumlarını değerlendiren Şimşek, şöyle konuştu: Özel şirketlerin borcu var doğru. Ama özel sektörün bir de uluslararası karşılaştırmada dikkatle izlenen, bilançolarında varlıkları var. Sermaye getirisi olarak dünyadaki en yüksek 53 ülke arasında Türk şirketlerinin sıralaması üçüncü sırada. Yani Türk şirketleri kazanıyor, dolayısıyla borçlarını karşılayabilir noktadalar. Borçlarının sermayelerine oranı açısından ise 53 ülke arasında 52. sıradalar, yani en iyi ikinci ülke durumundayız... Ekonomik kırılganlıkla baş etmenin tek yolu sürekli olarak evinizi temiz tutmaktır. Bu da mali disiplini sürekli olarak korumakla mümkün olur.

'Değerli YTL bir sonuç'

Hazineden sorumlu bakan olarak yüksek faizden en fazla kendisinin şikâyet ettiğini ama hükümetin 'düşük kur, yüksek faiz politikası' uygulamakla suçlanamayacağını kaydeden Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, bunun bir politika değil, sonuç olduğunu söyledi. Yerel para YTL birimindeki değerlenmenin, istikrar sürecine giren bir çok ülkede yaşandığını belirten Bakan Mehmet Şimşek, Brezilya parasının 1 dolar karşısındaki değerinin 3.75'ten 1.70'e; Güney Afrika para biriminin 1 dolar karşısındaki değerinin de 12'den 6'ya yükseldiğini ifade etti.

Bu haber 310 defa okundu.