İnce strateji: Hangisi gerçek Baykal?

20 Kasım 2007 15:44 tsi
CHP lideri Deniz Baykal geçtiğimiz hafta yaptığı Kuzey Irak çıkışıyla gündemi belirleyen isimdi. Baykal bugün de AKP hükümetini sınırötesi operasyondan vazgeçtiği iddiasıyla sert bir şekilde eleştirdi… Baykal’ın stratejisi ne? Baykal tam olara

CHP lideri Deniz Baykal, Türk siyasetinin en tecrübeli isimlerinden birisi… Her ne kadar siyasi kariyeri dalgalanmalarla dolu olsa da yılların kendisine vermiş olduğu tecrübeyle gelişmeleri doğru değerlendirebiliyor.

Baykal’ın bu özelliğini iyibilgi.com’da Mümtaz’er Türköne’nin sözlerinden okumuştuk. Baykal o stratejik manevrayı yaptığında, yani sürpriz Kürt sorununa çözüm projesi açıkladığında iyibilgi’nin sorularını yanıtlayan Türköne şunları söylemişti:

Deniz Baykal’ın siyasi tecrübesi şunu görmesini kolaylaştırıyor gibi geliyor bana: deniz artık tükendi. Konuyla ilgili yeni açılımlar gerekiyordu. Herkes kendi cephesinde bu açılımları gerçekleştiriyor. Emekli komutanlar konuşuyor. Deniz Baykal da kendi çapında açılımlarda bulunuyor. Ve kanımca bu siyasal entegrasyon projesi. Daha önce asimilasyon noktasında duran CHP fikir değiştiriyor. Asimilasyon yerine ilk defa entegrasyona yöneliyor. Bence bu çok demokratik bir çözüm. Çünkü entegrasyonda gönüllülük esastır.

Deniz Baykal’ın nasıl bir açılım getirdiğini biliyorsunuz. Bu yüzden bu kısmı geçiyoruz. Ancak şunu geçmemek gerekiyor: Kapsamlı bir çözüm planı hazırlayan Baykal, neden sınırötesi operasyonda ısrar ediyor ve neden hükümete yönelik sert eleştirilerde bulunuyor? Şimdi o açıklamalara göz atalım:

Baykal’dan sert çıkış

CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'a yüklendi. Erdoğan'ın "Bizim için önemli olan silahların bırakılmasıdır" söylemine tepki gösterdi. CHP lideri bu söylemin PKK söylemi olduğunu ileri sürdü.

Partisinin grup toplantısında konuyan Baykal, hükümetin Türkiye'yi PKK ile masaya oturma aşamasına sürüklediğini iddia etti. Baykal şöyle konuştu:

"Herkes Türkiye'nin kabul edilemez bir tehditle karşı karşıya kaldığını söylemektedir. Bush da PKK'nın ortak düşman olduğunu ilan etmiştir. Bunlar çok önemli saptamalardır. Talabani ve Barzani askeri operasyonu anlayışla karşılamıştır. Avrupa Birliği de makul bir karşılığa onay vermiştir. Derhal Irak sınırı içindeki PKK örgütü dağıtılmalı. PKK Irak'tan Türkiye'ye saldırı zeminini kaybetmelidir. Iraklı ve ABD'li yetkililer gereğini yapmalıdır. Şu sırada Erdoğan'ın söylemindeki değişim dikkat çekici. Erdoğan'ın "Bizim için önemli olan silahların bırakılmasıdır" söylemi PKK söylemidir. Terörü halletmeye yönelik değil pazarlık stratejisinin bir ürünü söylemdir. Silahların bırakılmasını kabul etmek karşısındakilerin şartlarına teslim olmak demektir. Müzakere tarafların taleplerinin karşılıklı kabul edilebilir bir ortamda söz konusu olur. Terörün arkasında ne var? Dilimizi kullanamıyoruz kimliğimizi ifade edemiyoruz gerekçesi ortadan kalkmıştır. "Silahı bırakın gelin" demek terörü yapma hakkını muhafaza ediyorsunuz demektir. Bu perişanlıktır. Haklılığımızı dünya kabul etmiş ama bir bakıyoruz terör örgütünün terörür yapma hakkını kabul ederek müzakereye oturuyoruz."

Hangisi gerçek Baykal?

Bu soruyu sorduğunuzda ulaştığınız yanıt şu: Baykal o projeyi açıklarken de projenin sınırötesi operasyondan vazgeçme anlamına gelmediğini söylemişti. Yani ortada bir çelişki yok. Ancak değişim var. Daha önce sınırötesi operasyonun çok kapsamlı olması gerektiğini belirten ve Türkiye’nin hedefinin sadece PKK değil terör örgütüne destek veren Barzani de olması gerektiğini vurgulayan Baykal, projeyi açıkladıktan sonra Kuzey Irak’taki yöneticilerle önemli bir yakınlaşma içine girmişe benziyor. Baykal’ın projesine Kuzey Irak’tan destek gelirken CHP lideri aynı zamanda sınrötesi operasyon yapmadığı için sert bir şekilde hükümeti eleştiriyor.

İşte ince strateji tam da burada… Baykal gelişmelerin kapsamlı bir operasyondan nokta operasyona yöneldiğinin farkında. Zaten Erdoğan’ın Başkan Bush ile görüşmesinden hemen sonra çözüm planını ortaya koyması bu yüzden. Ancak Baykal yeniden pozisyon alırken bu stratejisini incelikli dokuyor ve Kuzey Irak ile PKK’yı tamamen birbirinden ayırıyor. Böylece operasyon tartışması nokta atışa inmişken ve neredeyse gündemden kalkacakken, anamuhalefet partisi rolünü üstleniyor ve hükümete ‘operasyondan’ vuruyor.

İnce strateji Kürt konusunda kendisine yaşam ve manevra alanı açarken, Baykal o manevra alanında aynı zamanda hükümete vurup yerel seçimlere yönelik açılım yapıyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 583 defa okundu.