Haaretz yazdı: Asıl plan işgal!

19 Kasım 2007 11:32 tsi
Annapolis konferansında temel meseleleri müzakere edeceği izlenimi vermek için İsrail, yerleşim inşasını durdurmayı vaat ediyor. Fakat İsrail'in 40 yıldır verdiği ve aynı şeyi öngören sözlere rağmen, yerleşim inşası sadece üç yıl durdu. Oslo sonrası da y

Haaretz gazetesi-İsrail

Barış için güzel bir gün: İsrail, temel meselelerin müzakere edilmesini reddetmesinin ödünü olarak, yerleşimlerin inşasını durdurmayı vaat ediyor. Filistinliler, İsrail'in saçtığı iyi niyet gösterilerinin etkisiyle mest olmuş durumda. Önce tutukluların serbest bırakılması, şimdi de inşaatın durdurulması gündemdeyken, başbakanın da yerleşim liderleriyle çoktan konuştuğunu ve onları karar hakkında bilgilendirdiğini öğreniyoruz. Birbirlerine üçkâğıtçı bakışlarla göz kırpan liderlerse, bunun her zamanki gibi 'zor bir toplantı' olduğunu söylüyorlar.

İsrail'in barış istediğine şüphe yok. Ancak küçük bir detay unutulmuş gibi görünüyor: İsrail, hiçbirini yerine getirmeye niyetli olmamakla birlikte, şimdiye kadar yerleşim faaliyetlerini dondurmaya yönelik bir düzine bağlayıcı anlaşma imzaladı. 40 yıllık işgal boyunca, imzalanan tüm anlaşmalar ve verilen sözlere rağmen yeni yerleşimlerin inşası, sadece üç yıl süresince durduruldu. İsrail'in bu defa farklı davranacağına inanmamız içinse hiçbir sebep yok.

Ciddi olsa kulübe bile dikmezdi

İsrail'in işgal altındaki topraklardaki mezalim, suikastlar, açlık, kontrol noktaları, toplu tutuklamalar ve kuşatmalar gibi kötülüklerinden hiçbiri, onun gerçek emellerini yerleşim meselesi kadar açığa çıkarmamıştı. İşgal altındaki topraklar üzerinde inşa edilen her ev, her kule ve her yol, İsrail'in geleceğe dair emellerinin birer tanığı. İsrail barış istemiyor. İsrail işgal istiyor. Barış ve Filistin devleti konusunda ciddi olunsaydı, oralara bir kulübe bile dikilmezdi.

Oslo, Camp David ve yol haritası; İsrail'in tarihindeki en vahşi yatırıma nokta koyamadı. Kısa bir hatırlatma: Oslo Anlaşması'nın yedinci maddesinde İsrail, "Nihai statü görüşmelerinin tamamlanmasından önce hiçbir taraf sahadaki durumu değiştirecek adımlar atmayacaktır" ifadesinin altına imza atmıştı. Bunu takip eden 10 yıl boyunca, yerleşimcilerin sayısı iki katına çıktı. Peki Ehud Barak'ın başbakanken sarf ettiği barış çabalarına ne demeli? Hükümetinin 18 aylık süresi boyunca, İsrail 6 bin 45 yerleşim biriminin temelini attı.

Peki İsrail iki yıl sonra yol haritasını neden imzaladı? "İsrail hükümeti tüm yerleşim faaliyetlerini, yerleşim bölgelerindeki doğal büyüme hariç olmak üzere, Mitchell raporuyla uyumlu olarak donduracaktır." Ancak pratikte ne oldu? Filistinlilerin anlaşmayı yerine getirmediklerine dair suçlamalar ve bir gemi dolusu yeni yerleşimci... Aynı durum, diğer bir 'barış yılı' olan 2005'te de yaşandı. Peki İsrail, arka bahçesinde neler yaptı dersiniz? 12 bin yeni yerleşimci daha.

Amacı tüm barış ihtimallerini ortadan kaldırmak olan bu korkunç yatırım, aynı zamanda bir suç şebekesini ifade ediyor. İsrailli barış yanlısı Peace Now (Barış Şimdi) örgütüne göre, inşa edilen yerleşim birimlerinin yüzde 40'ı, tek mülklerini bile işgalci bir devletin zulmüne karşı koruyamayacak kadar çaresiz durumdaki Filistinlilerin sahip olduğu özel arazilerin üzerine yapıldı. Hem de bütün bu gelişmeler, İsrail Yüksek Mahkemesi'nin 1979'da Filistinlilere ait olan arazilerin üzerinde inşaat yapmayı yasadışı ilan etmesinden sonra yaşandı. Esas yolsuzluğun işgal altındaki topraklarda meydana gelen bu olaylar olduğunu hatırlamamız gerekiyor.

Bir yılda 3 bin 525 yeni yerleşim

Şimdi yeni bir barış vakasının arifesinde olsak da, geçtiğimiz yılda sınırlar içerisinde 3 bin 525 yeni yerleşim birimi daha inşa edildi. Tüm bunlar da, sürekli olarak işgalin sona ermesinden ve iki ayrı devletten bahseden bir hükümetin himayesi altında gerçekleşti. Tüm bu tumturaklı açıklamaların boş olduğunu elimizdeki veriler açığa çıkarıyor: 88 yerleşim biriminde inşaat zirveye ulaşmış durumda. Oraya gidin ve kendi gözlerinizle görün. İnşaat firması Heftsiba çöktüğü zaman, 'dondurulmuş' yatırımların boyutunu ele veren yeni bir kanıt olarak, yüzlerce yeni yerleşimcinin varlığı açığa çıktı.

Biri hariç her hükümet suçlu

Bahaneler dağı, 'yerleşim blokları', 'doğal büyüme', 'çitin ötesi ve berisi' gibi ifadeler gerçeği saklayamaz: Bu yatırım, bir dakika bile duraklamadı. Şimdi de durmayacak. Çeyrek milyon yerleşimcinin elleri suç ve kötülükle yıkanmış olsa da, tek suçlu onlar değil. Bunun vebali, İzak Rabin'in ikinci hükümeti hariç tüm İsrail hükümetlerinin omuzlarında öylece duruyor. Hepsinin elleri kirli.

Bugünlerde, Başbakan Ehud Olmert 'hayır' diyor; ancak ne ima ediyor? 'Hayır' gerçekten 'hayır' demek mi, yoksa 'belki ama şimdi değil' anlamına mı geliyor? Geçmiş deneyimlerin ışığında, acı gerçek, Olmert'in 'hayır'ının öncekiler gibi 'evet' sözcüğünden daha cazip geldiği için kullanılmış olmasından ibaret. (İsrail gazetesi, 18 Kasım 2007)

Çev: Radikal

Bu haber 492 defa okundu.