En Sıcak Konular

Erdoğan Büyükanıt'ı engelleyebilir miydi?

16 Kasım 2007 17:45 tsi
Yaşar Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanı olma sürecindeki ayrıntılar. Van Savcısını mahkum ettiren süreç nasıl işledi? Kimler etkili oldu? Bir Kışlalı analizi.

M.Ali Kışlalı/Radikal


Bir savcı mahkûmiyeti

Zamanın 'Van Cumhuriyet Savcısı' idi. 'Şemdinli İddianamesi' ismiyle, kolay unutulmayacak bir iddianame yazıp içine, o zamanlar Kara Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Yaşar Büyükanıt başta, kimi başka generalleri de katmış, onları çok ağır ithamlarla karşı karşıya bırakmıştı. Bu çabaların, AKP içinde bir grup tarafından desteklendiği, amacın Yaşar Paşa'nın Genelkurmay Başkanı olmasının engellenmesi olduğu düşünülmüştü.

Ama düşünülen gerçekleşmedi. Önce Yaşar Paşa Genelkurmay Başkanı
oldu. O arada söz konusu savcı görevinden ihraç edildi. Sonra da; mahut iddianamede yapılmış olan, aklın kolay almayacağı boyuttaki suçlamalara muhatap olan askerler yargının kapısını çalıp bu ithamları yapan eski Van Savcısı'nı mahkûm ettirmeye başladılar.

Mahut iddianame kamuoyuna ulaştığında 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı olan Tümgeneral Ahmet Yavuz, şimdi görev bölgesinde bulunan Kadıköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtığı manevi tazminat davasını kazandı.

İçeriği ve hazırlayan savcının yaklaşımı dolayısıyla görevinden uzaklaştırılması ile uzun süre akıllardan çıkmayacak olan bu iddianamede Ahmet paşaya yapılan suçlamalar şöyle özetlenmişti: "kaçakçı, rüşvetçi, halkı ve işadamlarını tehdit eden, zimmet suçunu işlemiş, görevini kötüye kullanmış, bölücülere yardım ederek ülkemizin evlatlarını katleden bir örgüte yardım eden, ülkeye bombaların sokulmasında yardım eden, çeteci..."

Konu mahkemenin yetkili olup olmadığı tartışılınca Yargıtay'ın kararı gerekmiş, davanın sadece iddianamenin yazıldığı ve olay yeri Van ile Şırnak'ta değil, şikâyetçinin ikametinde de açılabileceği neticesine varılmış. Bu netice lınınca Kadıköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi savcıyı mahkûm eden kararı verdi. Bu süreçte eski savcı ne mahkemeye geldi, ne de yazılı bir savunma gönderdi.

Mahkûmiyet kararında '... (mahut iddianame) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun davalıya (mahut savcı) davaya konu davranışları nedeni ile meslekten çıkarılmasına ilişkin kararı' hatırlatıldı. Sonra iddianamede Ahmet Paşa hakkındaki, özet olarak nakledilen hususların kendisiyle ilgisinin olmadığı, bunların 'kişilik haklarına saldırı' olarak kabul edildiği belirtildi.

Türkiye son AKP iktidarı döneminde, hukuk bakımından da ilginç, çok tartışılan olaylar yaşadı. Bunlardan özellikle Genelkurmay Başkanı hakkındaki üzerinde, çok duruldu.
Suçlamanın esasını Yaşar Paşa'nın, suç işlediği varsayılan, bir astsubay hakkında "Tanırım,iyi bir çocuktur" demiş olması oluşturmuştu. Bu sözlerle, zamanın Kara Kuvvetleri Komutanı'nın 'Yargıya etki yapma girişimi'nde bulunduğu iddia edilmiş, yukarıda belirttiğim gibi böylece Genelkurmay Başkanı olmasının önünün kesilmesine çalışılmıştı.

AKP içinde geliştirilmeye çalışılan bu planı Başbakan'ın destekleyip desteklemediği önce pek anlaşılamadı.
Olaylar Türk Silahlı Kuvvetleri'nin olabildiğince objektif kıstaslara bağlı terfi-tayin esaslarına göre gelişti. Yaşar Paşa Genelkurmay Başkanı oldu. Bu kurallara göre ortaya çıkan gelişmeyi, Başbakan ile Bakanlar Kurulu da istese önleyemezdi. Çünkü nihai kararı verecek olan Cumhurbaşkanı Sezer'in TSK üzerinde yapılacak bir manipülasyona izin vermeyeceğini herkes biliyordu.

Yakın geçmişte kimi siyasi iktidarın TSK üst kademelerinde, kendi hesaplarına göre yapmak istedikleri müdahaleler hiçbir zaman bekledikleri neticeleri vermemiştir.

TSK'nın en üst kademesine kim gelirse gelsin, temel gelenek ve kuralların dışına çıkamayacağı sistem, en azından 27 Mayıs'tan sonra yavaş yavaş oluşturulup yerleştirilmiş ve TSK'ya sağlam bir temel kazandırmıştır.

 



Bu haber 623 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,346 µs