Paşayı kim kızdırdı: Bizi rahat bırakın!

16 Kasım 2007 14:58 tsi
Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ’un ilginç bir açıklaması yansıdı bugün gazete sayfalarına. Başbuğ üstüne basa basa ‘istirham ediyorum, bizi rahat bırakın’ dedi. Paşa’yı kızdıran neydi? Başbuğ neden böyle konuştu? İyibilg

Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un dün gece söyledikleri aslına bakılırsa üzerinde durulmayı oldukça hak ediyor. Çünkü bakmayın, Başbuğ’un gazetelere yansıyan sözlerinde önemli bir eksik var: Başbuğ’un o sözleri söylerken takındığı ısrarlı ve sert tutum.

Paşa’nın canının oldukça sıkkın olduğu bir gerçek. Vurgudan anlaşılan Paşa’nın canını sıkan şeyin basının sınırötesi operasyon ile ilgili tutumu… Başbuğ gazetecilere açıklama yaparken şunları söylüyor: Şimdi sınır ötesi harekátı uygulama sürecindeyiz. Basında istirham ediyorum. Artık bu süreçte lütfen karar vericileri rahat bırakın ki sağlıklı olarak karar alınabilsin.

Başbuğ’u bu sözleri söylemeye iten nedenin Türk basınının sınırötesi operasyona yaklaşımı olduğu bir gerçek. Son olarak geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin Kuzey Irak’taki bazı karakol ve boş köyleri vurduğu ileri sürülmüş, haberin ertesi günü tüm gazeteler manşetlerini bu konuya ayırmıştı. Ancak ne Başbakan Erdoğan, ne de Genelkurmay Başkanı Büyükanıt konuyla ilgili bilgi sahibi olduklarını söylemişti. Ardından Hava Kuvvetlerinden yapılan açıklamada Türkiye’nin sınırötesi hiçbir noktayı vurmadığı belirtilmişti.

Başbuğ’un sözleri bir kulaktan girdi diğerinden çıktı!

Başbuğ’un Dağlıca saldırısı sonrası yapılan haberler ve özellikle bu son örnek nedeniyle söz konusu uyarıyı yaptığı söylenebilir. Ancak Başbuğ’un uyarısının bir kulaktan girip diğerinden çıktığını hemen vurgulayalım. Çünkü Hürriyet gazetesi Başbuğ’un sözlerini yine paşayı kızdıracak şekilde vermiş, yani çarpıtmış. Hürriyet’e göre Başbuğ şunları söylüyor: Tezkere TBMM’den çıktı ve bu konuyla ilgili Bakanlar Kurulu’na yetki verildi. Özellikle medyadan ve siyasiler dahil tüm karar alıcılardan benim istirhamım var; artık bu süreçte karar vericileri rahat bırakın, serbest bırakın ki bu süreç sağlıklı olarak yürüsün. Artık bakın bir uygulama sürecine girdik.

Hürriyet’in haberine bakılırsa Başbuğ ‘bizi rahat bırakın’ derken ‘basına ve siyasilere’ sesleniyor. Halbuki Hürriyet’in haberi veriş tarzında ciddi bir yanlışlık var. Başbuğ ‘medyadan ve siyasiler dahil tüm karar alıcılardan benim istirhamım var; artık bu süreçte karar vericileri rahat bırakın’ demiyor. Aksine ‘basından istirhamım var, siyasiler dahil tüm karar alıcıları rahat bırakın’ diyor. Diğer bir deyişle siyaseti basına karşı savunuyor. Ancak gazetelerimizin haberi sunuş ve biraz da çarpıtış tarzından Başbuğ’un uyarısının bir kulaktan girip diğerinden çıktığı söylenebilir.

Tek suçlu medya mı?

Öte yandan şunu da vurgulamak gerekiyor. İyibilgi’nin görüşlerine başvurduğu uzmanların da belirttiği gibi basının özellikle sınırötesi operasyon ile ilgili rahatsızlık yaratan haberlerinin altında doğru bilgilendirmeme yatıyor. Türkiye uzun bir süredir terörle mücadele ediyor, ancak basını bu konuyla ilgili eşzamanlı bilgilendiren bir merkez yok. Bu da basının haberleri farklı kaynaklardan almasına ve kimi zaman önemli haberlerin yanlış aktarılmasına ya da yönlendirilmeye yol açıyor. İyibilgi’ye konuşan uzmanlar terörle mücadelede basını bilgilendirecek tek bir merkeze yönelik ihtiyacın her geçen gün arttığını belirtiyor.

www.iyibilgi.com

Bu haber 739 defa okundu.