En Sıcak Konular

İran’ı ver PKK’yı al!

14 Kasım 2007 13:23 tsi
Bu diplomatik aşkın nedeni ise basit bir önermeye sıkışıp kalıyor. Bu sevgi kaosunun ardında yatan, “bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü” durumunun nedeni; “İran’ı ver, PKK’yı al” teklifine dayanıyor.

Türkiye son zamanlarda görülmedik biçimde Batı’nın ve Doğu’nun ilgi odağı. Ortadoğu ile şu veya bu şekilde ilgili tüm ülkeler Ankara’ya koşmakla kalmıyor, bölgede kilit önem taşıyan görüşmelere özellikle davet ediliyor.

Bu diplomatik aşkın nedeni ise basit bir önermeye sıkışıp kalıyor. Bu sevgi kaosunun ardında yatan, “bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü” durumunun nedeni; “İran’ı ver, PKK’yı al” teklifine dayanıyor.

Trafik mi trajik mi?

Kısa vadeli kronoloji içinde daha geriye de gitmek mümkün ama mihenk taşı aranıyorsa, “başlangıç” için en ideal “olay-tarih”, Washington’da gerçekleşen Türk-ABD ve bunun içinde yer alan “Erdoğan-Bush” görüşmesi.

Bir saate yakın “başbaşa” görüşmenin detayları bir kenara ana hatları bile çok sızmış değil ama, bundan sonra Türkiye’ye gösterilen ilginin orantısız biçimde arttığı aşikar.

Hatta bir-ikin gün öncesinden başlayarak. Kısaca bakalım. Önce Suriye Devlet Başkanı ailecek gelip Ankara’da ağırlandı. Bu görüşmenin sonuçları, dün Ankara’da buluşan İsrail-Filistin görüşmelerine bile kadar ulaştı.

Ankara bir hami edasıyla, Washington yakınlarında yapılacak Annapolis Toplantısı’na Suriye’nin de katılmasını açıkça istedi. O sıralar ABD Dışişleri Bakanı Rice da Türkiye’ye geldi ve Oval Ofis toplantılarının önsözünü hazırladı.

Bundan sonra da İstanbul’da “Irak’a Komşu Ülkeler Konferansı” yapıldı. Irak’a taraf veya komşu ülkelerin hepsi Türkiye geldi, hatta İran ve ABD Dışişleri Bakanları, Türkiye’nin kurduğu masaya oturdu.

Hemen ardından saatler içinde Başbakan ABD’ye uçun Beyaz Saray’ı ziyaret etti. Dönüldükten sonra, burnu yere düşse yerden almayan Suudi Kralı Ankara’ya indi. Ondan önce zaten Bağdat yönetimi gelmişti ve yarın yine geliyorlar. Tabii aradaki Azerbaycan, İtalya ziyaretlerini ve benzerlerini saymıyoruz.

Tam bitti derken en büyük ziyaretlerden biri yaşandı ve Filistin lideri Mahmud Abbas ile İsrail Cumhurbaşkanı Peres, Ankara’ya geldi, buluştu, TBMM’de görüşme yaptı, Türkiye’nin tutup bileştirdiği elleri kavuştu.

Daha ellerin sıcaklığı geçmeden, daha TBMM görüşmeleri sürerken Türkiye, İsrail-Filistin görüşmelerinin yakın zamandaki en önemli birleşimi sayılan ABD-Annapolis Toplantısı’na davet edildi.

Bu şu anki durum. Ama arkası da geliyor. Örneğin iki gün içinde ayaklanma ve Rusya ile sorunlar yaşayan Gürcistan’ın lideri de Türkiye’de. Hasılı, Türkiye son zamanların en popüler diplomatik figürü haline dönüşmüş durumda.

Dönüşmüş durumda ama burada bir nefes almak gerekiyor. Zira bu kadar ilgi “hayır mı şer mi” anlamak gerekiyor.

Eksik ziyaretçi!

Ortaasya’dan Batı’ya, Ortadoğu’dan ABD’ye bu ziyaret sağanağının bir eksiği var. Bir ülke henüz “tek başına” Türkiye’ye gelmiş değil. Henüz böyle bir açıklama da yok ama, eksik halkanın yokluğu kendi başına bir beklenti yaratıyor.

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad bu zincirin eksik ve belki de en kritik halkası. Eğer önümüzdeki kısa dönem içinde iki ülke arasında bu “doz”da bir görüşme yaşanırsa, “büyük harita” tamamlanmış olacak.

Peki ama bu seri ziyaret ve “bol övgülü” itibar diplomasisinin nedeni ne? Türkiye esasen terörist PKK’ya yönelik Kuzey Irak operasyonu nedeniyle dünya medyasının ve diplomasinin en göz önündeki ülkesiydi.

Ankara’nın Kuzey Irak’a yönelik kapsamlı bir operasyon yapma ihtimali tüm bölge ve dünya ülkelerini “huzursuz” etti. Hala da bu huzursuzluk-aynı nabız atım sayısı kadar olmasa da-sürüyor.

Türkiye’ye aşırı ilginin bir nedeni bu. Daha doğrusu başlanğıcı bu. Fakat Kuzey Irak için Türkiye’yi tutma gayretlerinin ana parçası ve Türkiye’nin ağzının içine bakar şekildeki yakınlığın nedeni çok daha büyük ve kapsamlı bir başka operasyon nedeniyle.

ABD ve müttefikleri önümüzdeki maksimum 14 minimum 6 ay içinde İran’a yönelik sert ve kırıcı bir askeri operasyona hazırlanıyor. Bu, Bush iktidarının ve “neo-con” bakışın bölgeyi hedef alan final hareketi olacak.

Zaten ondan hemen sonra da muhtemelen Beyaz Saray’a Demokratlar geçecek. Yine de İran konusu “yarım bırakılmaması gereken” bir iş olarak görülüyor. Şu an özellikle Batı orijinli kaynakların çoğu bu saldırıyı kesin görüyor.

“Çevre düzenlemesi!”

Doğal olarak bu saldırı sırası ve sonrasına göre de bir çevre düzenlemesi gerekiyor. Bu yüzden ABD’nın en ihtiyaç duyduğu konu, İran’a komşu ülkelerin ve genel olarak Ortadoğu’nun bu saldırıya karşı çıkmaması. Keza Tel Aviv de aynı fikirde. Bu süreci destekliyor.

Nükleer silah sahibi Pakistan’daki olaylar, (Kuzey) Irak, hatta yukarıda Ortaasya ve Türki Cumhuriyet’lerdeki dikkat ekici ivmelenlerin nedeni de bu. Ama iş eninde sonunda gelip Türkiye’ye dayanıyor.

Tıpkı 1 Mart tezkesinde olduğu gibi! Türkiye’nin, İran’a yönelik bu operasyonda nasıl bir tutum sergileyeceği en önemli konu. Detaylarını bundandan sonra iyibilgi de sıkça göreceksiniz. İşte bu yüzden “aynı pakt içinde” bulunan Ortadoğu ve Batı ülkeleri, Ankara’ya akın ediyor, “kırmamak” için elinden geleni yapıyor.

Bir konu hariç. Terörist PKK’nın “kesin biçimde” tasfiye edilmesi İran’a dosyasına bağlanmak üzere ağırdan alınıyor.



Bu haber 1,905 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,917 µs