En Sıcak Konular

Hoş geldiler! Sefalar getirecekler mi?

13 Kasım 2007 23:40 tsi
Hoş geldiler! Sefalar getirecekler mi? PKK terörünün artmasının ardından Türkiye hem bölge hem de dünya ülkeleriyle önemli bir diplomasi yürütüyor. Türkiye’ye bölge ülkelerinden devlet başkanı düzeyinde önemli ziyaretler yapılıyor.Türkiye’nin bölgesinde geliştirmiş olduğu bu etkin

PKK terörünün artmasının ardından Türkiye hem bölge ülkeleriyle hem de dünya ülkeleriyle önemli bir diplomasi yürütüyor. Dışişleri Bakanı Ali Babacan, 12 Ortadoğu ülkesini ziyaret ederken, hem Türkiye’ye yönelik terör eylemlerinde bölge ülkelerinin desteği istedi, hem de bölgede inisiyatif kazanma noktasında önemli adımlar atmış oldu.

Son dönemde Türkiye’ye bölge ülkelerinden devlet başkanı düzeyinde önemli ziyaretler yapılıyor. Önce Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad Türkiye’yi ziyaret etti ve “PKK’ya yönelik Türkiye’ye sınırsız destek” verdi. Daha sonra ABD Dışişleri Bakanı Rice ve İran Dışişleri Bakanı Muttaki Türkiye’ye geldi. Suudi Arabistan Kralı Abdullah, İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres Türkiye’yi ziyaret eden devlet başkanları oldu. Bugün Türkiye’nin arabuluculuğuyla İsrail Cumhurbaşkanı Peres’le Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas bir araya getirilip el sıkıştırıldı ve Ankara Forumu imzalandı.

Türkiye’nin bölgesinde geliştirmiş olduğu bu etkin siyaset dünya kamuoyunda da ilgiyle izleniyor. Uzun yıllardır Türkiye’de yaşayan ve hem Türkiye’yi hem de Ortadoğu coğrafyasını iyi bilen Gazeteci-Yazar Hüsnü Mahalli, Türkiye’nin yürütmüş olduğu bu etkin politikayı  değerlendirdi. 1 mart tezkeresinden sonra Türkiye bölgede hızla bölgede çok saygın bir konum kazandığına dikkat çeken Mahalli, “Türkiye’ye ABD yanlısı Arap iktidarlar da karşıt görüşlü Arap iktidarlar da farklı bakmaya başladı.” diyor.

Son dönemde Türkiye ve dünyada önemli olaylar yaşanıyor, bu hareketliliği nasıl değerlendiriyorsunuz, İsrail Cumhurbaşkanı ile Filistin Devlet Başkanı Türkiye’ye geldi, bu ziyaretleri nasıl görmek lazım?

Son zamanlarda dünyada yaşanan hareketliliklerin hepsini Türkiye’ye bağlamak doğru değil ama Türkiye’nin bu olup bitenlerden etkilenmediği de doğru değil. Türkiye bu olup bitenlerden bir inisiyatif kullanmak istiyor. Kuşkusuz ABD ve İsrail Türkiye’nin çizgisini bildiği için buna izin vermiyor. Her ne kadar İsrail Cumhurbaşkanı Peres Ankara’ya geliyorsa da aslında Türkiye buna izin verdi, bir parça yeşil ışık yaktı. Peres’in bugün Cumhurbaşkanı’yla yaptığı basın toplantısında bile Ankara’yla hiçbir şey paylaşmadığı ortada. Örneğin İran nükleer dosyasıyla ilgili bile Sayın Gül basın toplantısına çıktı ve isim vermeden “bölgede sizin de nükleer silahınız var” dedi. İran’ı savundu. “Ülkelerin barışçıl amaçla nükleer güce sahip olabileceğini” söyledi. Suriye konusunda çok net tavır koydu. “Suriye’siz hiçbir şekilde barış olmayacağını, barış isteniyorsa Suriye’yle oturup barış kurulmalı” dedi. Ayrıca ABD’de yapılacak olan konferansla ilgili “Suriye’siz konferans olmayacağını” söyledi. Türkiye’nin tavrı bu… İsrail bu tavırlarından vazgeçmediği sürece Türkiye’yle hiçbir ortak noktada buluşamaz. Yalnız İsrail değil, ABD ve dolayısıyla ABD’de ki Yahudi lobilerinin durumu da aynı. ABD’nin Türkiye’ye tavrı da büyük olasılıkla Türkiye’nin İsrail’e gösterdiği tavırdan dolayı. Yani ABD Türkiye’yi PKK konusunda, Kıbrıs meselesinde, AB ye giriş sürecinde veya Kafkaslarda sıkıştırmak istiyor. Bu, Türkiye’nin Suriye, İran’la ilişkileri ve bölge de olumlu bir rol oynamak istemesinden kaynaklanıyor. Kuşkusuz Başbakan ABD’de Başkan Bush’la yaklaşık 2 saat PKK’yı konuşmamıştır. Bu meseleler konuşulmuştur. Ancak ayrıntıları bilemeyiz tabi. İleriki günlerde yaşanacak gelişmelerle neler konuşulduğu ortaya çıkacaktır.

Peres ve Abbas'ın Ankara ziyareti sırasında, İsrail-Filistin arasında, Batı Şeria'da kurulacak Erez Sanayi Bölgesi projesine ilişkin bir mutabakat zaptının da imzalanacağı ifade ediliyor. Bu anlaşmanın imzalanmasının önemi nedir, Filistin açısından ne anlam ifade ediyor?

Erez Sanayi Bölgesi meselesi çıkar eksenli meselesidir. Teorik bir konudur. Projenin, İsrailli ve Filistinli iş adamlarının ortak çabasıyla ve Türkiye’nin katkılarıyla önce Gazze’de yapılması planlandı ama sonra İsrail’in izin vermemesi üzerine şimdi Nablus ya da Ramallah’ta yapılması düşünülüyor. Bu girişimlerin hiçbir ciddiyeti yok. ‘Yok efendim iş adamları bir şeyler yaparsa barış güçlenir’ yaklaşımı var. Peres bugün söyledi: “Barışı iş adamları yapmaz politikacılar yapar.” Peres tavrını koydu. İsrail, Türkiye’nin tüm arabuluculuk tekliflerini reddetmişti. Hem İsrail – Filistin hem de İsrail – Suriye konusunda Türkiye bir çok arabuluculuk teklifinde bulunmuştu. O zaman reddettiler. Dolayısıyla iş adamlarıyla, sanayi bölgesiyle bölgeye girmek hiçbir anlam ifade etmez.

HÜKÜMET DE GENELKURMAY DA İSRAİL’LE İŞBİRLİĞİNE SICAK BAKMAZ


Jarüsalem gazetesi İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in Türkiye ziyaretinde iki ülkenin Türkiye’ye Arrow füze savunma sistemi ve Ofek casus uydusunun satılmasına ilişkin üst düzey görüşmeler yaptıklarını yazdı. Siz bu yazılanları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bununla ilgili daha önce de pek çok haber çıktı. Özellikle Güneydoğu’da PKK’yı izlemek için İsrail’den “Casus Uçak” alındığı ulusal medyada çıktı. 10 veya 15 uçak alındığı söylenmişti. Ne kadarı doğru veya doğru değil bilemiyoruz tabi. Ama bu son PKK saldırıları göstertiyor ki böyle uçaklar alınmamış. Uçaklar olmuş olsaydı PKK’lıları görürdü. Türkiye – İsrail arasındaki askeri işbirliği anlaşması 1996 – 1997 den beri devam ediyor. Bu ilişkilerin Ak Parti iktidarından sonra duraklama noktasında hatta kopma noktasına geldiğini söyleyebiliriz. İsrail’in Türkiye’ye satmak istediği hiç yenilmez denilen “Merkava tankları”nı Hizbullah son Lübnan savaşında hurdaya çevirdi. Dolayısıyla bunların hiçbir anlamı kalmadı. “Arow füzeleri” meselesinde de böyle oldu. Özellikle bu füzeler İsrail’in denizdeki savaş gemilerini koruyordu. Gemileri korumalarına rağmen Hizbullah bu füzeleri vurdu. Demek ki bu iki silah palavra yani. Dolayısıyla Türkiye’nin İsrail’le bu konuda daha fazla bir adım atacağını zannetmiyorum. Zaten projeleri çok yüksek maliyette olduğu için hükümetin ya da Genelkurmay’ın bu konuya “en azından şimdilik” sıcak bakmayacağı aşikar.

Kral Abdullah’ın Türkiye’ye ziyareti ne anlam taşıyor sizce?

1 Mart Tezkeresi’nden sonra Türkiye hızla bölgede çok saygın bir konum kazandı. Türkiye’ye ABD yanlısı Arap iktidarlar da karşıt görüşlü Arap iktidarlar da farklı bakmaya başladı. Çünkü Türkiye İsrail ve ABD’yle Irak’ı işgal eden bir ülke olmadı. Tezkere çıkmış olsaydı Türkiye şu anda ABD ile birlikte Irak’ı yani Müslüman bir ülkeyi işgal etmiş olacaktı ki bu da Türkiye’nin felaketi demek olacaktı. Bundan dolayı ABD yanlısı veya karşıtı tüm ülkeler Türkiye’ye saygı duyuyorlar. İran ve Suriye zaten Türkiye ile çok yoğun ilişki içinde. Sayın Gül cumhurbaşkanı olduğu gün TBMM’de bir konuşma yaptı. Birkaç gün sonra Ali Babacan Ortadoğu’da 12 – 13 ülkeyi ziyaret etti. Bu ülkelerin bütün liderleri sanıyorum sırayla Türkiye’ye gelecek. İlk sırada Suriye Cumhurbaşkanı vardı. İsrail ve ABD Yahudi lobileri, “önce İsrail Cumhurbaşkanı’nı ziyaret edin” diye Ankara’ya çok baskı yaptı. Ama Türkiye tercihini Beşar Esad’tan yana kullandı. Sayın Gül’ün ilk resmi misafiri Beşar Esad oldu. Bu da tabi Türkiye’nin Suriye’ye verdiği önemin ve iki ülke arasında var olan dostluğun bir göstergesidir. Sonra işte Kral Abdullah, Abbas, Peres, önümüzde ki günlerde Ürdün Kralı geliyor. Büyük olasılıkla sonra Ahmedinejad gelecek. Mısır Cumhurbaşkanı da gelecek tabi. Yani sırayla bütün Ortadoğu’nun liderleri gelecek. Türkiye’nin bu tavrından dolayı Ekmeleddin İhsanoğlu İKÖ genel sekreterliğine seçildi. Başbakan iki kez Arap Liderler Zirvesine çağrıldı. Önümüzdeki yıl Şam’da yapılacak zirveye ayrıca çağrılacak. Abdullah Gül Dış İşleri Başkanı olarak Arap Birliği merkezinde toplantıya katıldı. Geçen hafta İstanbul’da yapılan Irak’a Komşu Ülkeler Zirvesi’nde Türkiye ile Arap ülkeleri arasında “Arap stratejik işbirliği tutanağını” imzaladı. Bütün bunlar, Türkiye’yi, bölgede var olan çizgisinden vazgeçmediği sürece, çok daha güçlü, saygın ve insiyatif kullanabilen ülke konumuna getirir. Tabi İsrail, ABD ve Yahudi lobileri bundan rahatsız. Türkiye’nin önünü kesmeye çalışıyorlar. Türkiye buna ne kadar direnir, devam eder onu önümüzdeki günlerde göreceğiz.

 


 Emrullah Öztürk/ 8 sütun

 



Bu haber 480 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,402 µs