En Sıcak Konular

Barzani, Prens Alexandr olmasın

12 Kasım 2007 10:34 tsi
Türkiye'yi 'üç tarafı düşmanlarla kaplı kara parçası' olarak tanımlayan Prof. Dr. Halil İnalcık, Kuzey Irak konusunda 'soğukkanlı olalım' diyor. İnalcık'ın bu tavsiyesinin dayanağı ise tarihi gerçekler

Prof. İnalcık'tan 7 önemli uyarı

Soru cevap? / Devrim Sevimay

İnalcık Hoca'nın ortaya koyduğu tablo böyle. Bu tabloya bakarak da bazı uyarılarda bulunuyor Hoca... Ancak uyarıları "Yürü, ne duruyorsun" bombardımanından çok uzak. Zaten o yüzden de Batı'nın Türkiye politikalarına temkinli yaklaşanlara "geri kafalı", Kuzey Irak'la ilgili itidal tavsiye edenlere de "hain" denilen bir siyasi ortamda Halil İnalcık'ın uyarıları daha fazla önem kazanıyor. Türkiye'nin fotoğrafını "üç tarafı düşmanlarla kaplı kara parçası" olarak çeken İnalcık Hoca bile eğer "itidal" diyorsa bunun çok hayati bir anlamı olmalı. İşte dünyanın sayılı bilim adamlarından Halil İnalcık'ın uyarıları:

1.UYARI: ŞİMDİ HAREKÂT YAPILMASIN

İnalcık'ın yukarıdaki durum tespiti yapan sözlerinden kulağımıza en çok takılan, "Devletimiz bir sınır ötesi operasyonla sorunu çözeceğini sanmamalı" ifadesi oluyor. "Doğru mu anlamışız, sınır ötesi harekât yapılmasın mı diyorsunuz?" diye merak ediyoruz:

"En azından kapsamlı bir harekât kış geçtikten sonra yapılmalı. Çekilme gibi görünen hareket yine düşmanın bir taktiğidir. Kış geliyor, Barzani PKK yandaşlarını şehirlerde barındırmak için sözde bir gerileme yapmakta. Mehmetçiği bu karlı dağlarda boş mağaralara göndermek, tarafımızdan yanlış bir taktik olur. Gerçek kalıcı bir sonuç alamayız."

2.UYARI: ÖZERKLİK VERİLİRSE BARZANİ "PRENS ALEKSANDR" OLUR

İnalcık'tan ikinci net uyarı da özerklik öneren DTP'ye ve DTP'nin önerisine sıcak bakanlara geliyor:

"DTP'nin sözde özerklik önerisi Barzani-Talabani'yi destekleyen bir taktiktir. Doğu'da özerk bir Kürt eyaleti, bölgenin Barzani'nin Kürt idaresine iltihakını kolaylaştırır. 19. yüzyılda Kuzey Bulgaristan'a özerk bir idare tanıdık (1878). Prens Aleksandr, bizim Meriç vadisinde Türklerle meskûn Rumeli-i Şarki vilayetimizi gelip işgal etti (1885) ve bir şey yapamadık."

3. UYARI: HAREKÂT KAPSAMINA KUZEY IRAK ALINMASIN

İnalcık'ın Irak'ın kuzeyiyle ilgili ciddi kaygılarının olması nedeniyle soruyoruz: "Yoksa siz de sınır ötesi harekât kapsamına Kuzey Irak'ın da alınması gerektiğine mi inanıyorsunuz?"

Meğer biz yanlış anlamışız, çünkü Hoca bu konuda tam tersi bir uyarıda bulunuyor: "Geniş çapta bir harekâta girişirsek, Talabani Amerikan desteğiyle tüm Irak'ı karşımıza çıkarabilir. Arap dünyasını aleyhimize çevirmek için faaliyette. İki yıl önce Suriye'yi Hatay için tahrik etmişti. Günümüzde Kuzey Suriye'deki Amanos dağlarında PKK saldırılarını da bu çerçevede yorumlamak gerekir."

4. UYARI: KÜRSÜLERİNİZDEN DOĞRU HALKI TAHRİK ETMEYİN

Belli ki İnalcık'ın "hakikat tapınağı"nda*** siyasetçilere yönelik de bir çift söz var... "Kuzey Irak konusunda Ankara'nın üslubunu nasıl buluyorsunuz?" diye sorduğumuzda İnalcık'tan altı kırmızıyla çizilecek bir uyarı daha geliyor:

"Halkımızın, sözde dostlar ve PKK cephesinin hain plan ve saldırıları karşısında milli bir galeyanla sokaklara dökülmesi doğaldır, bu uyanıklık sevindiricidir. Ama kitlelerin sürükleyici gücü ve baskısı, çok kez hükümetlerin akılcı ve ihtiyatlı politikalarını izlemeye imkân bırakmaz. Kitle psikolojisi tarihte çok kez hayal kırıklığı, hatta felaketlerle sonuçlanmıştır. Balkan savaşında İttihat-İtilaf kavgasının bize neye mal olduğu asla unutmamalıdır. Kitleleri kışkırtma, bazı partilerin seçim sandığı kaygısıyla giriştikleri yanlış bir politikadır. 'Neden yürümüyorsun, yürü!' diye kürsüde haykıranlar partilerini, her şeyden önce düşündükleri izlenimini vermekte, hükümeti kararlarında ve stratejisinde yanlış adımlar atmaya zorlamaktadır. Birlik ve beraberlik sözlerini, geçirmekte olduğumuz hayati geçitte asla unutmamalıdırlar."

Özellikle bir daha soruyoruz İnalcık'a; "Yani siz burada hükümetin politikalarını doğru yolda mı görüyorsunuz?" İnalcık sonuçta bir bilim adamı; o kadar da taraf olmak istemiyor, ama yanıtı şöyle: "Hükümet itidal politikasında zamanı değerlendirme çabasındadır."

5.UYARI: KÜRT VATANDAŞLARI BENİMSEYİN

İnalcık'a göre kim itidalli gidiyorsa bu krizi o daha iyi yönetiyor. Ve tabii "itidal" deyince de söz Kürt-Türk vatandaşların arasındaki münasebete geliyor. İnalcık bu konudan söz ederken "çatışma" lafını ağzına dahi almıyor. Alanlara da çok kızıyor; "Bu kelimeler bu kadar rahat kullanılmaz. Dile çatışma sözünü bu denli yerleştirmek, bunu olağanlaştırmak büyük hata" diyor. Ve bakın İnalcık Hoca Türkler ve Kürtlerle ilgili nasıl bir tablo çiziyor:

"Son yıllarda yüz binlerce Kürdün kendi tarihi yurtlarından ayrılıp Türkiye'nin her tarafına yayılmış olması son derece tarihi bir gelişmedir. Bu gelişimin olumlu yanı da şudur: Batı'ya göçen Kürtler zamanla gerçek bir kültürel gelişmeyle entegre olacaklardır. Türk-Kürt sosyal ve kültürel kaynaşması kendiliğinden gerçekleşecektir. Ancak bu vatandaşlarımıza yakınlık göstermek; onları kendi mahalle ve tarikat bağlarından koparmak, onları benimsemekle mümkün olacaktır. Böylece ayrımcılık kendiliğinden ortadan kalkabilir."

En çok da iş bulmaktan ümidini kaybetmiş, etnik milliyetçi gençlere dikkat çeken İnalcık şöyle devam ediyor: "Barzani ve PKK bu bütünleşmeyi önlemek için Batı'ya göçen Kürtler arasında, özellikle işsiz gençlik arasında kendi propagandalarını, etnik milliyetçiliği körüklemektedir. O yüzden aramıza gelen bu Kürt vatandaşları mutlaka biz benimsemeliyiz. Bizim için önemli olan, Güneydoğulu halkımızı yanımıza almak, Barzani'nin propaganda savaşından kurtarmakla olacaktır. Aynı zamanda Güneydoğu illerimizde, geniş kapsamlı bir ekonomik sosyal projeyi bir an önce gerçekleştirmek ilk hedefimiz olmalıdır."

6.UYARI: GALEYANLA ORDUYU VE HÜKÜMETİ HAREKETE ZORLAMAYIN

Sözün bir yerinde "Yani?" diyoruz Hoca'ya... "Yani bu ülke insanlarının ruh hali sizce nasıl olursa şimdiki dar geçitten daha kolay geçebilirler?" İnalcık Hoca bizi çok emin bir ses tonuyla yanıtlarken altıncı uyarısı da sahibini bulmuş oluyor: "Ruh halimiz itidalli ve soğukkanlı olmak zorunda. Aslında bu bizim tarihi olarak bir karakterimizdir de... Şimdi yine soğukkanlı hareket edeceğiz. Heyecanla, galeyanla orduyu, hükümeti harekete götürmeyeceğiz. Eğer bunu yaparsak akıl da siyaset de elden gider. Bunun olmaması için sürekli halkı aydınlatmalı ve partiler halkı tahrik etmemeli."

7. UYARI: EKONOMİNİN ÖNCELİĞİNİ GÖZDEN KAÇIRMAYIN

"Peki Türkiye itidalden başka ne yapmalı?" diye soruyoruz. İşte İnalcık'tan Türkiye'yi gerçeğe davet eden son uyarı: "Sevelim sevmeyelim, dünya politikası büyük devletlerin tekeli altındadır. Onların arasında aktör olmanıza ise şu an için imkân yok. Çünkü hâlâ IMF'den para alıyorsunuz. Silahlarınızı, helikopterlerinizi onlardan temin ediyorsunuz. O yüzden de bütün siyasi, askeri hareketlerde ekonominin önceliğini daima göz önünde tutmak zorundayız. Ekonomi zarar görürse her şeyi kaybederiz. Sosyal patlamalar, tüm planlarımızı çiğner, geçer. Çin örneğini unutmayacağız ve önce ekonomiyi düzelteceğiz."

En kötü senaryo Birleşmiş Milletler'in müdahale etmesi

Kürt sorunu konusunda BM'nin Türkiye'ye müdahalesi... Halil İnalcık'ı uykusuz bırakan, onu en çok endişelendiren senaryo bu. Peki nasıl mı? Kendisine "itidal" uyarılarını da yaptıran asıl dehşet tablosunu İnalcık şöyle izah ediyor:

"PKK'nın asıl hedefi sınırda kalmayıp Türkiye içinde kanlı olaylar çıkarmak. Türkiye'de etnik temelli olayların çıkması halinde Barzani bunu hemen BM'ye götürür. Zaten temasta... Talabani'nin oğlu Kubad, ABD'de elçi gibi duruyor... BM 'Türkiye karıştı, dünya barışı için buraya güvenlik konseyi müdahale etsin' dediği anda dava Türkiye'nin elinden alınır ve tamamen ABD'yle AB'nin kontrolüne girer."

Ünlü tarihçiden 'itidal' çağrısı

Taha Akyol'un 2 Kasım'daki yazısının başlığı "Tarihçiden uyarı"ydı. Uyarıyı yapan tarihçi, Emeritus* Prof. Dr. Halil İnalcık... İnalcık, yazarımız Akyol'u arayıp, "Sabahlara kadar uyuyamıyorum" diyerek mevcut duruma ilişkin endişelerini paylaşmış, sonra da kamuoyuna iletilmesi için kaleme aldığı metni göndermiş.

Çeşitli çevreler tarafından da ilgiyle takip edildiğini öğrendiğimiz o metin Akyol'un köşesinde yayınlandı. Medyaya çıkmayı çok az kabul eden İnalcık, her nasıl olduysa bu kez kapının tokmağını kendisi çevirmiş ve her kesimden herkesi uyarıyordu. Hoca'nın tüm görüşlerine katılır ya da katılmazsınız, ama şu bile tek başına çok önemliydi: "Tarihçilerin şeyhi"** ülkesini uyarma ihtiyacı hissediyordu!

'Üç saldırgan düşmanımız var'

Biz bu uyarının içeriğini konuşmayı ve İnalcık'ın araladığı kapıdan biraz daha içeri girebilmeyi istedik. Halil İnalcık Hoca da isteğimizi geri çevirmeyince, 7 Kasım Çarşamba günü Bilkent'teki çalışma ofisinde bir araya geldik.

İnalcık'la görüşmemizde ilk merak ettiğimiz Hoca'ya "Batı'nın 19. yüzyıldaki parçalama politikalarına devam ettiği"ni düşündürenin ne olduğuydu. İngilizlerin Haydarpaşa garını bombaladığı günlerde doğmuş (1916) biri olan İnalcık, Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu uluslararası konjonktürü şöyle görüyor:

"Türkiye'nin ittifak halinde üç saldırgan düşmanı vardır: Yunan, Ermeni ve ayrılıkçı Kürt cephesi. AB, daima Yunan-Kıbrıs ortaklarının dümen suyunda, Türkiye'yi içeriden zayıflatmak, son kertede parçalamak siyaseti güder görünmekte. Batı'nın bu olumsuz yaklaşımında kamuoyunda yer etmiş iki tarihi faktör rol oynamakta. Biri, bin sene Avrupa, Türkleri Avrupa için bir tehdit görmüş, Haçlı saldırılarını politikasının temeli yapmıştır. Avrupa kamuoyunda özellikle idealistler arasında hâkim ikinci faktör, Fransız Devrimi'nin ortaya attığı milletlerin self-determinasyon haklarına olan inançtır.

AB'nin 6 Kasım tarihli son raporu, hayati sorunlarımızı anlayışla karşılamaktan uzak, kışkırtma doğrultusundadır. Çünkü AB'nin Türkiye politikasında Yunan-Kıbrıs ağır basmaktadır. Türkiye Doğu'da hayati sorunlarla uğraşırken Ege'de sözde dostumuz hemen harekete geçmiş, daima desteklediği Kürt dostlarına yakınlığını göstermiştir. Güneydoğu'da istikrar isteğinin ne anlama geldiğini, geçmişteki misallerden iyi anlıyoruz.

Azınlıklar ve öz vatandaşlarımız Alevileri kışkırtıcı bir dille sözde himayesi altında göstermektedir. Türkiye'ye hayati tehditler ortada iken, 'Ordu siyasete karışıyor' teranesini yineliyor. Patrik hazretlerinin Lozan ile tespit edilen statüsünü birtakım oldubittilerle değiştirme çabalarına göz yummamalıyız. İstanbul, dünya Ortodokslarının başına merkez olamaz. Ama ABD ve AB bu doğrultuda ellerinden geleni yapmakta."

'ABD'nin oyalama taktiği'

İnalcık'ın ABD'yle ilgili görüşleri de AB'ye karşı duyduğu kuşkularla benzer... 5 Kasım'daki Bush-Erdoğan görüşmesini bir "oyalama taktiği" olarak değerlendiren İnalcık şöyle devam ediyor: "Şunu açıkça söylemeliyiz: Barzani, Talabani ve PKK, ABD himayesinde aynı hedef için birlikte çalışmaktadır. Barzani'nin Türkiye'ye açıkça tehditler savurmasındaki gayesi, güney ve doğu vilayetlerimiz halkını kışkırtmak, güç propagandası yapmak, yeni bir Öcalan gibi kahramanlık satmaktır. Amerikan himayesi onu bu cüretli propagandasında fiilen desteklemektedir. O yüzden de bizim PKK ile Kürt sorunumuz son bulmaz. Devletimiz bir sınır operasyonuyla sorunu çözeceğini sanmamalı."

* Emeritus: Emekli olmasına karşın görevini sürdüren. İnalcık Hoca bu unvanı 1986'da Chicago Üniversitesi'nde emekli olduktan sonra aldı.

** İKÖ Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu: İnalcık Hoca için "Tarihçilerin Şeyhi" sözünün sahibi.

*** Prof. Mihai Maxim: "Halil İnalcık'ın derslerinde insan kendini bir hakikat tapınağındaymış gibi hisseder."

(Kaynak: İş Bankası Yayınları "Tarihçilerin Kutbu" Emine Çaykara)

Milliyet



Bu haber 614 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,376 µs