En Sıcak Konular

İsrail iki devletli çözüme muhtaç!

9 Kasım 2007 11:24 tsi
İsrail iki devletli çözüme muhtaç! İsrail, Filistin sorununa iki devletli çözüm önerisi desteğini giderek kaybetse de bölgede milliyetçi grupların kabullenebildiği tek görüş bu olarak karşımıza çıkıyor. Peki, Tel Aviv ve Washington'ın iki devleti kasımdaki barış konferansında onaylamaması

Immanuel Wallerstein /middleeastonline/ Radikal

Filistin sorununa iki devletli çözüm önerisi desteğini giderek kaybetse de İsrail tek devleti asla kabul etmez. Tel Aviv ve Washington'ın iki devleti kasımdaki barış konferansında onaylamaması, yeni bir iç savaşa yol açarak İsrail'in hayatta kalmasına dair belirsiz sonuçlar yaratabilir

İsrail'deki/Filistin'deki iki farklı milliyetçiliğin çatışmasının siyasi yollardan nasıl çözüleceğine dair hâkim görüş iki devletli çözüm; yani bir zamanlar Britanya mandası altındaki Filistin'in sınırları dahilinde İsrail ve Filistin diye iki ayrı devletin kurulması. Aslında bu fikir hiç de yeni değil. Hatta bunun 20. yüzyıl boyunca tüm dünyanın benimsediği tutum olduğu öne sürülebilir.

Britanya hükümetinin 1917 tarihli Balfour Deklarasyonu'nda Filistin'de 'Ulusal Yahudi Yurdu' kurulması çağrısı yapılıyordu, ki bu zımnen iki devlet fikrini içerir. BM'yse 1947'de aldığı kararla, Kudüs'e özel statü tanıyarak iki devlet çağrısında bulundu. O dönemde taksim hem ABD, hem Sovyetler Birliği, hem de onları izleyen her yerdeki sosyal hareketler tarafından destekleniyordu. Günümüzdeyse ABD Dışişleri Bakanı Rice iki devlete dair nihai anlaşmanın acil bir mesele olduğunda ısrar edip, ABD'nin Maryland eyaletindeki Annapolis'te zamanı hâlâ tam belli olmasa da, muhtemelen kasımda toplanacak konferansta bu anlaşmanın hayata geçirilmesini umuyor.

Taksimi Araplar da zor kabullendi

Siyonist hareket ve İsrail devletiyle, Filistinli Arapların birbirini izleyen temsilcilerinin, daimi taksim fikrine, yani iki devlete dair tarihsel tepkileri nasıldı? Fiiliyatta iki taraf da bundan hoşlanmadı. Siyonistler/İsrailliler arasında başlagıçta üç farklı tavır vardı, ki hiçbiri taksimden yana değildi. Revizyonist denilenler (ve onların selefi olan gruplar, tıpkı bugünkü Likud Partisi gibi) münhasır bir Yahudi devleti çağrısı yapıyordu, ki bu esasında Ürdün'ü de kapsıyordu. Taraftarlarının çoğuna göre bu yüzden Yahudi olmayanları topraklarından kovmak gerekiyordu. Diğer uçta bulunan ve Judah Magnes, Martin Buber gibi aydınlardan oluşan küçük grupsa Arap ve Yahudilerden müteşekkil iki uluslu tek bir devletin kurulmasını talep ediyordu. Bu tavır da 1948'de İsrail devletinin kurulmasından sonra öldü. Son olarak, İsrail'deki başlıca siyasi liderlere dönüşen önemli Siyonist şahsiyetler vardı. Bunlar taksim fikrini zorunlu gerçeklik olarak kabul etmekle birlikte bir gün toprakların çoğunu veya tamamını ele geçirme umuduyla Yahudi devletinin sınırlarını yavaş yavaş genişletmeye çabaladı. Esasen bu, David Ben Gurion ve Ariel Şaron gibi önemli figürlerin tutumuydu.

Nihai ve kalıcı çözüm olarak iki devlet çağrısı yapan yegâne Siyonist/İsrailli kesim 1967'den sonra ortaya çıkan ve 'barış karşılığı toprak' öneren Peace Now (Şimdi Barış) gibi gruplardı. Bu gruplar İsrail seçimlerinde hiçbir zaman açık üstünlük sağlayamadıkları gibi bugünkü konumları da hiç olmadığı kadar azınlıkta.

Arap/Filistinli tarafındaysa iki devlete karşı hep büyük bir direniş mevzubahis. Başlangıçta bu fikrin herhangi bir taraftarı yoktu. Bu yüzden BM 1947'de taksim kararı aldığında Arap/Filistinli tarafından bunu kabullenen çıkmadı. Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) 1964'te özellikle taksime muhalif bir örgüt olarak kuruldu. FKÖ 1980'lerde tavrını yavaşça değiştirdi ve 1993'teki Oslo anlaşmalarının parçası olarak iki devlet fikrini kabul etti. Fakat pek çok İsrailliye göre bu değişiklik

sadece taktiksel; Ben Gurion ve Şaron'un taksimi mevcut durumun gerçekliği olarak pragmatik biçimde kabul ederken, ileride tek devletli çözüme ulaşmayı ummasının bir tür olumsuz yansıması. Halihazırda Filistin Devlet Başkanı Abbas iki devletli çözümün en güçlü destekçilerinden. Başlarını Suudi Arabistan'ın çektiği Arap ülkeleri de buna destek çıkmaya hazır. İsrail Başbakanı Olmert de, Filistin devletini kurmanın ılımlı destekçesi gibi görünüyor.

O halde bir anlaşma ihtimali ne? Pek de fazla değil, tıpkı ABD'deki sekiz önemli şahsiyetin The New York Times'ın kitap ekinde yayımlanan ve iki devletli çözüme dair son çağrı olarak değerlendirilebilecek açıklamalarında belirtildiği gibi. Bu kişiler açıklamalarına meşum biçimde 'Başarısızlık yıkıcı sonuçlar riski yaratıyor' başlığı atmış. Peki bunu kimler imzalamış? İlk isim Jimmy Carter'ın ulusal güvenlik danışmanı ve Demokratların muhmel başkan adaylarından Obama'nın kilit danışmanlarından Zbigniew Brzezinski. Üç önemli Demokrat'ın daha ismi var; Irak Çalışma Grubu'nun eşbaşkanı Lee Hamilton, Bill Clinton'ın Dışişleri Bakan Yardımcısı Thomas Pickering ve John F. Kennedy'nin özel danışmanı Theodore Sorenson. Cumhuriyetçilerin tarafındaki isimler de aynı derecede önemli; Gerald Ford ve George H. W. Bush'un ulusal güvenlik danışmanlığını yapan Brent Scowcroft (sık sık Baba Bush'un gayriresmi ağzı olarak nitelendirilirdi), George H. W. Bush'un Ticaret Temsilcisi Carla Hills, eski senatörlerden Nancy Kassenbaum-Baker, Merkez Bankası'nın eski başkanlarından Paul Volcker.

Bu grubun ortak bir özelliği, mevcut Bush yönetimiyle hiçbir ilgilerinin olmaması. Herkesin inandırıcı bulduğu yegâne iki devletli çözümü dile getiriyorlar; 1967 sınırları üzerinde yükselen iki devlet ve kutsal mekânlar hakkında özel düzenlemeler yapmakla birlikte Kudüs'te iki başkentten bahsedip, mülteciler sorununa 'iki devletli çözüme uygun biçimde çözüm bulmaya, Filistinli mültecilerdeki derin adaletsizlik hissine eğilerek, onlara tazminat ve yeniden yerleşme yardımı sağlamaya' değiniyorlar. Suriye ve Hamas'ı da müzakerelere dahil etme ve İsrail yerleşimlerini derhal durdurma çağrısı yapıyorlar. Bu neredeyse Clinton döneminde, Aralık 2000'de Taba toplantılarında kabul edilen öneri. Ancak 'neredeyse' yetmiyor. Hiç şüphesiz Abbas ve muhtemelen Hamas'a göre bu kabul edilebilir bir öneri. Ancak Olmert hükümetinin uzun süredir kamuoyu önünde şiddetle reddettiği de aynısı.

İsrail'e yönelik sempati azalıyor

Neden bir umutsuzluk söz konusu? Çünkü sekiz yazar da önerilerinin İsrail hükümeti veya Bush tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını biliyor. İsrail parlamentosu açıkça herhangi bir anlaşma konusunda ayak sürüyor ve tavrını değiştireceğine dair bir emare yok. Aynı şekilde Bush yönetiminin onları tavır değiştirmeye ikna etmeyi gerçekten düşündüğünü gösteren bir işaret de yok.

O halde bu sekiz kişi neden bu son çağrıyı yapma zahmetine giriyor? Çünkü iki devletli çözüme dair 20. yüzyıldaki uluslararası uzlaşma gözden kaybolmakta. Bir zamanlar çok güçlü olan İsrail'e yönelik sempati ona en fazla sempatiyle bakanların arasında bile azalmakta ve tek devlete ilişkin çağrılar giderek artmakta. Mevcut karşılıklı korku ve husumet hali dikkate alındığında İsrailliler asla tek devleti kabul etmez. Bunun yerine şüphesiz sonu gelmez şiddet döngüsünü sürdüreceklerdir. Ancak Brzezinski ve diğer yedi kişinin zımnen uyardığı şu ki, İsraillilerin ve ABD'nin öneriyi şimdi kabul etmemeleri bir 30 yıl daha sürebilecek daha yoğun bir iç savaşa yol açacak ve İsrail'in hayatta kalmasına dair pek belirsiz sonuçlar yaratacak. Bu, herkes için iç karartıcı bir manzara.



Bu haber 352 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,491 µs