En Sıcak Konular

Vatikan’ın ‘Vahabi elçisi’ ne istiyor?

8 Kasım 2007 16:23 tsi
Vatikan’ın ‘Vahabi elçisi’ ne istiyor? ‘Elçi değil mesaj önemli’ denir ama bazı durumlarda elçinin kendisi mesajdan önemlidir. Suudi Arabistan kralı önce Vatikan’a gitti. Papa ile görüştü. Şimdi Türkiye’ye geliyor. Ortadoğu’da sessiz bir figür olarak görülen Suudl

Suudlar genel olarak Ortadoğu politikasında pek sıkışık duruma düşen insanlar değil. Başlarının en ağrıdığı dönem olan 11 Eylül ertesinde bile ABD’nin kızgınlığından-hele Irak ve Afganistan’a kıyasla-kolayca sıyrıldılar.

Zira 11 Eylül eylemcilerinin büyük kısmı Suudlu olduğu gibi, hem 11 Eylül’ün düzenlenişinde hem de tüm bölgenin genel terör yapısı içinde Suud sermayesinin hallice payı var.

Esasen Suudi Arabistan’ın “dini yorumlayış biçimi”nin siyasi izdüşümleri çok eskiden beri bu coğrafyayı da aşan biçimde dünyada görülüyor. Yani bu ülkeden çıkan paranın, genel olarak ülkelere yönelik dini çatışmalarda da, bizatihi terör eylemlerinde de katkısı var.

Ancak Riyad, tüm bu ağır kusurları örtecek kritik bir kamuflaja sahip. İnanılmaz ölçüdeki petrol rezervleri ve OPEC içindeki başat ağırlığı Arabistan’ın affedilmesini kolaşlaştırıyor.

Kaldı ki İslam dininin kilit ve tarihi mekanlarına sahip olması da bu affı hızlandırıyor, etki alanını genişletiyor. Peki Suudi Arabistan'ın genel siyasi duruşu ne?

Suudi Arabistan çok uzun zamandır Batı yanlısı, daha doğrusu geniş anlamıyla Batıya entegre bir ülke konumunda. ABD-AB ülkeleriyle olduğu kadar, bu bakışın uzunatısı olan İsrail ve Ürdün ile de önemli ilişkileri var.

Özellikle ABD ile ekonomik ilişkileri çok az ülkeye nasip olacak çapta. Bununla beraber Arabistan kendi dini yorumunu bölge ülkelerine enjekte etmek için ciddi uğraşlar veriyor. Bu uğraşların bir çoğu da sorun yaratıyor.

Şiilerle ve Sûniliğin bir çok yorumu ile çatışan “din ihraç girişimleri” ve bu bakışın siyasi tezahürleri mevcut. Ancak dediğimiz gibi elindeki kartlar çok güçlü. Bu güç, körfez savaşları sırasında “kutsal toprakların Müslüman olmayanlar tarafından kullandırılmasına kadar ve bu yüzden bölgenin tüm ülkelerinin kızgınlığını üzerine çekecek kadar da ileri.

Böylece Suudi Arabistan’ın özel bir durumu olduğundan da bahsedilebilir. Yani bir yandan Batı’nın tüm değerleri ile “embiotik” bir yaşamı varken, bir yandan kendi din anlayışını bölgeye dayatması “radikalleşmeyi” körüklüyor.

Bunu Batı karşıtlığı üzerinden yapmıyor ama Suudi desteği alan bir çok terör örgütü kendini Batı düşmanı olarak konumluyor.

Vatikan’da bir Suudi?

Ortadoğu’nun temel iki konuya konsantre olduğu geçtiğimiz hafta içinde, (Türkiye’nin Kuzey Irak’a müdahele ederek tüm bölgedeki dengeleri bozacağı korkusu ve ABD’nin İran’a yönelik bir harekete yeniden ısınıdığı söylemleri sırasında) Suudi Kralı Abdullah Vatikan’a gitti.

Burada Papa ile görüştü. Papa zaten uzun zamandır İslam’la geçmişte yarattığı “kırgınlığı” düzeltmek için bu tür imaj görüşmelerine hazır. Tabii görüşmenin dışarıya yansıyan ana ekseni “dinler arası dialog”.

Konu dialog olunca da Sünni İslam'ın en keskin tarzı olan Vahabiliği uygulayan ve başka dinlere yaşam hakkı tanımamasıyla bilinen Suudi Arabistan'ın Kralı Abdullah’ın Vatikan ziyareti ayrı bir anlam kazandı!

Görüşme 1.5 saat sürdü. İçeriğin ne olduğu ile ilgili pek bilgi yok. Ama bir çok dış gözlemci atılan her adıma dikkat etmiş. Örneğin görüşme sonrası Kral, Papa'ya mücevherlerle süslü altın bir kılıcın yanı sıra, altın ve gümüşten bir palmiye ağacı ve deve üstünde bir adam heykeli hediye etti.

Papa bu hediyelerden sadece kılıca dokundu! Yani görüşme aslında o kadar önemli ve ilgi çekici ki her mimik analize tabi tutuluyor.

Gerçi Suudi Kralı’nın Vatikan’a ilk ziyareti de değil bu. Prens olduğu dönemde Vatikan'ı iki kez ziyaret etmiş ve Papa II. John Paul ile görüşmüş. Yine de iki “ülke” arasında diplomatik ilişki bulunmuyor.

Ankara'dan ne ister ki?

Şimdi Kral Türkiye’ye geliyor. 9-10 Kasım tarihleri arasında Cumhurbaşkanı Gül’ün davetlisi olarak Ankara’da bulunacak. Ve burada Ortadoğu’nun hal ve gidişi masaya yatırılacak.

Peki Ankara’nın pek sık ağırlamaya alışmadığı (ticari ilişkiler hariç) Suudi Kralı ne söyleyecek, Ankara’dan ne duyacak? Türkiye uzun zamandır Kuzey Irak ve Washington ziyaretlerine odaklandığından, Suudi Kralı’nın ziyareti üzerine gözlemde bulunan pek yok.

Oysa bu ziyaret dikkatli bakışları hakediyor. Ankara’daki diplomasi kaynaklarının bir çoğu, görüşmede Irak ve Kuzey Irak meselesinin değerlendirileceğini zaten söylüyor. Türkiye’nin terörist PKK ile ilgili bakışı da Riyad’ın bir numaları koltuğunu anlatılacak.

Ama başka şeyler de var. Başka şeyler içinde en önemlisi de İran. Kral Abdullah’ın İran konusunda Türkiye’ye biraz da “ikna edici” pozisyonuyla geldiği spekülasyonu mevcut.

ABD’nin önümüzdeki bir yıl içinde Tahran’a saldırı düzenleyeceği yönündeki yoğun inancın bir tezahürü bu ziyaret de ortaya çıkabilir. Riyad, İran’ın bölge üzerindeki hakimiyet girişimlerinden ve elbette Şii duruşundan uzun zamandır ve kesinlikle memnun değil.

Bunu ciddi bir anlaşmazlık unsuru olarak algıladığı gibi, İran ile arasındaki meseleyi milli güvenlik konusu olarak da değerlendiriyor. "İşte bu değerlendirme, Suudilerin Batı yanlısı tutumu ile birleşince hem geniş anlamıyla Batı’nın İran bakışıyla örtüşüyor, hem de “Vatikan”ın dinler arası dialogtan ne anladığı ve İran dini yönetimini değerlendirişiyle. Bir anlamda dinler ayrı, ama .beklentiler aynılaşıyor!"



Bu haber 2,671 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,908 µs