En Sıcak Konular

Şahin'in gözü MGK'nın yaklaşımı mı?

8 Kasım 2007 16:20 tsi
Bu satırların yazarı haklı çıkmamayı umut ederdi. Fakat perşembenin gelişi çarşambadan bellidir sözünde de anlamını bulduğu gibi, görünen köy kılavuz istemezdi. Can sıkıcı görüntülerin ortaya çıkması kaçınılmazdı. Öyle de oldu.

Bu satırların yazarı haklı çıkmamayı umut ederdi. Fakat perşembenin gelişi çarşambadan bellidir sözünde de anlamını bulduğu gibi, görünen köy kılavuz istemezdi. Can sıkıcı görüntülerin ortaya çıkması kaçınılmazdı. Öyle de oldu.
            

Kayıp askerlerle ilgili gelişmelerden söz ediyorum.

Medya, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e gereksiz yere yükleniyor. Malum PKK’nın kaçırdığı askerlerin salıverildiği gün ekranlara yansıyan görüntüler üzerine, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin; “Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hiçbir mensubu böyle bir duruma düşmemeliydi. Dolayısıyla kendilerinin kurtulmuş olmasından fazla bir sevinç duymadığımı ifade etmek istiyorum” demişti.

Bakın şuraya yazıyorum. Bize göre; sanıldığın aksine, Mehmet Ali Şahin’in bu sözleri hükümetin değil, konu hakkında MGK’nın değerlendirmelerini yansıtan genel bir çerçeve görüştür. Demek ki MGK’da konu bu yönüyle enine boyuna değerlendirildi ve içinde birçok soruyu barındıran karmaşık bir durumla karşı karşıya olunduğu anlaşıldı.

Kaçırılan askerlerin sorgusunun uzamasından da anlaşıldığı gibi, kamuoyuna yansımayan oldukça şüpheli noktalar var işin içinde. İstihbarat birimleri sorgulamada hala bu noktayı çözmeye çalışıyor.

Neden bu isimler konuştu?

Kaldı ki medya bir konuyu atlıyor. Askerlerin salıverildiği gün CNN TÜRK’e konuk olan hükümet sözcüsü Cemil Çiçek’in açıklamaları, Adalet Bakanı Şahin’in sözlerinden daha sertti. Hatta ben izlerken, “Allah Allah, bu bizim Çemil Çiçek değil mi? Ne olmuş ona böyle…” demekten kendimi alamamıştım. Çünkü hukukçu olduğu için her zaman kelimelerini özenle seçen Sayın Çiçek, DTP konusunda gerekenlerin yapılması için yargıyı harekete geçmeye teşvik eden net bir tavır içindeydi. Devir teslim sırasında yaşananlar hakkında ağır sözler sarf etti. Nedense onun üzerinde fazla durulmadı.

Gözden kaçan bir noktanın altını daha çizmek istiyorum. Neden Sayın Çiçek’le Sayın Şahin kabine içinden en sert açıklamayı yapan kişiler oldular diye akla gelebilir. Cevabı gayet net… Bu iki isim aynı zamanda hükümet adına MGK toplantılara katılan bakanlar arasında.

Hükümet adına MGK’ya katılan diğer isimler ise, yani Dışişleri Bakanı Babacan ve Milli Savunma Bakanı Gönül, Başbakan Erdoğan’la birlikte ABD gezisindeydiler. Başbakan Erdoğan’ın olduğu yerde bu isimlerin kameralar karşısında beyanat vermesi için Erdoğan’ı hiç tanımamış olmaları gerekiyordu ki, zaten yaşadıkları tecrübe ile gezi boyunca bu hataya düşmediler. MGK’nın (yani devlet politikasının belirlendiği kurumun) sert yaklaşımını yansıtmak da bu iki bakana düştü.

Daha sonra Mehmet Ali Şahin’in sözlerinden geri adım atmaması ve kararlı duruş sergilemeyi sürdürmesinde de, sanıyoruz MGK’da sergilenen tavrın ve konunun enine boyuna tartışılmış olmasının etkisi var.

Üzerinde durulması gereken bir başka nokta da şu; MGK’ya başkanlık eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Azerbaycan’a giderken salıverilen askerlerle ilgili soruya verdiği cevap sırasındaki yüz hali de, Bakan Şahin’in sadece kelimelere döktüğü durumdan çok da farklı değildi. Gelişmelerden rahatsızlığı açıkça belli oluyordu. Ne siz sorun ne ben söyleyeyim hali vardı. Nitekim soru üzerine çok fazla bir şey söyleme ihtiyacı duymadan canı sıkkın bir şekilde yerinden kalktı.

O görüntüler…

Yazının girişinde de ifade ettiğim gibi, kaçırılan askerler konusunda yaşanabilecek gelişmelere ilk defa bu satırların yazarı işaret etti. 8 askerin kaçırıldığın TSK tarafından doğrulanmasından sonra yazdığımız; “Bu görüntüler Türkiye’yi ayağa kaldırır” başlıklı yazıda olayı çok etraflı olarak ele aldık.

Yazıda özetle; “Türk kamuoyunun önümüzdeki günlerde daha önce hiç alışık olmadığı türden görüntülerle karşı karşıya gelebilir. Serinkanlılığımızı koruma açısından şimdiden buna hazırlıklı olmalıyız. …Bu öylesine karmaşık bir durum ki, askerlerin durumlarının iyi olduğuna dair görüntüler de örgüt açısından birer propaganda malzemesidir, durumlarının kötü olduğuna dair görüntüler de. …Açıkça yazıyor ve daha şimdiden bir riske dikkat çekiyorum; Eğer PKK’nın kaçırdığı askerlerle ilgili olarak ekranlara kamuoyunu tahrik edecek ve milli gururu incitecek türden görüntüler yansırsa, oluşacak tepkiyi kontrol etmek gerçekten oldukça güçleşebilir. …Kendilerine propaganda amacıyla söylettirilen ve vicdanları rahatsız etmesi muhtemel bir kısım beyanlar da bulundurulduğu görülürse, olaylar bambaşka mecralara kayabilir. …Bu öylesine bir illet durum ki, hükümet eliyle televizyonlara konuyla ilgili yayın yasağı getirmek meseleyi asla çözmeye yetmez. İnternet çağında ve uydu yayıncılığıyla dağ başında bile tüm dünya kanallarının izlenebildiği bir ortamda bunun önüne geçmek imkânsız gibidir ” demiştik

İstihbarat desteği…

Hakkâri baskını duyar duymaz kaleme aldığımız “Ankara’nın cevabını bulamadığı soru…” başlıklı yazıda, teröristlere uydu destekli istihbarat desteği verilmiş olabileceği şüphesine ilk bizden dikkat çekmiştik. Nitekim hükümet 5 Kasım’daki Beyaz Saray görüşmesine kadar operasyonu erteleme eğilimine girdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt da, “Hele Başbakan ABD’ye bir gidip gelsin” dedi. Başkan Bush’un Türk heyetine verdiği en somut desteğin istihbarat paylaşımı olduğu göz önüne alınırsa, bugüne kadar bizim hakkımızda başka yerlere (mesela K. Irak bölgesel yönetimi aracılığıyla bölücü örgüte) giden istihbaratın az da olsa bize de ulaşacağı düşünülebilir. Burada acı olan husus, komşu topraklarda yuvalanan ve sürekli bizi vuran teröristlerle ilgili istihbaratımızın neden zayıf olduğu ve bu kadar hassas bir konuda dışarıya neden bu kadar bağımlı olduğumuzdur.

Adalet Bakanı Şahin’in kafasında yer eden kuşkuların sadece MGK üyelerinde değil, toplumun büyük kesiminde de var olduğunu kabul etmek lazım.

Beyaz Saray görüşmesi kesinlikle bizi gevşetmemeli. Göreceksiniz bu ateşi söndürmede iş yine tek başına bize düşecek. Hazırlıkları o istikamette sürdürmekte yarar var.

Bu saatten sonra operasyon mu? O tuhaf soruya 1.5 yıl önce cevap vermişiz; “Terörist ot mu yerinde bekler mi?” diye.

Sahi, terörist demek salak mı demektir… Kim bilir dağdan indiler nerelerde keyif çatıyorlar şimdi? Bir sonraki saldırıya kadar…

Atalar ne demiş; Su uyur, düşman uyumaz…

Tedbiri elden bırakmamakta yarar var.
 
Osman Özsoy / Haber 7     



Bu haber 597 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,995 µs