Sıfır dediğimde gerçeği gör! | " /> Sıfır dediğimde gerçeği gör! | "/>

En Sıcak Konular

Lost tutkunlarına uyarı: Sıfır dediğimde gerçeği gör!

8 Kasım 2007 11:07 tsi
Lost tutkunlarına uyarı: Sıfır dediğimde gerçeği gör! Eleştirmen Betül Dündar, iyibilgi okurları için, Cuma günü vizyona girip dikkatleri üzerine çeken ‘Sıfır Dediğimde’ ile ilgili bir eleştiri kaleme aldı. Dündar’ın Lost tutkunlarına yönelik bir çağrısı var: Sıfır Dediğimde’ye dikkat

Sıfır dediğimde gözlerini kapa, gerçeği gör!

Türk sinemasının son yıllarda sağlam adımlar atmaya başladığı hepimizce malum. Amerikan film sektörü gibi sektörleşemesek de sinema alanında aldığımız bazı ödüller artık bizim de bu alanda söz sahibi olmaya başladığımızın bir göstergesi. Bu anlamda oldukça olumlu ve umut verici gelişmeler yaşanıyor. Bu anlamda Fatih Akın”ın yurt dışındaki başarılarının yanı sıra sinemamızda yaşanan ümit verici yeni yapımlar vizyona girmeye başladı. Bu yeni yapımlardan biriyle tanışma fırsatı buldum bu hafta. Hepiniz filmin ustalıkla tasarlanmış olan afişlerini görmüşsünüzdür. Ve eminki ilk bakışta hemen dikkatinizi çekmiştir o büyülü cümle: “Sıfır Dediğimde”.Bir sayma eyleminin sonucunda kişinin ağzından çıkan bir cümledir, “sıfır dediğimde”. Zaman ileriye doğru akarken biz geriye doğru sayarız ve “sıfır dediğimizde” biter başlattığımız oyunlar.

“Sıfır Dediğimde” ile sinema perdesinde de masalsı bir oyun izlemeye davet ediliyoruz; kendi içimizde barındırdığımız oyunları sorgulayarak. “Sıfır Dediğimde” bir hipnoz olayını anlatıyor gibi görünse de aslında gerçek-oyun-düş üçgeninde seyirciyi dolaştırıyor ve kendi açmazlarının tam ortasında bırakıyor. Siz bir yandan filmdeki açmazların ip uçlarını elde ederek filmin bulmacasını çözmeye çalışıyorsunuz, öte yandan kendi içinizde barındırdığınız, hayatınıza, kendinize, benliğinize ve belleğinize dair açmazların da  farkına varıyorsunuz. Ve sarsılıyorsunuz. Film boyunca bir resim öğrencisi olan Aslı'nın hikayesini izlediğinizi sanıyorsunuz; fakat izledikçe bambaşka hikayelerin içerisinde buluyorsunuz kendinizi. Aslı belki de sökülmesi gereken bir kazağın açık ucunun bir ipi oluyor sadece. İzledikçe söküyorsunuz kazağı. Fakat bu işin ucu sonsuza dayanıyor. Sonsuza uzanan bir ipin ucuna tutunduğunuzu fark ediyorsunuz.

Sonsuz olanı sonlu bir beyaz perdede anlatmak hiç de kolay değil. Ve sinemaseverler de bilir ki çok katmanlı bir post modern bir öyküyü sinema diline aktarmak çok zordur. Evet, bu film Türk sinemasının ilk post modern yapıtı. Hepimizin alışık olduğu modern sinemanın parmağının gözümüze sokulmadığı, sarsıcı, kışkırtıcı,  kafa karıştırıcı, ezberi bozan, klasik algınızı yerle bir eden bir filmle karşı karşıyasınız. Gerçekliğe dair tüm bildiklerinizi unutuyor,  barok bir çerçevenin içerisinden dünyaya bakmaya başlıyorsunuz. Onlarca soru cevabını bulmak için düşünce dünyanızdan çıkıyor. Karakterler hem içimizden biri kadar yakın hem de yüzlerinde garip yabancılığın esamesinin okunduğu kadar uzak. Bir kahramanı yok bu filmin. Herkes kendi hayatının kendi hikayesinin kahramanı. Tıpkı sizin gibi...

 Katı bilim anlayışının sert duvarlarının yıkıldığı, 2x2’nin 4 değil de 5 olabilme ihtimalinin de bulunduğunu anlatan bir filmin izleyicisi değil analisti oluveriyorsunuz bir anda. Filme bir tür tanımı koyamıyorsunuz. Çünkü “Sıfır Dediğimde” sıfır noktasının sonsuz ve katmanlı yapısının tam da üzerinde duruyor. Disiplinler arası bir yapıta imza atan yapımcılar, filmden sonra kafanızda oluşan onlarca sorunun cevabını çok yakında internet sitesinde bulacağınızı söylüyor. Ve bilet aldığınızda ise filmin muhteşem soundtracklerinden seçilmiş dört parçanın da içinde bulunduğu bir albüm hediye ediyorlar.

Her güzelin bir kusuru olabileceği gibi elbette ki bu filmin de bazı sorunsalları yok değil. Yönetmen Gökhan Yorgancıgil in tarzını bilmediğiniz için, izlediğini sahneler oldukça yavan geliyor başlangıçta. Hollywood sinemasına alışkın olan izleyici, hareketsiz nesne-hareketli kamera kuralını bu filmde bulamıyor. Bu da sizin kafanızda yönetmenin eksik olduğu düşüncesini uyandırıyor. Fakat hemen buradan söyleyelim, çekimdeki farklı tarz, tamamen yönetmenin bilinçli bir şekilde uyguladığı yöntemlerin bir bütününden oluşuyor. Oyunculuk anlamında gözümüze batan bir sorun var. Bu konuda söylenilebilecek tek şey, mümkünse Hazım Körmükçü'nün bir daha sinema filmi çekmemesidir. Hele ki üstün bir oyunculuk gerektiren bu tür filmlerde hiç mi hiç rol almasa çok sevineceğiz. Zira bu kadar farklı bir çekim tarzına sahip olan yönetmen Gökhan Yorgancıgil'in yapmak istediği birçok görsel öğeye, abartılı tiyatro oyunculuğuyla gölge düşürebiliyor. Bunun yanında hiç tanımadığımız bir oyuncu olan Damla Tokel oyunculuk anlamında profesyonel bir performans sergilemiş. Oktay Kaynarca ise filmin gizemli adamı olarak karizmasını öne çıkarmış. Gizem dolu bakışlarıyla filmin ilk yirmi dakikasından sonra karanlıklar içerisinden bize gülümsüyor. Özge Özder ve Görkem Yeltan'ın performanslarına diyecek bir söz bulamıyorum. Ustalıkla rollerinin hakkını vermişler. Bu kadar farklı bir öyküde bu oyuncuları bir araya toplayan “Sıfır Dediğimde” hem yönetmenin hem de yapımcıların ilk filmi. Bu ilk olan film Türk sinemasında da bir ilke kapı açacak diye umuyorum. Tıpkı Lost”un Amerikan dizi sektöründe bir çığır açması gibi, diliyorum ki “Sıfır Dediğimde” bu anlamda bir öncü olur ve ardından iyi yapımlar onu takip eder. Bu arada küçük bir eleştirmen notu olarak, Lost müdavimlerine bu filmi ayrıca tavsiye ediyorum. Gerçekliğin ne olduğunun sorguladığı dizide olduğu gibi, bu filmde de başka bir gerçeklik tanımlaması getiriliyor. Ve “sıfır dediğimde gözlerini kapa gerçeği gör” gibi iddialı bir tümceyle sinema salonlarında izleyiciyle buluşuyor.

Betül Dündar

www.iyibilgi.com



Bu haber 3,553 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,137 µs