Beyaz Kürtler'i yazdı | " /> Beyaz Kürtler'i yazdı | "/>

En Sıcak Konular

Ali Bulaç Beyaz Kürtler'i yazdı

8 Kasım 2007 09:27 tsi
Ali Bulaç Beyaz Kürtler'i yazdı Zamanında Amerika'ya götürülmüş Kürtler olduğu malum, bunlar ABD pasaportu taşıyorlar, sayılarını 110 bine kadar çıkaranlar var. Gerek İsrail'deki Kürt Yahudiler gerekse Amerikan vatandaşı Kürtler çok iyi sayılabilecek bir eğitime sahip. Zamanı gelince

Ali Bulaç/Zaman

Beyaz Kürtler

Kuzey Irak'ta kurulmakta olan Kürt Federe Devleti'nin meşruiyeti tartışılırken, "İsrail'in güdümünde bir oluşum" olduğu söylenir. Bunu da takviye etmek üzere Barzani ailesinin "Yahudi" olduğu, 1950'lerden başlamak üzere Kuzey Irak'tan yüz binlerce Kürt-Yahudi'nin transfer edildiği ve bunların bugünkü oluşum üzerinde etkili oldukları iddia edilir. Bunların bir kısmı doğru, bir kısmı yanlıştır:

Amerika ve İsrail'in bir Kürt devleti arzu ettiğinde kuşku yok. Ama Barzani ailesinin Yahudilikle ilgisi yok. Kürt-İsrail Dostluk Birliği Başkanı ve Kürt-Yahudi Kültür Merkezi'nin kurucusu Dr. Mote Zaken, "Molla Mustafa Barzani'nin İsrail'le ve Yahudilerle ilişkisi çocukluk arkadaşı Havaco Kano aracılığıyladır. Barzani ailesi ile Barzan lakabını alan Yahudiler arasında herhangi bir kan bağı yok" der. Öyle olmakla beraber bugün İsrail'de yaklaşık 140 bin Kürt-Yahudi yaşıyor.

Zamanında Amerika'ya götürülmüş Kürtler olduğu malum, bunlar ABD pasaportu taşıyorlar, sayılarını 110 bine kadar çıkaranlar var. Gerek İsrail'deki Kürt Yahudiler gerekse Amerikan vatandaşı Kürtler çok iyi sayılabilecek bir eğitime sahip. Zamanı gelince kurulacak bir devletin bürokratik, askerî ve sosyo-ekonomik altyapısını kuracak şekilde eğitilmişler. Genel kişilik profilleri İslam ülkelerindeki benzerlerinden farklı değildir.

Bunlar Batı'da yönetici yetiştiren üniversitelerde okurlar, ABD veya İngiltere pasaportu taşırlar -bunun için çok ikna edici gerekçeleri var-, genellikle bir Amerikalı, İngiliz veya Avrupalı bir beyaz kadınla evlenirler -bir süre önce Hudson Enstitüsü'nün itibarlı Kürt prensi Kubat Talabani İtalya'da böyle bir evlilik yaptı- ve aldıkları eğitim icabı ülkelerini "aydınlatma misyonu"yla donatılırlar. Her biri birer prenstir, aydınlanmışlardır; liberal ekonomiyi, küreselleşme sürecini salt bir teknik ve bilimsel süreç olarak görürler; onların bakış açısından kendi ülkelerinin politikacıları ve yöneticileri dar kafalılıkları yüzünden küresel sürece katılamıyorlar. İnisiyatif ellerine geçse, bütün sorunları kolayca çözecekler.

Kuzey Irak Kürt Federe Devleti meselesine dönersek, anlaşılan şu ki, gerek İsrail'den gerekse ABD'den buraya gelip görev almaya hazır on binlerce Kürt prensi vardır. Sözünü ettiğimiz bu prensler hiçbir şekilde Barzani ve Talabani gibi "feodal zamanlar"da kalmış geleneksel aşiret reisleriyle çalışmazlar. Amerika'ya bağlılıkları ve bağımlılıkları hangi düzeyde olursa olsun, Barzani ve Talabani Kürt halkının geleneksel kültürüne, örf ve âdetlerine sadıktırlar. Dinî, tarihî ve geleneksel refleksleri kuvvetlidir. Ancak Batı'da eğitilmiş prenslerin Kürt halkının inançları, tarihî ve toplumsal duyarlılıklarını hiçbir şekilde paylaşmazlar.

Amerika ve İsrail, bölgede örnek olacak, "İslam fundamentalizminden uzak" bir Kürdistan'ın salt laik, modern ve küresel her etkiye açık olmasını isterler; aksi halde proje tahakkuk etmez; kurulacak devlet bir anda çevre ülkelerinin derin etkisine girer. Tabii ki en çok etkileyici güce sahip ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Cengiz Çandar da, "Türkiye'yi Irak'ta inisiyatifi ele alacağı anlaşılan Şii ve Sünni köktenciliğine karşı tam laik bir Kürdistan korur, arada tampon bölge fonksiyonu görür" demiyor mu?

Kısaca uzun vadeli bir proje çerçevesinde Türkiye'yi derinden rahatsız eden PKK ve onun İran versiyonu PJAK, 20. yüzyılın ikinci yarısında kalmış Stalinist bir örgüttür -sanayinin 'S'sinin olmadığı Kürt bölgelerinde Kürtlerin haklarını savunmak üzere "İşçi Partisi" olarak kurulmuştur-, Barzani ve Talabani "feodal dönem"den kalma birer aşiret reisidirler ve Kuzey Irak'ta giderek güç kazanmakta olup kaderini İslam dünyasının kaderiyle bir gören İslami gruplar vardır. Bunlar tasfiye edilmelidir. Pekiyi, nasıl? PKK terörünü gerekçe gösteren Türkiye askerî operasyona girişirken, birileri Barzani'yi -ve dolaylı olarak Talabani'yi- hedef tahtasına koyuyor. Acaba bu birileri, bir taşla birkaç kuş mu vurmak istiyor? Unutmayalım, postmodern gerçekliğin birden fazla yüzü var.



Bu haber 555 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,764 µs