En Sıcak Konular

Kolesterolle ilgili şaşırtıcı gerçekler

5 Kasım 2007 14:03 tsi
Kolesterolle ilgili şaşırtıcı gerçekler Kolesterol konusunda yayınlanan şaşırtıcı yazılara bir yenisi daha eklendi. Konuyla ilgili yayınlanan bir yazı Prof. Dr. Ahmet Aydın ve Mevlüt Durmuş’un yorumlarını ve tavsiyelerini de içeriyor.

Modern tıp ve medya kuruluşları, kalp hastalığına neden olduğu iddiası ile kolesterol ve hayvansal doymuş yağlar yerine kolesterol içermeyen margarin ve çoklu doymamış sıvı yağları (mısır, soya, ayçiçeği vb) tüketmemizi ve kolesterol düşüren ilaçları (statinler) önermektedirler.

Bu iddialar, 1900’lu yılların ortalarından itibaren bütün dünyada besin tüketimini önemli ölçüde değiştirmiştir. Serkan Yimsel’in de dediği gibi yüzyıllardır Türk mutfağının bir parçası olan tereyağı, kuyruk yağı, iç yağı, sade yenilen ya da sebze yemeklerine katılan yağlı etler, tam yağlı yoğurt ve peynirler, artık yerini daha önce adını bile duymadığımız bitkisel margarinlere, soya yağlarına, soyadan elde etilen yapay etlere, büyük holding kuruluşlarının ürettiği ve içine binbir çeşit katkı malzemesi, boya ve şeker eklenmiş, buna karşılık yağı alınmış “light” süt ve süt ürünlerine bırakmıştır.

20. yüzyılın başında çok daha fazla kolesterol ve doymuş yağ tüketilirken koroner kalp hastalığından ölümler son derece azdı. Daha sonraki yıllarda ise margarin ve sıvı (mısır, soya, ayçiçek) yağların kullanılmasında müthiş bir artış oldu. İşin enteresanı koroner kalp hastalığından ölümlerde bir azalma olacağına tam tersine bir patlama meydana geldi. Hem de tıptaki onca ilerlemeye rağmen. Yoksa birileri biz işletiyor mu?

KOLESTEROL İLE İLGİLİ GERÇEKLER

Kolesterol vücudumuzun tüm hücrelerinde, hücre zarı yapısını oluşturan önemli bir moleküldür. Tüm canlılarda bulunur. Kolesterolün önemli miktarı vücut tarafından oluşturulur. Çok daha az miktarı besinler yoluyla alınır. Karaciğer, beyin, omurilik ve kan damar yüzeyinde çok daha fazla bulunur. Kolesterol kanda LDL, VLDL ve HDL adı verilen taşıyıcılar tarafından, diğer dokulara ulaştırılmak üzere karaciğer ve ince bağırsakta yapılarak, taşınır. LDL ve VLDL karaciğerden dokulara, HDL kandan karaciğere kolesterolü taşır.
Hücre zarı yapısını oluşturması nedeniyle bazı araştırmacılar kolesterolün antioksidan (koruyucu) etkisi olduğunu belirtmişlerdir. Yağda eriyen vitaminlerin (A,D,E,K) kullanımı için kolesterol gereklidir. D vitamini yapılabilmesi için kolesterol olması gerekir. Kortizon, progesteron, östrojen ve testosteron yapımı için gene kolesterol gerekir.

Ayrıca hücre bütünlüğünü ve madde alışverişini sağlayan hücre zarı işlevinde kolesterolün önemli görevi vardır.

Damar ve kalp hastalıkları yönünden kolesterolün damar tıkayıcı tıkaçta bulunması, son yıllarda adından sıkça söz edilmesine ve özel tedaviler geliştirilmesine neden olmuştur.

Damarlar nasıl tıkanır?

Damarın iç yüzeyi endotel denilen bir tabaka ile kaplıdır. Bu tabakanın altında çok ince bir boşluk bulunur. Onunda altında çok kalın bir düz kas tabakası vardır.

Damarın tıkanabilmesi için öncelikle damar yüzeyi yapısının bozulması gerekir. Sağlam olan damar iç yüzeyine kolesterol ya da başka bir madde zarar veremez. Sonuç olarak tıkaç oluşması ve damarın tıkanması için öncelikle ve mutlaka damar yüzeyinin bozulması gerekir.

Damar yüzeyini koruyan 2 madde vardır. PGI 2 (prostasiklin) ve NO (nitrik oksit). Her iki madde damar iç yüzeyinde yapılır ve etkilerini hem burada hem de düz kas tabakası içine girerek, orada gösterirler. Her iki maddenin damar iç yüzeyi koruyucu, pıhtılaşmayı önleyici, damarları genişletici ve damar düz kas yapısını koruyucu görevleri vardır.

Damar tıkacı ya da damar sertliği (ateroskleroz) durumunda, serbest radikaller adı verilen vücut metabolizma ürünleri, damar iç yüzeyinden PGI 2 ve NO salgılanmasını azaltır. Bunun sonucu damar iç yüzeyine kanda bulunan ve asıl görevi doku koruyucu özelliği olan maddeler (monosit ve makrofaj) yapışır ve damar içine girer. Kanda bulunan ve kolesterol taşıyan LDL, serbest radikallerin etkisiyle oksitlenir ve makrofajlarla birlikte, kalsiyumla birleşerek damar içine girer. Ayrıca kanda doku harabiyeti ön faktörleri artar (MCP 1, TNF alfa, VCAM 1).
Özetle damar iç yüzeyi çalışmasının bozulmasını sağlayan serbest radikaller, damar sertliğinin asıl nedenidirler. Kolesterol sonradan devreye girer ve tek başına bir anlam ifade etmez.
Serbest radikallerin varlığı, kolesterol yüksekliği, kan şekeri fazlalığı gibi etkenler gerçekte vücut işleyişinde var olan bir sorunun göstergesidir. Vücudumuz iyi yönetilememekte ve uygun gıdalar alınmamaktadır. Bir çok hastalığın nedeninde olduğu gibi beyin duyarlılıkları sonucu bozulan vücut sisteminin çalışması ve uygun olmayan besinler hastalıkları ortaya çıkarmaktadır.
 
Bazı kolesterol gerçekleri:

• Damarları tıkayan pıhtı-tıkaç ya da aterom plağı içinde kolesterol oranı sadece % 3 tür. %50’den fazla kalsiyum, geri kalan ise kan hücrelerinden ve damar düz kas dokusundan oluşur.
• Damar hastalıkları tanısı için artık anjio değil, damar tıkacındaki kalsiyum miktarını ölçen tomografi kullanılmaktadır.
• Toplam kolesterolün % 20 oranı besin ile alınır. Geri kalanı karaciğer tarafından oluşturulur. Diyet ile toplam kolesterol en fazla % 10 düşer.
• Kolesterolden fakir diyet alındığında vücut kolesterol harcamayı durdurur. Çünkü kolesterol gereklidir.
• Kolesterol düşüklüğü ile depresyon riski artar, kanser riski artar, cilt kurur, cinsel isteksizlik ve güçsüzlük olur, kemik yapısı bozulur.
• Kadınlarda östrojen, erkeklerde testosteron hormonları için kolesterol gerekir. Her iki cins için de bu hormonlar bir çok açıdan koruyucu özellikleri vardır.
• Damar tıkacı, damar hastalığıdır, kan kolesterol hastalığı değil.
• Kolesterol yüksekliği nedeni allostatik yüklenmedir.
• Kolesterol düşürücü ilaçlar karaciğere zararlıdır, kas dokusunu tahrip eder ve dolaylı olarak böbreklere zarar verir.
• Kolesterol düşürücü ilaçlar kas ağrılarına yol açar.
• Kalp, kastan yapılmıştır. Kalsiyum miktarı gıdalarda fazla, magnezyum oranı azdır. Bu durum kalp kası kasılmasında sorunlara yol açar. Bu nedenle panik atak yakınması olanlarda ani ölümler gözlenir. (Kemal Sunal; uçak korkusu, panik atak ve …)
• Kalp hastalıkları yoğun bakımında kalp krizi nedeniyle yatan hastaların ortalama yarısının kan kolesterol düzeyleri normal ya da düşüktür. Aynı durum nöroloji kliniğinde yatan felçli hastalar için de geçerlidir.
• Kolesterol düşürücü ilaçlar, 5 yıl için kalp krizi olasılığını sadece % 2 düşürür. (HeartWire Jan. 27, 2007)
• Nagoya Üniversitesinden Dr. Harumi Okuyama kolesterol düşürmenin hiçbir faydasının olmadığını, aksine kanser ve depresyon riskini arttırdığını, acilen bu tedavi biçiminin durdurulması gerektiğini söylüyor. (World Review Nutrition Dietetics, Basel, Karger, 96: 1-17, 2007)
• Kalp hastalıkları uzmanı Dr. Stephen Seely, kalsiyum kalp-damar hastalıklarının en önemli düşmanıdır diyor kitabında. (International Journal Cardiology 1991 Nov; 33 (2):191-8) Kolesterol düşürücü tedavileri tıkaçtaki kalsiyum oranını daha da artırdığını söylüyor yıllar önce.
• Bir araştırma hiçbir şikayeti olmayan ve hiçbir hastalık risk grubunda olmayan orta yaş grubu insanların 1/3 ‘ünde ciddi oranda kalp damarı tıkaçları bulunduğunu bildiriyor. (European Heart Journal 25: 48-55, 2004)
• Tüm araştırmalardan çıkarılan sonuç; kolesterol düşürmek kalp krizinden ölümleri azaltmıyor (Prof.Dr.Domaine de la Merci Nutrition Metabolism Cardiovascular Disease 16: 387-90, 2006)
• Yumurta kolesterol açısından çok zengindir. 9734 kişi haftada en az 6 yumurta yedi, kolesterolleri artmadı. Kalp krizi ve inme riski artmadı. (Medical Science Monitoring 13: CR1-8, 2006)
• ABD acil servislerinde kalp krizi tanısı konulan hastaların %50 oranında kolesterol düzeyleri normal bulunmuş. (Atherosclerosis 149: 181-90, 2000; Medical Hypotheses 59: 751-56, 2002)
• Kalp tomografisi Agatston kalsiyum skoru “0” olanların kalp krizi geçirme olasılığı “0”dır. (Cleveland Clinic Journal Medicine 49: Supp 3 – S-6-11, 2002)
• Orta yaş grubunda seks hormonlarının (östrojen ve testosteron) azalmasına bağlı olarak karaciğer kana kolesterol salgılanmasını arttırarak hormon yapımının dolaylı olarak arttırılmasını amaçlar. Bu nedenle orta yaş grubunda görülen kolesterol artışı normal bir olaydır. (Medical Hypotheses 59: 751–56, 2002)
• Kalp damarlarında yer alan 10 mikron çapındaki bir kalsiyum plağı bile kopup kan elemanlarıyla birleşerek kalp krizine neden olabilmektedir. Ani ölümlere yol açan kalp krizlerinde görülen öncelikli sorun bu şekilde gelişir.  [Proceedings National Academy of Sciences 103: 14678-83, 2006] Yandaki görüntüde okla gösterilen yerler, kalp damarlarındaki kalsiyum birikimleridir (plak).
• Kan sulandırıcı tüm ilaçlar (aspirin dahil) kan damarlarında kalsiyum birikimini 2 kat arttırırlar [Blood 104: 3231-32, 2004]
• Harvard Üniversitesinden Dr. John Abramson, kolesterol düşürücü ilaçların kalp krizi nedeniyle olan ölümleri azalttığına dair hiç bir belirtinin olmadığın bildiriyor.[Lancet. 2007 Jan 20; 369(9557):168-9]
• Bir çalışma, kolestrolün düşmesi ile beyin hücreleri yapısında bulunan kolestrol eksikliğine bağlı beyin ve sinir hastalıklarının ortaya çıkabileceğini bildirmiştir. [Drug Safety. 30(8):669-675, 2007]
• Kolestrol düşürücü ilaç kullananlarda karaciğer bozuklukları görülme oranı %448 artar.[Clinical Therapy 2007 Feb; 29(2):253-60]
• Kolesterol düşürücü ilaçların kullanımı ile ALS (amyotrofik lateral skleroz) görülme sıklığı artar. [Drug Safety 2007; 30(6):515-25]

Mevlüt Durmuş'un yorumu

Kalsiyum birikimi ile bildirilen görüşlere katılmamak elbette mümkün değil, bu bilimsel gerçeği bir çok kardiyolog maalesef görmüyor. Fakat kalsiyum birikiminin temel mantıksal nedeni konusunda biraz farklı düşünüyorum, bildiğiniz gibi makrofajlar (zararlı maddeleri ve mikropları yutan ak yuvarlar) farklı gördüğü yapıları bazen yok edemezler, fakat zararlarından dolayı söz konusu yapıyı hapsetmeleri ve etkisiz hale getirmeleri gerekir, bunun en güzel örneği tüberküloz (verem hastalığında) da görülür. söz konusu bakteriyi yok edemeyen makrofajlar, onu sararlarken kalsiyum salgılar ve hapseder. Aynı nedenle küçük lipoprotein parçacıkları da makrofajları harekete geçirir, ve damarlarda biz tüm bu oluşumlara aterom plakları deyip geçer, içeriğini özellikle sorgulamayız. Partiküller küçülür fakat küçülmenin nedenini de sorgulamayız.

Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın yorumu

Diyetteki yüksek kolesterol düzeyi koroner kalp hastalığına yol açmadığına göre 20. yüzyılın en büyük yalanı niçin sürdürülüyor?

Mevcut durumdan kimler yararlanıyorsa onlar. Yani ilaç sanayicisi, margarin ve sıvı yağ sanayicisi, düşük yağlı diyet sanayicisi, kalp ile uğraşan özel hastaneler ve buralara malzeme ve alet satan firmalar. Bu piyasanın cirosu trilyonlaca dolar ile ifade edilmektedir. Rantın sürdürülebilmesi ancak yalanın sürdürülmesi ile mümkündür. Bazı hekimler ve medya organlarının çoğu mevcut durumdan beslendiği için bu gerçekleri yeterince anlatmadıkları gibi kolesterol yalanını sürdürmektedir.

Önemli noktalar:

• Kolesterol bir zehir değil, hücrelerimiz için çok hayati bir maddedir.
• Kolesterol safra asitleri, D vitamini, kortizol, aldosteron ve seks hormonları (testosteron, östrojen) gibi hormon ve kimyasal maddelerin ham maddesidir.
• Kolesterol düşürücü ilaçlar seks hormonlarını da düşürürler!!!
• İyi (Cici!) kolesterol (HDL), kötü (Kaka!) kolesterol (LDL) diye bir şey yoktur. Sizden iyi olmasınlar her ikisi de görevlerini yaptıkları sürece iyidirler.
• Kolesterolün kendisi tehlikeli değildir, hatta yararlıdır, fakat onu yükselten neden tehlikelidir ya da tehlikeli olabilir.
• Vücudumuzda günde  2000-2500 mg kolesterol yapılır.
• Dışardan alınan ne kadar az ise içeride yapılan o kadar fazladır.
• Diyet ile alınan kolesterolün kan kolesterol düzeyine hemen hemen hiçbir etkisi yoktur. Boşuna ağzınızın tadını bozmayın!!
• Kötü yola düşen (oksitlenmiş) ya da yapı olarak küçülmüş kolesterol zararlıdır. Bunun total kolesterol düzeyiyle ya da LDL düzeyi ile fazla ilişkisi yoktur ve klasik laboratuar yöntemleri ile gösterilemezler. 
• Kan kolesterol düzeyi normal hatta düşük olan kişilerde de yüksek olanlar kadar ağır ateroskleroz gelişebilir.
• Koroner kalp hastalığı olanların yarısından fazlasında kolesterol düzeyi normaldir.
• Bir maddenin hem azı, hem normali hem de fazlası aynı hastalığa yol açtığını iddia etmek saçmalıktır.
• Koroner kalp hastalığının gerçek nedeni düşük yoğunluklu ateşsiz müzmin iltihaptır.

Ne yapmalı?

• Un ve şekerden mamül gıdaların tüketiminin minimale indirilmesi (Geniş bilgi için taş devri diyet listesine bakınız).
• Probiyotik yiyeceklerin  (kefir, ekşiyebilen yoğurt, boza, turşu, sirke, nar ekşisi vb gibi fermente besinler) tüketilmesi
• Et, süt ürünleri, yumurta, sebze meyve ve kabuklu kuru yemiş tüketilmesi
• Günde 3-5 dakika kültür fizik yapılması ve yarım saat kadar yürünmesi
• Güneşlenilmesi ve erken yatıp erken kalkılması
• Margarin ve sıvı (mısır,  soya, ayçiçeği) yağların kullanılmaması
• Bunların yerine hayvani yağların (iç yağı, kuyruk yağı, tereyağı) ve zeytinyağının yenilmesi (dedelerinizin yaptığı gibi)
• Günde en az  500-600 mg balık yağı aktif maddesi (EPA+DHEA) alınması. Kalp hastalığı olanlarda günlük doz 1800-3000 mg

Bu öneriler sizi sadece kalp hastalığına karşı değil diğer müzmin hastalıklardan da korur.

Beslenmebulteni.com



Bu haber 941 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,346 µs