Komutanlar Oval Ofis'te bulunacak mı?

4 Kasım 2007 16:13 tsi
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, dış seyahatlerde bulunan heyet kadrolarıyla ilgili kararları Başbakan'ın verdiğini, ABD heyetini de Erdoğan'ın oluşturduğunu açıkladı. ABD seyahatinde bulunan Erdoğan'la birlikte bulunan Genel Kurmay 2. Başkanı Ergun Saygu

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Irakla ilgili konularda ABD'nin sorumluluğu var ve biz bu sorumluluğun gereğini istiyoruz'' dedi.

Atalay, Mehmet Acet'in sunduğu Kanal 7 Televizyonu'nda yayımlanan ''Başkent Kulisi'' programına katılarak, soruları yanıtladı. Hakkari'deki terör saldırısının ardından irtibat kurulamayan 8 Türk askerinin ''serbest bırakılmasına'' ilişkin soru üzerine konuyla ilgili açıklamayı Genelkurmay Başkanlığı'nın yapacağını ifade eden Atalay, ''Askerlerimizle ilgili geçtiğimiz günlerde devletimizin bütün mekanizmaları, bütün kurumları çok yoğun bir çaba sarf etti.

Terörü önlemek, ülkemizden terör belasını uzaklaştırmak, terörle mücadele, Irak'tan ülkemize uzanan terörü kurutmak...Terörle bütün boyutlarıyla mücadele yönünde çabalarımız sürüyor'' dedi.

Haber7'den alınan habere göre, askeri, diplomatik, ekonomik ve siyasi bütün enstrümanların, bütün boyutlarıyla çalıştığını belirten Atalay, Genelkurmay Başkanlığı'nın konuya ilişkin açıklamasının aktarılması üzerine de, askerlerin ailelerine geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki muhatabının daima merkezi Irak yönetimi olduğunu belirten Atalay, ''Öncesi, şimdi ve sonrası biz Irak yönetimini muhatap olarak alıyoruz, alacağız. Diğer bütün unsurlar bu bütünlük içinde, merkezi Irak yönetiminin içinde mevcudiyetini sürdürerek değerlendirilebilir, biz öyle bakıyoruz'' dedi.

Terör konusunda Türkiye'nin çok ciddi, büyük devlete yakışır, kapsamlı bir uluslararası diplomatik çalışma yaptığını belirten Atalay, ABD'nin sadece Türkiye'nin stratejik bir ortağı olmadığına işaret etti. Atalay, ABD'nin şu anda Irak ile ilgili konularda birinci derece söz sahibi olduğunu belirterek, ''Irak'ta koalisyon güçleri var ama tabii orada ön planda ABD var. Irakla ilgili konularda ABD'nin sorumluluğu var ve biz bu sorumluluğun gereğini istiyoruz'' dedi.

''ARTIK SABRIMIZIN SON SINIRINA GELDİK''

''PKK terörü aslında şu anda bütün dostlukların adeta bir samimiyet testidir'' diyen Atalay, uzun süredir bu konudaki taleplerin iletildiğini söyledi. Çalışmalar, görüşmeler yapıldığını, her fırsatta bu konunun gündeme getirildiğini, ancak şimdiye kadar çok etkili olumlu gelişmenin görülmediğini anlatan Beşir Atalay, şunları kaydetti: ''Şu anda Türkiye çok farklı bir durumda. Bıçak kemiğe dayandı. Artık sabrımızın son sınırına geldik. Bütün kararlılığımızla biz bunun üzerindeyiz, artık eylem bekliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bütün mekanizmaları, bütün kurumlarıyla ve doğudan batıya, kuzeyden güneye, bütün toplumumuzla, milletimizle birlikte bu kararlılık içindeyiz ve bu konudaki son adımları da atma kararlılığındayız. Bunu kendilerine zaten anlattık. ABD Dışişleri Bakanı 2 gün önce buradaydı, dün de İstanbul'daki toplantıdaydı. Kendilerine bunlar anlatıldı. Şimdi en üst seviyede görüşülecek.'' Irak'ta bir otorite boşluğu ve dağınıklık olduğunu kaydeden Atalay, terörün zemin bulacağı, besleneceği bir ortam bulunduğunu söyledi. Atalay, Irak merkezi hükümetin iyi niyetine ve samimiyetine inandıklarını da vurguladı.

''BİZ ABD'DEN KARARLILIK VE SOMUT TEDBİRLER İSTİYORUZ''

Irak'taki otorite boşluğunun terör örgütü PKK ve değişik terör örgütlerinin yuvalanmasına, orada eğitim görmesine fırsat verdiğini ifade eden Atalay, ''Biz ABD'den kararlılık ve somut tedbirler istiyoruz'' dedi. ''Bu çalışmaların ABD ve Irak merkezi yönetimi ile birlikte yönetilmesinin kaçınılmaz olduğunu'' söyleyen Atalay, bunun 'izin almak' olarak değerlendirilmemesini istedi. Atalay, şöyle devam etti: ''Herkes bilir Türkiye güçlü bir ülkedir, Türkiye kendi kararlarını verebilir ve onu kararlılıkla uygular ama biz bütün mekanizmaları ve bütün imkanları kullanıyoruz, kullanmak durumundayız. Şu anda büyük bir devlete yakışır, büyük bir ciddiyetle uluslararası platformda her imkanı kullanıyoruz. Tabii oralarda hem kendi haklılığımızı anlatıyoruz, şu anda bu çok iyi anlaşıldı. Ben Türkiye'nin bu konuda çok ileri, çok kapsamlı ve çok planlı bir çalışma yürüttüğünü görüyorum.''

Şu anda Türkiye'nin haksız olduğunu düşünen kimsenin olmadığına işaret eden Atalay, ''Ama herkesin de bizim de dileğimiz siyasi, diplomatik süreçler içinde bu konu çözümlensin artık. Irak'ın kuzeyinden, Irak topraklarından ülkemize terörist müdahale, saldırı, herhangi bir şey olmasın. Bizim de dileğimiz bunun diplomatik süreçler içinde kararlılıkla çözülmesidir'' dedi.

''İNCE İNCE DOKUYORUZ''

Beşir Atalay, dün İstanbul'da yapılan Genişletilmiş Irak'a Komşu Ülkeler Toplantısının önemine ve katılımın yoğunluğuna dikkati çekerek, bu tür platformların Türkiye tarafından iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin çok ciddi bir diplomatik atak yürüttüğünü belirten Atalay, Türkiye'nin uluslararası camianın bir parçası olduğunu ve bu süreçleri iyi değerlendirmedikçe, haklıyken haksız duruma düşebileceğini vurguladı. ''Onun için buraları biz ince ince dokuyoruz. 'Gidecek izin alacak' gibi ucuz değerlendirmeler oluyor, bu böyle değil. Biz rastgele bir ülkeye gitmiyoruz. Şu anda bizim muhatabımız olan Irak'ta sorumluluğu büyük olan bir ülkeye gidiyoruz'' diye konuşan Atalay, yürütülen diplomatik temasların Türkiye'nin kararlılığını pekiştirdiğini ve Türkiye'ye desteği artırdığını kaydetti.

Türkiye'nin bir planı ve stratejisi olduğunu kaydeden Atalay, bu sürecin içinde askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik boyutları olduğunu hatırlattı. Şu anda uygulanan pek çok çalışma olduğunu ifade eden Atalay, ''Biz ne yaptığını bilerek bütün boyutları iyi dokuyarak stratejimizi yürütüyoruz'' dedi. Yürütülen tüm çalışmaların açıklanmadığını ve böyle bir zorunluluk olmadığına da dikkat çeken Atalay, zamanından önce açıklamanın bazı uygulamaları zorlaştırabileceğini vurguladı.

''DEVLET SORUMLULUĞU İÇİNDE HAREKET ETMEK''

Beşir Atalay, ABD ve Irak'a tüm isteklerin iletildiğini, şu anda ABD'den somut teklif ve tedbir beklendiğini ifade etti. Türkiye'nin terörle mücadele konusunda Irak'tan beklentilerinin çok açık olduğunu anlatan Atalay, Türkiye ile Irak arasında imzalanan Terörle Mücadele Anlaşması'nda bu noktaların hepsinin yer aldığını söyledi.

Somut adım olarak ifade edilen beklentilerin içinde, terör örgütünün oradaki çalışma ve eğitim zeminlerinin ortadan kaldırılması, medya yoluyla propagandalarının önlenmesi, finans kaynaklarının kurutulması gibi boyutların olduğunu kaydeden Atalay, ''Somut adımlar dediğimiz terör örgütünün oradaki yaşama şartlarının ortadan kaldırılmasıdır'' dedi.

Şu anda Irak merkezi yönetiminin denetiminde, Irak'ın kuzeyinden önemli gelişmeler olduğuna da dikkat çeken Atalay, bu işaretleri ciddiyetle takip ettiklerini, bunların göstermelik değil, kalıcı, ciddi olmasını ve süreklilik taşımasını ümit ettiklerini dile getirdi.

Sadece ABD'ye değil, tüm uluslararası camiaya, taraflara ''Bunu önleyin, tedbirler alın'' dendiğini hatırlatan Atalay, bundan sonraki adımları Türkiye'nin atacağını ve bunun da herkes tarafından bilindiğini kaydetti. Devlet sorumluluğu içinde hareket edilmesinin önemine de değinen Atalay, toplumun üzüntüsünü ve kamuoyundan tepkisini de çok iyi anladıklarını ancak bu konuların heyecan ve hamaset ile değerlendirilemeyeceğini vurguladı. Terör saldırılarının ardından toplumda oluşan haklı tepkiyi paylaştıklarını belirten Atalay, toplumu kutuplaşmaya götürecek provokasyonları önlemek konusunda da gerekli tedbirlerin alındığını anlattı. Atalay, tahrik ve provokasyon niteliğindeki tekil girişimlerin vatandaşlar arasında da destek görmediğini ifade etti.

''HEDEFİMİZ IRAK, IRAK HALKI DEĞİL, TERÖR ÖRGÜTÜ''

Atalay, terörle mücadele kapsamındaki ekonomik yaptırımlarla ilgili bir soruyu yanıtlarken de ''Hedefimiz Irak değil, Irak'ın toprağı değil, Irak'ın halkı değil, bizim hedefimiz terör örgütüdür ve teröristlerdir. Ekonomik tedbirler konusunda bu açıdan incelikle çalışılıyor. Ne Kuzey Irak halkı ne de bizim o bölgede yaşayan halkımız zarar görsün istemiyoruz. Terör örgütü ve ona destek verenler bizim önceliğimizdir'' karşılığını verdi.

Bölgede terör örgütü tarafından istismar edilen vatandaşların bu durumdan en fazla zararı kendilerinin gördüğünü artık farkına vardıklarını belirten Atalay, terör örgütünün zeminin kaybolduğunu, bu nedenle yeniden silahlı eylemlere başvurduğunu ifade etti.

''Terörle mücadelenin askeri boyutla ilgili konsept değişikliğinin gerektiği'' yönündeki açıklamaların hatırlatılması ve bu konuda bir hazırlık olup olmadığının sorulması üzerine de Atalay, ''Bu anlayış şu anda ciddi şekilde gelişti, ama bunun uygulanması bir süreç. Zaman alır'' dedi. Güvenlik güçlerinin içindeki özel eğitimli birimlerin varlığını hatırlatan Atalay, ulaşılmak istenen hedefin terörle mücadelenin daha eğitimli ve şartlara daha iyi uyum sağlayabilen güvenlik güçleri birimleriyle sürdürülmesi olduğunu belirtti. Atalay, bir başka soru üzerine de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretinde çok boyutlu görüşmeler yapılacağını, bunun önemli bir boyutunun da askeri konular olacağını, ABD'ye giden heyette Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinden en üst seviyede katılım olmasının da tabii olduğunu söyledi. Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'ün de ABD'ye gittiğini, ilgili kurumlardan da katılım olduğunu hatırlatan Atalay, ''Her seviyede detaylı görüşmeler olacak. Sadece Başkan ile bir görüşme değil. Diğer kurum yetkilileri arasında da önemli görüşmeler olacak'' dedi. Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı George W. Bush ile yapacağı görüşmeye Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'un katılıp katılmayacağı sorusu üzerine Atalay, ''Ben o ayrıntıyla ilgili yanlış bir şey ifade etmek istemem. Belli seviyede bir katılım olacak, ben katılacaklar diye düşünüyorum'' dedi.

ABD'ye gidecek heyetin Başbakan Erdoğan tarafından oluşturulduğunu da ifade eden Atalay, dış seyahatlerde heyetle ilgili kararların Başbakan Erdoğan tarafından verildiğini hatırlattı.

''TÜRKİYE BÖLGEDE BELİRLEYİCİ ÜLKE''

Atalay, Türkiye ve ABD arasında gerçekleştirilecek görüşmelerin burada takınılacak tavrın çok ciddi bir samimiyet testi olacağını vurgulayarak, bundan sonraki ilişkilerde de belirleyici rol oynayacağını ifade etti. ''PKK dışında bütün bölgeyi ilgilendiren önemli bir takım gelişmeler beklemeli miyiz?'' şeklindeki soru üzerine de Atalay, terör örgütü PKK'nın burada hareketliliği artıran bir unsur olduğunu, ancak bölgedeki karmaşıklığın zaten herkes tarafından izlendiğini söyledi.

Atalay, ''Türkiyesiz bu bölgede denge olmaz. Türkiye, bu bölgede çok belirleyici bir ülkedir. Bunu zaten bölge ülkeleri de bilirler. Şu günler ve görüşmeler, hem Türkiye'nin izleyeceği politikalı hem de bölgedeki gelişmeleri çok fazla etkileyecektir. Bölgeyle ilgili önemli bir dönemeçteyiz'' şeklinde konuştu.

Atalay, ''PKK ile mücadele dışında Türkiye başka ne istiyor?'' sorusuna karşılık olarak da ''Bizim en önemli isteğimiz bu bölgede normalleşmenin hızlanması ve bunun başında da Irak'taki normalleşmenin hızlanması geliyor. Biz Irak'ın toprak bütünlüğünü istiyoruz. Şu anda merkezi hükümetin otoritesinin bütün ülkede etkin olması ve huzur içinde demokratik sistemle refahını artıran bir devlet olarak yaşamasını istiyoruz'' karşılığını verdi. Hassas bir süreçten geçildiğini, bu süreçte ülkenin birlik ve beraberliği yönünde tüm kesimlere önemli görevler düştüğünü anlatan Atalay, bu kesimler arasında basının da bulunduğu belirtti. Atalay, bu kapsamda basından yeterli desteği bulamadıklarını ifade ederek, hükümet olarak hiçbir zaman yasaklamalardan yana olmadıklarını da kaydetti.

Bu haber 331 defa okundu.