En Sıcak Konular

“Kendini yok ederek” büyüyen tek ekonomi!

1 Kasım 2007 14:42 tsi
“Kendini yok ederek” büyüyen tek ekonomi! Ballandırılarak anlatılan büyüme, ülkedeki sağlam dinamiklerin zorlanarak, ‘sıcak para, düşük kur, artan dış ticaret açığı, cari açık gibi’ etkenler ile sanal bir tablo oluşumudur. Ballandırarak anlatılan ‘stabilite’ ise “art

Yiğit Bulut/Vatan

“Kendini yok ederek” büyüyen tek ekonomiyiz... 

Size bir soru sorarak başlamak istiyorum; Türkiye büyüyor mu? “Evet, büyüyor” diyorsanız, ikinci bir soru ile devam etmek istiyorum: Tabana yayılmış, aynı anda “ekonominin bütün çarklarının” genleştiği bir yapı varsa; patronlar, sivil toplum kuruluşlarının başındakiler ve en önemlisi ‘sıcak para döngüsü’ dışında kalan halk, neden feryat ediyor?

“Halkın sorunu yok” diyorsanız, size sivil toplum örgütlerinin başkanlarının, üreterek kazanan iş sahiplerinin yaptığı açıklamalardan bazı örnekler, buyurun bir göz atın:

* Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütlerinden birinin başkanı konuşuyor: “(...) Türkiye tamamen ithal ürünleri tüketen, üretenin cezalandırıldığı bir ülke haline geliyor. Cari açık 2006’da kaldırılamayacak şekilde patlayacak. Daha açıkçası, ekonominin sağlam olması gereken bacakları tek tek kırılıyor.”

* Başka bir sivil toplum örgütünün yöneticisi: “(...) Türkiye, 1875 Osmanlı’nın son günlerine geri dönüyor. Kontrolsüz ithal mallar, Gümrük Birliği’nin de etkisiyle üreticinin belini kırarken, düşen kur üreteni cezalandırıyor.”

* İMKB’de de işlem gören, Türkiye’nin en büyük üreticilerinden bir şirketin en büyük ortağının sözleri: “(...) Dayanamayacağım, işçi çıkarmamak için zorlanıyoruz ama sona yaklaştık...”
Sevgili dostlar, yukarıda isimleri siyasi otoritenin tepkisini çekmesin diye vermedim. Önemli olan isimler değil söylenenler ve maalesef söylediklerinin hepsi doğru. Doğru ve en önemlisi feryatları sadece kendileri için değil, feryatları “yok olan, dönüştürülen” üreten Türkiye modeli için...
Peki sorun nerede? “Her şey çok iyi” diyenler bu derece yanılıyor olabilir mi ? Birlikte sorgulayalım...

*Cari açık ve dış ticaret açığında rekorlar kıran, yani parasını değerli kılarak ithal mallarını kendi ülkesinde ucuz hale getiren, döviz kurunun sıcak para girişi ile devamlı düşen bir trend içinde kalmasını sağlayan her ülke; kısa vadeli tanımlanmış bir gözlem aralığında büyür.

* Evet, son 5 yılda ‘açıklanan veriler’ bir büyüme rekorudur ama dünyanın ilk ve tek cari açık ve dış ticaret açığı ile sağlanmış bir büyüme rekorudur. Bu aslında büyüme değil, cari açık ve dış ticaret açığı gibi iki önemli değişkeni dibine kadar zorlayan ve ekonomiyi orta ve uzun vadede sakat bırakacak illüzyondur.

* Bu büyüme Türk üreticisinin büyümesi değil, Türkiye’ye mal satan yabancı üreticilerin büyümesidir. Türkiye’ye 2003 yılında 100 birim mal satan bir yabancı üretici 2003-2007 arasında yıllık ortalama yüzde 5-15 arasında büyüyerek, düşük kur ile “büyüdüğümüz kadar fazla mal” satar hale gelmiştir. Bu denklem değişikliği o firmanın Türkiye’deki rakibinin de kapanmasına, iflas etmesine yol açmıştır. Böyle büyüme olur mu? Dünya üzerinde kendi üreticisini yok ederek büyüyen bir ülke örneği daha var mı?

*Büyümeyi sağlayan ‘kuru basarak’ aynı anda sıcak paranın rantını maksimize eden dinamiğe, serbest dolaşamadığı için mal satamayan yerli endüstrinin günden güne ithalatçı olması gerçeğini ekleyin, ortaya çıkan sonuç çok net; ithalata dayanan kısa vadede lüks tüketim ile yerli üreticinin yok olması pahasına büyür görünen bir ekonomi.

Sonuç: Ballandırılarak anlatılan büyüme, ülkedeki sağlam dinamiklerin zorlanarak, ‘sıcak para, düşük kur, artan dış ticaret açığı, cari açık gibi’ etkenler ile sanal bir tablo oluşumudur. Ballandırarak anlatılan ‘stabilite’ ise “artan sıcak paranın” sağladığı “sürdürülemez” bir durumdur.
Son soru: Siz hiç büyüyen bir ekonomide insanların borcundan dolayı intihar ettiğini, üretimden para kazanan tesislerin patronlarının ağladığını, işçi çıkarıldığını, hırsızlığın arttığını, kapkaçın şehirleri esir aldığını, işsizliğin rekor kırdığını, rekabet edemeyen üreticinin aynı malın ithalatçısı olduğunu gördünüz mü?

Önemli not: Yukarıdaki tespitler ‘kısa vadede’ finansal stabilite bozulacak, 1994-2001 tipi dalgalanmalar yaşayacağız anlamına gelmez. Sistem ‘entropik’ bir yapı olduğu için dağılıp kaosa geçmeye eğilimli olsa bile, içeridekiler veya yeni katılımcılar ‘sistemi beslemeye’ devam ettikçe yani ‘para ekleyerek kazanç sağlamaya’ devam ettikçe dağılmadan devam eder. Nereye kadar? ‘Marjinal kuruş, marjinal kâr’ sağlamadığı noktaya kadar. Bu nokta gelince, içerideki kârın transferi başlar ve sanal kule çöker.
 



Bu haber 1,567 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,183 µs