İstihbarata karşı Karadeniz: ABD ölü soyuyor!

26 Ekim 2007 15:02 tsi
Karadeniz’in ‘kara sırrı’na Moskova ve Ankara beraber direniyor. Salt Türkiye değil tüm dünya Kuzey Irak’a odaklanmışken, Washington olası yardımları için Karadeniz’den pay istiyor. Satır arasındaki tek bir cümle, iki yıldır

‘Diplomatik enişte’ Matt Bryza’nın açıklaması şu: ‘PKK Karadeniz için de tehlike!’ Normal cevap şu; ‘Sana ne kardeşim?’ Tabii Kuzey Irak’la ilgili cümlelerin içinden çıkarıp, bunun söylendiğini fark ederseniz.

Sadece Türkiye değil, tüm dünya Kuzey Irak’a odaklanmışken, Ankara’nın gözü de başka bir şey görmezken, ABD’nin-alakasız-Karadeniz önermesi ne demek? Aslında uzun analizlere gerek yok.

ABD’nin derdi hala  sineğin yağını çıkarmak. Kuzey Irak’ta ‘yaralı parmağa’ bir iyilik yapılacak ya. Karşılık olarak Moskova ve Ankara’nın kapı gibi önünde durduğu Karadeniz’e girmek için laf çarpılıyor.

Karadeniz’deki mesele ne?

İlk önce haberi netleyelim. ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matt Bryza, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Dışişleri Bakanları Konseyi 17. Toplantısı’na katıldı.

Sonra da herkesin takip ettiği tek konu olan Kuzey Irak’la ilgili gazetecelerin sorularını yanıtladı.

Cümle şu; "Rehinelerin serbest bırakılması için Irak ve Türk hükümetleriyle elimizden geleni yapıyoruz. PKK tehdidinin ortadan kaldırılması için bir çok söz verdik ve arkasındayız. Sözlerimizi yerine getirmemiz gerekiyor. Ve bunun üzerinde çalışıyoruz. Türk ve Irak hükümetleriyle işbirliğinde ilerleme kaydettik. Evet, somut sonuçlara ulaşmamız gerektiğini biliyoruz. PKK Karadeniz için de önemli ve tehlikeli."

Hiçbir yazılı basın organı ve görüntülü medya bu satırı metnin içerisinden çıkarıp almadı, alamadı. Karadeniz ne alaka  diye soranlar bile, Bryza’nın katıldığı toplantı vesileyisle bunu söylediğini düşündü.

Ama hiç öyle değil. Yine unutuldu ama Türkiye ve ABD arasında yaklaşık 2 yıldan bu yana Karadeniz’de ABD varlığı bulunup bulunup bulunmaması konusunda inanılmaz çekişmeler yaşanıyor.

Gerçi Ankara’nın tavrı sabit ama ABD bastırmayı sürdürüyor. Gerekçe şu; Akdeniz’de bulunan ve ABD varlığı olan güvenlik gücünün (deniz filosu) bir kısmının Karadeniz’de de aynı görevi yürütmesi.

Amerika, Karadeniz’e sınırı olan ülkeleri de bağlamış durumda. Romanya ve Bulgaristan tamamen ABD yanlısı bir tutum izliyor ve NATO’ya katılım ve AB ilişkileri yüzünden Washington ne derse onu yapıyor.

Bu nedenle ABD’nin Karadeniz’e askeri güç getirmesine hiçbir itirazları olmadığı gibi, bu projey destek verip, savunuyorlar.

İtiraz eden ülkeler ise iki tane. Türkiye ve Rusya. İki ülke, “girmediğiniz bir orası kalmıştı” bakışı ile bu öneriyi kesin biçimde reddediyor. Diplomatik yanıt da şu: “Karadeniz’de bu iki ülke kesin güvenlik sağlıyorlar ve yine bu iki ülkenin haberi olmadan buradan kuş uçması mümkün değil. Kusura bakmayın.”

Şu ana kadar da ABD, çaldığı Karadeniz kapısını açtırabilmiş değil. Kimsenin açmaya da niyeti yok.

Peki ABD, askeri gücünü Karadeniz’e taşımaya neden bu kadar meraklı? Birden çok sebebi var. Bunlardan ilki, Amerika’nın Ortadoğu’yu artık Basra miğferi ile sınırlı bir bölge olarak değil, Karadeniz ve Hazar miğferini de kattığı bir coğrafya olarak görmesi.

Teorik tarafı bu. Pratik sebepleri de mevcut. Örneğin Karadeniz’in açık biçimde enerji yolu olması ve gelecekte de bu vasfının yükselecek olması. İkincisi, Karadeniz’de Rusya’ya ve hakimiyet kurmak isteği bölgelere karşı bir çember yaratmak istemesi.

Bu konu, Rusya’nın Suriye limanlarında bir askeri üs kurma girişiminden-ki şu an itibariyle bu boyutu da aşmış durumda-sonra daha da hararetlenmiş gözüküyor.

Bugün için Karadeniz meselesi elbette gündemde değil ama bu konuya ABD çok önem veriyor ve kritik buluyor. İşte, tam da Kuzey Irak’a ilişkin yardım vaadlerinin ve yumuşama belirtilerinin gelmeye başladığı bir dönemde Karadeniz konusunun ortaya çıkmasının sebebi bu.

ABD, “e, siz de bizi görürsünüz”e getiriyor. Bunun ima edilmiş olması bile-ki açıkça zaten söylenmez bunlar-son derece sakil ve çirkin. Amerika hala “burada biraz geriledik ama başka ne çıkarabiliriz derdinde.

Bu haber 2,591 defa okundu.