Avrupa sorumlusundan PKK: Artık stratejileri yok!

25 Ekim 2007 19:05 tsi
PKK'nın eski bir Avrupa Sorumlusu, PKK'nın şu an içinde bulunduğu durum, Öcalan'la yapılan pazarlıklar ve avukatlarıyla talimat gönderebilmesiyle ilgili çok ilginç bilgiler verdi. İşte Avrupa sorumlusunun ağzından PKK..

Hakkari'de gerçekleştirilen hain saldırının ardından yeniden gündemin merkezine oturan PKK'ya ilişkin eski Avrupa Sorumlusu'ndan çok önemli iddialar ortaya atıldı. Terör örgütünün eski Avrupa sorumlusu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin PKK liderlerinin diş sayılarını bile bildiğini iddia etti.

Terör örgütün 500-600'ü Kandil Dağı'nda olmak üzere Kuzey Irak'ta 3 bin civarında; Türkiye sınırları içindeyse 1200 kadar silahlı mensubu olduğunu ileri süren sorumlu, son yedi yılda 2 bin PKK'lının örgütü bırakıp Kuzey Irak'a yerleştiğini, evlenip sivil hayata başladığını söylüyor.

Yeni Aktüel dergisine açıklamalarda bulunan PKK'nın eski Avrupa sorumlusu, PKK üstündeki hâkimiyetini sürdürebilsin diye Öcalan'a olanak tanındığını iddia ediyor.

12 yıl PKK'da yer aldıktan sonra anlaşmazlığa düşerek örgütten ayrılan eski örgüt yöneticisi, Türkiye'de demokratik süreç iyi kötü ilerlerken, terör örgütü PKK neden şiddeti yeniden tırmandırdığını şöyle anlatıyor:

"PKK büyük bir çıkmaz içinde. Programlarına bakarsanız, Türkiye'ye entegrasyonu savunuyorlar. Bir toprak talepleri de yok; Türkiye'nin mevcut sistemi içinde çözüm bulmaktan bahsediyorlar. Ama öte taraftan da silahlı mücadele yürütüyorlar. Temel paradoksları bu: Artık bir stratejileri kalmaması. Hatırlarsanız, Türkiye 2002'de bir pişmanlık yasası çıkarmıştı. O zaman devlet PKK'nın üst düzey isimlerini o pişmanlık yasası kapsamına dahil etseydi, dağdakilerin hepsi gelecekti. Beklentileri bu yöndeydi. Ama devlet o isimleri pişmanlık yasası kapsamına almadı. Haliyle PKK artık dağa mahkûm olmuş bir güç. Eylemden başka bir alternatifi yok. Ordunun operasyonları da devam ettiğine göre, çatışmak durumunda. Ve Türkiye'den bazı çevreler de dahil birçok kesim PKK'nın bu durumunu kullanmaya çalıştı.

'Öcalanla pazarlık yapıldı'

Öcalan yakalandığında Türkiye'ye "Beni örgütümü tasfiye eden adam durumuna düşürmeyin. Kürtler tarafından hainlikle suçlanacak pozisyona getirmeyin" demişti. PKK'nın üstündeki hâkimiyetini sürdürebilsin diye Öcalan'a olanak tanındı! Örgütü yönetmesine aracılık eden avukat görüşmeleri, bu olanaklardan biriydi.

PKK'nın 2004'te ateşkese son verme kararı aldığı kongresine, şimdi Berlin'de yaşayan Mahmut Şakar başta olmak üzere, Öcalan'ın avukatları da katılmıştı. Kongre kameraya kaydediliyordu. Şahin kanat dahil PKK yönetiminin ağırlıklı bir kesimi ateşkesi bozup eylemleri tekrar başlatmaya karşıydı. Tartışmalar artınca, Öcalan'ın avukatları, kayıttaki kameraları kapattırarak "Önderimizin kararıdır, bu kongreden bu savaş kararı çıkacak" dediler! Ama devletin, PKK sorununu Türkiye içinde tasfiye etmeye çalışırken hesaplamadığı bir şey oldu: Irak'ın işgali! Amerika'nın Irak'a müdahalesi ve Irak'ın kuzeyinde federatif bir Kürt hükümetinin ortaya çıkması hem Türkiye'nin hem PKK'nın planlarını boşa çıkardı. Yoksa Türkiye 1999'da PKK'yı ve Öcalan'ı kendi çizgisine yakın bir noktaya getirmişti. Türkiye için Kuzey Irak'taki federatif oluşum, PKK kadar önemli ve öncelikli oldu. PKK nedeniyle çıkarılan tezkere de, aslında Kuzey Irak'taki Kürt hükümeti üzerinde bir baskı unsuru. "


Öcalan'ın örgüt üzerindeki etkisinin halen dört dörtlük olduğunu savunan eski örgüt yöneticisi, açıklamalarını şöyle sürdürüyor:

"Bunun dışına çıkamazlar. PKK'nın merkez adamlarının, Öcalan'ın yakalanmasından önce de iradeleri kırılmış, ideolojik inançları kalmamıştı. Haliyle Öcalan'a alternatif geliştirebilecek bir pozisyonları yok. Kendileri de bitmiş, inançları da. Ama Kuzey Irak'ta bir Kürt devletinin oluşumu hesapları alt üst etti. Yine de Öcalan bugün silahları bırakın, dese ya da bir genel af çıksa örgüt feshedilir. Mehmet Ağar, düz ovada siyaset yapsınlar derken bunu çok iyi biliyor. Ama Türkiye'de bazı derin kesimler bundan yana değil. Çünkü onların daha Irak'a yönelik hesapları var."

PKK'da bölünmenin olmadığını iddia eden eski örgüt yöneticisi: "O eylemlerin hepsini PKK yapıyor, hiçbiri PKK'nın inisiyatifi dışında gelişen şeyler değil. Zaten devlet de bu söylemleri ciddiye almıyor, çünkü devlet PKK'yı çok iyi biliyor. Liderlerin ağzındaki dişlerin sayısına kadar her şeyi biliyor devlet." diye iddialı bir çıkışta bulunuyor.

"PKK'ya yeni katılım, yılda 100 kişiyi geçmez"

PKK'ya katılım noktasında dünle bugün arasında nasıl bir fark var?

Terör örgütüne katılanların senede 100 kişiye geçmeyeceğini anlatan eski örgüt yöneticisi,

"En büyük katılımlar 1992-93-94 yıllarında oluyordu. Ayda en azından 150-200 katılım vardı. Şimdi dönemsel olarak 10-15'i senede de 100 kişiyi geçmez. Zaten Kuzey Irak'tan katılım olmuyor artık. Suriye Kürtleri de pek rağbet etmiyor. Katılanlar yine daha çok Türkiye Kürtleri'nden. Katılımın azalması, büyük oranda PKK'nın siyasal inandırıcılığını yitirmesiyle ilgili." şeklinde konuşuyor.

Bu haber 927 defa okundu.