Bu Hizbullah, o Hizbullah değil!

Çoğumuz Beykoz Kavacık'tan evlerimize dolan o görüntüleri hatırlıyoruz. Türk polisi belki de tarihindeki en başarılı operasyonlarından birisine imza atarak, terör örgütü Hizbullah'ın lideri Velioğlu'nu ölü olarak ele geçirmişti.

O dönemden sonra hakkında birçok dedikodu ortaya atılan, hatta bazı devlet görevlileri ile ilişkisi olduğu iddia edilen Hizbullah, uzun bir zamandır unutulmuştu. Ta ki İsrail, Lübnan'a saldırıncaya kadar. Lübnan Hizbullahı'nın İsrail direnişinde gösterdiği başarı ve Ortadoğu halkları arasında popüler hale gelmesi ile bazı haberlerin yayınlanmasının eş zamanlı çıkışı tesadüf olmasa gerek.

Hizbullah yeniden!

Hizbullah ile ilgili yayınlanan haberlerden birisi şu: "MİT, PKK ve Hizbullah bağlantısı açığa çıkarıldı." Aslında daha önce, Temmuz ayı başında çıkan bu haber, tekrar gündemde. Üstelik bu kez sadece Hürriyet'te değil, NTV ve diğer kanallarda da şifreler ile ilgili uzun dosyalar yayınlanıyor. NTV hafta boyunca dosyasını yayınlamaya devam edeceğini duyurdu. Haberin özeti şöyle: "Hizbullah lideri Velioğlu'nun  öldürüldüğü Beykoz operasyonu sırasında tahrip edilen bilgisayar hard disklerinin ABD'de yapılan çözümleri, PKK-Hizbullah ve MİT arasında iç içe geçmiş ilişkileri ortaya çıkardı."

Peki, bu yeniden gündeme getirilen haberin Lübnan Hizbullah'ı ile Türkiye Hizbullah'ı arasında bağ kurmak ile bir ilgisi var mı? En azından zihinlerde soru işareti yaratmak… Bu konuyu belki de ilk dile getirenlerin başında yer alıyor Ertuğrul Özkök. Özkök önceki gün yazdığı yazısında, bir sosyolog olarak, Hizbullah'ın Lübnanlı bebelerin ölümüne nasıl yol açtığını anlatıyor. Lübnan Hizbullah'ına karşı yürütülen bu açık psikolojik harekatta sadece Hizbullah kullanılmıyor elbette.  Vatan Gazetesinden Mehmet Tezkan ise "Hizbullah ile PKK arasında ne fark var" diye soruyor. Aynı Hikmet Çetin'in Afganistan'dan duyurduğu gibi: "Hizbullah PKK ile aynı yöntemi kullanıyor."

Bu benzetme doğru değil!

Lübnan Hizbullah'ının verdiği rahatsızlık aşikar. Fakat şu ayrımı yapmak gerekiyor. Lübnan Hizbullah'ı=Türkiye Hizbullah'ı=PKK denklemi çok yanlış. En azından sosyolojik gerçekleri yansıtmıyor.

PKK ve Hizbullah Türkiye'de terör sorununun başta gelen aktörleri olarak terör örgütleridir. PKK ülkemizi bölmeye çalışırken, Hizbullah haksız yere kan dökmüştür. PKK terör örgütüdür, çünkü devletin toprak bütünlüğüne karşı çıkıyor. PKK halka yardım etmiyor. Güneydoğu Anadolulu vatandaşlarımız, ve Doğu Anadolu, PKK'dan illallah demiş. Türk devletine sahip çıkmış. Bayraklarını alıp sokaklara koşmuş, terörü lanetlemiş. Lübnan halkı, Ermenisi, Hristiyanı, Müslümanıyla, "Hizbullah da Hizbullah" diyor.

ABD'nin her dediği doğruysa...

İsrail'in saldırılarına cevap veren bir örgütten bahsediyoruz. Kullandığı yöntem, şehir sokaklarında savaşması, sivilleri savaşa katması yanlış olabilir. Fakat başka bir ülkenin saldırısı altında olan bir ülkenin insanlarından bahsediyoruz. ABD ve İsrail Hizbullah'ı terör örgütü olarak kabul edebilir. Fakat ABD'nin bu bölgeyi ne kadar yanlış tanıdığı Irak'ta düştüğü durumdan aşikar. Dolayısıyla ABD'nin bölgemiz ile ilgili yaptığı her analizin doğruluk derecesi yüz de yüz doğru diye bir şey yok.

Dahası şu hataya da düşmemeliyiz. Kimin terörist kimin vatansever olduğu özellikle Irak savaşı ile karıştırılmaya başlandı. ABD'de masum sivilleri vuranlar elbette teröristtir. Fakat Irak'ta işgale karşı direnenlere terörist demek, orada teröristler cirit atsa da, her eline silahı alanı terörist diye yaftalamak adil değil. Şu önemli bir soru işareti: Acaba, Allah korusun, Türkiye "birileri" tarafından işgal edilse, biz de elimize silahımızı alarak, ülkemizi korumaya kalkışsak, ve o "birileri" bizi terörist ilan etse, "İstanbul basını" bize de terörist mi diyecek? Kurtuluş Savaşı'ndan gerekli ders alınmadı mı?