En Sıcak Konular

Kapıdaki tehlike: Susuzluk

0 0 0000 00:00 tsi
Kapıdaki tehlike: Susuzluk Dicle, Fırat, Kızılırmak, Yeşilırmak gibi nehirlerin yatağı, Van gölü, Tuz gölü, Manyas gölü gibi birçok gölün beşiği Anadolu susuzluk tehdidiyle karşı karşıya. Bu işin sorumlusu da insanın yanlış kullanımı ve yanlış politikalar.

Bir yandan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın kalabalık nüfuslu İstanbul’da kimsenin susuz kalmayacağını beyan ettiğini, bir yandan da Anadolu su kaynaklarının kurumakta olduğunu öğreniyoruz. Bu işte bir hesap hatası var...
Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye Genel Müdürü Filiz Demirayak, Türkiye’de son 40 yılda 1 milyon 300 bin hektar sulak alanın geri dönüşü olmayacak şekilde kaybedildiğini belirtti. Demirayak ''Sulak alanların tarım, sanayi ve yerleşim alanlarına dönüştürülmesi, su kaynaklarının tarıma bağlı olarak aşırı kullanımı, kaçak avcılık, balıkçılık, evsel ve endüstriyel atıkların boşaltılması sulak alanların yok olmasına neden oluyor'' dedi.

Filiz Demirayak,  artık Türkiye'nin sanıldığı gibi su zengini bir ülke olmadığını söyledi. Kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının, Batı Avrupa ülkelerinde 5 bin, Irak'ta 2 bin 20, Asya ülkelerinde 3 bin, Afrika'da 7 bin, ABD'de ise 18 bin metreküp olduğunu belirten Filiz Demirayak, bir ülkenin su zengini sayılabilmesi için kişi başına düşen yıllık su miktarının en az 10 bin metreküp olması gerektiğini ifade etti. Türkiye'de kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının ise bin 430 metreküp olduğunu kaydeden Demirayak, ''2030 yılında nüfusu 80 milyona ulaşacak Türkiye, kişi başına düşen 1100 metreküp su miktarıyla su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna girecektir'' dedi. Türkiye'nin 2050 ya da 2100 yılına gelindiğinde çok ciddi bir su kriziyle mücadele etmek zorunda kalacağını ifade eden Filiz Demirayak, su kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir kullanımında acil önlemler alınmaması durumunda, kuraklık ve çölleşme tehlikesiyle karşılaşılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Bir yudum suya hasret kalmadan

WWF, yayınladığı bir rapor ile Akdeniz'deki kuraklık tehlikesinin boyutlarını ortaya koymuştu. Rapora göre, su talebi giderek artan ülkeler arasında Türkiye, Fransa ve Suriye başı çekerken 2025 yılında özellikle Türkiye, Mısır ve Suriye'de yağış miktarının yüzde 25 daha azalacağı öngörülüyor.

WWF, "Akdeniz'de Kuraklık ve WWF'nin Önerileri" adını taşıyan rapor ile Akdeniz havzasında yer alan hükümetler, kuraklık konusunda uyarıldı. Yayınlanan rapora göre, su kaynaklarının yanlış kullanımı sonucu ve küresel ısınmanın da etkisiyle Akdeniz'deki kuraklığın şiddetinin yakın gelecekte daha da artması bekleniyor.

Tarımda yanlış sulama teknikleri ve baraj yapımları konularına dikkat çekilen raporda, hükümetlerden durum daha da tehlikeli hale gelmeden su politikalarını değiştirmeleri isteniyor.

Akdeniz'de kuraklığa yol açan önemli tehditler arasında gösterilen tarımsal sulama konusunda, havza genelinde sulama yapılan tarım alanlarının 1960'lara oranla 2 kat arttığına işaret edilen raporda, Akdeniz'de su tüketiminin yüzde 65'in de tarımsal amaçlı sulamada gerçekleştiği belirtildi.

Barajlar kaynakları tüketiyor

Raporda, su kaynaklarının tüketilmesinde önemli bir diğer etken olarak, artan su talebini karşılamak için baraj yapılması gösterildi. Su kaynaklarının akılcı olarak yönetilmediği takdirde kuraklığın çok daha tehlikeli boyutlara ulaşacağı uyarısında bulunulduğu raporda, bu durumda hükümetlerin daha çok su temin etmeye çabalamaktan çok su talebini doğru yönetip, sürdürülebilir ve entegre havza yönetimini benimsemeleri gerektiği vurgulandı. Raporda, İspanya, Fransa ve Türkiye, Akdeniz'de en fazla baraj yapan ülkeler arasında sıralandı.

Akdeniz'de yağış miktarında yüzde 21 azalma görüldüğünün belirtildiği raporda, buna karşılık su talebinin son 50 yılda 2 katı artış gösterdiği kaydedildi.

'Su politikası değişmeli

Filiz Demirayak, hükümetlerin, su politikaları konusunda mevcut bakış açılarını bir an önce değiştirmeleri ve kuraklık krizine karşı ilgili tüm taraflarla beraber çözümler bulmak zorunda olduklarını belirtti. Tarım politikalarının yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Demirayak, "Tasarruflu sulama yöntemleri desteklenirken, kaçak su kullanımına da son verilmesi gerekiyor" diye konuştu.

Türkiye'de durum

Raporda, Türkiye'de tarımda yüzde 88.5 oranında "vahşi sulama" olarak nitelendirilen "salma sulama" yapıldığı ve bunun sonucunda suyun önemli kısmının yolda kaybedildiğinin ifade edildiği raporda, Türkiye'de daha verimli sulama yöntemleri olan yağmur sulamanın yüzde 8.5 düzeyinde, damla sulama yönteminin ise yalnızca yüzde 3 düzeyinde yapıldığı kaydedildi.

TÜRKİYE'nin 1960'larda 28 milyon nüfusuyla kişi başına düşen 45 bin metreküp kullanılabilir su miktarıyla su zengini olarak nitelendirilirken, bugün 68 milyon nüfusu ve kişi başına düşen 1400 metreküp kullanılabilir su miktarıyla su sıkıntısı çeken ülkeler arasında yer aldığına işaret edilen raporda, yeraltı suyunun tüketilmesi de Türkiye için tehdit olarak yer alıyor.

Kişisel tüketimde de daha az su harcanmalı

Kapıdaki kuraklık tehdidiyle mücadele etmek için kişisel olarak alınabilecek önlemler de var.

Evlerde meyve sebze yıkanan suları biriktirerek bu suları çiçek sulamada, ev temizliğinde kullanabilirsiniz.
Su damlatan musluklar tamir edilmeli, evdeki su kaçakları önlenmeli
Yağmur veya kar yağdığında balkona koyacağınız kaplarla su biriktirebilirsiniz.
Çamaşır/bulaşık makinelerini içleri tamamen doluyken kullanın; üç beş parça çamaşır/ bulaşık için makine çalıştırmayın.
Elde bulaşık yıkadığınızda deterjan yerine doğal malzemelerle yapılmış yeşil zeytinyağı sabunu kullanın. Deterjan gibi toksik olmadığı için durulamada daha az su kullanırsınız.

iyibilgi haber merkezi



Bu haber 287 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,582 µs