En Sıcak Konular

Tahran dünyayı parmağında oynatıyor!

0 0 0000 00:00 tsi
Tahran dünyayı parmağında oynatıyor! İran'ın sunduğu yeni açılım Batı açısından hiçbir şey ifade etmiyor. Şimdi ABD-İngiltere ve BM ne yapacağını düşünüyor. İran'ın zeki taktiklerin ardına gizlediği "oyunu" ise... "Hassas kaynakların" hazırladığı 15 özel maddeyle iyibilgi'de.

İran, nükleer programlarına karşı başta ABD, İsrail ve İngiltere olmak üzere Batı'ınn farklı kurumları eliyle yürütülen politikaları baştan beri "kendisine yönelik/kişisel" olarak algılıyor ve bu durumu "kriz hali" olarak niteliyor.

BM'nin İran'a tanınacak belli avantajlar karşılığında nükleer çalışmalarına son vermesini talep eden ve bir anlamıyla "ültimatom" sayılabilecek hamlesine verdiği karşılık, "zaman yayılan" ve "her biri hesaplanmış ince adımlardan" oluşuyor.

İran, haziran başında sunulan teklife 22 Ağustos'ta cevap vereceğini duyurmuştu.
ABD ise teklifin kabul edilmemesi durumunda Güvenlik Konseyi'nden yaptırım kararı çıkarmak için Eylül başında çok hızlı hareket edeceği açıklamasını yapmıştı. Özetle İran'ın vereceği yanıt bölgede işlerin nereye varacağını da gösterecekti.

Böylece İran kriz yönetimini zamana yayma fırsatı buldu ve uygulamaya geçti. İşte İyiBİlgi'nin "duyarlı kaynaklarına" göre İran'ın "Acem Oyunu"... Tahran önce zamana dayanarak meseleyi soğumaya bıraktı. AB, BM, ABD, İsrail ve İngiltere meseleyi hararetle tartışmış, birçok politik girişimde bulunmuş nihayet elle tutulur bir planı ve teklifi ortaya çıkarmışlardı.

İran bu "diplomatik yorgunluktan" beslendi ve teklifin kendisine ulaştığı ilk anda cevabı ne zaman vereceğini açıkladı.. 22 Ağustos. Bu tarih kendisine tanınan sürenin son anıydı. Böylece mesele otomatikman dondu.

İran sadece zaman zaman "nükleer çalışmalarını durdurmayacağını, bunun doğal hakkı olduğunu" savunan açıklamalar yaptı ama bu duyuruları hiçbir zaman kritik makamlarını kullanarak yapmadı. Bu süre içinde kendisine yakın duran ülkelerle ikili görüşmelere başladı. Rusya, Çin, Hindistan vb.

Ancak bunların tamamını mümkün olan en sessiz adımlarla yaptı. Lübnan kiriziyle birlikte mesele gündemden iyice düştü. Açıklanan sürenin bitimine bir hafta kala İran üst üste değişik anlamlar çıkartılabilecek ama aynı zamanda "sert" olarak yorumlanacak eylemlerine başladı.

Önce "kötü polisleri" konuşturmaya başladı. Nükleer faaliyetlerini durdumayacağına ilişkin açıklamalar sıklaştı ve konuşanların makamları yükseldi. Ardından oldukça radikal sayılabilecek bir adım ve bölgenin sanki çok ihtiyacı varmış gibi, hava, kara ve deniz kuvvetlerinin katıldığı ama özellikle hava kuvvetlerinin ön plana çıktığı planlanmamış askeri bir tatbikat başlattı.

Bu tatbikatın özellikle montajlanmış bölümlerini tüm dünya medyasına yaydı. Bununla da yetindemi ve yeni bir füze sistemini açıkca denedi. Tahran'ın birden çok füzesinin aynı anda havalandığını gösteren görüntüler uluslararası kanallarda ardı ardına dönmeye başladı.

Görüntüleri tamamlayacak biçimde İran Dışişleri Sözcüsü Hamid Rıza Asefi de, geçtiğimiz pazar günü düzenlediği basın toplantısında uranyum zenginleştirmeden vazgeçmenin söz konusu olmayacağını belirtti. Asefi, "bu faaliyeti askıya almak, geçmişe dönüş olur. Bu konu artık İran'ın gündeminde değil" diye konuştu.

Nihayet beklenen cevaptan bir gün önce İran, en kuvvetli ve saygın ağzını açtı... İran'ı yakından tanıyan uzmanlar vitrinde Ahmedinejad bulunmasına rağmen gerçekte ipleri elinde tutun kurumun burası olmadığını bilir. İran'da yetki hala dini liderlerin elindedir ve icra onların ağzının içine bakar. Bu liderlerin başında da hiç kuşkusuz İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney gelir...

Hamaney'in açıklaması özellikle Washington'da "kararın ne olduğuna ilişkin" en kesin veriyi içerdi... Hamaney'in, ''İran nükleer enerji konusundaki kararını verdi. Güçlü bir şekilde yoluna devam edecek'' sözleri bir gün sonra açıklanacak cevabın ne olduğunu "tam" olarak işaret ediyordu.
 
(ABD bu andaki tavrı ayrı bir haber konusu oluşturuyor. İyibilgi aynı anda Washington'un yaptığı değerlendirmeleri ve düştüğü açmazı da kısa süre içinde yayınlayacak.)

Ancak öyle olmadı. Washington'da Tahran'ın mümkün olan en keskin yanıtı vermesini bekleyenler ve son çıkışlarla bu beklentinin gerçek olacağını umanlar yanıldı. Bir anlamıyla İran oyuna gelmedi ve İran çok yöne çekilebilir ve mümkün olduğunca yumuşak bir açıklama yaptı.

Mealen şöyle dedi; "Tabi olur, gelin görüşelim, biz hazırız, Avrupalı dostlar masaya dönsün, faaliyetlerimizi durdurmayı düşünmüyoruz ama karşılıklı görüşerek birçok konuda olumlu adım atabiliriz... Oturalım yarın, ciddi müzakereler yapalım."

Peki bu ne demek? Bu açıklama aslında diplomatik açından parlak dursa da özünde hiçbirşey demek değil. AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana'nın, İran'ın cevabının "ayrıntılı ve dikkatli analiz" gerektirdiğini söylemesinin nedeni de bu.

Ama tüm detayları net şekilde ortaya çıkmayan 20 sayfalık metnin temelleri bakın nasıl bir hassas hazırlanmış bir yapıyı ortaya çıkarıyor.

1. İran bu mesajla ABD'yi "muhatap saymadığını" bir kez daha gösterdi. Gerçcekte ABD ile görüşmek istiyor ama kendi şartlarıyla 2. İran kriz yönetim biçiminden ve sonuçlarından çok memnun. 3. Bunun için diplomatik fasılları mümkün olduğunca uzatmaya çalışıyor. 4. Avrupalı muhataplarını ısrarla yeniden müzakere masasına davet etmesinin nedeni de bu. 5. İran biliyor ki Avrupa ülkeleriyle oturulacak bir masadan ne sonuç çıkarsa çıksın bu çok ama çok uzun bir süre alacaktır. 6. Dahası İran her zaman bu masadan kalkma ve yeni bir kriz ve kriz durdurma süreci başlatma imkanına sahiptir. 7. Tek müphem nokta ABD'nin net yanıt almaması durumunda başlatabileceği yeni bir yaptırım sürecidir. 8. İran bunu durdurmak için iki önemli kelimeyi açıklamaya koydu. 9. Birincisi "yarın" ikincisi "ciddi" kelimeleridir. 10. Bu kelimeler İran'ın meseleyi sürüncemede bırakmak istemediğini ve konuyu önemsediğine işaret etmektedir. 11. Bu kelimelerin ikisinin de adresi Washington'dur. 12. İran cevabıyla birlikte ne kadar önemli bir iş yaptığını propagandısını da yapmaya başladı. 13. Söz verdikleri zamanda açıklama yaptıklarını, konuyu önemsediklerini, barışçı ve yapıcı olduklarının altını "sürekli" çizdi. 14. Oysa öyle olsa bile aslında diplomatik geleneklerin gereklerini yerine getirdiler. 15. Kimse diplomatik bir cevap hazırladı diye aferin alacak değil.



Bu haber 291 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,739 µs