Cumhurbaşkanı Gül’ün iki aylık karnesi!

20 Ekim 2007 14:03 tsi
Gül’ün cumhurbaşkanlığını destekleyenler bunun Türkiye’nin demokrasi geleceği için olmazsa olmaz bir şart olduğunu ileri sürdü. Karşı çıkanlar ise Gül’ün Cumhurbaşkanı olması halinde tarafsızlığını koruyamayacağını, devletin AK Parti yön

Mayıs seçimlerinde Türkiye Cumhurbaşkanı’nı seçebilseydi 22 Temmuz’da erken seçimlere gidilmeyecekti ve bu günlerde sandık başında Türkiye’nin geleceğini şekillendiriyor olacaktık. Ancak olmadı… Türkiye buhranla geçen üç ayın ardından Cumhurbaşkanını seçemedi –ya da 367 gibi girişimlerle seçtirilmedi- ve yaşanan süreç sonrasında aldığı yüzde kırık yedilik oy oranıyla AK Parti iktidarını pekiştirdi ve Gül Cumhurbaşkanı oldu.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde öyle bir atmosfere büründü ki Gül’ün Cumhurbaşkanlığı bir demokrasi sınavı haline geldi. Gül’ün cumhurbaşkanlığını destekleyenler bunun Türkiye’nin demokrasi geleceği için olmazsa olmaz bir şart olduğunu ileri sürdü. Karşı çıkanlar ise Gül’ün Cumhurbaşkanı olması halinde tarafsızlığını koruyamayacağını, devletin AK Parti yönetimi altına gireceğinin altını çizdi. Şimdi Gül Cumhurbaşkanı… Peki, Gül’ün bir aylık karnesi nasıl? Artıları eksileri neler? Gelin bu karneye birlikte göz atalım…

Köşk’te iki ay nasıl geçti?

Aslında Gül iki aylık Cumhurbaşkanlığı döneminde adaylığına karşı çıkanların yüreklerine su serpti. Henüz tam olarak bu konuda sınanmış değil ancak Gül tarafsız olacağının işaretlerini bu yeni dönemde güçlü bir şekilde veriyor. Anayasa tartışmaları yaşanırken YÖK başkanı ile görüşmesi ve kritik konularda yaptığı rahatlatıcı adımlar beğeni topluyor. Adaylığına karşı çıkan gazetelerin Gül ile ilgili olumlu haberleri hakkındaki kanaatlerin ve önyargıların değişmeye başlamış olduğunun önemli bir göstergesi. Genelkurmay’ın da ilk günden itibaren Cumhurbaşkanlığı makamına gösterdiği saygı Gül’ün bu noktada sıkıntıyla karşılaşmayacağını ortaya koyuyor. Ancak her şey tozpembe değil. First Lady Hayrünnisa Gül’ün başörtüsü azalarak da olsa hala tartışma konusu. Kimi komutanların Gül’ü karşılama törenlerinde karşı tarafa geçme girişimleri de hafızalarda… Ancak görünen iki aylık süre zarfında taşların yerine oturduğu… Geçtiğimiz iki ay Gül’ün Cumhurbaşkanı imajının oturması için kendisine önemli bir fırsat sundu.

Hangi adımları beğeni topladı?

Cumhurbaşkanı Gül’ün iki aylık karnesinde artı puanlar ardı ardına sıralanıyor. Örneğin Gül’ün yaptığı atamalar… Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne Kültür Bakanlığı eski Müsteşarı Mustafa İsen’i getirmesi tüm kesimler tarafından takdirle karşılandı ve “cumhurbaşkanının tarafsızlığı” tartışması bu adımla ertelenmiş oldu. Öte yandan Cumhurbaşkanı Gül anayasa tartışmaları konusunda YÖK Başkanı Teziç’i makamında kabul etti ve o dönem için tartışmaların dinmesini sağladı. Referandum konusunda “ben siyasetçi değilim” diyerek açıklama yapmayan Gül’ün bu tavrı Cumhurbaşkanı yaklaşımını benimsediği yorumlarına neden olurken, Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmayla Gül puan topladı. Gül’ün o konuşmasında verdiği mesajlar ise siyaset üstü bulundu ve iç siyasete dönük verdiği “laiklik, demokrasi” gibi uyarılar takdir topladı. Ancak Gül’ün iki aylık döneminde en çok beğeni toplayan hamlesi Güneydoğu’ya yaptığı ziyaretti. Gül Güneydoğu’ya gerçekleştirdiği ziyarette devletin başı olarak toplumla kucaklaştı ve siperleri ziyaret ederek askere moral verdi. Gül’ün verdiği bu fotoğraf uzun süre hafızalardan silinmedi.

Hataları neler?

İki aylık süre zarfında Gül’ün tepki toplayan adımları da olmadı değil. Özellikle Gül’ün Köşk bütçesinin aylık 1,5 milyon dolar arttırılması dikkatlerin bir anda Köşk’e çevrilmesine neden oldu. Elbette Gül’ün dışa dönük yaklaşımı bilindiğinden Sezer dönemi harcamaları ile karşılaştırmak haksızlık olur. Nihayetinde Cumhurbaşkanı Sezer yurtdışı gezilerine bile çok çıkmayan bir liderdi. Diğer yandan Gül’ün daha aktif olacağı ilk günden konuşulan bir gerçek. Ama bu aylık 1,5 milyon dolar bütçe artışını açıklamıyor. Gül bütçe konusunda tepki topluyor.

Gül’ün tepki topladığı diğer husus Köşk’te yapılan gereksiz harcamalar. Yeni bütçede Çankaya Köşkünün onarımı ve yeni mobilya satın alımı için, toplam 30.7 milyon YTL ayrılıyor. 19.8 milyon tadilat, 11.9 milyon YTL de yeni mobilya için. Eski lira üzerinden, toplam 30.7 trilyon lira. Bu yeni onarım harcaması “Çankaya gecekondu mu olmuş? DAM mı akıyor? Kapılar mı bozuk? Halılar mı yırtık? Koltuklar mı eprimiş?” gibi haklı eleştirilere yol açıyor. Kim ne derse desin… Özellikle Güneydoğu’nun ekonomik durumu ortadayken yapılan trilyonluk onarım harcamaları lüks kaçıyor. Gül’ün bu adımları tepki topluyor.

Üstelik üzerine bir de kızı için düzenlenen düğün gelince tepkiler çoğalıyor. Her ne kadar Gül, “şaşaalı olmadı değil mi” diye endişesini dile getirse de dört yüz milyarı bulan hediyelerle süslü bir düğün bu. Hediyelerin yarısı Mehmetçiğe gitse bile düğünün görkemi Türkiye’de cumhurbaşkanlığı yapan bir ismi halka daha yaklaştıracak cinsten değil. Bilakis uzaklaştıracak cinsten.

Karne nasıl?

Henüz iki aylık bir dönemi geride bıraktığımızdan Gül’ün Çankaya performansı ile ilgili çok şey söylemek zor görünüyor. Ancak ilk iki aylık dönemde gelecekle ilgili önemli doneler de elde ettik gibi… Örneğin Gül Avrupa Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada dış politikada etkin olacağının sinyalini verdi. Güneydoğu’ya yaptığı ziyaretle de toplumla Köşk’ü buluşturacağını. Yaptığı atamalarla bürokrasi ile sorun yaşamak istemediğini ima eden Gül’ün lüks sayılabilecek harcamaları önemli bir soru işareti. Genelde iyilerle dolu olan bu karnenin en zayıf halkası ekonomi… İki aylık sürecin Cumhurbaşkanının ileride atacağı adımlarla ilgili önemli doneleri barındırdığı kabul edilirse, önümüzdeki dönemde Köşk’ün yapılan harcamalarla sık sık gündeme geleceği gözden kaçırılmamalı.

www.iyibilgi.com

Bu haber 729 defa okundu.