En Sıcak Konular

NATO neden PKK'ya sessiz kalıyor?

20 Ekim 2007 10:42 tsi
NATO neden PKK'ya sessiz kalıyor? 
Türkiye'nin, PKK terör örgütünün Irak'taki kamplarına yapmayı düşündüğü operasyonu birçok ülke eleştirebilir. Ama bunların arasında, Türkiye'nin 55 yıldır kader birliği yaptığı NATO üyelerinin yer alması ve en yakın müttefikimiz Amerika'nın itiraz nok

Abdülhamit Bilici/Zaman

NATO neden PKK'ya sessiz kalıyor? 
 
Türkiye'nin, PKK terör örgütünün Irak'taki kamplarına yapmayı düşündüğü operasyonu birçok ülke eleştirebilir. Ama bunların arasında, Türkiye'nin 55 yıldır kader birliği yaptığı NATO üyelerinin yer alması ve en yakın müttefikimiz Amerika'nın itiraz noktasında başı çekmesi bize çok tuhaf geliyor.
Çünkü NATO Antlaşması'nın 5. maddesi, müttefiklerden birine yapılan saldırının hepsine yapılmış gibi kabul edilmesini ve toplu savunma yapılmasını öngörüyor. 1952'de resmen taraf olduğumuz anlaşmanın o meşhur maddesi şöyle diyor:

"Taraflar, Kuzey Amerika'da veya Avrupa'da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldırı olursa BM Yasası'nın 51. maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan taraf ya da taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır."

Aslında böyle bir madde olmasa da NATO, adı üstünde bir savunma teşkilatı. Dolayısıyla üyelerinden birinin maruz kaldığı saldırıya diğerlerinin yardımcı olması kadar doğal bir şey olamaz. Akla gelmeyecek seçenek, üyelerden birinin maruz kaldığı saldırıyı def etmek için çırpınırken, diğerlerinin yardımcı olmak bir yana engelleyici rol oynaması.

Evet, NATO kurulurken, tehdit kaynağı Doğu Bloku idi. Beşinci madde için de daha çok Sovyetler'den gelecek bir saldırının kastedildiği düşünülüyordu. Ama bilindiği gibi, bu maddeyi işletmeye gerek kalmadan Doğu Bloku dağıldı ve Soğuk Savaş sona erdi.

Bir anda düşmansız kaldığı için varlık nedeni sorgulanmaya başlanan örgüt için 1990'lı yıllar çok zor geçti. Ama 2000'lere damgasını vuran terör, örgüte yeni bir hayat alanı açtı. Soğuk Savaş'ta işletilmeyen 5. madde, ilk kez teröre karşı harekete geçirildi. 11 Eylül 2001'de terör Washington ve New York'u vurunca, Fransa gibi anti-Amerikancılığıyla bilinen ülkeler bile ABD ile saf tuttu. Bugün, Türk askerinin de içinde bulunduğu NATO güçleri Afganistan'da Amerika'ya yardımcı oluyorsa, bunun beşinci maddenin işletilmesi sayesinde gerçekleştiğini unutmayalım. Ortağı olduğumuz NATO'nun lojistik ve istihbarat imkanları, dünyanın her noktasında El Kaide'ye karşı seferber ediliyorsa bu, beşinci madde sayesinde oluyor.

İnsanı düşündüren sorular da tam bu noktada başlıyor. Neden Amerika'yı hedef alan El Kaide terörü böyle bir dayanışmaya yol açarken, yine bir NATO üyesi olan Türkiye'yi hedef alan PKK'ya karşı aynı yardımlaşma olmuyor? Gerçekten de şu anda NATO üyeleri, PKK'ya teröre karşı birlikte harekat etmek bir yana, Türkiye'nin kendi imkanlarıyla atmak istediği adımları engellemeye çalışıyor. Bu çifte standart, PKK'nın terör örgütü kabul edilip edilmemesinden kaynaklanmıyor. Çünkü hem AB hem de ABD, PKK'yı resmen terör örgütü olarak görüyor. Bu durumda akla şu soru geliyor: Acaba NATO'nun bu işe karışmasını Türkiye mi istemiyor? Şayet Ankara'nın böyle bir tutumu var ve bunun gerekçesi de sorunun uluslararası hale gelmesinden duyulan endişe ise bu mesele çoktan uluslararası hale gelmedi mi? Öyle değilse, neden 3-4 yıldır ABD ile bu konuda müzakereler yapıyor; Irak ile anlaşmalar imzalıyoruz? Beşinci maddeyi işleterek NATO'yu hukuken bağlamak, örgütün imkanlarından yararlanmak ve dünya kamuoyunun desteğini almakta ne sakınca olabilir?

Nitekim pazartesi günü Antalya'ya demir atan NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2'nin Komutanı Tuğamiral Sinan Ertuğrul'dan bu konuda ilginç detaylar öğrendik. Grup, 11 Eylül'den sonra 5. madde çerçevesinde oluşturulan ve 1.200 personeli olan 'Aktif Çaba Harekatı'nın bir parçası. Bunları duyan gazeteciler, haklı olarak 5. maddenin Türkiye için de işletilip işletilemeyeceğini sorunca, bakın NATO'daki komutanımız nasıl cevap veriyor: "Eğer Kuzey Atlantik Konseyi, Türkiye'nin terörist saldırıya uğradığı yönünde karar alırsa, biz de NATO'nun 5'inci maddesi gereği üzerimize düşen görevi yaparız."

Bu durumda, başta ABD olmak üzere müttefiklerimiz 5. maddeyi hatırlamalı ve bazı tutumlarından dolayı utanmalı. Bu arada Türk Dışişleri ve Genelkurmay Başkanlığı ise neden Tuğamiral Ertuğrul'un dediği doğrultuda NATO nezdinde girişimde bulunmadıklarını açıklamalı.



Bu haber 354 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,853 µs