En Sıcak Konular

Buralarda bir Dışişleri Bakanı olacaktı ama?

18 Ekim 2007 12:24 tsi
Buralarda bir Dışişleri Bakanı olacaktı ama? Dışişleri Bakanı Ali Babacan biraz ‘light’ bir kompozisyon çiziyor. Böyle bir gündemde dahi sesi duyulmuyor. Eleştiriler şimdiden sertleşmeye başladı. Babacan’ın Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından ‘silikleştirildiği’ iddias

Türkiye her zaman dış politik gündem açısından yoğun bir ülke oldu ama, malum, şu sıralar tüm dünyanın gözü Ankara’da, Ankara’nın gözü de dünyada.

Irak ve tezkere bir kenara öncesinde yaşanan sözde Ermeni tasarısı ile gündem de hala değişmiş değil. Burnumuzun dibindeki ülkelerde de hergün yeni ve önemli gelişmeler oluyor.

İşte böyle bir ortamda şimdiye kadar kimse Türk Dışişleri Bakanı’nın sözünü duymuş değil. Prensip olarak Dışişleri Bakanları’nın sık konuşması zaten beklenen bir şey değil.

Dışişleri Bakanları az ama öz konuşur. Konuştukları zaman sözlerinin “ağır” olmasının nedeni de budur. Ancak bu sefer durum hayli farklı.

Farklı olmaktan başka, Dışişleri Bakanı’nın konuşması gereken bir durum da söz konusu. Başbakan, Genelkurmay Başkanı hatta Cumhurbaşkanı dahi konuşuyor.

Sebebi açık. Türkiye bölgede özel bir politika uygulama aşamasında ve “inandırıcılığı” tüm kurumlarının birlikte ve aynı ağızdan hareket etmesine bağlı. Tıpkı Suriye veya daha önce yaşanan Kardak olayında olduğu gibi.

Özetle söylenebilir ki, bir Dışişleri Bakanı konuşacaksa tam sırası. Ve ders olarak okutulsa, “bir Dışişleri Bakanı ne zaman konuşur” diye, yanıtı-tartışılmaz biçimde-tam bugünler!

Başbakan elensesi?

İşte Ankara kulislerinin sıkışık gündem içinde dikkatini çeken nokta burası. Dışişleri Bakanı Babacan ortada yok. Fiziken var ama ses yok.

Ali Babacan’ın yeni kabinede oldukça iyi bir pozisyona geleceği çok uzun zaman öncesinden belliydi. Esasında Bakan Babacan’a verilen, Hazineden sorumlu bakan ünvanının yanı sıra “AB müzakerecisi” sıfatı biraz da bu makama hazırlık içindi.

Cumhurbaşkanı Gül’ün Başbakan tarafından adaylığının açıklandığı AKP Grup Toplantısı’nda her iki ismin Babacan ile diyaloğu hatırlanmalı. Başbakan elense çekerek, tıpkı bir çocuğa duyulan sevgi gibi Babacan’ı bol öpücükle takdis etmişti.

Böylece yeni kabine de Babacan “dışarısı” ile ilgili tüm gücü kendi üzerine almış oldu ve Bakanlar Kurulu içindeki en sağlam ve “gelecek vaadeden” pozisyona erişti.

Dışışleri Bakanı nerede?

O günden beri de Ali Babacan pek ortalıklarda görünmüyor. Herhangi bir ses getiren, getirmesi gereken açıklaması da kulaklara çalınmış değil. Peki Bakan nerede?

Ankara mahfillerinde bu konuda “tevzirat” hallice. Bir kısmına göre Bakan henüz çalışıyor. Yani öğreniyor. Ondan sonra “haydi bakalım” diyecek.

Doğrusunu söylemek gerekirse bu teori çok akil değil. Birinci neden şu; Türk Dışişleri çok ciddi gelenek ve birikimlere sahip kurumlardan birisi. Bir Dışişleri Bakanı göreve geldiği saniye bile krizle karşılaşabilir.

Türk Dışişleri de bakanını öyle bir hazırlayıp kamuoyunun önüne çıkarır ki, herkes yıllardır o konuda uzmanlaşmış sanar. Esası da budur.

İkinci mezaret daha psikolojik. Bakan Babacan’ın, kısa dönem içinde görev yapan, İsmail Cem, Hikmet Çetin ve elbette Abdullah Gül’den sonra biraz “çekinik” kalmasının doğal olduğu yorumu.

Bu da olmaz. Çünkü Türk Dışişleri Bakanlığı bu türden bocalamalara müsait bir yer değil. Bakanlık makamındaki kişilerin daha sağlam sinirlere sahip olması ve eğer varsa, kişisel sarsıntılarını daha küçük yaşlarda aşmıs olması beklenir!

Politik mütevazı!

Dışişleri Bakanı konuşmak konusunda tutucu. “Ayak üstü olmaz” prensibini kalkan gibi kullanıyor. Fakat AKP grup toplantısında bile tezkere için görüşü sorulmamış.

Peki gerçek neden ne? Bu sorunun yanıtı, harıl harıl ateş saçan gündemin içinde yaşanan bir görüşmede gizli. Amerika’da Ermenilerin sözde soykırım tasarısının geçtikten sonra  Cumhurbaşkanlığı iki kişiyi alelacele Köşk’e davet etti.

Bunlardan biri Dışişleri Bakanı Babacan, diğeri ise ülkeye çağrılan ABD Büyükelçimiz Nabi Şensoy’du.

Cumhurbaşkanı Gül’ün başkanlığında bu üçlü bir araya geldi. Ve böylece aslında dış politikanin “dominant” aktörlerinden birinin Cumhurbaşkanı Gül olduğu ortaya çıktı.

Ankara siyasi mahfillerinin bu tür kokuları hiç kaçırmadığı unutulmamalı. Görünen o ki, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül’ün sözlerini sıkı sıkıya dinliyor!

Bu kötü mü? Hükümet politikaları sabit olduktan sonra çok değil. Ama kişisel siyasi rüşd için pek iyi sayılamaz.

Bu hal aynı zamanda “boşluk” hissi de yaratır. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili Egemen Bağış’ın neden bu kadar aktif göründüğü ve “görüldüğü” bu bağlamda okunmaya başlar.



Bu haber 1,428 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,739 µs