En Sıcak Konular

ABD hem 'gitme' hem 'gel gel' diyor

18 Ekim 2007 10:53 tsi
Hasan Cemal’in tüm zamanların en iyi “gazeteci kitabı” olan “Kürtler”’i okuduğumda, bir süre yemek yemekte zorluk çektiğimi hatırlıyorum.

Mehmet Acet/ haber 7

Sanıyorum artık eğri oturup doğru konuşmanın zamanı geldi.

80 darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi’nde olup bitenler, daha sonra terör örgütünün filizlenip dal budak salmasında “katalizör” rolü oynamıştı.

Mahkumların belli periyotlarla lağım sularına doldurulup pis sulardan içmeye zorlanması, yine aynı mahkumların cezaevinde tutulan köpeklere gün aşırı “tekmil vermeye” icbar edilmesi gibi, daha aklınıza gelmeyecek bir sürü işkence yöntemi uygulanmıştı Diyarbakır Cezaevi’nde.

“Devlet adına” bu muameleyi reva görenlerin kafalarında tek bir gerekçe vardı.

“Devletin Bekası”.

“Beraber ve koro” şarkılar eşliğinde “solo” çıkışlara izin verilmeyen “akıl tutulmasının” yaşandığı bir dönemden geçiyoruz yine.

Oysa şu can alıcı soruyu sormanın tam vakti şimdi.

Bir sınır ötesi operasyon durumunda bunun Doğu ve Güneydoğu’da ve hatta bütün Türkiye’de ki yansıması nasıl olacaktır.

“Mutedil” olduğunu düşündüğüm insanlara bunu sorduğumda sınır ötesine girildiği anda “Ohal” uygulamasına geçilmesi gerektiği yönünde yanıtlar alıyorum bugünlerde.

Bu terörü azdırmaz mı diye sorduğumda, yine aynı gerekçe çıkıyor karşınıza.

“Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin Bekası her şeyin önünde gelir.”

Ben de diyorum ki, “ülkemizin bekası” için “el'an” yapılması gereken şey, bu akıl tutulmasından kurtulup, önümüze sükunet içinde bakmaktır.

Yine, aykırı görüşlerin “bölücülük”le yaftalanıp, “sessizliğe mahkum edildiği” bir döneme girmek üzereyiz.

Oysa bir süredir neyin terör, neyin terör olmadığını ayrıştırma konusunda epey mesafe kat etmiştik.

Kimse kusura bakmasın ama Devlet Bahçeli’nin “Ak Parti içinde PKK’lılar var” açıklamasını, Ak Parti içinde aykırı görüşler ortaya çıkmasından çok daha tehlikeli buluyorum ben, Devlet Bey’in de çok önem verdiği “devletin bekası” adına.

Ölçü eğer, şehit cenazelerinin getirdiği büyük acıysa, kimsenin kimseye, “Sen daha az acı duyuyorsun” deme hakkı yoktur.

Bugünlerde “Irak bataklığı”nın hesabını soran Amerikan kamuoyunun savaş öncesi günlerde nasıl bir “vatanseverlik travması” yaşadığını gözlerimle gördüm.

Savaş öncesi “savaş tamtamlarına” esir olan Washington Post gazetesinin bir muhabiri, “Irak’ın kitle imha silahları yutturmacasının yalan olduğunu söyleyen”leri Amerikalı gazeteciler olarak nasıl “linç ettiklerini” pişmanlık dolu gözlerle anlatmıştı.

O dönemde Amerika’da “savaş kışkırtıcılığı” yapanların bugünlerde “beş para etmeyen” adamlar haline geldiğini de hatırlatmak isterim sizlere.
Tabi ki, bizim şu an karşı karşıya olduğumuz durum Amerika’nın savaş öncesi durumundan çok daha farklı.

Terörün Kuzey Irak topraklarından beslendiğini de cümle alem kabul ediyor.

Dahası, bu kadar acı yaşanırken kimsenin Türkiye’ye “otur oturduğun yerde” demek hakkı da yok.

Ama bu olup bitenler;

- Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına sürükler mi?
- Sınır ötesi operasyon başlarsa, terör bitmek yerine daha da azar mı?
- Amerika, Fehmi Koru’nun dediği gibi, bir yandan “Gitme” derken işaret diliyle “gel gel” diyor mu?
- Birileri İstanbul’u Ankara’yı Bağdat’a çevirmek mi istiyor?

sorularını sormayı gerektiriyor.

Ve bu sorular ne “bölücülüğü teşvik ediyor” yaftasını, ne de “komplo teorisi” küçültücülüğünü hak edecek kadar kıymetli sorulardır.

Hiç olmazsa, Türklerle Kürtleri bin yıldır hiçbir gücün savaştıramadığını hatırlatalım “tutulan akıllarımıza”.




Bu haber 650 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,686 µs