En Sıcak Konular

Askeri metaforları savaş çığırtkanlarına bırakın!

17 Ekim 2007 17:06 tsi
Askeri metaforları savaş çığırtkanlarına bırakın! Oray Eğin futbolu, kanser hastalığını ve askerliği içiçe sokarak bir yazı döşendi ki sormayın.. Sahadaki 'kale'lerden, 'düşman' için bir 'cehenneme' dönüşen futbol sahalarına, askeri metaforlarla kuşatılan futbolu anlatan Eğin, Fathi Terim'e bir me

Oray Eğin/ Akşam

Milli takımın "savaşçıları"

Yıllarca kanserle mücadele eden, birkaç sene önce de kanserden hayatını kaybeden Susan Sontag çok çarpıcı deneme kitabı “Metafor olarak Hastalık”ta kanserin askeri benzetmelerle bir hastalık olarak değerlendirilmekten uzaklaştığını, mistik ve çözülmez gibi algılanmasından yakınır. Gerek gündelik dilde, gerek edebiyatta, gerekse de yazılı basında kanserle ilgili bütün haberlere askeri bir motif illa ki iliştiriliyor; kansere “yenik” düşüyor insanlar, hücreler “ölüyor”, beden kanserle “savaşıyor”...

Sontag yıllar sonra “yeni kanser” AIDS salgınının patlamasından sonra kaleme aldığı “AIDS ve Metaforları”nı da bir temenniyle bitiyor:

“Hastalığa ve tedavisine yönelik metaforların hepsi aynı derecede çarpıtmaya yönelik ve nahoş değil. Benim artık tedavülden kalkmasını dilediğimse AIDS çıktığından bu yana gittikçe artan askeri benzetmeler. (...) Hastalığı ve sağlığı askeri betimlemelerle tarif etmenin etkisi asla alakasız değil. Hastanın aforoz edilmesine, etiketlendirilmesine kuvvetli bir şekilde katkıda bulunuyor, bu süreci aşırı hızlandırıyor, abartıyor. Hayır, ilacın da tıpkı savaş gibi ‘topyekun’ olması arzulanan bir şey değil. AIDS’ten dolayı çıkan kriz de ‘topyekun’ bir şey değil. İstila edilmiyoruz. Beden bir savaş alanı değildir. Hastalar ne kaçınılmaz şehitler ne de düşmandır. Biz -ilaç toplumu- herhangi bir şekilde savaşmakla yetkili değiliz. O metafor; askeri olan hakkında ise Lucretius’tan alıntılayarak şunu söylemek isterim: Savaş çığırtkanlarına geri verin.”

15 şehitin ardından onların anısına sahaya çıkan Milli Takım’ın asker selamı verdiğini görünce Sontag’ın satırları aklıma geldi. Birbirinden çok uzak görünse de futbol da, tıpkı hastalık gibi askeri metaforların esareti altında.

Sahada iki “kale” var. Serbest vuruşlarda “füze gibi” gidiyor top, zaman zaman ağları “deliyor”, Ali Sami Yen tıpkı Vietnam gibi “düşman” için bir “cehenneme” dönüşüyor. Bir teknik direktörün oyun planı birden “imha planı”na dönüşüyor, golcü futbolcusu takımın en büyük “silahı” oluyor. Ertesi gün spor basını da aynı askeri söylemi başlıklara taşıyor; sürekli bir şiddet altmetninin, vur-kır-parçala edebiyatının içinde “müfreze” ya da kaleyi “bombalamak” sıkça kullanılıyor.

Futbol bunların ötesinde de pek çok başka metaforun karşılığı oldu tarihte. Abdullah Öcalan’ın Galatasaraylı oluşundan, bunun PKK’yle mücadeleye etkisinden tutun da bu takımın renkleriyle çimlerin birleşmesine, Franco rejiminde Barcelona taraftarı “sivillerle” devletçi Real Madrid destekçilerinin çatışmasına kadar.

Ama Moldova maçında, belki de ilk kez -o yaygın söylemle- Fatih Terim’in “askerleri” olarak anılan futbolcular bu metaforun hakkını verdiler, ya da gözümüzün içine soktular diyelim. Bunun gereği tartışmalı olmakla beraber, futbolu metaforlara indirgemenin -hele böylesi bir süreçte- sakıncalarını da düşünmek gerekiyor.

Tıpkı hastalıkların metaforlarla aşırı-söyleme hapsedildiği gibi Güneydoğu’da akan kan da, hayatını kaybeden insanlar da futbolun abartılı hasamet edebiyatının içinde ciddiyetini kaybediyor. Türkiye’de yaşayan herkesin hassasiyetinin en üst noktada olduğu bu mesele bir asker selamıyla parodi haline getiriliyor.

Futbolcuların bu ülkenin belki de en önemli meselesi hakkında tavır koymalarını, seslerini çıkartmaları olumlu bir adım, ama bunu spor dünyasının içindeki mevcut metaforları kullanarak yaptıklarında sadece işin ciddiyeti yok oluyor. Kanser nasıl “savaşılarak” yok edilmiyorsa, Güneydoğu’daki akan kan da futbolcuların asker selamıyla durmayacak, bir çözüm olmayacak.

Hiç kimse de oyuncularımızdan sahaya çıkıp Yunanistan’la “savaşması”nı istemiyor. Futbolcular “asker”, frikik bir “füze” olamaz, olmamalı da. Gol düşmanın kalesini “bombalamıyor.” İlla bir metafor gerekecekse golün orgazma benzetilmesi daha yerinde olur.

Ve Sontag’ın bedenlerimiz için söylediğini ödünç alırsam: Yeşil sahalar savaş alanı değildir.

Unutmamak gerekir ki askeri metaforların yaygın kullanımı, bunlara hapsolmak futbolda bugüne olumlu bir sonuç doğurmadı. “Düşman” Leeds’in taraftarları Taksim meydanında öldürüldü, aileler dağıldı, hayatlar karardı. Aşırı milliyetçi patlama ilk kez tribünlerde filizlendi, yıllarca PKK kendisi reklamını Türk takımlarının uluslararası maçlarında sahaya çıkıp bayrak açarak yapmaya çalıştı.

Oysa futbol herhangi bir “taraf”ın sahiplenebileceğinin çok ötesinde, çok başka. Beklenilen mümkün olduğu kadar kendi özünden ödün vermemesi, ödün verdirmeye çalışanların önüne geçmesidir.

Yine ödünç alarak bir temenniyi tekrarlamak isterim: Askeri metaforları savaş çığırtkanlarına bırakın.

 



Bu haber 458 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,899 µs