'altın'dan daha değerli! | " /> 'altın'dan daha değerli! | "/>

En Sıcak Konular

Kaz Dağı'nın üstü 'altın'dan daha değerli!

16 Ekim 2007 23:07 tsi
Kaz Dağı'nın üstü 'altın'dan daha değerli! Kaz Dağı’nda çok sayıda yeni sivil toplum kuruluşu, firmaların işletme ruhsatı alarak siyanürle altın aramalarını engellemek için atağa kalktı. Bergama köylüsünün 15 yıllık mücadelesi, toprağın ziynetlerini, çevre uğruna gasp etmeye çalışanları urdu

 

Bergamalı köylüler, Ovacık’taki maden ocağının tamamen kapatılması için akıllarına gelen her türlü eyleme başvurmuş, eylemlerini Türkiye’ye, davalarını AİHM’ne taşımışlardı. Bergamalı köylülerin avukatı Senih Özay, “Türkiye’de siyanürle altın arama konusunda asıl dosya Bergama dosyasıdır” diyerek, Kaz Dağı ve Havran’a örnek teşkil edeceği için Bergama’nın unutulmaması gerektiğini söyledi. Kazdağı’nı Koruma Girişimi sözcüsü Süheyla Doğan ve Çanakkale Çevre Platformu Sözcüsü Hicri Nalbant, Kazdağları’nı ne gibi tehlikelerin beklediğini ve mücadele süreçlerini NTVMSNBC’ye değerlendirdi.

Kaz Dağı’nı Koruma Girişimi sözcüsü Süheyla Doğan, Kaz Dağın’daki son durumu ve duydukları kaygıyı şu sözlerle özetliyor:

“Kazdağında şimdiden ağaçlar kesilmeye, yollar açılmaya, sondaj delikleri ile dağ delik deşik edilmeye başlandı. Ekolojik denge bozuluyor. Yaptığımız incelemede, bu ay ve Kasım ayında yeni bir sürü alanın - 3 bin civarında alan- maden-altın aramasına açılacağını öğrendik. Türkiye’de aranmadık yer kalmayacak gibi görünüyor. Maden çıkartılmaya başladığında ve işletmeye açıldığında neler olacağı şimdiden belli”.

“Kaz Dağı’nın üstü altından daha değerli!” diyen girişimin sözcüsü Doğan, Kaz Dağı’nda yaşanan süreçle ilgili şu bilgileri verdi:

Kazdağı; Tanrıların dağı
 
Süheyla Doğan (Kazdağı’nı Koruma Girişimi sözcüsü)

FİRMA VE RUHSAT SAYISI BELLİ DEĞİL
“Biz bu süreçte, Bahçedere dışında, Kaz Dağı’nın kuzey tarafında da bir sürü alanda maden-altın arandığını öğrendik. Bahçedere tek değildi….Çan’da, Bayramiç’de, Çanakkale’de arama çalışmaları sürdürülüyordu. Arama faaliyetlerini sürdüren firmalar: TEC COMINCO, TÜPRAG, Stratex, Fronteer, Ariana Global Madencilik A.Ş,Kanada’lı AMDL (Anadolu Madenlerini Geliştirme Limited), Mediterranean Resources, Valhalla Resources, Silvermet Inc. ve Aldridge Minerals, Eldoradogold. En önde, dört sahayı Teck Cominco ile birlikte geliştiren Fronteer geliyor. Ağı Dağı nerede ise işletmeye hazır. Kirazlı, Dede Dağı, TV Kulesi ve Halilağa da hazırlanıyor. Ariana ve Eurasian da kollarını sıvadı. Firma sayısını ve ruhsat sayısını net olarak bilemiyoruz. Enerji Bakanlığı- Maden işleri Genel Müdürlüğü net bir açıklama yapmıyor, Bakanlığa bu konuda Çanakkale Çevre Platformu tarafından açıklama isteyen bir dilekçe hazırlandı ve imzaya açıldı.”

KAPASİTE ARTIRMA NEDENİ TİCARİ SIR!
“Bergama sürecinde yer alan bilim insanları ve hukukçulardan sürekli bilgi alıyoruz ve deneyimlerinden yararlanıyoruz. İki hafta önce, KKGG olarak Bergama’da ‘Bergama-Ovacık Madeni Kapasite Artırımı ve Depolama Tesisi Projesi ÇED Bilgilendirme Toplantısı’ na katıldık. O toplantıda Bergama’nın işleme kapasitesinin ve atık havuzlarının kapasitesinin 3 katına (300 bin ton olan işletme kapasitesinin 1 milyon ton’a) çıkartılmak istendiğini gördük. Bergama’daki mevcut cevher bitmek üzere. Kapasite artırımının nedenlerini firma ticari sır diyerek açıklamadı.”

MADEN YASASI’NIN ACİLEN İPTAL EDİLMESİNİ İSTİYORUZ
“Bizler, yürürlükteki Maden Yasası’nın tam bir sömürge yasası olması ve doğa, insan ve ülke çıkarlarına ve anayasaya aykırı olması nedeniyle bu yasa kapsamında maden aranması, işletilmesine karşıyız. Öncelikle, Kazdağı ve ülkemizin Bergama, Gümüşhane, Tunceli, Uşak, Eskişehir, Artvin’deki arama ve işletme ruhsatlarının iptal edilmesini ve yeni ruhsat verilmemesini ve yasanın acilen iptal edilmesini istiyoruz.”

“MADEN YASASINA HAYIR” MİTİNGİ
“Enerji Bakanı 27 Ekim’de bir panel için Çanakkaleye geliyor. Kendisine taleplerimizi anlatan bir karşılama töreni (!) düşünüyoruz. Konuyu gündemde tutmak için imza kampanyalarına, basın açıklamalarına, bilimsel toplantılara devam edeceğiz. Türkiye’nin diğer yerleri ile de birleşerek, gerekli kamuoyu oluştuktan sonra büyük bir Maden Yasasına Hayır mitingi hedefliyoruz.”

Kaz Dağı’ndan altın çıkarılmasına izin verilmesi halinde neler olabileceğini uzmanlar şöyle sıralıyor:

KAZDAĞI’NDA ALTIN ÇIKARILIRSA NELER OLACAK?
 Kaz Dağı’nda altın çıkarılırsa; 1 trilyon ton toprak işlenecek, 400 bin ton siyanür kullanılacak.
 Kaz Dağı’nda altın çıkarılırsa; 2 milyon 580 bin dönüm orman, 10 milyon zeytin ağacı etkilenecek.
 Kaz Dağı’nda altın çıkarılırsa; su kaynakları azalacak ve kirlenecek.
 Kaz Dağı’nda altın çıkarılırsa; orman köylülerinin geçim kaynağı azalacak ve göçe zorlanacak, 20 bin zeytin üreticisi, 80 bin zeytin işçisi ile 30 bin aile etkilenecek. Ürünlerimize alıcı bulamayacağız. Bölgemize turist gelmeyecek.
 Her yıl zeytinden, zeytinyağından ve diğer tarım ürünlerinden elde edilen 650 milyon dolar ve ayrıca turizm gelirleri kesilecek.
Bir altın madeninin ömrü 10 yıl… Kaz Dağı’nda altın çıkarılırsa; 10 yıl sonra siyanür çukurlarıyla üzerinde ot bitmeyen toprak dağları kalacak. 10 yılda verilen zarar yüzlerce yıl temizlenemeyecek. Siyanür ve ağır metallere maruz kalacak, zaman içinde ölümcül hastalıklara yakalanacağız.

Bergama’lı köylülerin siyanürle altın arama mücadelelerinde avukatlığını üstlenen Senih Özay, 15 yıldan uzun süren mücadeleden Kaz Dağı için de çıkarılması gereken dersler olduğunu söylüyor.

Av. Senih Özay:

BERGAMA’DA ALTINLI TOPRAK BİTTİ AMA...
Bergama’da 15 yıldır Türkiye’de idare mahkemelerinin ve Danıştay’ın verdiği kararlara rağmen, AİHM’nin verdiği karara rağmen, arkaya dolana dolana bu maden bitirildi. Yani altınlı toprak bitti. Altınlı toprak bitince orayı kilitleyip, ağaçlandırıp, rehabilite etmeleri gerekirken, Koza firmasıyla Çevre Bakanlığı arasındaki ahbaplık yüzünden buraya altınlı toprak getirilmeye başlandı. Gümüşhane’den kamyonlarla Trabzon’a, Trabzondan’da gemilere yüklenerek kamyonlarla bu bölgeye altınlı toprak taşımaya başladılar. Havran-Küçükdere’de Koza Madencilik firması, altın işletme tesisini bütün mahkeme kararlarına rağmen çalışıyor. Altın cevheri içeren toprak, Küçükdere’den Bergama’ya kamyonlarla taşınıyor ve Bergama’da işleniyor.

BU BİR BAYRAK YARIŞI
Türkiye’deki siyanürle altın arama konusunda asıl dosya Bergama Dosyasıdır. Kaz Dağı, Havran gibi dosyalar örnek teşkil edeceği için Bergama’nın unutulmaması gerekiyor. Kaz Dağı için yapılan mücadele belki etkili olur, o zaman altını oradan çıkarıp burada, Bergama’da işlerler. Belki de bu yüzden Bergama’nın kapasitesini 3 katına çıkarıyorlar. Bunları bilerek mücadele etmek lazım. STK’ların, dürüst medyanın ses çıkartması lazım. Barolar Birliği başından bu yana ses çıkartmıyor. Barolar Birliği bu konuda korkunç kötü durumda...
Bu bir bayrak yarışı. Belki de sivil girişimlerle Kaz Dağı Milli Park denilip kurtulabilir ama “Al sana Kaz Dağı’nı, ver bana Sinop’u” diyebilirler. Böyle bir pazarlığa girebilirler. Mücadele etmek şart. Tek ağızdan bir mücadele yapılıp yapılamayacağını önümüzdeki günlerde Ankara’da toplanarak konuşacaklar. Kendi isyanlarıyla, kendi hırsıyla mücadele ederlerse başarılı olurlar.

Hicri Nalbant (Çanakkale Çevre Platformu Sözcüsü ve Ziraat Odası Bşk.)
30’un üzerinde sivil toplum kuruluşunun katılımıyla oluşan Çanakkale Çevre Platformu’nun Sözcüsü Hicri Nalbant, “Bergama’dan çıkardığımız dersler var. Orada alınan derslerle, yargı kararı da olsa Maden Yasası da olsa, yöre halkı eğer bu işe baş kaldırırsa hiç bir maden işletmesi gelip burada maden işletemeyecek” diyerek kararlılıklarını vurguluyor:

BERGAMA’DAN ÇIKARDIĞIMIZ DERSLER VAR
Bergama’da yapılanlar ilkti. Bergama’dan çıkardığımız dersler var.Yapılacakların ne olduğu çok iyi bilinmiyordu. Bu yapıla yapıla öğrenildi Bergama’da. Yargı kararlarına karşı o zamanki hükümetin gevşek tavrı, umursamaz tavrı nedeniyle Bergama’da yargı kararları uygulanmadı. Orada alınan derslerle, bir de yargı kararı da olsa Maden Yasası da olsa, yöre halkı eğer bu işe baş kaldırırsa hiç bir maden işletmesi gelip burada maden işletemeyecek. Bu gücü yavaş yavaş görmeye başladık.

ÖLÜMLERİN YÜZDE 60’I KANSERDEN
Madenciler 100 bin dekarın üzerinde, 10 bin hektardan fazla bir alanda sondaj çalışmaları yürütüyorlar. Bizim bütün direnmemiz orada bunlara işletme ruhsatı verilmemesi. Bunun için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Eğer buna engel olunmazsa, işletme ruhsatı verilirse, 100 bin dekarlık alanını altını üstüne getirecekler. Bu alanın tümü dünyanın hiç bir yerinde bulunmayacak orman alanları. Bir buçuk milyon insanın -Yunan adalarına kadar- içme suyunun Kazdağları’ndan gittiği belli oldu. 1,5 milyon insanın içme, kullanma suyu, yöre tarımın kaliteli yapıldığı bir yöre, her türlü meyvenin sebzenin en iyi yetiştiği bir yer. Bunların sulama suyunun kaynağı da Kazdağları. Eğer dediğimiz alanda bunlar maden işletmeye başlarlarsa, topraklarımız kirlenecek, sularımız zehirlenecek, yani yörede yaşayan tüm canlılar zehirlenecek. Yanıbaşımızda Balya var. 70 yıl önce terkedilmiş madenler var. Fransızlar kurşun madenini işletip, gitmişler. Halen burada ölümlerin yüzde 60’ı kanserden. Her yağmur yağdığında balıklar ölüyor. Bu siyanürlü liç yöntemiyle işletilen altın madenleri bu bölgede de işletilirse bundan sonra yüzlerce yıl bu bölgenin temizlenmesi mümkün olmayacak.

EYLEMLERİMİZİN ARKASI GELECEK
Öncelikle yörede yaşayanları, geçimini tarımdan sağlayan yurttaşlarımızı bilgilendireceğiz. Köylerde bilgilendirme toplantılarına başladık. Önümüzdeki günlerde hazırlanacak ÇED raporlarının kabul edilmemesi için her türlü yöntemi kullanacağız. Bir şekilde kabul edilirse o zaman da yargı yoluna gideceğiz. ÇED raporundan başlayarak bundan sonra yapacakları bütün hareketler için platformumuz öncülüğünde belediyelerimiz, tüm yöre halkı yargıya başvuracak. Eylemlerimizi arkası gelecek.



Bu haber 666 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,628 µs