En Sıcak Konular

Baskıyla başını açmak zorunda kalanlar ne olacak?

15 Ekim 2007 11:56 tsi
Baskıyla başını açmak zorunda kalanlar ne olacak? Son günlerin tartışması olan 'mahalle baskısı' ile ilgili yazar Çetin Altan'ın yorumu ilginç. Altan, "Bu mahalle dedikleri yoksullar. Onlardan korkuyorlar. Şeriattan korkacaklarına yoksulluğu çözmek gerekir." derken, bomba tespitlerde bulunuyor!

Sabah

Çetin Altan'la sohbet çok zengin oluyor. Siz tek bir soru yöneltiyorsunuz, o da eşsiz dünyasının kapılarını açıveriyor cömertçe. Çetin Altan önümüzdeki 25-30 yılın Türkiye'de itiş kakışla geçeceğini söylüyor. Ve bu öngörülerine kızıp 'Kariyerini Türkiye'ye hakaret etmek üzerine kurduğunu' söyleyenlere de kızıyor... Dün kaldığımız yerden devam ediyoruz...

* Üç temel dürtü: uyumak, karın doyurmak, cinsellik. Bu dürtüler güvence altında mıdır Türkiye'de?

- Hayır, değil. Gecekondular bitti mi? Gecekondu ile beş yıldızlı otel arasındaki uçurum çok önemli. En büyük işkence insanları uykusuz bırakmaktır. Doğanın dürtüleri güvence altına alınmalı. Cinselliğin güvence altında olması gerek.

* "Şeriat Türkiye'ye İran gibi devrimle değil demokrasiyle gelecek" diyenlere siz ne diyeceksiniz? Bu korkuda hiç mi haklılık payı yok?

- 25-30 sene tehlikeli yalnız burası ben söyleyeyim. Ama şeriat açısından değil. Her dakika kışkırtmaya açık burası. Çünkü bir öfke birikimi var Türkiye'de.Varoşlarda otururken adam Nişantaşı'nı da görüyorsa bir öfke birikir içinde. Bu öfkeyi nasıl dışa vurur? Herhangi bir kışkırtmada, maç çıkışında arabalar da yanar, ya da cuma namazı çıkışında üç provokatör gelir... Beş sene her evden bir cenaze çıkarsa Allah korusun, Irak'a dönerse burası herkes her şeye razı olur mu ölmektense? Bu tepki arabanı kırma olarak da gelişir, mahalle kavgasında polisle çatışma da olur. Bunlar ciddiye alınacak konulardır. Çünkü bunları yaşayacak Türkiye. Bir itiş kakış olabilir burada. İki kuşak da ziyan olur. Bu 25-30 sene sürer. Yazık olur çocuklara. Nişantaşı'ndakilerin mahalle baskısı dedikleri korku, yoksul korkusu. Bunlar yoksullardan korkuyorlar. Bu mahalle dedikleri yoksullar. Yoksullar buraya kadar geldiler diye korkuyorlar. Şeriattan korkacaklarına yoksulluğu çözmek gerekir. Yoksul korkusundan kurtulmak için yoksulları zengin etmek gerekir. Onlar niye zengin edilemiyor? Bu olaya ekonomiden bakmak gerek. Yoksa yazık olacak.

Baskı başka baskıya yol açar

* Türban serbest kalırsa, Anadolu'da türban baskısı olmayacak mı genç kızların üzerinde?

- Bugüne kadar bu baskıyla başını açmak zorunda kaldı mı insanlar? Peki bu baskı değil miydi? Baskı baskıyı, şiddet şiddeti doğurur bir kere. Sen despotizme karşı ayağa kalkan insanların ayağa kalkış biçimini hatalı buluyorsun. Ee nasıl ayağa kalksaydı? Bunu biraz daha kaşıdığın vakit bir iç savaşa gider bu. Şurada iki tane canlı bomba patlar, bir sıkıyönetim gelir. Sıkıyönetim geldiği zaman Türkiye'ye nasıl gelir? Asıl tehlike oradadır. Bir de ordusuna bak! Ordunun harcadığı paraların şeffaf olmadığı bir ülke burası. Asıl tehlike burada. O yüzden insanlar fakir oluyor. Kendi ordusuna yedirirler insanı. Kızıl Ordu'ya yedirdiler Sovyetler'i. Bunu söyleyebildiğin vakit herkes ayağa kalkar yalnız.

Babamla ölüm döşeğinde barıştım

* Çok sigara içiyorsunuz ölmekten korkmuyor musunuz?

- 82 yaşında korkunun ecele faydası olur mu? Niye insanlar birbirlerini öldürmek için bu kadar silah yaparken bir yandan da sağlığa bu kadar meraklılar?

* 82 yaşında bilmediğimiz neyi keşfettiniz?

- Sevdiğin insanla zamanını unutmak mutluluğun tılsımıdır. Ben yaşamak için çalışmadım sevdiğim işi yapmak için çalıştım. İnsan gider kerhaneden bir karıya âşık olur her şeyinden de vazgeçer. O da iyi bir şeydir. Sevmek... Ben de yazıyı sevdim. Kimse olmasa ben yine yazardım.

* Siz aile olabildiniz mi?

- Yazarlıkla aile yan yana gelir mi? Her akşam meyhaneye giderdik biz. Annemle babamla da beraber olmayı bilmem ben. Babamla ölüm döşeğinde barıştım. Yazın dünyasını reddeden dünyalarda yazarı barındırmazlar. Babam yazı yazdığım için serseri olduğuma inandı.

* Affetmedi mi sizi?

- Ben babamı affetmedim. Yaşı büyük olan affeder diye bir şey yok. Ben çok büyük ayıplar yaptım ayrıca babama. Annesiyle babasının sözünü dinleyen çocuklar ziyan olur gider.

Tek açtığım dava anneme hakaret

* Siz kariyerini Türkiye'ye hakaret etmek üzerine kurmuş bir insan mısınız?

- Öyle miyim?

* Neden sizin için böyle yazanlar var?

- Onu söyleyen adam Türkçe biliyor mu diye bakıyorum ben. Onu söyleyen anadilini biliyor mu? Neye göre söylüyor onu? Benim için söylemedikleri mi kaldı? Anamın kerhanede çalıştığını yazdı gazeteler manşetler halinde. Babamın öldüğüne şükrettim. Ben bir kere dava açtım hayatımda, anneme hakaret ettiklerinde. Onun dışında dava bile açmadım. Belden aşağı vuruyorlar. Kendilerini eleştiriden muaf tutmak için böyle vatan diye kutsal bir laf buluyorlar ve onun arkasına sığınıyorlar.



Bu haber 443 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,856 µs