En Sıcak Konular

'Biz Türkiye'de futbol oynamadık, Sumo güreşi yaptık'

14 Ekim 2007 11:53 tsi
'Biz Türkiye'de futbol oynamadık, Sumo güreşi yaptık' Tanju Çolak. Bir zamanlar Türk futbolunun efsane ismi. Çalkantılı futbol hayatının ardından yeşil sahalara 'zorla' veda ettirildiğini söyleyen Tanju, eski günler, futbolun yeni isimleri ve projeleri hakkında konuştu.

Rana ELİK'in röportajı:

Futbolu tam olarak ne zaman bıraktın?
Tam 14 yıl olacak haziranda. 30 yaşında bıraktım, bırakmak zorunda kaldım, bıraktırıldım.

30 yaş erken değil mi futbolu bırakmak için?

Erken tabii. Nerden baksın Avrupa'da futbolcular 35-36 yaşına kadar oynuyorlar. Ama Türkiye'de 32-33'ten sonra sağolsun basın bırakmıyor ki oynayalım. Yaşlandı, daha bırakmadı mı, gibi eleştiriler ister istemez etkiliyor insanı. Ama Hakan'ı tebrik ediyorum, 36-37 yaşında hâlâ oynuyor.

Hakan rekorlarını elinden alıyor.

Ne hissediyorsun?

Ben 276 maçta 240 gol attım. Hakan kardeşim 461 maçta 240 gol attı. Yani benim 200 maç daha oynamam lazım. Hakan'ın yüzde 40 daha fazla oynamışlığı var. Ama bu demek değil ki Hakan kötü bir golcü, alakası yok!. Hakan Şükür kendini altın harflerle Türk futbol tarihine yazdırmıştır, ben de yazdırmışımdır. Burada başka bir şey aramanın anlamı yok. Hakan kardeşimizi tebrik ediyorum. Ayrıca onun da bir Galatasaraylı oluşu beni daha da memnun etmiştir

En beğendiğin gollerin?


Neuchatel ve Xamax'a attığım goller! Bir de Galatasaray-Sakaryaspor maçında attığım rövaşata golü.

Türkiye'de kendi tarzına yakın bulduğun ya da beğendiğin futbolcu var mı?

Var! Kayserispor'da oynayan Gökhan Ünal. Benim tarzıma benziyor diyemem ama ümit vaadeden başarılı bir futbolcu olarak görüyorum. Yıldız olabilecek bir futbolcu.

Senin kendine örnek aldığın bir futbolcu var mıydı?

Elbette vardı. Gertz Müler!


ÇOK KORKTUM

Altın ayakkabı kazanan bir futbolcu olarak neden yurtdışında oynamadın? Dünyanın tanıdığı bir futbolcuydun üstelik..

Çok korktum Rana. Ben 1988 yılında 39 gol attığım zaman altın ayakkabıyı Fransa'da Monaco'da prens Albert'ten almıştım. O zaman bana Monaco geldi, Udinese geldi, Marsilya geldi. Yani birçok yerden teklif geldi ama korktum. Şimdi 88'e, geriye git ve bir düşün..

25 yaşında mı oluyorsun o zaman?

Evet. Biz o yıllarda Avrupa'yı biliyor muyduk? Hayır! Avrupa'da Türk düşmanlığı var mıydı? Evet! Televizyon var mıydı? Hayır! Bir tek TRT ve bir de İnter Star vardı. Ne bilgisayar ne internet vardı. Artık dünya o kadar yakın ki, Japonya'daki insana msn ile e mail atabiliyorsun. Bilmediğin bir yere nasıl gidecektin, nasıl gidebilirdin? O zaman menajerlik sistemi yoktu. Yani beni alıp götürecek biri yoktu, bana bunları anlatacak, bunları güzelleştirecek. Şunu hiç unutmuyorum Galatasaray kulübünde konuşmaya girdim, yaşıyordur Alp Yalman dedi ki sana çok güzel bir teklif var. Nereden dedim. Galatasaray kulübüyle sözleşmeye gireceğim. "Marsilya seni çok ciddi anlamda istiyor" diyen Alp Yalman'dır. Ben Türk takımlarından teklif bekliyorum sadece o an ve ben "hayır" dedim. “Galatasaray'ı daha çok seviyorum” dedim. Niye? Korktum! Neden? Bilmiyorum. Bize hep kötü anlattılar, yanlış anlattılar. Avrupa'nın bize karşı düşmanlığından bahsettiler.

Futbolda dışarıya açılım mı yoktu o yıllarda?

Yoktu... Ben bunu başlatabilirdim, Avrupa'da oynayabilirdim ama yapamadım korktum. Samimi olmak lazım. Ama gittikten sonra önemli olan başarılı olmak. Ama Alpay, Emre', Tugay, Tuncay gittiler, başarılı da oluyorlar.

Uzun yıllar oynayamadın, teknik direktörlüğün kısa sürdü… Futboldan soğudun mu?


Evet teknik direktörlük de yaptım. O da şöyle oldu. Kursa girdim. Burada Şenes Erzik çok yardımcı oldu bana. Mahkum olduğum için özel bir yasa çıkarttılar. Ben Şenes Erzik'e söz verdim Rana. Ben bu kursu birincilikle bitireceğim, layık olacağım diye. Sağolsun onlar aynen yasayı geçirdiler. Ben de gittim Antalya'da kursu birincilikle bitirdim aslanlar gibi. Oranın teknik sorumlusu Şenes Erzik'e telefon açıp teşekkür etti "çok beyefendi, çok ahlaklı" biri dedi. Birinci oldum, antrenörlüğü genç bir takımda yaptım, Siirt Jetpa'da yaptım, Göztepe'de yaptım.

Devam etmedin ama...

Edemedim çünkü bizim bir misyonumuz var. Karizmamızdan etkileniyorlar, korkuyorlar. Yöneticiler, yönetilecek insan istiyorlar Rana ben bunu gördüm futbolda. Bizim popülaritemizden etkileniyorlar, çekiniyorlar.

Ama Fatih Terim de popüler, karizması da var?

Ne kadar çok konuşuluyor, ne kadar çok eleştiriliyor ama. Yöneticiler hemen teknik direktörü suçluyorlar. Zaman zaman para vermiyorlar. Başarısızlıkta teknik direktöre veriliyor. İşin kolayına kaçıyorlar. Ben teknik direktörlük yapmak istiyordum ama gördüm ki yöneticiler kabullenemiyorlar benim gibi, Rıdvan gibi isimleri. Geçen yıl A2 milli takımda görev aldım. Beş aylık görevimde de Fatih Terim hiç görev vermeyince gittim istifa ettim. Ben oturmak istemiyorum ki. Bir şeyler öğretmek istiyorum, öğretmek zorundayım!

Sen golcüsün, gol atmanın bir tekniği, yolu var mı?

Var! En önemlisi, çok çalışmak lazım! Çok çalışıyordum ve pazartesiden cumaya kadar antrenman sonrası yarım saat bir saat gol vuruşu yapardım. Bu da benim artık duracağım yeri bilmeme, sezgime, zamanlamayı iyi yapmama, fırsatı kollamama, koklamama sebep oluyordu. O kadar çok hızlı değilim ama beyinden ayaklarıma emir verebiliyorum, benim farkım bu. Ben bunu vermek istiyorum futbolculara.

Haluk Ulusoy yönetimindeki Futbol Federasyonunu başarılı buluyor musun?

Yok, başarılı değil! Başarılı olmasının gereği de yok! Federasyonun takım önemlidir, duruşu önemlidir, çift taraflı olmaması önemlidir. Bunların hiç birini yapmıyorlar. Ama zaten 2008 Mayısı'nda olağanüstü kongre var orada ne olacağı soru işareti. Yeni bir federasyon mutlaka gelmelidir. Çünkü artık bu federasyona güven kalmamıştır. Güven tazelemek gerekir.


FAVORİ CİMBOM

Üç büyük takımın teknik direktörlerini başarılarıyla birlikte kıyaslayabilir misin?

Parasal yönden en büyük Fenerbahçe ama takım olma yönünden, takım olamıyorlar bir türlü. İşleri çok zor bu sene ligde ama şampiyonlar liginde bir yerlere gelme şansları var diye düşünüyorum. Galatasaray'ın hocasına yaşlı denildi ama adam aslanlar gibi çıktı bir sistem oturttu disiplin sağladı. Bana göre en büyük favori Galatasaray görünüyor. Peşinden de Beşiktaş gelebilir. Beşiktaşın genç bir hocası var. Tecrübeli biri mi hayır. Ama çok çalışkan, sevilen, sayılan biri. Çok ta kibar, beyefendi. Ama bu sahaya nasıl yansır kibarlık o ayrı bir konu. Fenerbahçeye gelince takım olma yolunda değil. Bu seneki kadro da iyi ama Fenerbahçe'de savaşan yok, asker yok! Yani hep komutan var. Artırmak lazım asker sayısını. Sahada savaşan takım kazanıyor, duran değil.

Lig şampiyonu bu sene kim olur bir tahmin yapar mısın?

Galatasarayı daha avantajlı görüyorum ben, sonra da Beşiktaş'ı.

Futbol menajerliği yapıyorsun şimdi.

Neden ve nasıl bu işi yapıyorsun?

Valla menajerlik sistemi olmadığından biz Avrupalara açılamadık. Sonra bir baktım ki ülkemde amigo, restorancı, kuaför yani futbolla alakası olmayan insanlar futbol menajeri olmuş. Nasıl olmuş çok merak ediyorum ve şaşırıyorum. Bu işe bir düzenleme gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Benim "PROGOL" adlı bir menajerlik şirketim var. Uzun yıllar bu işi yapan, bir ortağım var, Metin Korkmaz. Çok iyi futbolcularımız var, kaliteli futbolcularımız var. Ben kaliteye çok önem veriyorum, ahlaka çok önem veriyorum. Türk futbolcumuz da var, yabancı futbolcumuz da. 15 yaştan itibaren 70 tane futbolcumuz var. Psikoloğumuz, avukatımız var. Çok profesyonel yapıyoruz bu işi. Güzel ilişkiler kuruyoruz. Yazın burada 110 kişiye yemek çıktı mesela. Menajerliği doğru anlamda, bilinçli, gerektiği gibi yapmak lazım. Bu anlamda en önemlisiyiz, en güzeliyiz, en iyisiyiz. İddialıyız yani.

Futbola başlamak için doğru yaş kaç?

11 yaşında başlamalıdır herkes, her futbolcu. Zaten bugünlerde o kadar çok ki futbola başlamak isteyen. Şimdi bütün aileler çocuklarını futbolcu yapmak istiyor. Eskiden aileler çocuklarının futbolcu olmasını istemezdi, “olma”derlerdi futbolcu, kızlarını vermezlerdi. Şimdi tam tersi bütün aileler çocuğunun futbolcu olması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Futbolcu olmalarını istiyorlar çocuklarının. hem maddi hem manevi açıdan.

Futbol okulu kurmayı düşünüyorsun…

Evet “Tanju Çolak” futbol okulu gibi bir projem var. Golcüler yetiştirmek istiyorum. Rıdvan'la konuşuyoruz ama şimdi daha proje bu. Gelişme olursa açıklayacağım zaten.


Golcü babanın kaleci oğlu

Oğlun futbolla ilgilenmedi mi, yoksa sen mi istemedin?

Yoo, oğlum futbolla çok ilgiliydi ben de oğlumu birkaç yere götürdüm. Beşiktaş'a götürdüm, Fenerbahçe'ye götürdüm, Galatasaray'a götürdüm. Ama oğlum Tanju Çolak gibi bir futbolcu olamayacaktı, kaleci olma yeteneği fazlaydı Anıl'da. Bende “oğlum” dedim, “bana göre sen golcü olamazsın. Sadece 2. Ligde oynarsın. Bana göre Tanju Çolak'ın oğlu 2. Ligde oynamamalı” dedim. “Gel seni kaleci yapalım” dedim. Ama adam beni dinlemedi. “Ben kaleci olmam baba” dedi. “Peki” dedim. Şu anda Yeditepe Üniversitesi'nde “Radyo-Televizyon” okuyor. Sıkı bir Galatasaray'lı. Maç delisi, futbol delisi. Ben elimden gelen her şeyi yaptım ama o tercihini medyadan yana yaptı.

Belki Spor Yazarlığı yapar senin gibi?

İnşallah! Hayırlısı. Ama biz yazamıyoruz ki… Biz Türkiye'de futbol oynamadık, Sumo güreşi yaptık. Çok daha iyi bilenler var, çok daha iyi konuşanlar var. Altın ayakkabı hikaye. Biz futbolcu değiliz. Bunu da söyleyeyim yani.

Yok canım, olur mu öyle şey…

Büyük gazetelerde yazabilecek biriyim ama Fotospor'da yazıyorum. Sabah gazetesinin yazarlarına bak mesela! Hangi biri futbol adına, ne yapmış? Gelsinler tartışalım. Ne istiyorlarsa tartışalım.Türkiye'de insanlara gerçek değeri verilmiyor Rana. Ancak öldükten sonra. Alsınlar, başlarına çalsınlar! Ama bunların hiçbir önemi yok! Dünya futbol tarihine geçtim ben. Önemli olan o sayfalara geçmekti. O televizyonlarda konuşanlar, spor müdürleri, hiçbir zaman tarihe geçmeyecekler. Bir rüzgar estiğinde unutulacaklardır. Ama benim unutulma şansım yok.

Show tv deki programa RTÜK başkanı telefonla bağlandı ve üslup konusunda uyardı. Sen futbol yorumcularının üslubunu nasıl buluyorsun, nasıl olmalı sence?

Şu anda televizyonlarda seviyeli bir futbol programı yok. Mevcut futbol yorumcularının Türk futboluna faydaları tartışılır. Ahmet Çakar'ların, Erman Toroğlu gibilerinin devri bitti artık. Onlar bir pozisyonu on kere izleyip, yavaşlatıp karar veremezken, hakemler sahada, mevcut şartlar altında saniyede, hatta salisede karar veriyorlar. Her ne olursa olsun verdikleri kararlara saygı duymak gerekir. Ancak bu tip yorumcular reyting uğruna bu durumdan rant sağlamaya çalışıyorlar. Ahmet Çakar geldiği yeri ne çabuk unutmuş? İçinden geldiği camianın sorunlarını ortaya koyacağına, onları alaşağı etmeye çalışıyor. Bence herkes işini yapsın. RTÜK başkanı geç de olsa yayına bağlandı, başkanın ağzına sağlık diyorum. Zahid Akman Türk kamuoyunun sesi oldu.


Hep kral

Futbola Samsun Yol Spor'da başladı, 1987 yılında transfer olduğu Galatasaray'da futbol oynarken, Şampiyon Kulüpler Kupası'nda attığı gollerle takımını sırtladı. Galatasaray formasıyla 1987-1988 sezonunda 39 gol atarak üçüncü defa gol krallığına ulaşırken, hem Metin Oktay'a ait, “bir sezonda en çok gol atma” rekorunu kırdı, hem de “Avrupa liglerinde o yıl en çok gol atan futbolcu” ünvanını aldı. Altın ayakkabı sahibi olan futbolcu 31 defa milli takımda yer aldı ve 1990-1991 sezonunda 4. gol krallığını kazanarak kariyerinin zirvesine ulaştı. Hapis cezası yüzünden, 1994'te mecburen futbolu bıraktı.

yenişafak



Bu haber 837 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,266 µs