Türk beyin gücü geri dönüyor

14 Ekim 2007 11:07 tsi
Türkiye, beyin göçüyle yurt dışına kaptırdığı yetenekli bilim adamlarını geri kazanıyor. AB Komisyonunun desteklediği ''Araştırmacıların Dolaşımı'' fonunun sunduğu cazip olanaklar, teknolojik açıdan gelişmiş ülkelerdeki Türk araştırmacıların Türkiye'

Dünyanın saygın üniversitelerinde akademik çalışmalarını sürdüren Türk bilim adamlarından yaklaşık 40'ı, AB Çerçeve programlarının sunduğu cazip olanaklarla yurda döndü.

ABD'de Washington Üniversitesinde ''Bilgisayarla Görme-Örüntü Tanıma'' konulu doktora tezini tamamlamasının ardından özel bir şirketin Ar-Ge bölümünde ABD'nin NASA, Kara Kuvvetleri ve Ulusal Sağlık Enstitüsü gibi kuruluşları için projeler yapmaya başlayan Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Selim Aksoy Türkiye'ye döndü.

Amerika'da yaklaşık 8 yıl Ar-Ge çalışmaları yapan Aksoy, TÜBİTAK'ın bilgilendirmesi sonucu öğrendiği AB fonları yardımıyla Türkiye'ye döndüğünü belirtti. Türkiye'de araştırma geliştirme olanaklarının arttığına işaret eden Aksoy, ''Türkiye'de bulunmaktan memnunum. Türkiye'de ilginç fikirleriniz varsa TÜBİTAK ve başka kurumlardan da destek bulmak kolaylaştı. Alt yapı olanakları da her geçen gün değişiyor. Türkiye'de insan gücüne hem akademisyen hem de öğrenci anlamında çok fazla ihtiyaç var'' dedi.

-TÜRKİYE'DE ARAŞTIRMA YAPMAK İSTEDİ-

Amerika'da Stanford Üniversitesi'nde 7 yıl boyunca opti elektronik aygıtlar üzerine çalışan Bilkent Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hilmi Volkan Demir, 2004 yılında bu fonu kullanarak Türkiye'ye geldiğini anlattı.

Doktorasını da Amerika'da yaptığını kaydeden Demir, araştırmalarını Türkiye'de yürütmesinin nedenini ''Kendi ülkemde araştırma yapmak için AB'nin sağladığı fonları kullandım. Amerika'da sadece Türkiye'den değil uluslararası düzeyde çok fazla sayıda araştırmacı bulunuyor. Türkiye'nin bu tür araştırmacılara çok daha fazla ihtiyacı var'' diye özetledi.

Fonla çalışmalarının 2 yıl süresince desteklendiğini söyleyen Demir, pek çok yeni çalışmasının da çok farklı kurumlar tarafından destek bulduğunu aktardı. Demir, Bilkent Üniversitesini seçmesinin nedenini, üniversitenin teknik olanaklarının yeterli olmasına bağlarken, araştırmalarını ülkesinde yapmasıyla ilgili duygularını ise ''Türkiye'de bulunduğum için çok mutluyum'' şeklinde ifade etti.

-TERSİNE BEYİN GÖÇÜNÜN YOL HARİTASI-

TÜBİTAK Avrupa Birliği (AB) 7. Çerçeve Programı Ulusal Koordinatörü Hüseyin Güler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 7. Çerçeve programlarının pek çok paket programı bulunduğunu hatırlatarak, bunlardan Ar-Ge personeli geliştirme işlevi bulunanlarına dikkati çekti.

''Araştırmacıların Dolaşımı'' ya da ''Kişiyi Destekleme Özel Programı'' adlı programın Avrupa'nın Ar-Ge insan kaynağının geliştirilmesi, beyin göçünün önlenmesi ve beyin kazanımı sağlanması, araştırmacılar için Avrupa'nın cazip hale getirilmesi amacını taşıdığını anlatan Güler, şöyle devam etti:

''Bu programdaki bireysel burslar, teknolojik açıdan gelişmiş Avrupa dışındaki ülkelerdeki deneyimli araştırmacıların AB'ye üye ve aday ülkelere dönmelerini teşvik etmeyi amaçlıyor. Diğer yandan edinilen deneyimlerin Avrupa'da sermayeye dönüştürülmesine yönelik fırsatlar sunmak ve beyin kazanımının sağlanması, 3. ülkelerle sürekli iş birliği kurulması da diğer amaçlar arasında.''

''Araştırmacıların Dolaşımı'' için 2007-2013 yılları arasında Avrupa Komisyonu tarafından araştırmacılara ve kuruluşlara 4,7 milyar avro fon sağlanacağını ifade eden Güler, programın, Avrupa dışındaki ülkelerde çalışan ve Türkiye'ye dönmek isteyen Türk araştırmacıların ülkeye dönüşlerinde kolaylıklar sağladığını vurguladı.

TÜBİTAK'ın mart ayında ABD'de programı tanıttığını ve o tarihten sonra bu programı kullanarak daha çok araştırmacının Türkiye'ye geliş bağlantılarını kurduğunu anlatan Güler, Türkiye'nin 6. çerçeve programlarına dahil olduğu son 3 yıl içerisinde ise bu fonlardan yararlananların toplam sayısının 40'a yaklaştığını bildirdi.

-CİDDİ SAYIDA ARAŞTIRMACI FONLA İLGİLENİYOR-

TÜBİTAK 7. Çerçeve Programı Ulusal Koordinasyon Ofisi olarak programla ilgili ocak ayında başlayacak ve 4 ay açık kalacak çağrıya sıkı şekilde hazırlandıklarını anlatan Güler, olabildiğince çok sayıda araştırmaya ulaşmaya gayret ettiklerini belirtti. Güler, yurt dışındaki Türk bilim insanlarının ülkeye geri dönmesi sonucu tersine beyin göçünün de başladığını belirterek, şöyle devam etti:

''Çünkü ciddi sayılardaki Türk araştırmacının bu programla ilgilendiğini biliyoruz ama neticede bir üniversite ya da sanayi kuruluşu ile irtibata geçilmesi zorunlu olduğu için belli bir zaman gerekiyor ve o süreyi şimdiden başlatmak istiyoruz. Ocak ayındaki başvuruların artması ve o tarihe projelerin yetiştirilmesi için çalışıyoruz. Fon, araştırmacılara son derece cazip olanaklar sunuyor. Yalnızca yurt dışındaki Türk araştırmacıların değil, yabancı uyruklu akademisyenlerin de çalışmalarını Türkiye'de yürütebilmesi ile belli sürelerle Avrupa ülkelerinde araştırma yapılmasına olanak sağlıyor.''

-NASIL BAŞVURULUYOR?-

Güler'in verdiği bilgiye göre, araştırmacıların, bu programa başvurabilmeleri için teknolojik açıdan gelişmiş bir ülkede son 4 yıl içinde en az üç yıl araştırmacı olarak çalışmaları gerekiyor. Ülkeye geri dönmeye karar verdiklerinde ise ya bir sanayi kuruluşu ya da üniversite gibi ev sahibi bir kuruluş bulmalılar. Onlarla bağlantıya geçtikten sonraki aşama, Türkiye'de yapacakları projelerini Avrupa Komisyonuna sunmaları ve ardından da Brüksel'deki yetkililerin projelerini desteklenmeye değer görmeleri. Olumlu bir yanıtın ardından araştırmacıya fon sağlanmış oluyor. Son olarak da Türkiye'de çalışan araştırmacının masrafları üç yıla kadar Komisyon tarafından karşılanıyor.

Fona göre, her bir araştırmacı Avrupa Komisyonundan yıllık 25 bin avro alıyor. Bu destek sadece kişisel ihtiyaçlar için veriliyor. Aynı zamanda ev sahibi üniversite ya da sanayi kuruluşu da bu kişisel desteğin yüzde 13'ü kadar destek alıyor. Bunun yanında üniversite ya da sanayi kuruluşu isterse araştırmacıyı teşvik amacıyla kendisi de destek sağlayabiliyor.

zaman

Bu haber 584 defa okundu.