En Sıcak Konular

Göbeğini kaşıyan adam ağlıyor

12 Ekim 2007 19:04 tsi
Göbeğini kaşıyan adam ağlıyor Mehmet Coşkun... Babasını çocuk yaşta sirozdan kaybetti. Ama o, yılmadı, hayata sımsıkı sarıldı; Oto tamircisi oldu, sokaklarda ayakkabı boyadı, yetmedi simit sattı, hamallık yaptı. 20 yaşında kahpe kurşuna teslim oldu. Geride yırtık çoraplı, ayakkabısız

Şamil Tayyar'ın köşe yazısı / Star

Mehmet Coşkun... Babasını çocuk yaşta sirozdan kaybetti. Ama o, yılmadı, hayata sımsıkı sarıldı; Oto tamircisi oldu, sokaklarda ayakkabı boyadı, yetmedi simit sattı, hamallık yaptı. 20 yaşında kahpe kurşuna teslim oldu. Geride yırtık çoraplı, ayakkabısız dünyalar güzeli iki yavru bıraktı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama sahip olduğu tek şeyi, canını, gözünü kırpmadan verdi.

Ahmet Sarıoğlu... Henüz 22 yaşındaydı. Birkaç yıllık astsubaylık ömrünü, tam 4 kez ödülle taçlandırmıştı. Baba Arif Sarıoğlu, tek erkek evladının ölüm haberi ulaştığında ‘Vatan sağolsun’ diyecek kadar metanetli ve yürekli bir adamdı. Bir çok arkadaşı gibi o da, 3 kuzusunu bizlere emanet bıraktı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama toprağı vatan yapmaktan hiç çekinmedi.

Bayram Güzel... Tam 20 yıl önce Ramazan bayramında dünyaya geldiği için ona ‘Bayram’ adını koydular. Kadere bakın ki, yine bir Ramazan’da bayramı göremeden şehit düştü. Oysa ‘komando’ olarak askere alındığında ne de gururluydu. Evinin duvarına şöyle yazmıştı: ‘Herkes asker olabilir ama her adam komando olamaz.’ Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama vatan için göğsünü siper etti.

Kasım Aksoy... Askere giderken evli ve iki çocuk babasıydı. Hasretle yuvasına döneceği günler hatırına şafak sayıyordu. Hain Gabar pususundan birkaç gün önce aradı annesini: ‘Az kaldı, bu görev son görevim, yakında dönüyorum.’ Bilemezdi, bu görevin gerçekten son görev olduğunu. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama ‘Devletimiz için canımız feda olsun’ diyen babanın cesur yüreğiydi.

Şükrü Karataş... Kürtçe ağıtlarla defnedildi. Fotoğrafına eklediği vasiyeti ibret doluydu: ‘Olur ya bir çatışmada ölürsem arkamdan yas tutmayın... Bedenimden elbisemi çıkarmayın, onlar benim gururumdur. Ölünce kefenim olacak... Göğsümden kör kurşunu çıkarmayın o benim madalyam olacak.’ Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama asker kıyafetini kendine kefen edinecek kadar vatana sevdalıydı.

Fetullah Selçuk... Daha bir ay önce üç arkadaşı yanı başında şehit düşmüştü. Kanlı başlarını göğsüne dayarken kurtulduğuna sevinememişti. İman sahibiydi, annesini aradı: ‘Benim için kurban keser misin.’ Kendisine can veren yaratanına şükretmek istiyordu. Zavallı anne çok kıvrandı, ekmeğe muhtaçken kurbana parayı nereden bulacaktı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama evladını bu vatana kurban verdi.

Mehmet Yıldırım... Terhisine 23 gün kalmıştı. Gözünü budaktan esirgemezdi. Ailesini ne zaman arasa, ‘Beni merak etmeyin. Ben kararımı verdim. Vatan için ya gazi olacağım ya şehit’ diyordu. Muradına erdi. Ömrünün baharında bir hain pusuda şehit düştü. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama vatan uğruna gülerek ölüme gitmesini bildi.

Sıdık Küçükgöz... Askere gitmeden 6 ay önce nişanlanmıştı. Yuvadan önce ‘vatan borcu’ dedi. Ödeyip borcunu, evlenmeyi düşünüyordu. O da arkadaşları gibi Allah’ın ‘Ölmezler’ deyip kutsadığı şehitler safına katıldı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama ‘Torunum vatan için şehit oldu, şimdi beni askere götürsünler’ diyen dedenin cesur torunuydu.

Ali Şahan... Fatma annenin, Hasan babanın biricik yavrularıydı. Elbette onun da düşleri vardı, geleceğe dair. Hepsi hain bir roketatarın kıvılcımları arasında kararıp gitti. Ateş düştüğü yeri yakarmış. Baba yüreği, tabuta sarılıp ‘Alim ne olur konuş’ dese de o, artık konuşamazdı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama bizler için konuşmak yerine ölmeyi tercih ediyordu.

Tahsin Yıldırım... Güzel Melisa’nın babası. ‘Baba, bizi bırakıp nereye gidiyorsun’ diye bağırıyordu ardından. Canından çok sevdiği o güzel Melisa’yı gözü yaşlı bırakmıştı Türkiye için. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama hasletleri yüceydi.

Seyfi Altuntaş... Biliyorum, Seyfiler oldukça bu bayrak inmez. Öyle haykırıyorlardı, törene katılan kalabalıklar. İçlerinde biri vardı, kızkardeşi Selime... Feryatlarına yürek dayanmazdı. Belki bidon kafalıydı, gülerek göbeğini kaşıyordu ama bayrak için canından vazgeçti.

Ve diğer mübarek insanlar...

Üniversite tahsili göremediler. Birileri için onlar cahildi, rejim için tehdit unsuruydu. Bir kısmının anneleri, kız kardeşleri başlarını örtmüştü. Askeri birliklere giremezlerdi ama şehit törenlerinde ön safta yer alırlardı.

Canları pahasına yurt savunmasında şehit düşen bu insanlara ‘göbeğini kaşıyan adam’ lakabı takarak küçümseyen yazar ise bodrum katını marangozhaneye çevirdiği Çayyolu’ndaki villasında hobi olsun diye kül tablası yontuyordu.

Öyle meşguldu ki; düşlerini birlikte yaşamayı planladıkları hayali adaya yolculukları sırasında denize düşen yazar arkadaşı Emin’i yüz üstü bırakıp kürek çekmeye devam etti. Bidon kafalı yazara ise söylenecek laf yok. Zaten o düşünce uzvuyla çoktan vedalaşmış.

Onlar bu toprakları vatan yapmak için kanlarıyla suladılar ya siz? Biriniz küreklerini bırakmadı, diğeriniz bidonuna sarıldı.

Bugün bayram... Göbeğini kaşıyan adam kan ağlıyor, siz de kına yakın.



Bu haber 488 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,837 µs