Sınır ‘içi’ operasyon: Nereye yapılacak?

10 Ekim 2007 14:05 tsi
Sınır ötesi operasyona ‘kesinlikle’ karşı çıkan bir kesim aynı zamanda DTP’ye ‘şans verilmesi’ ve ‘demokrasi’ konusunda tavır alırken, öte yandan aynı DTP’nin ‘sertleşme’ konusunda PKK’nın

Önce sivillerin bir minibüs içinde katli, ardında Gabar’da yaşanan ve Türkiye’ye ayağa kaldıran 13 askerimizin şehit edilmesi olayı, 22 Temmuz’dan sonra bölgedeki çift taraflı değişimin bir işareti hatta sonucu olarak yorumlanıyor.

PKK’nın Güneydoğu’da siyasal zeminini hızla kaybetmesi, daha doğrusu “devretmesinin” örgütü yeniden “eski günlere”, kitlesel saldırı ve katliamlara yönelmesinin nedeni olarak gösteriliyor.

Bu doğru ama başka nedenleri de var. Seçim sonuçlarının DTP’nin TBMM’ye girmesi ve DTP’nin “zaman zaman” İmralı’nın tersine mesajlar vermesi de bu çembere eklemlenebilir.

Bu süreç, daha TBMM’nin ilk günü DTP’li vekillerin MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin elini sıkmasına terörist başının “köpürerek” karşı çıkmasından hareketleniyor.

Ancak bu da işin bir kısmı. Çünkü bölgeyi yakından bilen ve izleyenler bir süredir terör örgütünde “sertleşme” ve yeniden sansasyonel kanlı saldırıla dönüş konusunda tartışmaların yapıldığını belirtiyorlar.

Örgütün hem siyasi hem de kitlesel sempati toplama formülünün bu olması gerektiği konusundaki kararının şimdi pratiğe döküldüğü anlaşılıyor. Bu aynı zamanda PKK’nın gerçekten de bölgede taban ve destek kaybına uğradığının da bir ispatı.

DTP ve PKK’yı ayırmak?

Bununla beraber ilginç bir kompozisyon da ortaya çıkmış durumda. Basın ve yayın organlarında genelllikle sınır ötesi bir girişime karşı çıkanlar, aynı zamanda DTP’ye hoşgörü gösterilmesi, demokrasinin gereğinin bu olduğu, DTP’nin “büyük bir fırsat” olduğunu savunanlarla hemen aynı isimler.

Yani burada garip ve keskin bir çelişki var. DTP’nin bu sertleşme politikasının siyasi uzantısı olduğunu ve kısa süre öncesinde duruşlarının farklılaştığını belirtenler, aynı zamanda DTP’yi  korumak gerektiğini belirtiyorlar.

Esasen DTP’ye yönelik “PKK’yı terör örgütü olarak tanımlamıyorlar, askerlerimizi öldürenlere terörist demiyorlar, her konuşmalarında bunun işaretleri var” söylemlerinin ardında da bu çelişkiyi betimleme iddiası bulunuyor.

Yakın zamanda sık duyulan DTP’li belediye başkanları ve parti yöneticilerine yönelik tutuklama ve gözaltı sayısındaki artış yine bu kesim tarafından eleştiriliyor. Eleştirilerin bir tarafı, bu uygulamalarının DTP’nin bölgedeki saflarını sıklaştırdığı ve terör örgütünün eline koz verdiği yönüne yaslanıyor.

Karşıt görüştekiler açısından ise tartışacak fazla bir şey yok. DTP’li veya değil kanunlara karşı çıkanların veya çıktığı iddia edilenlerin adaletle hesaplaşmaları gerekiyor. Burada siyasi sonuçları hesap ederek hareket etmek mümkün olamaz. Aksi taktirde bunun sonu gelmez.

Bu haber 1,002 defa okundu.