En Sıcak Konular

Putin, Rusya'ya veda ediyor

8 Ekim 2007 22:14 tsi
Putin, Rusya'ya veda ediyor Rusya Devlet Başkanı Putin, sekiz yıllık iktidarının ardından Mart ayında görevinden ayrılıyor. Peki, Rusya'yı neler bekliyor?

Putin Rusya'ya ve Çeçenistan'a Veda Ediyor


Atıf Abdulhamid*


Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin birçok tarihi olay ve hayati kararlarla dolu sekiz yıllık iktidarından sonra mart ayında Kremlin'den ayrılmak için şimdiden bavullarını toplamaya başladı.


Putin, batının beklediği gibi anayasayı çiğneyip başkanlık süresini uzatma yoluna gitmedi. Milyonlarca Rus'un etrafında kenetlenmesi ve Rusya'yı kayıptan kurtaran bir lider olarak halkın gözünde eşsiz bir konuma yükselmesi onu yoldan çıkarmadı.


Gözlemciler Putin'in bugün kudret deliliğine kapılmadığını, "ilham veren komutan, manevi lider ve çağın kahramanı" gibi şeytani duygulara esir düşmediğini gördüklerine inanamıyorlar.


Putin, Kremlin'de pek durmadı. Diplomatik törenlerle şarap kutlamalarıyla meşgul olmadı. İktidar yıllarını kıtadan kıtaya dolaşarak geçirdi. Orda burada antlaşmalar imzaladı. Haritalarında ve eğilimlerinde karışık ve çetrefilli olan bu devleti yönetmek için mümkün olan olmayan tüm yolları kullandı.


Dört yıl önce bu köşede Birinci Putin dönemini (2000-2004) gözden geçirmiş ve ikinci dönemle (2004-2008) ilgili senaryolardan bahsetmiştik. Rusya o zaman yol ayrımında ve bir takım dönemeçlerin başındaydı.


Bugün ortaya iki yeni soru atıyoruz: Putin'in sekiz yıllık iktidarının hasadı ne? Putin'den sonra Rusya nasıl bir yol haritası çizecek?


SİHİRLİ DEĞNEK DEĞİLİM


Putin 2000 yılında iktidara gelince Rusya'nın geleceği için üç ihtimal vardı: Dağılma, anarşi ve yoksulluk; komünizme dönüş ve Rusya'nın kurtarılması ve kapılarını dışarıya kapatması.

Putin 2008 Martında Kremlinden ayrılırken Rusya paralel üç yola girecek: kenetlenme, merkeziyetçilik ve ekonomik kalkınmanın desteklenmesi, komünizmin reddedilmesi ve kapitalist topluma entergrasyon, uluslararası bir kutbun ve Avrupa ve Asya'da etkili bölgesel bir gücün oluşturulması.


Putin kaşla göz arasında ülkeyi dağılmadan kalkınmaya taşıyan bir sihirbaz değildi. Aksine iç ve dış etkenler bu konunda ona yardımcı oldu. Örneğin başkanlık koltuğuna oturduğu zaman 20 dolar olan petrol fiyatlarının ikinci başkanlığı döneminde 70 dolara fırlaması ona büyük bir servet edinmeye ve sanayinin desteklenmesinde, uzay araştırmalarında, hayat standartlarının yükseltilmesinde ve maaşların artırılmasında büyük bir imkân sağladı.

Petrol fiyatları dünya genelinde artış gösterince Putin, Avrupalı Devletlerin anladığı dilde, kapitalist dilde konuşmaya başladı; doğal gaz fiyatlarını 3 defa artırarak beş yıl önce kimsenin hayal edemeyeceği büyük bir servet topladı.


Fazla maddi kaynaklar silah fabrikalarına aktarıldı. Çin, Hindistan, Afrika ve Asya Ülkelerine yönelik ihracat on yıl öncesine göre yirmi kat arttı.


Ne Putin'in dehası ne de sihirli değneği Rusya'nın 170 milyar doları bulan dış borç taksitlerini düzenli olarak ödemesinde etkili değildi. Buna katkıda bulunan petrol ve doğal gaz fiyatlarıydı.


Putin'in iktidarından önce borçlar yurtiçi hâsılanın % 90'ını tüketirken bu oran son beş yıl içerisinde % 30'a geriledi.


1999'da Rusya'nın döviz rezervleri 10 milyar dolarken geçen yıl bu rakam 120 milyar dolara bu yıl ise 200 milyar dolara yükseldi.


10 yıl önce, Yeltsin döneminde batıya ve İsrail'e göç eden bilimadamları arkalarında bilimsel ve akademik bir boşluk bırakırken şimdilerde genç kuşak bilim adamları ve uzmanlar yavaş yavaş bu boşluğu doldurmakta ve on yıl önce iflasın eşiğine gelmiş olan kurumları tekrar dengeye getirmeye makul bir katkı sunmaktadırlar. Rusya'nın uluslar arası ekonomik ve hukuk sistemiyle başetmek için gereksinim duyduğu teknik ve kavramlara gerekli oranda sahip oldular.


Kremlin üzerindeki iç hesaplaşma konusunda muhalefet kendisini halktan üstün bir konumda görmekteydi. Maddi emeller peşindeydi (bir kısmı Yahudiydi bunların). Putin bu muhalefetin kafasını koparıp bazı liderlerini sürgün edip bir kısmını tutuklatınca muhalefetin gardı düştü, gazete ve tv kanalları kapandı.


Eski Sovyet Ülkelerindeyse batı destekli rejimler iflasın eşiğine geldi. İç kavga krizi yaşıyorlar. Yani Rusya'nın bölgedeki nüfuzunu kırmak için bu ülkelerin batılı devletler tarafından "ileri karakol" olarak kullanılması çok uzak bir ihtimaldir.


DESPOT VATANSEVER


Tüm bu saydıklarımız içerisinde Putin'in bir erdemi yoktu. Tüm bu fırsatlar "koparılmaya hazır birer meyve" gibi duruyordu. Adamcağız da bu meyveleri iyi bir şekilde "kopardı". Ancak öte yandan Putin, birbiriyle çelişen bütün uygulamalarıyla Rusya'nın uluslararası konumunun yükseltilmesinde ve iç kalkınmasında çok önemli katkıları oldu. Putin Rusya'nın çıkarı ve konumu için çalıştı. Ülkesinin içinden geçtiği tehlikeli aşamanın bilincindeydi. Kremlin'de kendisinden önceki yöneticilerin Kafkasya halklarına karşı oynadığı vahşi rolün aynısını oynamaktan geri kalmadı.


Putin Rus özerk bölge ve cumhuriyetlerine karşı totaliter bir rejim ve demir bir yumruk siyasetini benimsedi. Bakanlar kurulunu hegemonyası altına aldı. Yardımcılarını ve ikinci sıra yöneticilerini istihbarattaki ve okuldaki arkadaşlarından ve St. Petersburg'daki çalışma arkadaşlarından seçmeye özen gösterdi.


Putin bilgi kirliliğini sona erdirme, pespaye haber yapan magazin gazetelerini kapatma ve ortalığı karıştıran yazarları topa tutma konusunda çok sertti. Her ne kadar Putin, Batının Çeçenistan'daki katliamların görgü tanığı olarak kabul ettiği bazı yazar ve gazetecileri-başta gazeteci Anna Politkovskaya olmak üzere öldürme emrini verdiği suçlamasını reddetse de

Putin etrafına topladığı bir grup danışman sayesinde Mısır'da Müslüman Kardeşler tehlikesi hakkında konuşabilen bir uzmana, "Biz de Moskova'da aynı terör olaylarından çok çektik" diyerek Suudi Kralının kulağına Riyad'taki terör saldırılarından duyduğu derin üzüntüyü fısıldayacak bir yöneticiye dönüşebiliyor.


Putin, Çin'in güvenini kazanmayı bildi. ABD'den "ağırlığı olan, fikir ve mesaj sahibi" bir lider itirafını koparabildi. İran ve Suriye'yi kaybetmeden Almanya ve Fransa'yla ittifak yapmayı başardı.


Putin, batıdan ülkenin uluslararası imajını profesyonel medyatik kampanyalarla düzeltme işini öğrendi. Bu yüzden İngilizce ve Arapça yayın yapan "Russia today" uydu kanallarını devreye sokarak Rusya'nın imajını parlattı. Gerçi kanalın İngilizce versiyonu çok daha donanımlıdır.


Ülkeyi federatif yapıda tutmak amacıyla Putin, Çeçen direniş komutanlarının terör olaylarına ve çocuk katliamlarına bulaşmasından istifade etmesini bildi.


Halbuki Yeltsin döneminde Dünya, şerefli mücadelelerinden dolayı uluslar arası toplumun sempatisini, maddi ve edebi desteğini kazanmış olan, Çeçenistan'da öldürülen Cevher Dudayev, Katar'da suikaste uğrayan Selimhan Yandarbayev ve yine Çeçenistan'da suikaste kurban giden Aslan Mashadov gibi ağırlığı olan liderler tanıdı.


Ancak Putin, döneminde direnişin liderliğini üstlenen Şamil Basayev 2004'te Beslan katliamı gibi umutsuz uygulamalara yönelip Çeçen direnişini uluslar arası toplumdan kopardı. Bu durum öldürme, yoketme, adam kaçırma ve tutuklama olaylarında Rus ordusuna uluslar arası basının desteğini kazanma imkânı verdi.


Basayev'in bu umutsuz siyaseti Çeçen Direnişinin Rus, batı ve Arap kaynaklarından gördüğü desteğin kesilmesi anlamına geliyor.


Aynı zamanda Putin, düşmanlarının bazı Çeçen direnişçilerini kullanma devri de kapandı. 11 Eylül'den sonra batı Moskova'yla yaptığı yeni hesaplarından dolayı Çeçen direnişine olan desteğini durdurdu. Bütün bunları Arapların Sovyet işgalinden sonra Afganistan'da cereyan eden ve "büyük oyun" olarak nitelendirilen direnişe desteklerini kesmeleri izledi.


Çeçenler de Çeçen direnişinin yabancılar tarafından kendi çıkarları doğrultusunda daha önce de kullanıldığını farketmediler ya da farkettiler de unutmuş gibi yaptılar.


Tarih bize 19. yüzyılda Rusya'yla Osmanlı Devleti arasındaki çekişme esnasında Çeçenlerin kullanıldığını gösteren benzer uygulamaların olduğunu söylüyor.


Rus ordusunun Birinci Putin döneminde Çeçenleri ezdiği doğrudur. Ancak Putin ikinci döneminde Beslan katliamından dış düşmanlara karşı ulusal kenetlenme için "milli bir efsane" ve "sembol" yarattı. Top ve tank sesleri kesilince basın devreye girerek Beslan katliamını gerçekleştirenlerin tümünün Çeçen olduğunu, Çeçenlerin hakettikleri cezayı şimdi aldıklarını söylüyordu.


Putin, veraset konusunda Arap örneğini alarak Ahmed Kadirov'un (2005 Mayısında öldürüldü) oğlu Ramazan Kadirov'u Çeçenistan Cumhurbaşkanlığı makamına getirdi. Baba oğul Kadirovların fotoğrafları ve afişleri Çeçenistan'da savaş suçları denetleme kurumlarının yaptığı gibi başkent Grozni'nin her yerini doldurmaya başladı.


Sonuç: Çeçenistan'da kabile devletinin derinleştirilmesi, istihbarat ve ordunun yuvası haline gelen bu cumhuriyete bağlılığın parçalanması.


Son iki yılda Putin, Çeçenistan'ı ve Kafkasya'yı atıl ve izole bir bölge haline getirdi. Stratejik bakımdan Rusya'nın bir parçası olan ancak ulusal bir kimliği olmayan bir bölge.


Putin, Çarlık Rusyası'nın Kafkasyayı "öfkeye maruz kalmış" bir bölge olarak kabul eden metodunu benimsemeye ikna oldu. Çünkü burası "Rus olmayan" hakların yaşadığı, kalkınmasında Rusya için hiçbir faydanın olmadığı ve Modern Rusya'ya entegre edilmesinin gereksiz olduğu bir bölgeden başka bir şey değildir.


PUTİN'İN DÖNÜŞÜ


Bu icraatlarıyla Vladimir Putin alternatifsiz bir lider olarak görülüyor. Öyleyse Moskova Putin'i nasıl elinde tutacak? Ülkenin anayasasını ihlal etmeden ve Rusya'nın imajını kötüleyerek değişik bir diktatörlüğe dönüşmeden emellerini ve projesini nasıl gerçekleştirecek?


Galiba Putin kurnazca bir çözüm bulmuş görünüyor. Bir kaç hafta önce (Eylül'ün ortalarında) Başbakan Mihail Fradkov'u görevden alarak yerine Victor Zubkov'u atadı. Putin Zubkov'a bakanları seçme imkânı tanımadı. Bizzat kabinede görev alacak isim ve kişilerin arkasında o vardı.


Zubkov siyasi arenada tanınan ya da Rusya'nın modern tarihinde ağırlığı olan bir kişilik değildi. Dahası Putin iki sürpriz yaptı: Önümüzdeki Mart ayında yapılacak seçimlerde Zubkov'u güçlü bir şekilde Rusya Devlet Başkanlığına aday gösterdi. İkincisi ise 2012 yılında yani bu ara dönemden sonra Rusya Devlet Başkanlığına adaylığını koyacağını söyledi.


Tabi burada yaş faktörü ön plana çıkıyor. Yeni Başbakan 66 yaşında, Önümüzdeki seçimlerde Devlet Başkanlık seçimlerini kazanırsa 2012 yılında Kremlini terketmesi lazım çünkü o zaman 70 yaşında olacak ve bu yaştan sonra siyasi bir makamı işgal etme hakkı olmayacak. İşte o zaman Putin başkanlığa adaylığını koyacak çünkü 60 yaşın altında olacak. Rusya'da ve batılı araştırma merkezlerindeki gözlemcilerin önümüzdeki dört yıl için bekledikleri senaryo budur. Bu senaryonun gerçekçiliği 2000 yılında Yeltsin'le Putin arasında cereyan etmesinden ileri gelmektedir.


Boris Yeltsin adı pek duyulmamış istihbarat subayı Vladimir Putin'i Başbakanlığa atadığında ve onu Devlet başkanlığına aday gösterip arkasında durduğunda aralarındaki anlaşma iyi kötü yanlarıyla Yeltsin sayfasının kapanıp yerine az tanınmış bu adamın Rusya'nın birinci adamı haline gelmesiydi.


Şimdi de Putin Zubkov'a benzer güzelliği yapıyor. Pek tanınmayan bu ekonomi uzmanını Başbakanlığa atıyor, Devlet Başkanlığı için ona destek veriyor. Zubkov'a düşen bu güzelliği iade etmesi ve 2012 yılına kadar Başkanlık koltuğunu Putin için korumasıdır.


Tabii Rusya'da işler bu kadar basit ve kolay yorumlanamadığından burada bir çok soru muallakta kalıyor. Özellikle Sergei İvanov ve Dimitri Medvidov gibi güçlü adamların başkanlığın geleceğiyle ilgili rolü ve konumuyla ilgili olarak…


Burada gözlemciler senaryonun tamamlanması konusunda aciz kalıyorlar. Sorular yeniden ortaya çıkıyor: Rusya bu senaryoyla dört yıl boyunca donmuş vaziyette mi kalacak? 2012 yılında dönüşüne kadar Putin, tüm kozları elinde bulundurabilecek mi?


Rusya bu kadar renkli midir? Batılı devletler Kremlinin tüm kozlarını oynamasına izin verecek mi? Önümüzdeki aylar Rus siyasetinde ve tarihinde birçok değişimlere şahit olacaktır.

 

*Mısırlı Yazar

 

Bu Makale Mehmet S.Direk tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.



Bu haber 342 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    342,541 µs