Şırnak'taki saldırıya kınama yağdı

8 Ekim 2007 21:21 tsi
Dün Şırnak'ta 13 askerin şehit edilmesiyle sonuçlanan ve Türkiye'yi yasa boğan terör saldırısı, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri tarafından kınandı.

DSP

DSP’den yapılan açıklamada, son saldırıların terörle mücadelede yeni bir sürecin başlatılması gerektiğini ortaya koyduğu belirtilerek, “Türkiye, uluslararası hukuktan doğan sıcak takip hakkını daha fazla gecikmeden kullanmalıdır” denildi. ABD’nin terörle mücadele konusunda istekli görünmediği kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:

“ABD’nin tercihi diplomatik ve siyasî ilişkiler yoluyla sorunun çözülmesi yolundadır. Ama bunun da netice vermediği ve vermeyeceği ortadadır. Gerçekler ne yazık ki böyleyken, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ‘Önümüzdeki ay Amerika seyahatim var. Bu seyahatte Sayın Başkan Bush’la da bu konuları en geniş anlamda konuşacağız’ diyor. Anlaşılan Sayın Başbakan, durumun vahametini hâlâ anlayamamış! Çünkü sorun, başkalarına ve zamana bırakılacak durumda değildir. Bir gün bile geciktirilmeden sorunun üzerine gidilmesi gerekmektedir.”

DEMOKRAT PARTİ

Demokrat Parti tarafından yapılan açıklamada, hükümetin anayasa değişikliği oyunuyla milleti oyalamaktan vazgeçmesi gerektiği kaydedilerek, “Gerektiğinde herhangi bir yerden izin almadan bu ülkenin vesayet altında olmayan, özgür iradesiyle kararlarını alabilen bir hükümeti gibi davranıp, terör belasının üzerine her türlü tedbiri alarak, ivedilikle gitmek mecburiyeti vardır” denildi.

ANAVATAN

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, artan terör saldırıları konusunda hükümeti suçlayarak, “Türkiye’nin içini yakan bu kayıpların arkasında yatan gerçek sebep ortadaki meseleyi anlamak için gerekli akıldan yoksun, mesele ne olursa olsun vatanını ve vatandaşını korumak için gerekli cesareti ve iradesi olmayanların varlığıdır” dedi.
Hükümetin, emperyalizmin tezgahını çözümleyecek ve karşı duracak ahlaka sahip olmadığını kaydeden Mumcu, “Önümüzdeki ay bu konuları Başkan Bush’la görüşeceğim cümlesi, içine düşülen sefil durumun adeta kanıtı niteliğindedir. Böyle bir hükümete rağmen Türkiye büyük bir ülkedir, hak ve hukukunun mücadelesini verecek kudrete de sahiptir” diye kaydetti.

TÜRKİYE YOL-İŞ SENDİKASI

Türkiye YOL-İŞ Sendikası Genel Başkanı Fikret Barın, terörün arkasında emperyalist güçler, her türlü bölücü akım ve vatan kaygısı olmaya bazı kişi ve kuruluşlar olduğunu ifade etti. Barın, “Emperyalist güçlerin amacı, Atatürk milliyetçiliği temelinde bütünleşmiş olan Türk ulusunu parçalayıp birbirine kırdırmak ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarında hakimiyet kurmaktır” dedi.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

Türkiye Barolar Birliği tarafından tarafından yapılan açıklamada, terörizmle mücadelenin sadece hükümet, silahlı kuvvetler ve güvenlik güçlerinse kazanılacak bir mücadele olmadığı vurgulanarak, “Devlet ve milletin birlikte mücadele etmesi gerekir. Kimliği belli karanlık güçlerin sergilediği bu ve benzeri olaylar ulusumuzun eksiksiz demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve hukuk devletinden oluşan aydınlık Türkiye özlemini engellemeyecektir” denildi.

GÜÇLÜ TÜRKİYE PARTİSİ

Güçlü Türkiye Partisi Genel Başkanı Tuna Bekleviç yaptığı açıklamada, saldırının, Türkiye'nin iç barışını ve huzurunu bozma çabası olmakla beraber masum insanların katledilmesi sebebiyle insanlık dışı bir eylem olduğunu belirtti. Bekleviç, “Türkiye'de Türk-Kürt kardeşliğine zarar vermek isteyen tüm çevrelerin işine gelen bu insanlık dışı eylem ceşitliliği ile övünen Türkiye toplumunu derinden üzmüştür” dedi.

TÜRK EĞİTİM-SEN

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan ise, terör saldırılarına olan toplumsal tepkinin azaldığını ve ülkeyi yönetenlerin terörü önlemek adına ortaya hiç bir ciddi tedbir koymadığını kaydetti. Özcan, “En basit tedbirler bile maalesef alınamamıştır. Kuzey Irak’a girilmeyeceği garantisinin Amerika’ya verildiği, muhalefet partileri tarafından seslendirilmektedir. Anaların yüreği dağlanırken, her gün üç beş vatan evladımız toprağa düşerken yetkililerin sonuç alıcı tedbirleri hayat geçirmemesi manidardır” dedi.
PKK ile mücadelede sadece dağda savaşılarak sonuç alınamayacağını belirten Özcan, şu ifadelere yer verdi:

“Güvenlik kuvvetlerimiz bir yandan PKK belası ile mücadele ederken, bebek katillerinin oluşturduğu bu örgütün kirli uzantıları her türlü iddialarını TBMM çatısı altında dile getirir olmuştur. PKK’yı besleyen, fikri ve lojistik destek veren tüm sözde kurum ve kuruluşlar ve bazı taşeron medya kuruluşları tespit edilerek, faaliyetleri durdurulmalı ve bataklık kurutulmalıdır.”

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ

İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu, hükümetin dış güçlerin de etkisiyle terörle mücadelede gereken siyasi kararlılığı gösteremediğini, şehit ve gazi saysısının artmasına da bunun neden olduğunu savundu. Terörle mücadelenin, teröristle mücadele olarak değerlendirildiğini kaydeden Hilmioğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Bu iş de adeta sadece Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bırakılmıştır. Oysa teröristle mücadele, terörle mücadelenin sadece bir boyutudur. Diğer çok önemli boyut ise bölgede terörü besleyen eğitimsel, ekonomik, sosyal ve fiziki koşulların düzeltilmesidir. Bugüne kadar söz konusu koşulların düzeltilmesine yönelik olarak çok yönlü bilimsel çalışmaların yapılması ve ortaya çıkan çözüm önerilerinin siyasal iktidarlar tarafından uygulanması gerekirdi. Terörle mücadelenin 20 yıldan fazla bir süreden beri devam etmesi, bu anlamda da bir siyasi kararlılığın gösterilmediğini ortaya koymaktadır.”

ULUSAL SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği Genel Başkanı Fevzi Durgun, terör saldırıları ile Türkiye’nin bu alanda sıkıştırılarak genel küresel ekonomik ve siyasi politikalar doğrultusunda yönlendirilmeye çalışılacağından endişe duyduğunu belirtti. Durgun, “Bu dönemde artan ve ulusal güvenliğimiz ile birlikte her alanda istikrar arayışımızı da olumsuz etkileyecek olan bu ve benzeri planlı harekatlar karşısında tüm ilgili kesimleri daha duyarlı olmaya ve görevlerini bir ulusal bilinç içerisinde yapmaya davet ediyoruz” dedi.

TÜRKİYE KAMU-SEN

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, toplumun her kesiminin bir araya gelerek teröre karşı acil tedbirler alması gerektiğini vurgulayarak, şu ifadelere yer verdi:

“Türk Milleti’nin sabrını zorlayan hain saldırılar karşısında gün, birlik olma günüdür. Türkiye Kamu-Sen olarak tüm sivil toplum kuruluşlarını, Türk milletini ve siyaseti birlik olmaya davet ediyoruz. Bu bağlamda, toplumun her kesimi bir araya gelerek teröre karşı acil tedbirler almalıdır. Toplumun her kesimi koşulsuz, amasız ya da ancaksız terörü kesin dille kınamalı, teröre karşı mitingler, toplumsal gösteriler düzenlenmelidir.”

EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ SENDİKASI

Eğitimciler Birliği Sendikası'ndan yapılan açıklamada, saldırıların, masum insanların meşru hak ve beklentilerini maskelemeyi ve onların medeni Türkiye'nin nimet ve imkanlarından mahrum bırakmayı hedeflediği belirtilerek, "Askerlerimizi şehit eden katillere de onları yeniden üzerimize saldırtan büyük patronlarına da lanet okuyoruz, döktükleri kanda boğulacaklardır" denildi.

ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ

Şırnak'taki saldırı üzerine olağanüstü toplanan Adıyaman Üniversitesi Senatosu da yayınladığı bildiride şöyle denildi:

"Türkiye Cumhuriyeti Devletini ortadan kaldırmaya gücünün yetmeyeceğini bilen uluslararası sömürgeci güçler, yerli işbirlikçi hainlerin de yardımıyla yeni oyunlar tezgâhlamaktadırlar. Milletimizin sabrını zorlayanlar bilmelidir ki, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin otoritesini ve gönlümüzdeki saygın güvenini sarsmaya yönelik çabalar başta olmak üzere, kurulan tezgâhlar ve sergilenen oyunlar neler olursa olsun, Türk Milleti’ni bölmeye ve parçalamaya hiç kimsenin gücü yetmez."

 

Bu haber 602 defa okundu.