En Sıcak Konular

Rüzgârınız boşa gitmesin!

7 Ekim 2007 17:22 tsi
Rüzgârınız boşa gitmesin! Petrol, kömür ve diğer fosil temelli yakıtlarla elektrik elde etme yöntemleri, hava ve suyu kirletirken, tehlikeli gazları da atmosfere salıyor. Oysa dünyanın pek çok ülkesinde kullanılan rüzgar tribünleri ile elektik üretilirken doğaya hiç bir zarar veri

Pazar Vatan'ın haberi:

Üstelik bu kaynakların 50-60 yıl içinde tamamen tükeneceği varsayılıyor. Rüzgâr gücü ise, en temiz ve çevreye dost enerji biçimi olarak biliniyor. Türkiye’de elektrik arzının tüketimi karşılayamaması nedeniyle enerjide her an bir darboğaz kapımızda. Bu yüzden, rüzgâr santrallerine yapılacak yatırım hayati bir önem taşıyor.

Türkiye’de rüzgâr nereye esiyor?

Yıl 1993, Los Angeles’a doğru Kaliforniya eyaletinde otoyolda hızla ilerlerken büyülenip arabayı kenara çekiyorum. Dağlar, tepeler sürekli devinim halinde. Ufuk göz alabildiğine rüzgâr gülleriyle donatılmış. Rüzgâr sürekli esiyor, ülkeyi enerjiyle besliyor. Kyoto Protokolü’nü bugün imzalamayan Amerika Birleşik Devletleri, ta o zamandan rüzgâr enerjisini yatırım yapmış. Bugün 3 milyon evin elektrik enerjisi rüzgâr santrallerinden karşılanıyor. Hedef elektrik enerjisinin %20’sini rüzgârdan sağlamak.

xYıl 1998, İzmir’de bir yenilenebilir enerji sempozyumuna katılıyorum. Büyük bir hevesle Çeşme Germiyan’daki 3, Alaçatı’daki 12 rüzgâr gülünü ziyaret ediyoruz. Kaliforniya dağları aklıma düşüyor, yeter mi diye soruyorum? 2000’de de Bozcaada’da 17 rüzgâr gülü daha kuruluyor. Böylece Türkiye’nin kurulu rüzgâr gücü 19 MW’a çıkıyor. Oysa, sadece 1999 yılında Almanya’da 1542 MW, İspanya’da 708 MW, ABD’de 800 MW rüzgâr santralı kuruldu. Sadece bu yıl Amerika’da 3000 MW üstünde yeni santral kuruluyor.

Almanya’nın etkili rüzgâr politikası

Berlin Tegel Havaalanı’na doğru alçalıyoruz. Pencereden dışarı bakınca gözlerime inanamıyorum. Verimli tarım arazilerinin kıyılarında göz alabildiğince rüzgâr gülleri serpilmiş, kolları dönüp duruyor. İnince konferansta Alman meslektaşlarıma sorup öğreniyorum. Almanya’nın kurulu rüzgâr enerjisi kapasitesi 2006 yılı sonu itibariyle 20.621 MW’a çıkmış. Almanya gibi bir sanayi devi hızla enerji bağımlılığını azaltmak ve küresel iklim değişikliğinde Almanya’nın sorumluluğunu azaltmak için etkili ve hızlı politikalar uyguluyor. Toplam kapasitesini her yıl daha da arttırıyor. Hedefi 2030 yılında enerjisinin yüzde 70’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamak, 2050’de ise bu rakamı yüzde 87’ye çıkartmak. Almanya gibi dünya piyasalarında rekabet gücümüzü korumak ve sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyorsak, acilen benzer politikaları hayata geçirmemiz gerekli. Küresel iklim değişikliği tehdidi altında yaşadığımız bugünlerde enerji yatırımlarımızın tamamını sera gazı üretmeyen yenilenebilir kaynaklara yöneltmekten başka çaremiz yok. Bunların içinde şu anda en ekonomik ve en kolay uygulanabilir projeler rüzgâr santralleri. Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nin tamamladığı “Rüzgâr Atlası” çalışmalarına göre, Türkiye’nin rüzgâr potansiyeli 48.000 MW. Bakanlık maalesef 2020 yılında toplamda sadece 3.000 bin MW kurulu güç öngörüyor. Bu Amerika Birleşik Devletleri’nin 1 yılda kurduğundan daha az. Almanya’nın ise şu anda kurulu gücünün yüzde 15’i. Üstelik bizim en az 48.000 MW potansiyelimiz var. Rüzgâr enerjisinin küresel iklim değişikliğine katkısı yok ve çevresel etkisi neredeyse sıfır. Bedava esen rüzgârı, yani kendi öz kaynağımızı kullanacağımıza neden dışa bağımlı yatırımlara yöneliyoruz? TEMA Vakfı gönüllüleri başta olmak üzere büyük kamuoyu tepkisi çeken ve en iyimser tahminle 10 yılda tamamlanacak 3 nükleer santralden beklenen 4.500 MW güç için bu kadar uğraşılırken, neden herkesin hayranlıkla seyrettiği ve desteklediği rüzgar santralleri ülkemizi donatmıyor? Ülkemizde yenilik ve atılım rüzgarları nereden esiyor, esen karayel mi, lodos mu yoksa meltem mi? Bırakalım rüzgar gülleri açsın serpilsin, ülkemiz temiz enerjiyle dolsun.

Bozcaada’nın yel avcısı

Elektrik mühendisi Ertuğrul Sayın, Türkiye’de ender rastlanan bir işle haşır neşir. Sayın’ın görevi, ülkenin dört bir yanını gezip, rüzgar enerjisiyle çalışan türbinleri yerleştirmek ve onları ulusal elektrik şebekesine entegre etmek. En rüzgarlı noktaları saptayarak rüzgar türbini yerleştirmek, onun için adeta çocuk oyuncağı... 1999 yılında Bozcaada’ya rüzgar türbinlerinin konulmasından bu yana, Türkiye’nin birçok yerinde rüzgar santrali yapılmasına aracılık eden Sayın, rüzgar gücünün tam anlamıyla devreye girmesiyle Türkiye’nin enerji açığının kapanabileceğini söylüyor. Sayın ve ekibi, şu anda İstanbul Kemerburgaz ilçesinde ve Manisa Gelenbe’de rüzgar santrali kuruyor. Rüzgar santralinin verimli olması için, hakim rüzgar yönüne doğru 8-10 km’lik mesafe olması gerekiyor. Türkiye’de rüzgarlar poyraz ve lodos ekseninde estiğinden türbinlerin yerleştirilmesi için geniş bir sırt veya önü açık bir bölge gerekiyor: “Bir tepenin önünde onu kesen bir başka tepe varsa veya rüzgar yönünde yerleşim birimleri varsa devam edemezsiniz.” Rüzgara elverişli bir tepe tespit edildiğinde, o noktaya rüzgar ölçüm direği dikilerek, rüzgarın yıl içindeki dağılımı belirleniyor.

Yasal prosedürler engelliyor

Herhangi bir yere rüzgar santrali inşa edilebilmesi için, senede ortalama 7 metre/saniye üstünde bir rüzgar alması şart: “Bazı yerlerde rüzgar 7 gücündedir ama hep fırtına vardır, daha sonra da süt limandır. Böyle yerleri ayıklamak lazım. Bu yüzden, ’micro-yerleştirme’ adı verilen bilgisayar programlarını kullanarak arazideki yükseltileri ve engebeleri görebiliyoruz. Program otomatik olarak rüzgar türbinlerinin arazide nereye konulması gerektiğini belirliyor.” Türkiye’de rüzgar santrallerinin istenilen sayıda olmamasının en önemli sebebi yasal prosedürler: “Çok fazla ihale açılıyor ve ihaleye giren firmalar da bunu layıkıyla yapamıyorlar. Bürokrasiye demişsin ki, ’Santral kurmak istiyorum diyen herkesin başvurusunu kabul et ve onlara lisans ver.’ Bu adamlar bunu hakikaten yapabilir mi, paraları var mı, araştırmıyorlar. Bugün elektriksiz kalıyorsak, daha önceki bir takım siyasi yanlışların neticesinde elektriksiz kalıyoruz. Çünkü sektörde yüzlerce işi bilmeyen firma var. Ya rüzgar kesilirse ne yaparız, diye bir endişe vardı işin başında. Ama sonra görüldü ki, pek olumsuz bir etkisi yok. Ayrıca, ulusal elektrik şebekesi, belli bölgelerdeki kayıplarda gücü diğer santrallere yönelterek ihtiyacı dengeliyor. ”

Türkiye 2006’da 55,5 milyon kilowatsaat rüzgar enerjisi üretti

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, 2006 yılında tüketime sunulan 150,4 milyar kilowatsaat elektriğin 60,4 milyarı doğalgazdan, 46 milyarı hidroelektrikten, geri kalanı ise kömür, petrol ve benzeri kaynaklardan elde edildi. Aynı dönem için rüzgâr enerjisi toplam üretimi ise 55,5 milyon kilowatsaat gibi çok düşük oranda kaldı.

Ucuz ve çevreci

Rüzgârda 1 mw kurulu güç için 1- 1,3 milyon, hidroelektrik santrallarında 1-1,2 milyon, doğalgaz santrallarında 700-800 bin, nükleer enerjide ise 2-2,5 milyon Euro kuruluş maliyeti var. Ancak, 10-12 yıl içerisinde yatırım maliyetlerini karşılayan bir rüzgâr santralıyla elektriğin maliyeti 2-2,5 centlere iniyor. Ayrıca, temiz, çevreye uyumlu, yerli kaynak-yerli yatırım, istihdam gibi önemli avantajları var.



Bu haber 768 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,385 µs