En Sıcak Konular

'5. parti çıkarsa MHP'nin içinden çıkar'

24 Ekim 2015 09:36 tsi
'5. parti çıkarsa MHP'nin içinden çıkar' Başbakan Davutoğlu, "MHP içinde bir bölünme ihtimali gittikçe arttığı için 5. parti çıkarsa, bundan sonra MHP'nin içinden çıkar" dedi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir televizyon kanalında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve 5. parti tartışmalarına ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine, Bahçeli'nin dikkatleri kendi partisindeki dalgalanmalardan başka noktaya çekmek istediğini ileri sürdü.

Başbakan Davutoğlu, "Sayın Bahçeli, bizim çıkaracağımız milletvekilleri üzerinden kendince 5. parti hesabı çıkartıyor. Ben ciddiye bile almıyorum. Sayın Bahçeli, dikkatleri başka bir yere çekmeye çalışıyor. MHP içinde bir bölünme ihtimali gittikçe arttığı için 5. parti çıkarsa, bundan sonra MHP'nin içinden çıkar. Zaten aslında fiilen Tuğrul Bey'in ayrılıp bize katılmasıyla ilk işaretlerini verdi. Sayın Bahçeli 5. partiyle, AK Parti'yle uğraşacağına, birer birer onun bu hayırcı tutumları sebebiyle partiyi terk eden kendi parti mensuplarıyla ilgilensin. Kendi evini tertibe koymadan, kendi evinde ne olup bittiğini takip edemeyen birinin başka bir evde ne olup bittiğini, oradaki ilişkileri tanımlamaya çalışması sadece komik olur. Önce kendi işine baksın" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin  "1 kilo toz 1 Toros" sözünün sorulması üzerine de Davutoğlu, şunları söyledi:

"Biz bir tek toz biliriz o da memleketimizin tozu toprağı, o toza toprağa canımız feda. Başka da toz bilmeyiz, herkes bizi bilir. Sayın Bahçeli'yi bilemem, tozla ilgisi nedir. Ama bizim ilgilendiğimiz tek şey memleketin tozu toprağı. Onu da severiz. Onun dışında bizim öyle ironilerle uğraşacak vaktimiz yok. Sayın Bahçeli, çok büyük keşif yaptığı iddiasıyla bir şey söylüyor, arkasından ne çıkacağını deştiğinizde, çok fazla bir şey çıkmıyor."

Kendisinin 1990'lı yılları geri getirmek isteyen, faili meçhulleri yapmak isteyen terör örgütü PKK ve terör baronlarına karşı o yılların geri gelmeyeceğini anlattığını dile getiren Davutoğlu, Türkiye'yi o günlere döndürme konusunda Demirtaş ve Bahçeli'nin "paslaştığını" savundu.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

"JİTEM ile bu terör baronlarının karşılıklı birbiriyle neredeyse varoluşsal bir ilişkisi var. Biri olduğu için diğeri var. Birbirlerine muhtaçlar. AK Parti bu ilişkileri koparan, bitiren parti. Ben onu söyledim. AK Parti'den bunlar rahatsız. Çünkü bizim olmayacağımız bir yerde terör baronlarının ve bu tür faili meçhullerin tekrar başlayacağını ümit ediyorlar. Şimdi buradan tehdit mi çıkar? Nerede burada tehdit unsuru? Beyaz Toros'u savunmak mı çıkar, hayır. Şu çıkar; bizim dönemde faili meçhul bırakmadık, bırakmayacağız da. Ama bize savaş açanlar yani AK Parti'yi bu anlamda yıpratmak isteyenlerin art niyetleri Türkiye'yi 90'lara götürmek isteyenler onlar. Bir taraftan bunu HDP aldı kullandı Demirtaş, bir taraftan da Bahçeli kullandı. Bahçeli ile Demirtaş'ın nasıl paslaştığını gösteren güzel bir misal. İç Güvenlik yasasında da paslaşmışlardı. Hatırlarsınız Meclis bir gün toplandı. Meclisin bu tezkere ve diğer olaylarda da işbirliği yaptılar. Bunlar da aslında gösteriyor kimlerin paslaşıp neler yaptığını."

'Kimse ayak oyunlarına kalkışmasın'

Davutoğlu, "Beni tanıyan bilir. Kim olursa olsun karşımda, hakkı söyleme konusunda hiç tereddüt etmemişimdir. Şu anda da biz Cumhurbaşkanımızla dava arkadaşı olarak her şeyi birlikte omuzlarız, bir araya geldiğimizde her şeyi gerektiğinde konuşuruz, tartışırız. Ama dışarıdan bir tahrikle Cumhurbaşkanımızla benim aramda problem çıkarılmasına izin vermeyecek kadar ahlaki olgunluğa sahip olduğumu beni tanıyanlar bilir. Biz bu yola mahviyet içinde geldik. Dolayısıyla bu konuda kimse ayak oyunlarına kalkışmasın, bu bize sökmez" dedi.

"Paralel yapı felaket tellallığı yapıyor"

Başbakan Davutoğlu, "Şanlıurfa’da muhteşem bir miting yaptık. Ama bir hafta önce Fuat Avni denilen ve paralel yapıyla irtibatlı olduğu besbelli bir tweet hesabından Şanlıurfa’ya terör saldırısı yapılacağı bilgisi dolaştı. Düşünün şimdi terör saldırısını DAEŞ yapacak ise paralel yapı bunun önceden neredeyse felaket tellallığını yapıyor. Mesele ne? Halkı korkutmak, mitinge gelmesini engellemek, Türkiye’de olağanüstü bir hava var intibası oluşturmak. PKK da DAEŞ de DHKPC de paralel yapı da bunu istiyor. Görüyorsunuz nasıl perde gerisinde bir paslaşma var" diye konuştu.

"AK Parti olmadan bu ülkede siyaset dizayn edilemez"

Davutoğlu, Bahçeli'nin 7 Haziran akşamı bütün kapıları kapattığını, niye öfkelendiğini de anlamadığını bildirerek, diğer liderlerin de AK Parti'yi dışarıda bırakacak formülleri uygulamaya çalıştığını söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun, HDP'nin aldığı oyları MHP'ye pazarlayıp önce Bahçeli'yi başbakan yapmaya kalkıştığını, sonra kendisinin başbakan olmaya kalktığını anlatan Davutoğlu, Deniz Baykal'ın da hepsini toplayıp Meclis Başkanı olmaya kalktığını belirtti. "Bir baktık piyasada müşteri çok da mal yok" diye konuşan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Millet kimseye vermemiş bir şey, onlar bu yetkiyi alacağız zannediyor. Ne oldu sonunda 4 ay içinde. AK Parti olmadan bu ülkede siyaset dizayn edilemez."

"İstihzai bir noktaya çektiler"

Eş bulmayla ilgili sözlerinin kamuoyunun ilgisini çekmesini nasıl değerlendirdiği yönündeki soru üzerine Davutoğlu, sözlerinin bu kadar yankı yapacağını düşünmediğini, mitingde gençlerin bütün ihtiyaçlarının karşılandığını belirterek gençlere yönelik taahhütlerinden bahsettiğini anlattı. İş, aş olunca geriye de eş kalırsa annelere, babalara başvurulması gerektiğini ancak mümkün değilse kendilerinin yardımcı olacağını söylediğini ifade eden Davutoğlu, "Ama insana dokunmaktan, insani özden siyaseti koparanlar bunu öyle böyle istihzai noktaya çekmişler" değerlendirmesinde bulundu.

"Kolay lokma" tartışması

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın kendisi için yaptığı "rakip olarak kendisini meydanlarda görmekten memnunuz çünkü bizim için kolay lokma" açıklamasını nasıl değerlendirdiği sorusuna ise Davutoğlu, siyasetin seviyesini düşürmenin kimseye fayda getirmeyeceğini, Demirtaş'a kimlerin sufle verdiğini iyi bildiğini söyledi.

Davutoğlu, "Kolay lokma olduğumuz için biz yüzde 41 alıyoruz memnun olmuyoruz, o yüzde 13 alıyor, en büyük zaferi kazanmış gibi cümle aleme şımarık şımarık dolaşıyor. Dedikleri gibi kolay lokmaysak göreceğiz. Yüzde 13'ü o zafer görecek, biz yüzde 50'lere gidiyoruz. Kim kimin kolay lokması" ifadelerini kullandı.

"Açın DAEŞ’in internet sitelerini (en büyük tehdit Erdoğan ile Davutoğlu) diyor"

Davutoğlu, muhalefetin kendisini "terör örgütü DAEŞ'i korumakla" eleştirmesine de tepki gösterdi.

AK Parti'yi "radikal akımların destekçisi" şablonuna oturtmaya çalışanların olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Uğraşmayın bizden o şablona uyacak tip çıkmaz, benden IŞİD'ci, DAEŞ'çi çıkabilir mi, çıkmaz. Şimdi benden bir DAEŞ'çi çıkar mı? Palmira’daki antik kentleri yıkan DAEŞ çıkar mı benden? Ya da benden o DAEŞ’e müsamaha gösteren biri çıkar mı? İnsanı isyan ettirecekler. Açın DAEŞ’in internet sitelerini 'en büyük tehdit Erdoğan ile Davutoğlu' diyor. Neden? Bizim savunduğumuz İslam tam da onların ideolojilerinin karşısında duran İslam. Seküler olduğunu iddia eden ama otoriter bir Baasçı görüşten gayet memnunlar, çünkü oradan besleniyorlar" diye konuştu.

"Esad'ın ülkesine barış getirmesi imkansız"

Davutoğlu, Suriye ile ilgili olarak da "Geldiğimiz noktada ülkenin yüzde 14'ünü kontrol edebilen ve 5 milyon vatandaşını yurt dışına sürmüş, 7 milyon vatandaşını ülke içinde barınaksız bırakmış bir liderin ülkesine barış getirebilmesi, artık imkansızdır" dedi.

Davutoğlu, Rusya ve İran'ın, Esad'ın arkasında olduğuna işaret ederek, "Mesele, Suriye halkı arkasında mı, Suriye halkı ne diyor? Suriye halkı arkasında olsaydı, şu an Rus uçakları orayı bombalıyor olmazdı. İşgal ordusunun kendi ülkesini bombalamasına izin veren bir rejim, meşru olabilir mi? Ama ne olur, bir tek Esad'ın gidişi konuşulur" ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu'nun, dün Suudi Arabistan, Rusya ve ABD ile görüşmelerde bulunduğunu dile getiren Davutoğlu, "Her formül görüşülüyor. Esad'ın gidişi üzerine, Cenevre 1 ve 2 bağlamında atılacak adımlar görüşülüyor ama nihai kertede, böylesi bir yönetimin Suriye'ye barış getireceğini iddia etmek, tarih ve realite bilmemek, Suriye halkının acısını görmemek anlamına gelir" diye konuştu.

"Bizim iktidar iddiamız var, onların yok"

Davutoğlu, hemen tüm araştırma şirketinin anketlerine göre CHP'nin ikinci olacağını, birincilik iddiasının mümkün olmadığını, MHP'nin bir iki puan düşeceğinin söylendiğini, tek başına iktidar olma gibi bir motivasyonunun bulunmadığını, HDP'nin ise oylarının biraz düşeceğinin ifade edildiğine dikkat çekti.

Davutoğlu, kendileri dışında hiçbir partinin miting yapmaya, halkla buluşmaya motive edecek bir siyasi motivasyonunun bulunmadığını anlatarak, "Biz ise şu bir hafta içinde göstereceğimiz performansla tek başına iktidar olmak ya da olmamak arasında bir çizgide olduğumuzun farkındayız. O zaman onlar durabilir. Onlar durdu diye, ben niye durayım? Onların beklentisi yok ki zaten" ifadelerini kullandı.

"Kılıçdaroğlu için artık mütereddidim"

Başbakan Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Ankara'daki terör saldırısı sonrası yaptıkları görüşmenin ardından yaptığı açıklamalara karşı, "Devletle ilgili hiçbir şeyin paylaşılamayacağı bir muhalefet yapımız olduğunu anladık" yönündeki sözlerinin, "gelecekte bir koalisyon potansiyeline de gölge düşürüp düşürmediği" yönündeki soruyu da şöyle yanıtladı:

"Bırakın hükümet başkanını, başbakanla anamuhalefet partisi başkanı kimliklerini, herhangi iki dost arasında, hatta birbirine hasım ama ahlaklı iki insan arasında, 'ya ben söyleyeyim de sen bunu dışarıda söyleme' dense, bir sır paylaşılsa, Allah aşkına, ahlak bu sırrın dışarı söylenmemesini gerektirir. Bir de devlet sırrıysa şahsi sır da değil, nasıl paylaşırsınız. Ben şimdi üç ay önceki koalisyon görüşmesi yaptığım Kılıçdaroğlu'na güveniyordum, sır paylaşılabileceğini düşünüyordum ama şimdi mütereddidim. Ne zaman, ne şekilde kullanacak bir devlet sırrını, nasıl değerlendirecek? Yarın... Milli Güvenlik Kurulu'nda konuşulan her şey devlet sırrıdır. Koalisyon kurulsaydı da Mili Güvenlik Kurulu'nda olsaydı demek ki bir hafta sonra aklına estiğinde beni veya Milli Güvenlik Kurulu'nda Cumhurbaşkanı, başkan olduğu için ya da genelkurmay başkanımızı zora sokmak icab etse belki onu da açıklamayı düşünürdü. Şimdi ben artık Kılıçdaroğlu ile bir daha rahat konuşabilir miyim?"

"Bahçeli üzülür, ben üzülmem"

 Davutoğlu, hiçbir saklısının gizlisinin olmadığını, hiç çekincesiz şekilde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de istediğini açıklayabileceğini dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

"Bahçeli de açıklasın. O üzülür, ben üzülmem. Bahçeli'nin söylediği bazı sözler nedeniyle o üzülür, ben üzülmem. Benim tutumum, açık ve net. Şimdi demek ki, birileri onlara 'Davutoğlu ile ilgili şöyle bir şey yaparsanız, onun toplum nezdindeki dürüst ya da açık konuşan lider imajını sarsabilirsiniz' dedi herhalde ama yok güçlendi imajım işte. Meydanlarda günlerdir söylüyorum, 'çık ne varsa söyle, ne varsa.' Eğer yanlarında bir dinleme kaydıyla geldilerse onu da açsınlar, bunu da söylesinler. Bu kadar demek ki birbirimize güvenemeyecek durumdayız. Böyle devlet ahlakı olur mu? Dolayısıyla burada kaybeden Sayın Kılıçdaroğlu olur, Sayın Bahçeli olur. Ben hiçbir şey bu anlamda kaybetmem.
Oslo görüşmeleri

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Oslo görüşmeleri ve mutabakat" tartışmalarına ilişkin, "Biz, 'Oslo'da görüşme yapılmadı' demiyoruz ki, ama bu şekilde anlatıldığı şekliyle bir görüşme yok" dedi.   

Paralel yapı ve terörle mücadele

Başbakan Davutoğlu, Paralel yapı ve terörle mücadele konusunda da şunları kaydetti:

"AK Parti siyasi meşruiyet içinde iktidara gelen bir siyasi parti. Bizim başka bir yerden güç alma şansımız var mı? 1 Kasım'da halk bize güç verirse o gücü kullanırız. Başka güç kaynağımız yok bizim ama bunlar ise devletin normal meşru güçleri varken o güçleri by-pass ederek paralel yapılar kurarak kendi güç odaklarını oluşturmaya çalıştılar. Onu yapmadıkları dönemde bu paralel yapı, bizimle bir sıkıntıları yoktu ama onu yapmaya başlayınca bir yerde iki otorite olamayacağı için ya onların ya devletin olması gerekiyordu. Yani meşru hükümet seçilecek, ben başbakanım benden önce Sayın Erdoğan başbakan. O başbakan olarak hesabı verecek ama onlar esas politikayı belirleyecek. Hesabı biz vereceğiz, politikayı onlar belirleyecek. Buna izin veremezdik."

Orada çatışma kaçınılmazdı. Çatışma orada başladı ve bu çatışmada da ikisi birden ayakta kalamaz. Dini cemaatse dini cemaatliğini bilecek. Hayır işi, eğitim işi yapacak. Bugün birçok cemaatin yaptığı gibi. Müslim, gayrimüslim yapıyor hayır işi, cemiyet işi. Kimseye karışan var mı? 'Sen niye şunu yapıyorsun' diyen var mı, yok. Ama 'yargıyı ben yöneteceğim, yargıda Danıştay'a kimlerin seçileceğinin listesini ben vereceğim, bürokraside kim müsteşar olacak ben tanımlayacağım, KPSS sınavlarının sorularını çalıp geleceğin bürokrasisini ben belirleyeceğim' dedin mi, 'bir dakika sen bu yetkiyi nereden alıyorsun' diye adama sorarlar. Sorduk biz. Soru bu soru, 'yetkiyi nereden alıyorsun?"

Davutoğlu, mücadelelerinin, ister paralel yapı isterse KCK gibi terörü kullanan yapılar olsun, hepsi tasfiye olana kadar süreceğini vurgulayarak, "Bağırsakları temizlemek' diye eski bir tabir vardır. Devlet bütün bu örgütlerden arınıncaya kadar bu mücadele sürmek zorunda. Başka türlü olmaz ya da birisi dini cemaat olarak kendi sathı mahalline çekilecek ve hiçbir şeye karışmayacak, diğeri de silahları gömecek, HDP ile aralarındaki bağ malum, 'ben HDP üzerinden siyasi mücadele yapıyorum' diyecek. O siyasi mücadeleye de kimseye karışmaz o zaman."  

Ankara'daki terör saldırısı

Başbakan Davutoğlu, Ankara'daki terör saldırısında ikinci canlı bombanın kimliğine ilişkin soruya ise bu konuda savcılık açıklama yapmadan bir şey söylemesinin doğru olmayacağını belirtti.

Saldırının tam bir "kokteyl terör" olduğunun altını çizen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"DAEŞ terör yapıyor, o terörün lojistiklerini hazırlayanlar arasında ciddi PKK irtibatlı şahıslar var. Bu elimizde olan veriler, hususlar. O terör olayıyla ilgili bilgi anlamında, ön alıcı birtakım kamuoyu algısı oluşturan tweet hesaplarında PKK ve DHKP-C'li birtakım bağlantılar var ve nihayet terör olayından sonra halkı paniğe sevk etmek için o terör olayını kullanarak, 'şu, şu mitinglerde yeni saldırılar olacak' diye yayın yapan paralel tweetçiler var. Bunları birbirinden ayırt etmek mümkün değil. Hepsinin hedefi bir. Türkiye'de kaos oluşturmak, Türkiye'de bir güvensizlik hali oluşturmak. Bunlar tümüyle ortak bir çizgide buluşuyorlar ama bunların hepsiyle ya da topluca hesaplaşmayı da biliriz."  

AA



Bu haber 1,061 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,269 µs