En Sıcak Konular

Bikini ile haşema karşı karşıya gelmemelidir...

0 0 0000 00:00 tsi


Türkiye'deki başı açık kesim kadınlarının, genellikle başı kapalıların varlığından rahatsız oldukları kesin.
Başı açık olanların önemli bölümü, doğrudan "Başı örtülü düzen"in, kendilerini de zorla içine almasından endişe ediyor. Neticede bölgemizde bir "İran olayı" yaşandı yaşanıyor. Başı açıkların bir bölümü de, kadın hakları açısından başı kapalıların durumundan rahatsız. Onlara göre kadınlar, sadece dini inançlarının gereği olarak değil, erkeklerin veya "Çevre"nin zorlamasıyla örtünüyor.
Sade başı açık kadınların değil, laikliği bir temel toplum düzeni olarak kabul etmiş erkeklerin de rahatsız olduğu durum ise, AK Parti çekirdek kadrolarının, sadece başı kapalı kadınların eşleri ve yakınları tarafından oluşmuş bulunması. Bu üniform görüntü, AK Parti kadrolarının bir kitle partisine mensup siyasi topluluk değil, sanki bir "Cemaat" miş izlenimi yaratmasına neden oluyor. Yaz mevsiminde erkeklerde görülen "Haşema" da, bu izlenimi pekiştiriyor. Ama başı açık olanların arasında, toplumsal gerçekleri reddetmek yerine, onları anlamaya çalışan kesimler de var. Örneğin başörtüsünün (Veya türbanın), eve kapatılmış kadının toplum hayatına çıkma iznini sağlayan bir araç olduğunu savunanlar var. Eve kapatılmış bir başı açık yerine, çalışan, siyasete katılan, üniversiteye giden bir başı örtülü daha çağdaş değil midir?

DEĞİŞİM
Veya sadece erkeklerin var ve egemen olduğu bir kültür, AK Parti iktidarında, başları örtülü olsa bile, kadınların da sahneye çıktığı bir modele dönüşmüştür. Başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, iktidar kadroları eşleriyle birlikte kamuoyu önüne çıkmaktadır.
Bütün bu durumlar yıllardır tartışıldı, hala tartışılıyor. Yeni olan durum, başı örtülülerin başı açıkların durumundan ne ölçüde rahatsız oldukları sorusuna ilişkin. Çünkü haberlere göre, Hürriyet gazetesi muhabiri Gülden Aydın ve ailesi, tatil için gittikleri Karaburun Çakmaklı'da plajda haşemalıların ve tesettürlülerin saldırısına uğramış. Aydın, kızının, bikini giydiği için, İzmir Karaburun'da 4 haşemalı erkek ve 10 tesettür mayolu kadının saldırısına uğradığını şu anlattıkları içinde iddia etmiş:
-9 Ağustos'ta, ablam, kızım ve komşunun liseli iki kızıyla koya gittik. Ablam uyuyordu. Yüzmek için hazırlanırken, arkadaşlarıyla kağıt oynayan kızımın 'Lütfen temizler misiniz?' dediğini duydum. Bir kadının yanı başımızda büyük tuvaletini yaptırdığı çocuğunu alıp uzaklaştığını gördüm. Kızım da 'Burası herkese açık alan. Lütfen o pisliği temizler misiniz?' diye seslenince haşemalı iki erkek ve arkasından birkaç kadın geldi. Erkeklerden biri kızıma, 'Sen buranın çevre sağlık müdürü müsün?' dedi. Adamın biri kızımın göğsünü avuçlayıp bağırdı, 'Bikini giyen pislikleri istemiyoruz. Gideceksiniz buralardan!' Kızım da 'Burası Türkiye Cumhuriyeti. Tabii bikini giyeceğim. Beğenmiyorsanız İran'a gidin' diye karşılık verdi. Kalabalık çoğaldı. Kızımın üzerine abandılar . 'Durun' diyerek yerimden fırladığımda bir adam kolumdan tuttu, birkaç kadın bana vurdu. Dizlerimin bağı çözüldü. Ablam, 'Durun, Allah aşkına ne yapıyorsunuz? Kardeşim gazeteci' dedi. Elleri havada durdu. Linç halkası gerileyerek açıldı.

KAMPLAŞMA
Bu olayı "Olur böyle şeyler" diye polise intikal etmiş günlük haberler arasında geçiştirmek, ne yazık ki mümkün değil. Çünkü toplum, buna benzer durumların beklentisi içinde, adeta kamplaşmış yapıda. Belli ki bu olayı toplumsal ve siyasi kamplaşmalardan fayda sağlayacaklarını hesap eden birileri büyütecektir. Bizim vurgulamamız gereken gerçek ise ancak şöyle olabilir:
Başı açıklar ve başı kapalılar, bikinililer ve haşemalılar, AK Partililer ve CHP'liler, Milli Görüşçüler ve Sosyal Demokratlar, Muhafazakarlar ve Mukaddesatçılar ile, Türkiye gerçeği, çoğulculuk ve farklılıklar üzerinde kurulmuştur. Anayasal demokrasimizin temel felsefesi, her kesimin birbiriyle birlikte yaşaması ve birbirinin varlığına tahammül etmesi çizgisindedir. Buna karşın, hala etnik bölücü terörün de devrede olduğu "Güneydoğu Sorunu" nu çözebilmiş değiliz.
Hoşgörü ve tahammül yerine "Nefret"i ve "Hesaplaşma" yı ikame edenler, Ortadoğu coğrafyasını kana ve yoksulluğa buladı. Biz demokrasimiz ve laik düzenimizle bu coğrafyanın siyasi kaderinin bir nevi dışına çıkmayı başardık. Hiç unutmayalım ki, Türkiye'de kendileri gibi olmayanları susturup bastırmak isteyen 28 Şubat'ın toplum mühendisleri, sonunda AK Parti'nin tek başına iktidar olmasını sağladı.
Karaburun'daki olayın aydınlanmasını ve bunun benzerlerinin bir daha olmamasını dilemek, şu anda yapabileceğimiz tek şeydir. Bunun gibi demokrasiyi ve seçimleri "Laik-anti laik" kamplaşması üzerinde sürdürmeye çalışmak, sadece Türkiye'nin bunalımlarını derinleştirecektir.
 
 
  
 
 
 
 



Bu haber 268 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,275 µs