En Sıcak Konular

PKK geri adım atıyor!

30 Eylül 2015 15:01 tsi
PKK’nın ateşkesi bozması ile Batı’da IŞİD terörüyle mücadele eden ‘meşru’ bir örgüt olarak görülen PYD’nin elini zayıflattı.

Suriye'nin kuzeyinde ortadaki Kobani ve doğudaki Cizre kantonlarını birleştiren ve yönünü kuzeybatıdaki Afrin ve Kobani arasındaki bölgeye çeviren PYD'nin bölgenin demografisini değiştirmesi Türkiye tarafından eleştirilmiş ve Suriye'nin kuzeyi boyunca koridor kurarak 'devletleşme' girişimi ise Türkiye'nin kabul etmeyeceği bir kırmızı çizgisi olarak belirtilmişti. Türkiye'nin IŞİD'le mücadelede askeri üslerini açarak koalisyona katılması ve Afrin-Kobani arasındaki Mare-Cerablus hattında Suriyeli sığınmacılar için IŞİD'den arındırılmış güvenli bölge kurma planı ise PYD'nin genişleme politikasını rahatsız etmişti.

Türkiye bir yandan PKK'nın Suriye kolu PYD'nin Suriye'nin kuzeyinde 'devletleşme'sine karşı çıkarken bir yandan da 22 Temmuz'da Türkiye'deki ateşkesi sonlandıran PKK'ya karşı yurt içinde ve Irak'ın kuzeyinde kapsamlı operasyonlar başlatarak örgütün askeri gücünü ciddi ölçüde zayıflattı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, “PKK'nın karargahları ve silah depolar tamamen imha edildi. Kritik noktaların 3'te 2'si terör örgütünden temizlendi” ifadelerini kullandı. Aynı günlerde PKK'nın Suriye kolu PYD'nin de Rojava politikasının bir parçası olan ve diğer Kürt askeri unsurları bölgeye kabul etmeyen katı tutumundan geri adım atma sinyalleri verdiği ve PKK'nın Avrupa'daki yöneticileriden müzakere mesajları geldiği görüldü. Peki PYD'nin Rojava politikasında görülen değişim sinyallerinin sebepleri ne ve PKK'nın askeri gücünün zayıflaması PYD'yi nasıl etkiler?

ROJAVA'DA GERİ ADIM

IKBY Başkanı Mesut Barzani, ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Brett McGurk ve PYD Eşbaşkanı Salih Müslim'in Erbil'de gerçekleştirdiği toplantı sonrası, KDP'nin Dış İlişkiler Sorumlusu Hemin Hawrami'den “Daha önce IKBY bölgesinde eğitim alan Rojavalı peşmergeler, Rojava'ya dönecekler. PYD ile birlikte IŞİD'e karşı Kürt bölgelerini koruyacaklar” açıklaması geldi. Öte yandan ABD'deki NBC News kanalı, ABD'nin özel harekât kuvvetlerinin IŞİD'e karşı savaşta PYD'ye yardım ve danışma için Suriye'ye girdikleri haberini yaptı. Rojava'nın yönetimini diğer Kürt siyasi partilerle paylaşmayan ve askeri gücünü muhalefeti bastırmak için kullanan PYD, Barzani peşmergeleri tarafından eğitilen Rojavalı 5 bin peşmergenin Rojava'ya dönmesine uzun süredir izin vermiyor. Erbil'den görüşme sonrası gelen açıklama ve NBC News'in haberi sonrası, sahadaki ABD askerlerinin IŞİD'le mücadelede PYD'nin askeri unsuru YPG ve Rojavalı peşmergeleri koordine edebileceği değerlendirmeleri akıllara geliyor.

Her ne kadar YPG sözcüsü Redur Xelil, ABD askerlerinin Rojava'ya girdiği ve Rojavalı peşmergelerin bölgeye döneceği haberlerini yalanlasa da, PYD'nin hem PKK'nın aldığı askeri darbe hem de güvenli bölge politikasıyla engellenen genişleme politikası sonrası elinin zayıfladığı görülüyor. Zira Türkiye'nin güvenli bölge çıkışı, PKK kamplarını bombalaması ve ABD'nin Türkiye'nin PKK'ya karşı kendini savunma hakkı olduğunu belirtmesi sonrası, PYD Eşbaşkanı Salih Müslim YPG'nin Suriye ordusuna katılacağını söyleyerek ABD ve Türkiye'ye 'İran'a yakınlaşırım' mesajı vermişti.

PYD'NİN ABD ISRARI

Rojavalı peşmergelerin bölgeye dönmesi ve Rojava'nın askeri ve siyasi konularda yönetimine dair ABD liderliğinde PYD ve Barzani arasında yeni bir anlaşma yapılıp yapılmayacağı önümüzdeki günlerde netleşecek. Hatırlanacağı gibi Eylül 2014'te Kobani'nin IŞİD tarafından kuşatılması sırasında PKK ve PYD'nin askeri olarak yetersiz kalması sonucu Barzani peşmergeleri yardıma gitmişti. Kobani'deki hamlesiyle kendisine alan açan Barzani, Ekim 2014'te ise Duhok Anlaşmasıyla PYD'nin Rojava'daki diğer siyasi partileri kapsayan (Barzani'ye yakın) ENKS ve TEV-DEM ile yönetimi paylaşmasını imza altına almıştı. Kobani'deki IŞİD tehlikesi geçince PYD bu anlaşmadan geri adım atmış ve IKBY'deki Sincar bölgesinde kantonlaşma sürecine giderek Barzani ile ilişkilerinde derin bir kırılma yaşamıştı. Bugün de PKK'nın hem askeri yönden zayıflaması hem de ABD ve Türkiye'nin güvenli bölge planları sonrası manevra alanının daraldığını, geçmişteki gibi uzlaşı arayışında olduğunu, müzakere mesajları verdiğini ve özellikle çözüm sürecinde ABD'nin arabulucuğunu öne çıkartma isteğiyle Rojava'da ABD'ye daha fazla yakınlaştığını söyleyebiliriz.

BARZANİ FAKTÖRÜ

Öte yandan IKBY'de İran destekli KYB, Goran ve PKK'nın muhalefet ettiği Barzani'nin başkanlık krizinde elinin güçlendiği ve başkanlık süresinin uzatılarak eskisi gibi halk tarafından seçileceği noktasında gelişmeler var. Muhalefet Barzani'nin başkanlık süresinin uzatılmayacağını ve başkanlık seçiminin de parlamento tarafından yapılması gerektiğini savunuyordu. IKBY'de elini güçlendirecek Barzani'nin, kendisine yakın peşmergelerin Rojava'ya dönmesi halinde PKK karşısında güç kazanacağını da söyleyebiliriz. PKK'nın IKBY'den çekilmesini isteyen Barzani, PYD'nin Rojava politikasından rahatsız ve çözüm sürecinde PKK'nın Öcalan ve HDP'yi egale ederek kibirli davrandığını düşünüyor. Barzani'nin Türkiye ile uyumlu politikaları hesaba katıldığında, Rojava'da kendisine açacağı alan PYD'ye karşı denge unsuru olabilir.

Rojava'da IŞİD'le mücadelede PYD'yi 'taktik müttefik' gören ABD'nin Barzani desteki Rojavalı peşmergeleri alana çekmesi, PYD'nin askeri kanadı YPG'nin IŞİD'e karşı yetersiz olduğunu Kobani kuşatmasında olduğu gibi bir kere daha gösterecek. Güvenli bölge girişimleri öncesi ABD'nin Rojava'da sahaya inmesi ise, bölgede kontrolü dışında gelişmesi muhtemel yerel anlaşmazlıkları da engelleme çabası olarak okunabilir. Türkiye'nin PKK'ya karşı yürüttüğü operasyonların hem örgütü hem de işbirliği içindeki PYD'yi dolaylı olarak zayıflattığı bir denklemde, PKK'yı terör örgütü gören ama PYD ile işbirliğindeki ABD'nin, Türkiye'nin örgüte yönelik operasyonlarına olumlu bakması ise PKK-PYD'yi İran ve ABD arasında tercih yapmaya itmişti. IŞİD'in Kobani'den uzaklaştırılmasını ve PYD'nin Rojava'daki ilerleyişini ABD'nin havadan desteğine borçlu olan örgüt, İran ve Esad yönetimiyle ilişkilerini koruyarak ABD'ye olan yakınlığını artıracak.

PKK'nın ateşkesi bozması ile hem operasyonlar neticesinde askeri gücünü hem de Batı'da IŞİD terörüyle mücadele eden 'meşru' bir örgüt olarak görülen PYD'nin elini zayıflattı. Bunun Rojava'daki denkleme yansımaları elbette olacak. Bu noktada Türkiye; PKK ile mücadelenin yanı sıra Suriye'de güvenli bölge konusunda eşzamanlı politikalar geliştirmeli, PKK ile rekabet halinde olan ve PYD'yi bölgede baskıcı ve tek tipçi olmakla eleştiren Barzani'nin Rojava'da alacağı rolü örgütü dengelemek için önemsemeli ve ABD'yi PYD'nin Suriye muhalefetiyle işbirliğine girmesi, PKK ve Esad yönetimi ile ilişkilerini sonlandırması noktasında rasyonel politikalar geliştirmesi için motive etmelidir.

Kaynak : Yenişafak



Bu haber 923 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,265 µs