En Sıcak Konular

Kraliçe böyle yalvardı

30 Eylül 2007 16:05 tsi
Kraliçe böyle yalvardı 

İngiltere'de Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Trevor Philips'in Kraliçe Büyük Elizabeth'i İspanyollar'ın elinden Türkler'in kurtardığının tarih kitaplarında yazılması gerektiği şeklindeki teklifine İngilizler karşı çıktılar.

Hâlbuki 16. Yüzyıl'ın sonlarında İngiliz elçisi birkaç gemi göndererek bizi kurtarın diye yalvarıyor, kraliçe Osmanlı padişahı bize mektup yazdı diye seviniyordu. Ancak İngilizler şimdi nankörlük ediyorlar. Bugün "si" yerine "yes" diyorlarsa sayemizde olduğunu unutmasınlar.

16.yüzyılda Habsburg İmparatorluğu akrabalık bağlarıyla Avrupa'nın önemli bir kısmında hakimiyet kurmuştu. Avrupa'nın büyük bir bölümünde hakimiyet kuran Habsburglar'ın önünde direnen tek güç Fransa ve İngiltere idi. Ancak onlar da Habsburglar karşısında acizdiler. Osmanlılar'ın Avrupa'daki bu mücadeleye karışmaları siyasi dengenin yeniden kurulmasını ve Avrupa'nın bugünkü şeklini almasını sağladı. Fransa, Hollanda ve İngiltere gibi milli monarşiler, Osmanlılar'ın, Habsburglar'a karşı mücadeleye girmesiyle hayat hakkı bulabildi.

BİZE YARDIM EDİN

İngiltere'de Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Trevor Philips'in birkaç gün önce Kraliçe Büyük Elizabeth'i İspanyollar'ın elinden Türkler'in kurtardığının tarih kitaplarında yazılması gerektiği şeklindeki teklifine İngilizler karşı çıktılar. Hâlbuki 16. yüzyılın sonlarında İngiliz elçisi birkaç gemi göndererek bizi kurtarın diye yalvarıyor, kraliçe Osmanlı padişahı bana mektup yazdı diye seviniyordu. Ancak İngilizler şimdi nankörlük ediyorlar. Unutmasınlar, bugün "si" yerine "yes" diyorlarsa sayemizdedir.

İngiltere, 1580'lerde Habsburglar'ın İspanya kanadı tarafından işgal edilmek üzereydi. Daha önce Kanunî döneminde Osmanlılar'dan yardım isteyen Fransa, Türk desteğiyle Habsburg işgalinden kurtulmuştu. İngilizler, Fransa örneğinden hareket ederek Habsburglar'a karşı direnebilmek için tek şanslarının Osmanlı İmparatorluğu'ndan yardım almak olduğunu anlamışlardı. Üçüncü Murad döneminde (1574-1595) Osmanlı İmparatorluğu ile ilişkiye geçerek, İspanyol donanmasının İngiltere'yi işgalini engellemek için yardım istediler. Kraliçe Elizabeth'in askeri danışmanı Sir Francis Walsingham, Temmuz 1588'deki İspanyol işgal teşebbüsünden önce İstanbul'daki İngiltere elçisine bir mektup göndererek, İspanyol donanmasının dağıtılması için Türk donanmasının harekete geçirilmesini istemişti. İngilizler, şimdi bu mektuba dayanarak tartışıyorlar ve Türk yardımını reddeden muhalifler bir mektuba dayanarak Osmanlı yardımının ispatlanamayacağını söylüyorlar. Ancak bu konuda birçok mektup ve yazışma var.

İŞTE O MEŞHUR MEKTUP

Sir Francis Walsingham'ın mektubunu İngiltere'nin gündemine gelmesinden çok önce rahmetli Akdes Nimet Kurat yayınlamıştı. Walsingham, 24 Haziran 1587'de İstanbul'daki İngiltere elçisi William Harborne'e gönderdiği mektupta padişahı İspanyollar'a karşı harekete geçirmek için elinden ne geliyorsa yapmasını ve İngilizler'in iyi insanlar olduğunu anlatmasını istiyordu:

"Gönderdiğiniz 9 Mart 1587 tarihli mektubunuz ulaştı. Mektubunuzdan Osmanlı Sultanı ve danışmanlarıyla devam ettirilmesi gereken münasebetlerin, emirlerimiz doğrultusunda ihtimam ve basiretle yerine getirildiğini öğrendik.

Padişahın Hocası Sadeddin Efendi vasıtasıyla sultanın kendilerine mektup göndermesinden dolayı kraliçemiz çok sevindi... Osmanlı padişahı Üçüncü Murad'ın İspanya Kralı'yla antlaşma yapmaya yazdığınız suretle yanaşmamasından dolayı kraliçenin fevkalade müteşekkir kaldığını sultan hazretlerine söyleyin... İspanyol kudretinin tehdidi, sultana tâbi Kuzey Afrika beylerinin göndereceği kadırgalarla engellenebilir.

Az bir masrafla yapılabilecek saldırıyla, İspanyol Kralı büyük ölçüde rahatsız edilecek ki, bu durumda İngiltere'nin karışmasına bile gerek kalmayacak...

Tebaamıza karşı Türkler'in teveccühlerinin artması için kraliçenin emri ile Sir Francis Drake'in, halen İspanyol deniz yollarında devam eden seferi sırasında kurtardığı Müslümanlar'ı ceplerine para bile koyarak serbest bıraktığını, İspanyollar'ı da Berberilere köle olarak sattığını söyleyebilirsiniz".

İNGİLTERE KURTULDU

İngiliz elçisi Harborne'un faaliyetleri ve Osmanlı siyaseti uyarınca harekete geçen Türk donanmasının Akdeniz'deki manevraları İspanyol donanmasını dağıttı. İspanyollar Türk tehdidi yüzünden bütün kuvvetleriyle İngiltere'ye saldıramadılar. Fransa'nın kuzeyinde Calais açıklarında 30 Temmuz 1588'de meydana gelen Gravelines Deniz Muharebesi'nde İngiliz donanmasının karşısına İspanyol donanmasının bir kısmı çıkabildi. İngiliz donanmasının komutanı Sir Francis Drake de, "Yenilmez Armada" diye anılan İspanyol donanmasını rahatlıkla mağlup etti.

İNGİLİZ ELÇİSİ YALVARIYOR

İ ngiliz temsilcisi Harborne, İspanyollar'a karşı yardım alabilmek için Üçüncü Murad'a sunduğu arzuhalinde diplomatik üslubu bırakmış, neredeyse yalvarıyordu: "Padişahın yüce katına arzuhal ilam olunur Saadetlü padişahım hazretleri sağolsun Devletlü ve saadetlü, alemin sığındığı padişah hazretlerinin yüce katlarına kullarının arzı budur ki, İngiltere Kraliçesi ile zat-ı şahaneleri arasında mukaddes bir sulhun vücut bulması hususunda Büyük Tanrı bu kulunuzu başlıca vasıta seçmek lütfunda bulunmuştu. Bendeniz dokuz yıl önce bu görevi sadıkane bir tarzda ve isteyerek ifade ettim ki, hususuyla zat-ı şahanelerine bahşedilen kudret ve kuvvet vasıtasıyla bizim müşterek düşmanımız olan bütün putperestleri imha edeceklerini ummuştumÖ. Büyük Tanrı'nın adıyla masum kulunuza acımanız için yalvarırım. Eğer bu putpereste karşı var kuvvetinizi göndermek niyetinde değilseniz, ona zarar vermek üzere hiç olmazsa 60 veya 80 kadırga gönderinizÖ Efendim kraliçe bir kadın olduğu ve cinsiyeti bakımından savaşa meyilli olmaması lazım geldiği hâlde Tanrı'nın bu konudaki emrini var kuvvetiyle yerine getiriyor. Eğer size çok sadık kalan bir hükümdar dostunuzu en nazik zamanda kendi hâline bıraktığınız takdirde, sizin hareketinize bütün dünya şaşıracak. Çünkü efendim sizin vaadinize ve dostluğunuza güvenerek gerek kendi hayatını, gerek devletini büyük bir tehlikeyle attıÖ Zat-ı şahaneleri, efendim ile birlikte hakimane bir tarzda vakit geçirmeksizin bir donanma çıkarırsanız bununla Büyük Tanrı'nın buyruğu şeriatın emri ve meydana gelen fırsatın icabı, yüce Osmanlı neslinin şan ve şerefi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun muhafazası yolunda hareket etmiş olacaksınız. Bu yapıldığı takdirde mağrur İspanyol ile sahte papa ve bütün taraftarları, yalnız zafer ümitlerinden mahrum edilmekle kalmayacaklar, belki de bu tür küstahlıkların cezasını bulacaklar. Tanrı ancak kendine yakın olanları himaye eder. Sizin vasıtanızla Tanrı putperestleri cezalandıracaktır ki, arta kalanlar bizler gibi hakiki Tanrı'ya tapanlar zümresine dahil olacaklar. Hak yolunda mücadele eden bizleri Tanrı zafere ulaştıracak ve birçok nimetlere kavuşturacak.”

ELVEDA RUMELİ

Balkanlar'daki ilk milliyetçi isyan Sırbistan'da meydana gelmişti. Bu isyan, varlık sebebi Rumeli olan imparatorluğun tarih sahnesinden ayrılacağının ilk işaretiydi. Sırp isyanları, modern Sırp toplumunun siyasi, askeri, ekonomik ve sosyokültürel yapılarının gelişimini etkiledi. Bu isyanlarda ortaya çıkan Karacorceviç ve Obrenoviç hanedanları 19. yüzyıl boyunca Sırbistan'ın kaderine hükmetti. Bir domuz tüccarı olan Kara Yorgi 1804 Şubat'ında Osmanlı'ya karşı isyan edince Sırp tarihinin en meşhur simalarından biri oldu.

Hakkında romanlar, tiyatro oyunları yazıldı, filmler çevrildi, kahramanlıklarına türküler yakıldı. Ancak bütün kahramanlık hikâyelerine rağmen Sırplar'a Rusya'nın desteği olmasaydı, Osmanlı Devleti karşısında varlık göstermeleri imkânsızdı. Asilerin önce yeniçeri dayılarının idaresine, daha sonra da Osmanlı yönetimine karşı mücadeleleri, Sırp tarihçiler tarafından "Türk köleliğine" karşı girişilen milli bağımsızlık hareketi olarak ele alındı. İlk isyan aynı zamanda yıkılana kadar imparatorluğun başına bela olacak başka bir gelişmenin de habercisiydi: Avrupalı devletlerin Osmanlı'nın içişlerine müdahalesi. Sırp Meselesi, 1807'den sonra devletlerarası bir nitelik kazandı. Rusya ile yapılan savaşın sonunda 1812'de imzalanan Bükreş Antlaşması'yla devletlerarası hukuki bir metne girerek Avrupa devletlerinin Osmanlılar'ın iç işlerine müdahale sürecini başlatan önemli etkenlerden biri oldu.

Sırp isyanları Osmanlı tarihinin en önemli hadiselerinden biri olmasına rağmen bu konuda şimdiye kadar doğru düzgün bir araştırma yoktu. Dr. Selim Aslantaş, Osmanlı ve Sırp kaynaklarını kullanarak 1804 ile 1815 yılları arasındaki isyanların tarihini yazdı ve eseri "Osmanlıda Sırp İsyanları" adıyla Türk tarihçiliğine yayınladığı kitaplarla tarihe geçecek bir katkı yapan Kitapyayınevi tarafından yayınlandı. Selim Aslantaş'ı bu önemli araştırmayı hazırladığı için tebrik ediyor ve ileriki yıllarda Sırbistan'daki 1815 sonrası durumu da yazacağını umuyoruz.

bugün



Bu haber 479 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,755 µs