En Sıcak Konular

'Süreç, PKK'nın silah bırakmasına bağlı'

5 Ağustos 2015 14:21 tsi
'Süreç, PKK'nın silah bırakmasına bağlı' Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Çözüm Sürecinin geleceğinin, PKK'nın silah bırakmasına bağlı olduğunu bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, HDP'nin şimdiye kadar PKK'dan bağımsız bir politika izleyemediğini belirterek, "HDP, bu nedenle PKK'nın saldırılarını kınayamamış ve silah bırakma çağrısında bulunamamıştır. Bu da sadece HDP'nin meşruiyetinin sona ermesine neden olur" dedi. 

Çözüm Sürecinin geleceğinin, PKK'nın silah bırakmasına bağlı olduğunu vurgulayan Kalın, hiçbir demokrasinin terörist saldırılar sürerken barış görüşmelerini kabul etmeyeceğine işaret etti.

Kalın, "Daily Sabah" gazetesinde kaleme aldığı "DAEŞ ve PKK Terörünü Reddetmek" başlıklı yazısında, "Türkiye, PKK ve DAEŞ'e karşı yürüttüğü terörle mücadelesinde tek başına bölgesel barışı sağlayamaz. Uluslararası toplumun desteğine de ihtiyacı var" ifadesini kullandı. Kalın, şunları kaydetti

"Son yedi ayda DAEŞ'le bağlantılı olduğundan şüphelenilen 500'ten fazla kişi gözaltına alındı, bunlardan yaklaşık 100'ü tutuklandı. Bunlara ek olarak bin 600'dan fazla yabancı sınır dışı edildi ve 15 bin yabancının da Türkiye'ye girişi yasaklandı. Sadece son iki haftada DAEŞ'le bağlantılı olduğundan şüphelenilen yüzlerce kişi gözaltına alındı. Dolayısıyla Türkiye'nin DAEŞ'e karşı mücadele etmediği iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır. Bununla birlikte bazı çevreler, DAEŞ'in bölgede yükselişi ve yayılmasında Türkiye'yi günah keçisi ilan etmiştir, oysa örgütün Levant ve ötesindeki varlığı, Irak'ta güvenliğin sağlanamaması ve Suriye'deki savaştan kaynaklanmıştır. Irak'ta farklı bir siyasi ve güvenlik yapısı bulunsaydı ve acımasız Esed rejimi iktidardan uzaklaştırılsaydı bugün büyük olasılıkla DAEŞ hakkında konuşmamız gerekmeyecekti." 

Yabancı savaşçıların Suriye'ye gidişini durdurmanın sadece Türkiye'nin sorunu olmadığına dikkati çeken Kalın, şunları kaydetti:

"Bu, uluslararası toplumun ortak sorumluluğudur. Türkiye, 911 kilometrelik sınır paylaştığı Suriye'deki acımasız ve kanlı savaşın sonuçlarıyla uğraşır ve 1,7 milyon Suriyeli mültecinin muazzam yükünü sırtlarken akla gelen tek soru potansiyel teröristlerin geldiği ülkelerin Türkiye, Ürdün, Lübnan ya da Irak'a ulaşmadan önce bu savaşçıları durdurmak için ne yaptığıdır. Aynı zamanda Avrupa'da büyüyen bir gencin, neden DAEŞ gibi bir terör örgütüne katıldığı da sorulmalıdır. Avrupa ülkelerinin bu çılgınca radikalleşmeyi durdurmak için ne yaptığı merak konusudur. Türkiye'nin Avrupa ülkeleri pasaportu taşıyan olası teröristleri geldikleri ülkelerin istihbarat servislerinin işbirliği olmadan teşhis edip durdurması nasıl beklenebilir? Körü körüne Türkiye'yi suçlamak sorunu çözmez."

Türkiye, Irak ve PKK

Türkiye'nin PKK'ya karşı operasyonuyla ilgili farklı tepkiler bulunduğuna işaret eden Kalın, "Bazı siyasetçiler, DAEŞ'e karşı savaştığı gerekçesiyle PKK'nın karargahlarının ve kamplarının hedef alınmaması gerektiğini ileri sürdü. Bazı köşe yazarları ve gazeteciler, Türkiye'nin 'Kürtleri' hedef aldığına yönelik çirkin bir iddiayı ortaya atacak kadar ileri gitti" dedi. 

İbrahim Kalın, bu iddiaların çeşitli açılardan yanlış olduğunu belirterek, "Öncelikle, Türkiye, PKK ve bağlı gruplara karşı meşru müdafaa yapmaktadır. Bu nokta NATO'nun 28 Temmuz'da yaptığı acil durum toplantısında da onaylanmıştır. NATO açıklamasında 'Türkiye'ye karşı terörist saldırıları şiddetle kınıyoruz... Terörizm NATO ülkelerinin güvenliği ve uluslararası istikrar ve refaha doğrudan tehdit oluşturmaktadır... Her şekliyle ve tezahürüyle terörizm hoş görülemez ve haklı bulunamaz' ifadelerine yer vermiştir" hatırlatmasını yaptı.

Türkiye'nin Kürt halkını hedef almadığını, Irak ve Türkiye'deki PKK'nın eğitim kampları ve silah depolarını dağıttığını belirten İbrahim Kalın, şu ifadelere yer verdi:

"Gerçek şudur ki PKK Kürt halkı, Kürtler de PKK değildir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2005 yılından bu yana sürdürdüğü barış süreci PKK'yı örtbas etmek ya da mazur göstermeyi değil, silahlı mücadelesine son vermeyi hedeflemektedir. Çözüm sürecindeki en kritik aşama PKK'nın silah bırakmasıdır. Fakat KCK ve PKK bunu yapmamak için bahaneler uydurmayı sürdürmekte, bunun yerine sadece 7 Haziran seçimlerinden bu yana 300'den fazla terörist saldırıda bulunurken Türk hükümetini saçma bir şekilde suçlamaktadır. PKK'nın hapisteki lideri Abdullah Öcalan'ın PKK'nın silah bırakması için ilk çağrısını yaptığı Mart 2013'ten bu yana KCK silahsızlanma sürecini reddeden sayısız açıklama yapmış ve daha fazla sokak şiddeti ve saldırıları çağrısında bulunmuştur. Bunlardan en önemlisi, 6-8 Ekim 2014'te HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın çağrısıyla gerçekleşen sokak çatışmalarında yaklaşık 50 sivilin ölmesidir."  

Sözcü Kalın, yazısında HDP hakkında da "Kendini PKK'nın yakın müttefiki olarak gören HDP'nin şimdiye kadar PKK'dan bağımsız bir politika izleyemediği açıktır. HDP, bu nedenle PKK'nın saldırılarını kınayamamış ve silah bırakma çağrısında bulunamamıştır. Bu da sadece HDP'nin meşruiyetinin sona ermesine neden olur" ifadesini kullandı. 

Bu noktada, çözüm sürecinin geleceğinin PKK'nın silahsızlanmasına bağlı olduğunu vurgulayan Kalın, "Hiçbir demokrasi terörist saldırılar sürerken barış görüşmelerini kabul etmez" dedi.

 

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Genelkurmay Başkanlığına Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanlığına, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanlığına Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Jandarma Genel Komutanlığına Ege Ordu Komutanı Orgeneral Galip Mendi getirildi" dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği basın toplantısında Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararlarını açıkladı. 

Terfi sırasında bulunan albay, general ve amirallerin bir üst rütbeye yükseltildiğini, general ve amirallerin görev sürelerinin uzatıldığını belirten Kalın, emeklilik işlemleri ile Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) ilgilendiren diğer konuların da görüşülerek, karara bağlandığını söyledi.

Kalın, YAŞ'ta alınan kararların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından onaylanarak, 30 Ağustos 2015'ten itibaren geçerli olmak üzere yürürlüğe girdiğini bildirdi.

Bir üst rütbeye yükselen general ve amiraller ile görev süreleri uzatılan general ve amirallerin yeni görevlerinin yüce millete, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve ailelerine hayırlı olmasını dileyen Kalın, büyük bir özveri ve onurla görevini tamamlayarak 30 Ağustos'tan itibaren görevlerinden ayrılacak Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına fedakar ve özverili hizmetlerinden dolayı teşekkürlerini iletti.

Kalın, Türkiye Cumhuriyeti'nin güçlü ve kahraman ordusu TSK'ya görev süresi boyunca büyük hizmetler veren Orgeneral Necdet Özel'e ayrıca teşekkür ederek, bundan sonraki hayatında kendisi ve ailesine başarı ve mutluluklar diledi.

- "Hiçbir gerekçesi yok, normal prosedür işledi"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şunları kaydetti:

"Alınan kararlar çerçevesinde Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar Genelkurmay Başkanlığı'na, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak Kara Kuvvetleri Komutanlığına atanmıştır. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Recep Bülent Bostanoğlu'nun görev süresi bir yıl uzatılmıştır. Muharip Hava Kuvveti ve Hava Füze Savunma Komutanı Orgeneral Abidin Ünal Hava Kuvvetleri Komutanlığına, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Galip Mendi Jandarma Genel Komutanlığına, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk Yüksek Askeri Şura Üyeliğine, 3. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar 1. Ordu Komutanlığına, Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Abdullah Recep Ege Ordusu Komutanlığına, 30 Ağustos 2015'ten geçerli olmak üzere orgeneralliğe terfi ettirilen Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral İsmail Serdar Savaş Üçüncü Ordu Komutanlığına, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral İhsan Uyar Orgeneral rütbesiyle aynı göreve ve Donanma Komutanı Koramiral Veysel Kösele Oramiral rütbesine yükseltilerek, aynı göreve atanmışlardır."

YAŞ'ta alınan diğer kararların Genelkurmay Başkanlığınca açıklanacağını vurgulayan Kalın, atanan kişilerin TSK'ya, millete ve ülkeye hayırlı olmasını diledi.

Bir gazetecinin açıklamanın gecikmeli yapıldığını ve bunun bir gerekçesinin olup olmadığını sorması üzerine Kalın, "Hiçbir gerekçesi yok, normal prosedür işledi. Cumhurbaşkanımız kabullerini yaptı, görüşmelerini tamamladılar, biz de açıklamamızı yaptık" dedi.

 

AA



Bu haber 795 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,214 µs