Hasar tespit raporu: Fillerin öldürdüğü atlar!

28 Eylül 2007 14:14 tsi
Malezya tartışması bitti… Şimdi hasarın boyutlarına göz atma zamanı… iyibilgi Malezya tartışmasında oluşan zararın bilançosunu çıkarıyor. Kim kaybetti, kim kazandı, kimin ismi zedelendi? Şerif Mardin’den Ertuğrul Özkök’e, Erdoğan'

Türkiye on gün boyunca Malezya’yı tartıştı. “Türkiye Malezya olur mu” sorusu etrafında dönen tartışma artık sona erdi. “Mahalle baskısı” kavramı ile yoğrulan bu tartışma birçok kişiyi yaraladı, kavgan taraflarında önemli hasarlara yol açtı. Elbette hasar kavgaya karışmayanlara da yansıdı. Şimdi bu tartışmanın götürülerine kısaca göz atalım.

Prof. Dr. Şerif Mardin: Türkiye’nin önde gelen sosyologlarından Şerif Mardin, bu tartışmayı başlatan röportajı veren isim… Mardin, belki de akrabalık ilişkileri nedeniyle güvendiği bir isim olan Ayşe Arman’a röportaj verdi. Böylece tartışmayı alevlendiren isim oldu. Daha sonra “açıklamalarım yanlış aksetmiş” dedi. Ancak Mardin hocanın ismi hiç de akademik ve bilimsel olmayan bir tartışmaya katılmıştı bir kere. Örneğin Emre Aköz, Mardin’in nasıl olur da ortada bilimsel bir veri ya da araştırma olmadan mahalle baskısından bahsedebileceğini sorguladı. Haşmet Baboğlu, Mardin gibi önemli bir profesörün sokak siyasetine özgü laflar etmesini algılayamadığını söyledi. Yani Şerif hoca kendisi dışındaki bu kavgadan yara alan ilk isim oldu.

Ertuğrul Özkök: Bu tartışmanın mimarı Ertuğrul Özkök, Cemil Çiçek ile konuşmasından sonra bu kavgaya son verdi. Aslında tartışmayı bitirmek istediğini Salı günü konuk olduğu bir televizyon programında belli etmişti. Özkök Anayasa tartışmasını Malezya üzerinden yürütmenin yanlış olduğunu vurgulamıştı. Her ne kadar Özkök, açtığı Malezya tartışmasıyla gündem belirleyecek gücünün olduğunu “koltuğunun sallantıda olduğunu ileri sürenlere göstermiş olsa da bu tartışmadan yara alarak çıktı. Çünkü Malezya tartışması birçokları tarafından –Özkök’ün de kabul ettiği gibi- “yersiz” bulundu. Bu tartışma, Özkök’ün hanesine yazılmış bir eksi olarak görülebilir.   

Başbakan Erdoğan: Başbakan Erdoğan bu tartışmadan kısmen de olsa yara aldı denebilir. Her ne kadar Erdoğan tartışma boyunca ABD’de olsa da nihayetinde yapılan yayınlar hükümeti hedef alıyordu ve belli oranda kamuoyu yaratılabildi. Bu meselenin eksi hanesini ilgilendiren kısmı. Ancak Erdoğan’ın tartışmanın açıkça dışında kalarak zararı en aza indirgediği söylenebilir.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Abdullah Gül bu tartışmaların dışında kalan isim olarak dikkatleri çekti. Bu yüzden Gül için eksi puan söz konusu değil. Ancak Gül attığı iki adımla tarafı olmadığı tartışmadan artı puan almayı bildi. Teziç’i makamına çağırıp anayasa konusunda müdahalede bulunması ve rektörlere yönelik pozitif tonlu açıklamaları Gül’ün hanesine yazılan artılar…

Basın: Malezya tartışmasında en büyük kayıplardan birisi basının hanesine yazıldı. Çünkü bıçak gibi kesilen bir tartışmaya Türkiye’nin neden sokulduğu soru işareti. Bugün şu soruyu sormak mümkün: Madem Türkiye Malezya olur mu kaygısı on gün sürecek şiddetli yayınları gerektiriyordu, şimdi bu tartışma neden bıçak gibi kesildi? Eğer bıçak gibi kesilecek, yani üzerinde durulmayacak bir tartışmaysa neden Türkiye’ye enerji ve vakit kaybettirildi? Bu sorunun yanıtı basının güvenilirliğine vurulan önemli bir darbe.

Türkiye: Aslında bu tartışmada kaybeden Türkiye oldu. Tartışma sırasında yıllanmış toplumsal korkular tekrar kaşındı. Öyle bir psikolojiye büründük ki türbanlı bir vatandaş saldırıya bile uğradı. Yani toplumun birbirinden farklı kesimleri belki de birbirinden “psikolojik olarak”  biraz daha uzaklaştı. Yani kısır çekişmeler yüzünden Türkiye’ye bir büyük kötülük daha yapıldı!

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,278 defa okundu.