Suriye sınırındaki durum

18 Haziran 2015 16:28 tsi
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç: "Uluslararası camia DAEŞ'i güçlendiren nedenleri tam anlamıyla göremiyor"

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç:

- "(Filistin Uzlaşı Hükümeti'nin istifası) Bu konu Filistinli kardeşlerimizin takdirinde olan bir konu. Biz tabiatıyla birlik hükümetinin devam etmesinden yanayız. Bir hükümet krizi de arzu etmiyoruz ve beklemiyoruz"
- "Türkiye'nin yaklaşımı Filistin davası bakımından büyük önem taşıyan Filistin ulusal birliğinin mevcut kazanımlarının korunarak artırılması ve güçlendirilmesi"
- "Mısır'ın seçilmiş cumhurbaşkanı Mursi ve diğer 106 kişiye verilen idam cezalarının onanmasını şiddetle kınıyoruz. Bu kararların keyfi, uluslararası standartları karşılamaktan uzak ve hukuki sayılmayacak bir süreç içinde olduğunu da düşünüyoruz. "

ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Filistin Uzlaşı Hükümeti'nin istifasının Filistinlilerin takdirinde olduğunu belirterek, Türkiye'nin yaklaşımının Filistin davası bakımından büyük önem taşıyan Filistin ulusal birliğinin kazanımlarının korunarak artırılması ve güçlendirilmesi olduğunu söyledi.

Bilgiç, Dışişleri Bakanlığında düzenlediği olağan basın toplantısında gündemi değerlendirdi ve gazetecilerin sorularını cevapladı.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e Allah'tan rahmet, yakınlarına da baş sağlığı dileyen ve Demirel'in vefatı sebebiyle ulusal yas ilan edildiğini hatırlatan Bilgiç, Türkiye'nin dış temsilciliklerinde bayrakların yarıya indirileceğini ve taziye defterleri açılacağını söyledi. Bilgiç, cenaze töreniyle ilgili Türkiye'deki yabancı temsilciliklere de nota iletildiği bilgisini verdi.

Bilgiç, toplantının soru cevap bölümünde Filistin'deki Uzlaşı Hükümeti'nin istifasıyla ilgili soruya "Bu konu Filistinli kardeşlerimizin takdirinde olan bir konu. Biz tabiatıyla birlik hükümetinin devam etmesinden yanayız. Bir hükümet krizi de arzu etmiyoruz ve beklemiyoruz" cevabını verdi. Bilgiç, Türkiye'nin yaklaşımının "Filistin davası bakımından büyük önem taşıyan Filistin ulusal birliğinin mevcut kazanımlarının korunarak artırılması ve güçlendirilmesi" olduğunu ve Filistin'e her türlü desteği vermeye devam edeceklerini kaydetti.

Filistin'de, Hamas ve Fetih arasında 7 yıl aradan sonra 23 Nisan 2014'te varılan milli mutabakat çerçevesinde 2 Haziran'da Rami el-Hamdallah başbakanlığında Uzlaşı Hükümeti kurulmuştu.

- Mursi hakkındaki idam kararı

Bilgiç, Mısır'da darbeyle görevden uzaklaştırılan ülkenin seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye verilen idam cezasıyla ilgili olarak da şunları söyledi:

"Mısır'ın seçilmiş cumhurbaşkanı Mursi ve diğer 106 kişiye verilen idam cezalarının onanmasını şiddetle kınıyoruz. Bu kararların keyfi, uluslararası standartları karşılamaktan uzak ve hukuki sayılmayacak bir süreç içinde olduğunu da düşünüyoruz. Ayrıca bu kararların hukukun, temel hak ve özgürlüklerin ihlali olduğunu da hep söyledik."

İdam kararının Mısır'ın barış ve istikrarına katkı sağlamayacağını ifade eden Bilgiç, kararın gözden geçirilmesini ve geri alınmasını beklediklerini, Türkiye'nin Mısır'a yönelik ilkeli tutumu çerçevesinde çabalarını sürdüreceğini ve kardeş Mısır halkının yanında olmaya devam edeceğini belirtti. Bilgiç, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun yaptığı görüşmelerde Mursi'ye verilen idam cezasını gündeme getirdiğini ve uluslararası toplumu daha sorumlu hareket etmeye çağırdığını söyledi.

- Suriye sınırındaki durum

Sözcü Bilgiç, Suriye sınırdaki duruma ilişkin soru üzerine 3 Haziran'dan bu yana hem uluslararası koalisyonun bombardımanı hem de DAEŞ ve YPG arasındaki silahlı çatışmalar nedeniyle 23 bin 349 kişinin Türkiye'ye sığındığını anlattı. Bilgiç, bu kişilerden yaklaşık bin 100'ünün Akçakale'den tekrar Tel Abyad'a döndüğünü aktardı.

"Uluslararası camia DAEŞ'i güçlendiren nedenleri tam anlamıyla göremiyor" diyen Bilgiç, Türkiye'nin başından beri hem DAEŞ hem de rejime karşı kapsamlı bir stratejiye ihtiyaç duyulduğunu vurguladığına işaret etti.

Bilgiç, kitlesel göçlerle ilgili olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a, BM Güvenlik Konseyi üyelerine, BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres'e, Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'ye mektup göndererek hassasiyetlerini ilettiklerini, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'e ve müttefik ülkelere de konu hakkında bilgi verdiğini kaydetti.

P5+1 ülkelerinin yanı sıra Roma, Madrid ve Brüksel'deki temsilcilikler aracılığıyla konunun muhataplara iletildiğini dile getiren Bilgiç, Türkiye'nin bölgedeki insani durumun ciddiyetine dikkat çektiğini ve durumun kabul edilemez olduğunu vurguladığını belirtti.

Bakan Çavuşoğlu'nun Cidde'de yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda da gelişmeleri muhataplarına aktardığını söyleyen Bilgiç, konunun Suudi Arabistan ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı Anne Brasseur'la  da görüşüldüğünü söyledi.

Bilgiç, Bakan Çavuşoğlu'nun Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond, Guterres, BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı Malezya'nın Dışişleri Bakanı Anifah Aman ve Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius'la yaptığı telefon görüşmelerinde de konuyu gündeme getirdiğini bildirdi.

Bilgiç, gönderilen mektuplarla ilgili de şunları söyledi:

"(Mektuplarda) 2011 yılından beri Türkiye'nin Suriye'den kaynaklanan önemli risk ve tehditler altında olduğu vurgulandı. Bu sıkıntının Suriye rejiminin kendi halkının demokratik taleplerine yanıt vermemesi nedeniyle ortaya çıktığı söylendi. Türkiye'nin açık kapı politikası çerçevesinde yaklaşık 2 milyon Suriyeli ve Iraklıyı Türkiye'ye aldığı ve bunun bir mali yük ortaya çıkardığı söylendi. Akçakale ve Tel Abyad'daki olaylar özetlendi ve gerekli tedbirlerin alınması gerektiği muhataplarımızdan istendi. Burada önemli olan, uluslararası toplumun bu konuya hassasiyet göstermesi, özellikle daha önce bölgede, mesela Kobani'de yaşanan olaylar gibi bu konuya da duyarsız kalmaması."

Bilgiç, bir soru üzerine Türkiye'nin bölgenin demografik yapısını değiştirecek her türlü zorlamalara karşı olduğunu vurguladı.

- Kırım Tatarlarına yönelik hak ihlalleri

Sözcü Bilgiç, Ukrayna'ya yapılacak yardımlara ilişkin soruya ise 10 milyon dolarlık hibe taahhüdünde bulunulduğunu ancak henüz bunun büyük bir kısmının gerçekleşmediği cevabını verdi. Bilgiç, bu yardımların bir kısmının mağdur olan Kırım Tatarları için kullanılacağını kaydetti.

Kırım Tatarları konusunun Türkiye için çok önemli olduğuna işaret eden Bilgiç, Kırım'a gönderilen gayriresmi heyetin raporuna da değindi.

Bilgiç, heyetin Kırım Tatarlarının durumuyla ilgili birinci elden bilgi edinmeyi amaçladığını ve raporun hazırlanmasında Türkiye'nin herhangi bir müdahalesinin söz konusu olmadığını anlattı.

Rapor'da Kırım Tatarlarına yönelik "pek çok hak ihlali, baskı ve sindirme faaliyetlerinin sistematik bir biçimde sürdüğünün" yer aldığına dikkati çeken Bilgiç, "Rusların, özellikle fiili Rus yönetiminin verdiği sözlerin de tutulmadığı hususu açıkça görülüyor" diye konuştu. Rapor incelendiğinde pek çok hak ihlalinin açık bir şekilde görüleceğini söyleyen Bilgiç, Türkiye'nin "dün olduğu gibi bugün de Kırım Tatarlarına her türlü desteği vermeye hazır" olduğunu dile getirdi.

Bilgiç, Kırım Tatarlarına yönelik hali hazırdaki insan hakları ihlallerinin tespit edildiği raporun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le Azerbaycan'da yaptığı görüşmede de gündeme geldiğini ve Rusya tarafına iletildiğini aktardı.

- "Konu, güvenlikten sorumlu kurumlar tarafından takip edilecek"

Bilgiç, Rus öğrencinin DAEŞ'e katılmak için Türkiye'ye geldiği ve Rusya'nın konuyla ilgili Türk tarafıyla irtibata geçtiğiyle ilgili haberlerin sorulması üzerine yabancı savaşçılarının engellenmesi konusunun yeni olmadığını ve Türkiye'nin istihbarat paylaşımıyla ilgili çağrılarda bulunduğunu hatırlattı.

Bilgiç, konunun güvenlikten sorumlu kurumlar tarafından takip edileceğine işaret etti.

AA

Bu haber 911 defa okundu.