En Sıcak Konular

Arınç kumpasıyla devletin hafızasını ele geçirdiler

14 Haziran 2015 09:31 tsi
Arınç kumpasıyla devletin hafızasını ele geçirdiler Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a Çukurambar'da suikast yapacakları iddiasıyla iki askerin yakalanması, Cumhuriyet tarihinin belki de en büyük casusluk süreçlerinden birini başlatan ilk adımdı.

Akşam, tek tek hazırlanan kumpasları, askerin engelleme girişimlerinin nasıl bertaraf edildiğini ve kozmik odadan çıkarılan belgelerin nerelere kaçırıldığını açıklıyor.

Türkiye 19 Aralık 2009'a, gündemi sarsan bir operasyonla uyandı. Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli iki asker, dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın evinin olduğu Ankara Çukurambar'da polis tarafından “suçüstü” yakalanmıştı. İddia çok ağırdı: Başbakan Yardımcısı’na suikast girişimi…Askeri darbe travması yaşayan bir ülkede, TSK’nın stratejik öneme sahip biriminde görevli iki askerin, bir Başbakan Yardımcısı'nı öldürme girişimi kamuoyuna ağır gelmişti. Kısa sürede emniyet kaynaklı bilgiler medyaya yağdı.

ÖNCE ALGI OLUŞTURULDU

Arınç’ın evinin krokisini askerlerden biri yutmak isterken durdurulmuştu. Polis iki askeri apar topar gözaltına aldı. Arkasından, amir konumundaki 5 asker. Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli 3’ü rütbeli toplam 8 asker gözaltındaydı. Ülke şok halindeyken, Genelkurmay Başkanlığı o askerlerin bir iç soruşturma için o bölgede olduğunu açıklıyordu. Ancak savcılık ve emniyetten sızan bilgiler, kamuoyu algısını çoktan “Bir grup asker Arınç’a suikast düzenlemek istedi” olarak oluşturmuştu. Soruşturma 5 yıl askıda kaldı. Arınç’ı öldürmek isteyen askerler tutuklanmamıştı bile. Terfi ediyorlar ve TSK’daki etkili pozisyonlarda göreve devam ediyorlardı. Savcı, 28 Şubat’ın BÇG ile ilgili soruşturmayı yürütüyor, sivil kanadındaki işadamları ve medya ekibini bir kenara ayırarak dava açıyordu. Suikast girişimi iddiasıyla başlayan soruşturmadaki en “derin” araştırma ise, Genelkurmay’ın kozmik odalarına girip devletin en gizli bilgi ve belgelerinin alınması olarak kalıyordu.

HEDEFTEKİ SEKİZ ASKER

Ta ki savcı değişene kadar. Soruşturma Mustafa Bilgili’den alınıyor ve yerine gelen savcılar bir yıl gibi kısa bir sürede soruşturmayı, suikast girişimi olmadığı sonucuyla bitiriyordu. Ama dosyadan çok daha vahim bir fotoğraf çıkıyordu. Peki neydi bu fotoğraf? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ve HSYK Teftiş Kurulu’nun ayrı ayrı araştırdığı Çukurambar soruşturmasının, başlangıcıyla sonucunun tamamıyla farklı olduğu tespiti yapıldı. O tespitlerin en çarpıcısı, sözde suikast iddiasıyla gözaltına alınan 8 askerin sahip olduğu çapraz anahtarlardı. Bu anahtarlar, Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kapısını açıyordu. Bu durum, 8 askerin hedef alınmasına neden oldu. 4 ay önce takibe alınan askerler adım adım izlendi. Ta ki sözde suikast girişi iddiasıyla gözaltına alınabilecekleri Çukurambar'a kadar...

ASKER DİRENİNCE ODA MÜHÜRLENDİ

Hedeflenen kozmik odalara iki aşamada girildi. 25 Aralık'ta çalışmaya başlayan soruşturma savcısı Mustafa Bilgili ve Hakim Kadir Kayan, kozmik odada 27 gün süren incelemelerde bulundu. Genelkurmay’ın hafızasının bir bölümü bu aşamada kopyalandı. Ancak 11 ve 16 numaralı kozmik odalara girilmesi askerin müdahalesiyle engellendi. Hakim Kadir Kayan’ın hazırladığı tutanağa göre, Seferberlik Tetkik Kurulu’nun bu iki odasında arama yapılırken Seferberlik’in komutanı müdahale etti ve 1.5 terabaytlık sabit diske alınan imajın dışarıya çıkarılmasına fiilen müsaade etmedi. Tutanakta “Savcıya teslimine karar verilmiş, ancak fiilen müsaade edilmemesi üzerine Tümgeneral Selahattin Kısacık ve Albay Nazım Demirkol’a tevdi edilmiştir” denildi. Bunun üzerine Hakim Kayan, harddiskleri arama yapılan 16 no'lu arşiv odasında bulunan demir kasaya koyarak kasa ve odayı mühürledi. O dönem Tümgeneral Hıfzı Çubuklu’nun başında bulunduğu Genelkurmay Adli Müşavirliği, el koyma tutanağına karşı 26 Ocak 2010’da itiraz etti. 1.5 terebaytlık imaja savcılığın el koyma kararını kaldıran Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, bu imajların “mahkemece kovuşturmanın derinleştirilmesi kapsamında başvurulacak kaynak olduğu" iddiasıyla Adli Müşavirlik’in uygun göreceği bir yerde muhafaza altına alınmasına karar verdi. Burası da Destek Kıtaları Grup Komutanlığı oldu. İşte ikinci aşama bu “beklenmedik” gelişme nedeniyle ortaya çıktı.

SAVCIDAN '20 ŞİFRE' SORULARI

Polis operasyonuyla gözaltına alınan askerlere Arınç’a suikast girişimi, planlar, talimatı kimden aldıkları gibi sorular sorulmadı. Bunun yerine askeri istihbaratın kullandığı kodlar soruluyordu. Üstelik henüz kozmik odaya bile girilmemişti. O halde savcı bu soruları sorabilmek için gerekli bilgilere nasıl ulaşmıştı? Şüpheli askerler ısrarla suçlamaları reddediyor, suikast krokisini ağzından çıkardıkları iddiasına karşılık da DNA testi yapılmasını istiyordu. Kamera kayıtlarına bakılmasını, bulundukları yerin Arınç’ın evi olmadığını, kroki denilen tarifin bozuk bilgisayarı tamir için götürülecek tamir merkezi olduğunu anlatmaya çalışıyorlardı. Ancak bu ifadeler soruşturmacının hiç dikkatini çekmiyordu. Askerlere sorguda sorulan 20 anahtar kelime, belge ve bilgiler incelenirken de tarandı. Savaş hali, olağanüstü haller, askeri istihbaratta kullanılan, güvenlik amacıyla anlamları gizlenmiş bu kelimeler neden bir Cumhuriyet savcısının ilgisini çekiyordu?

SUÇLAMA BİR ANDA DEĞİŞTİ

Bir başka askeri farklı bir nedenle takibe alan Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli iki asker, çevrelerini saran polislerle büyük şok yaşadı. Ardından soruşturma hızla genişledi, dönemin Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanı Albay Yusuf Alkan A, Albay Erkan Yılmaz B. ve Binbaşı İbrahim G. dahil 5 asker de gözaltına alındı. Savcı, suikast girişimi iddiasından hızla “hükümete karşı halkı isyana tahrik ve bu amaçla örgüt kurmak” iddiasına dönüş yaptı. Gözaltındaki askerlerden kozmik odanın anahtarı alındı.





Bu haber 1,234 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,767 µs