İran uymadı, Malezya verelim!

23 Eylül 2007 16:05 tsi
Yıllardır ‘Türkiye İranlaşıyor’ propagandasıyla toplumsal kutuplaşmayı körükleyen çevreler şimdi de Malezya modelini manşetlere taşıyor. İddiaları yapay ve temelsiz bulan uzmanlar ise ‘Laik ve demokratik bir ülke olan Türkiye’nin k

Türkiye Malezya değil 
  
SİVİL Anayasa girişimini engellemek isteyen çevrelerin başlattığı ‘Malezya’ ve ‘mahalle baskısı’ tartışmaları tehlikeli bir kutuplaşmaya davetiye olarak değerlendiriliyor. Özellikle bir medya grubunun yürüttüğü ‘Türkiye Malezya olacak’ kampanyası toplumda gerginlik ve çatışma tehlikesi boyutlarına vardı. Ayırımcılık ve dinsel farklılığı körükleyen iddialar her gün manşetlere taşınıyor.

Yeni anayasa taslağında üniversite öğrencilerine kıyafet serbestliği getiren düzenlemeye karşı çıkan grupların ileri sürdüğü gerekçeler ise konunun uzmanları tarafından yapay ve temelsiz bulunuyor.

ANAYASA KARŞITI KAMPANYA

DÜNYACA ünlü sosyolog Prof. Şerif Mardin’in sözlerininin de çarpıtılarak kullanıldığı ‘sivil anayasa karşıtı’ kampanyada Türkiye’nin Malezya’ya benzeyeceği iddiası önemli yer tutuyor. Böylece geçmişte sıkça kullanılan ‘Türkiye İranlaşıyor, Suudi Arabistanlaşıyor, Cezayirleşiyor’ şeklindeki terminolojiye Malezya da eklenmiş oluyor. Ancak uzmanlar hem Malezya ile ilgili verilen bilgilerin doğru olmadığını hem de Türkiye’nin Malezya’ya benzemesinin söz konusu olamayacağını net biçimde ifade ediyorlar. Türkiye’nin kendisinin bir model olduğunun altını çiziyorlar.

Sivil anayasa tartışmalarıyla birlikte özellikle üniversitelerde kılık kıyafet serbestisi öngören düzenleme üzerinde yapılan tartışmalarda, türban takmayan öğrenciler üzerinde ‘mahalle baskısı’ oluşacağı yönündeki kaygıları siyaset ve hukuk çevreleri yersiz buldu.

star’ın konuyla ilgili görüşlerini aldığı siyasi ve akademik çevreler, endişelerin yersiz olduğuna dikkat çektiler.

Prof. Ergun Özbudun başkanlığındaki Bilim Kurulu’nda bulunan Prof. Hüsnü Fazıl Erdem, ‘Türkiye, Malezya değildir, olamaz da... Yapılan kamuoyu araştırmaları türban konusunda bir toplumsal mutabakatın var olduğunu gösteriyor’ dedi.

LÜTFÜ KAPLAN

Malezya benzetmesi abesle iştigal

ADALET Bakanı Mehmet Ali Şahin, yeni anayasa taslağı üzerinde yürütülen tartışmaları hayretle karşıladığını belirterek, ‘Aşağı yukarı her siyasi partinin, 1982 Anayasası ile ilgili ‘bu anayasa ihtilal anayasasıdır, değişmelidir’ şeklinde değerlendirmesi vardır’ dedi.

Yeni anayasanın birey hak ve hürriyetlerini güvence altına alması gerektiğine vurgu yapan Şahin, Türkiye’de herkesin eğitim hakkından yararlanması gerektiğini söyledi. Şahin, taslağın 45’inci maddesinin 1’inci fıkrasının ‘Herkes eğitim ve öğrenim hakkına sahiptir’ şeklinde olduğunu belirterek, ‘Türkiye’de bir gerçek var. Herkes şu veya bu nedenle eğitim ve öğrenim hakkından yararlanamıyor, acaba biz hükümet olarak herkesin eğitim ve öğrenim hakkından yararlanması için neler yapabiliriz. Buna odaklandık’ dedi. ‘Dini amaçlı bir düzenleme yapma ihtiyacı duysaydık, din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen Anayasa’nın 24’üncü maddesinde düzenleme yapardık’ diyen Şahin, Türkiye’nin istikametinin çağdaş uygarlık olduğunun altını çizdi.

Özgürlükler tehdit olarak algılanıyor

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırma Merkezi (SETA) Uzakdoğu uzmanı Dr. İbrahim Kalın: Dini özgürlükler ve başörtüsü yasağının kalkması özgürleşme sürecinin parçasıdır. Türkiye’de ne zaman böyle bir açılıma gidilse birileri Türkiye’nin İran veya Cezayir olacağını söyler. Şimdi Malezye da eklendi. Bu benzetmeyi yapanlar Malezya’yı bilmiyorlar. Malezya, Güneydoğu Asya’nın en çoğulcu ülkelerinden biri.

Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Uzakdoğu Uzmanı Dr. Bahadır Pehlivanlı: Malezya’ya gittim, şu anki haliyle Türkiye’ye hiç benzemiyor. Türkiye ile Malezya’nın sosyolojik, ekonomik, kültürel yapıları biribirinden oldukça farklı.

Sözlerimin 20 farklı yorumu olabilir

HÜRRİYET’TEN Ayşe Arman’a konuşan Prof. Şerif Mardin’in sözlerinin çarpıtıldığı ortaya çıktı. Bilim adamının ‘mahalle baskısı’ olarak tanımladığı sosyolojik olgu, yeni anayasa çalışmalarıyla eş zamanlı, üstelik de taraflı olarak manşete taşınmıştı. Mardin’in sözlerinden hareketle anayasa çalışmaları ‘türban’ konusuna indirgenmişti. Ancak röpörtajın muhatabı Mardin’in açıklamaları kendi ağzından verilen haberin çarpıtıldığını ortaya koydu. Vakit gazetesine konuşan Mardin, Hürriyet’e yaptığı açıklamalarının 20 farklı yorumunun yapılabileceğini belirterek, ekledi: ‘Hürriyet sözlerimi bu şekilde yorumlamış. Sosyal bilimlerde öyle kesin ifadeler olmaz. Bu nedenle kesin ifadeler kullanmadım. Ancak başlıkta öyle verilmiş. Sözlerimin 20 farklı yorumu yapılabilir. Benim pek çok başörtülü öğrencim oldu. Bu konudaki görüşlerim belli.’ Türban yasağının antidemokratik olduğunun altını da çizen Mardin, başörtülü öğrencilerin üniversiteye gidebilmesi gerektiğini kaydetti.

Şerif Mardin ne demişti?

‘Türban meselesinin antidemokratik bir uygulama olduğu konusunda yüzde 100 eminim. Bu mesele, artı olguların toplanmasına ihtiyaç olmayan bir ahlaki meseleye dönmüşür. Orada karar net, türbanlı öğenciler üniversiteye girebilmeli. Türban, benim karar verebildiğim nadir alanlardan biri.’

Mardin’in işte bu yöndeki sözlerini Hürriyet gazetesi, ‘Tehlike gören kadınlar haklı’ manşetiyle duyurmuştu.
 
star

Bu haber 421 defa okundu.