En Sıcak Konular

Erdoğan'dan Rusya sorusuna cevap

14 Mayıs 2015 14:09 tsi
Erdoğan'dan Rusya sorusuna cevap "Bizler, Türkiye-Rusya ilişkilerinin sahip olduğu potansiyeli, bölgesel ve uluslararası huzura, güvenliğe olumlu etki eden bir artı değere dönüştürebilmeyi arzuluyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Bosna-Hersek halkına sarsılmaz bir gönül bağıyla bağlı bulunduğunu belirterek, "Türkiye'nin Bosna Hersek'e olan ilgisi, bağlılığı ve desteğinin azalmadan devam edeceğinden emin olsunlar. Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da, başa çıkmanız gereken tüm sınamalarda, iyi gününüzde de kötü gününüzde de Türkiye hep yanınızda olacaktır. Türkiye, Bosna-Hersek'in dostudur, dostu kalacaktır" dedi.

Erdoğan, gelecek günlerde Bosna Hersek'e düzenlemesi beklenen ziyaret öncesinde bu ülkede yayın yapan STAV dergisine verdiği röportajda, ziyaretinin Bosna Hersek'te 12 Ekim 2014'te yapılan genel seçimler neticesinde oluşan yeni siyasi liderlikle ilişkileri tüm yönleriyle gözden geçirilmesi için önemli bir fırsat teşkil edeceğini vurguladı.

"Mükemmel düzeydeki ikili ilişkilerimizi, daha da güçlendirmek istiyoruz" diyen Erdoğan, Türkiye olarak Bosna-Hersek'in Avrupa-Atlantik kurumlarıyla bütünleşme sürecinin en kararlı destekçisi olduklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinin ekonomik ve ticari boyutu da bulunduğuna işaret ederek, ilişkilerin güçlendirilmesi ve ikili ticaret hacminin artırılması gerektiğini belirtti. Ziyareti sırasında bilim ve teknoloji, uluslararası yolcu ve eşya taşımacılığı, iki ülkenin dışişleri bakanlıkları arasında diplomatik eğitim ve bilişim teknolojileri alanında işbirliği gibi muhtelif anlaşmaların da imzalanmasının öngörüldüğünü anlatan Erdoğan, Türkiye'nin, dost ve kardeş ülke olarak gördüğü Bosna- Hersek'i ekonomik açıdan desteklenmesine büyük önem verdiğini dile getirdi.

Erdoğan, Türkiye olarak, Bosna- Hersek'te otoyol, liman ve havalimanı inşaatları, yenilenebilir enerji, tarım ve turizm alanlarında planlanmakta olan yeni yatırım projeleriyle ilgilendiklerini, Türk şirketlerinin bu sektörlerde iş üstlenmelerini arzu ettiklerini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bosna- Hersek'in gerek hükümet gerek devlet olarak, daha fazla yatırımcının  ülkeye gelmesini sağlayacak cazip bir iklim oluşturmak için gösterdiği çabaları kuvvetle destekliyoruz. Bosna- Hersek'te ekonomik istikrar arttıkça, yabancı yatırımların önündeki bürokratik engeller azaldıkça, Türk özel sektörünün yatırımlarının da giderek artacağına inanıyorum" diye konuştu.

-"Sırbistan'ın Balkanlarda barışın ve istikrarın belirleyici aktörlerinden biri olduğunu düşünüyoruz"

Sırbistan'a ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sırbistan'ın Balkanlarda barışın ve istikrarın belirleyici aktörlerinden biri olduğunu düşünüyoruz. Sırbistan'la ilişkilerimizi her alanda daha da geliştirmekten yanayız. Aynı iradenin Başbakan Sayın Vuçiç başta olmak üzere Sırbistan tarafında da olduğunu görüyoruz. Bu memnuniyet verici. Sayın Vuçiç, bölgede barış ve istikrar için Sırbistan'ın oynayabileceği rolün farkında. Ülkesinin Avrupa içindeki geleceğini teminat altına alması bakımından da bunun önemli olduğunu düşünüyor. Başbakanlık görevine gelmesinin ardından ilk yurt dışı ziyaretini Saraybosna'ya yapmasını, orada olumlu mesajlar vermesini takdirle karşıladık.

Türkiye-Sırbistan arasındaki diyalog kanalları aktif vaziyette. Önümüzdeki dönemde ilişkilere ivme kazandırmak istiyoruz. Türkiye, Bosna-Hersek, Sırbistan üçlü danışma sürecinde olduğu gibi, bölgenin yararına olacak biçimde işbirliğinin güçlendirilmesinden yanayız. Bu çerçevede Sancak bölgesinin kalkınması da Sırbistan'la işbirliği gündemimizin ön sıralarında yer alıyor."

Bosna Hersek'e ekonomik desteğin, bu ülkenin istikrar ve toprak bütünlüğünü koruyabilmesi için önemli olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ziraat Bankası'nın kredi hattı, Bosna Hersek ekonomisinin büyümesine; tarım ve imalat sektörleri başta olmak üzere KOBİ'lerin gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu aynı zamanda istihdamın geliştirilmesine de katkı anlamına geliyor. Bank Bosnia International  (BBI) ile birlikte Mayıs 2012'den bu yana kullandırılan 'soft loan' kredi miktarı toplam 100 milyon. Şu anda da yine benzer biçimde, 50 milyon Avro tutarında yeni bir kredi verilmesine ilişkin çalışmalar da nihayet tamamlanmış durumda. Dost ve kardeş Bosna-Hersek'in refah ve kalkınmasına somut şekilde destek olunmaya önümüzdeki süreçte de devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

-"Merhum Aliya, medeniyet havzamızın önemli simalarından biri"

Erdoğan, Bosna Hersek'in ilk Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'i yad ederek, "Merhum Aliya, medeniyet havzamızın önemli simalarından biri. Ülkesinin en zor zamanında dik ve onurlu bir duruş sergilemesiyle, mücadelesi ve liderliğiyle, o herkesin gönlünde mümtaz bir yer edindi. Onu bizzat tanımış olmak benim için bir onur" dedi.

Aliya İzzetbegoviç'i hasta yatağında ziyaret eden son kişilerden biri olduğunu belirten Erdoğan, "Tedavisi için Türkiye'ye götürme önerisinde bulundum. İzzetbegoviç teşekkür etti, 'ruhumu kendi ülkemde teslim etmek, kendi ülkeme gömülmek istiyorum' dedi. Sözcüğün tam anlamıyla, bilge bir insandı. Örnek bir şahsiyetti. Bosna Hersek'e bu gidişimde de kabrini ziyaret etmeyi, rahmetle anmayı bir borç telakki ediyorum" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, günümüzde de Bakir İzzetbegoviç ile yakın diyalog içinde bulunduklarını, şahsi dostlukları olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Tıpkı babası gibi ülkesini seven bir insan. Türkiye olarak biz Bosna Hersek'te etnisite ayrımı yapmayan, herkesi kucaklayan bir siyasetten yanayız. Boşnak olsun, Hırvat olsun, Sırp olsun, bu anlayışı paylaşanlarla her zaman samimi bir diyalog içinde olduk. Nitekim 24 Nisan'da Çanakkale Savaşları'nın 100. yıl dönümündeki anma törenlerinde Bosna Hersek'in Başkanlık Konseyi Başkanı Mladen Ivaniç tarafından temsil edilmesinden büyük memnuniyet duyduk. Ayrımcı söylemlere, yapıcılıktan uzak tavırlara pirim verilmesinin doğru olmayacağı inancındayız. Ziraat Bankası'nın verdiği kredilerde de 2014'teki sel felaketi sonrasında yaptığımız yardımlarda da asla etnisite ayrımı yapmadığımızı görebilirsiniz. Bu hususu gözden kaçırmamak gerekir."

-"Ülkeler ve uluslararası toplum, Srebrenitsa'da yaşanan trajediden ders çıkarmalı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir soru üzerine de Srebrenitsa'da tam bir soykırım yaşandığını belirterek, şöyle devam etti:

"Trajedinin yaşandığı Srebrenitsa'yı bizzat ziyaret etmiş biriyim. Her yıl 11 Temmuz'da yapılan anma töreni, savaşın ve soykırım suçunun korkunç yüzünü insanlığın unutmamasına vesile olmalı. Ülkeler ve uluslararası toplum, Srebrenitsa'da yaşanan trajediden ders çıkarmalı. Aşırı milliyetçilik ve etnik nefret neticesinde benzer acıların tekrar yaşanmaması için gerekli tüm önlemler alınmalı. Bu vesileyle Srebrenitsa soykırımını bir kez daha şiddetle lanetliyor, kurbanların yakınları ile ailelerinin acılarını yürekten paylaştığımı vurgulamak istiyorum. Ancak sadece geçmişe takılıp kalmamak da önemli. Bosna Hersek, artık geleceğe bakmalı; geçmişten ders alarak geleceği daha iyi inşa etmeli."

Türkiye'nin Osmanlı Devleti'nin mirasçısı olduğunu ama kendilerinin "Yeni Osmanlıcılık" şeklinde bir ifade ya da iddialarının bulunmadığını kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin Bosna-Hersek de dahil olmak üzere bölgedeki halklarla tarihi, kültürel ve insani bağlara sahip olduğunu, kardeşlik hukuku doğrultusunda, onların da huzur ve refah düzeylerinin artmasını istediklerini vurguladı.

Erdoğan, Türkiye'nin, özellikle son 13 yılda müthiş bir performans sergileyerek ciddi bir dönüşüm gerçekleştirdiğini ve bu zaman diliminde, Türkiye'de demokrasinin gelişimine vurulan prangaların birer birer kırıldığını ifade ederek, milletin kararlılığı ve teveccühü sayesinde, millet iradesi üzerindeki vesayetlerin son bulduğunu, Türkiye'de pek çok alanda sessiz devrim yaşandığını, demokrasinin ve ekonominin güçlendiğini, refah seviyesinin yükseldiğini ve bu sessiz devrim sürecini, şimdi yeni bir anayasa, yeni bir yönetim anlayışı ile taçlandırmayı hedeflediklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanının ilk kez doğrudan halk oyuyla seçildiği bu süreçte, yönetim sisteminde eski anlayışların izlerini silebilmek, daha dinamik ve daha etkin yönetim anlayışını benimsemek büyük önem taşıyor. Türkiye'nin 2023 hedeflerini gerçekleştirmesi, gelişmiş ülkeler arasında hak ettiği yeri bir an önce alabilmesi ancak bu sayede mümkün olacaktır. Değerlerimiz ve ilkelerimiz, dış politika noktasında da bizlere ışık tutmalıdır. İnsanı merkeze alan, ülke içinde olduğu kadar dışarıda da istikrar ve kalkınmayı hedef alan yaklaşım dış politikamızın temelini oluşturuyor. Bu da imkan ve kabiliyetlerimiz doğrultusunda, daha fazla sorumluluk almayı, daha öncü rol üstlenmeyi adeta zorunlu kılıyor.

Yeni Türkiye anlayışı, komşu coğrafyalarla bağlarımız kuvvetlendirilirken, yeni coğrafyalara açılım politikalarımızı sürdürmeyi de gerekli kılıyor. Yeni Türkiye'nin bu kapsayıcı ve diğer aktörlerle işbirliği içinde hareket etme anlayışını benimseyen dış politikası sayesinde, uluslararası alanda önemli aktörlerden biri olacağına inanıyorum. Bugün Afrika, Asya-Pasifik, Latin Amerika ve Karayiplere açılım politikalarımız, insani yardımlarda dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olmamız bu anlayışın eseridir. Hakeza, BM'de Medeniyetler İttifakı, Barış İçin Arabuluculuk gibi girişimlere öncülük etmemiz tesadüf değil. BM'nin yeniden yapılandırılması gerektiği anlayışıyla, "Dünya Beşten Büyüktür" sloganıyla başlattığımız tartışmada pek çok ülkenin bizimle aynı hissiyatı paylaştığını biliyoruz. Halihazırda G 20'nin dönem başkanlığını yapan, dünyanın 17'nci ekonomisi olan Türkiye'nin 2023'te ilk 10 arasında girmeyi başaracağına inanıyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'deki duruma ilişkin soru üzerine, Suriye'de tüm dünyanın gözleri önünde bir insanlık dramı yaşandığına dikkati çekerek, yaşanan yıkımın, kaosun yegane sorumlusunun Esed rejimi olduğunu, kaos ortamının da DAEŞ gibi terör örgütlerine adeta zemin hazırladığını söyledi. Suriye'de istikrarın yeniden tesisinin ancak Cenevre Bildirisi temelinde kapsamlı bir siyasi dönüşümle mümkün olabileceğine işaret eden Erdoğan, Suriye nüfusunun neredeyse yarısının yerlerinden edildiğini, 300 bini aşkın insanın bu süreçte öldüğünü belirtti.

Sadece Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin sayısının 1 milyon 700 bin olduğunu ve bu kişiler için Türkiye'nin yaptığı harcamanın 5,5 milyar doları aştığını ifade eden Erdoğan, Irak'taki kaos ortamı nedeniyle de Türkiye'ye sığınanların sayısının 300 bin civarında olduğunu kaydetti. Erdoğan, "Türkiye, bu hususlarda, ırk, din veya mezhep ayrımı gözetmiyor. Kaostan kaçan insanlara kapılarımızı açmayı, kardeşlik hukukunun bir gereği olarak telakki ediyoruz. Ama uluslararası toplumun yaşanan bu drama seyirci kalması esef vericidir. Dünya adeta üç maymunu oynuyor. Masumların acımasızca katledilmesi karşısında, dünya adeta üç maymunu oynuyor. Uluslararası toplum bu zulme artık dur demeli. Esed çekip gitmeli, Suriye halkı kendi kaderini kendi belirlemeli" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin Rusya ile ilişkisinin son durumu nedir?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

"Türkiye ve Rusya tarih boyunca engin Avrasya coğrafyasının asli unsurları olmuştur. Geçtiğimiz yüzyıllarda ilişkilerimizde mücadele ve rekabet ön plandaydı. Özellikle son yıllarda ise siyasi diyalogda ciddi bir yoğunlaşma var. Ekonomik ilişkilerimiz giderek güçleniyor. Vizeler kaldırıldı. 2010'dan bu yana her yıl düzenli olarak toplanmakta olan Üst Düzey İşbirliği Konseyi mekanizması var. Elbette bazı hususlarda görüş ayrılıkları da söz konusu. Suriye, Kırım boyutu dahil Ukrayna krizi gibi konularda yaklaşım farklılıklarımız ortada. Hakeza 1915 olaylarına farklı baktığımız da ortaya çıktı. Bizler, Türkiye-Rusya ilişkilerinin sahip olduğu potansiyeli, bölgesel ve uluslararası huzura, güvenliğe olumlu etki eden bir artı değere dönüştürebilmeyi arzuluyoruz."

Erdoğan, röportajı, "Bosna-Hersek halkına sarsılmaz bir gönül bağıyla bağlıyız. Türkiye'nin Bosna- Hersek'e olan ilgisi, bağlılığı ve desteğinin azalmadan devam edeceğinden emin olsunlar. Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da, başa çıkmanız gereken tüm sınamalarda, iyi gününüzde de, kötü gününüzde de Türkiye hep yanınızda olacaktır. Türkiye, Bosna-Hersek'in dostudur, dostu kalacaktır" ifadeleriyle bitirdi.

AA



Bu haber 861 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,724 µs