Mardin'in sözlerini nasıl çarpıttılar?

21 Eylül 2007 09:59 tsi
Hürriyet gazetesinin ‘yaşam tarzımız tehdit altında serisi’nin en dramatik çarpıtması dünyaca ünlü bilim adamı Prof. Şerif Mardin’e denk geldi. İşte Hürriyet'in Malezya çarpıtması...

Star gazetesinin Dr. Fikri Takip imzasıyla ortaya çıkardığı gerçek...

Hürriyet'in Malezya çarpıtması

Hürriyet gazetesinin ‘yaşam tarzımız tehdit altında serisi’nin en dramatik çarpıtması dünyaca ünlü bilim adamımız Prof. Şerif Mardin’e denk geldi.

Ayşe Arman, geçtiğimiz Pazar günü Şerif Mardin’le bir röportaj yaptı ve konuşma manşetten yayınlandı.

Konuk Şerif Mardin olunca, onun ağzından çıkan her sözün her harfin değeri var. 80 yaşında dünyanın saygı duyduğu bir insanın söyledikleri tabi ki Hürriyet için de değerli olmalıdır.

Ama kazın ayağı öyle değil bu sefer. Ayşe Arman, Şerif Mardin’in ne düşüncelerinde ne de dünyadaki saygınlığında.

Tek derdi, Şerif Mardin’in ağzından istediğini kopartabilmekte... Türkiye’deki belli bir kesimin hayat tarzının tehlikede olduğunu söyletebilmekte... Ama ne mümkün, çıkmıyor böyle bir cümle.

Ama manşete ‘Tehlike gören kadın haklı’ ifadesi çıkıyor. Başına ‘Neyi?’ soru takısı gelince cevabı röportajın içinde bulamıyorsunuz.

Arman soruyor: Takiye mi yapıyorlar? Uzun vadede planları mı var? Onların gerçek yüzlerini sonra mı anlayacağız?

Mardin cevaplıyor: Araştıracaksınız. Bunu hep aklınızın bir kenarında tutacaksınız ve onları sınayacaksınız.

Arman soruyor: Bir taraftan da ‘Cumhuriyet elden gidiyor!’ diye sesler yükseliyor. Bu çok büyük bir kaos değil mi?

Mardin cevaplıyor: Yoo, hayır. Demokrasi, kaostur zaten...

Arman soruyor: İyi de, şu anda müthiş bir gürültü yok mu?

Mardin cevaplıyor: Bu gürültü, Türkiye’nin lehine. Aleyhine olan bir tek şey var, o da insanların tek taraflı olarak darbe yapmaya karar vermesi. Onun dışında bence her kafadan bir ses çıkması iyi bir şey. Çatışma ve gerilme sağlıklıdır. Yeter ki darbe olmasın.

Arman soruyor: Eğer benim hayat tarzım değişmek zorunda kalacaksa, Boğaz’da istediğim gibi içki içip balık yiyemeyeceksem, istediğim gibi giyinemeyeceksem ben ne yapacağım? O zaman da askerin varlığı emniyet sübabı gibi geliyor insanlara...

Mardin cevaplıyor: Bunu çok iyi anlıyorum. Yalnız bir şey var. İnsan, risk alabilmeli. Belki de bütün korkular yersizdir.

Arman soruyor: Bakın şimdi ben şu durumdayım: Hem Cumhurbaşkanı’nın eşinin türbanlı olmasından hoşlanmıyorum hem de Cumhurbaşkanı’nın eşine türbanından dolayı yapılanların ayıp ve tahammül edilmez olduğunu düşünüyorum. Böyle bir çelişki yaşamaya hakkım yok mu?

Mardin cevaplıyor: Var. Çünkü çaremiz yok, bu çelişkilerle yaşayacağız. Bazı şeylerin birlikte olabileceğini düşüneceğiz. Bir şeyin, öbürünü ortadan silmediği bir rejim olacak bu. Türkiye’de her zaman, bir doğrunun başka bir doğruyu sildiği bir rejim yaşadık. Oysa demokrasi böyle bir şey değil. Bir taraf öbür tarafı silmiyor.

Arman soruyor: Ya biz farkında bile olmadan gittikçe etek boyları uzarsa...

Mardin cevaplıyor: Sizi rahatsız eden bir şeyi, zamanı gelince söyleyeceksiniz, ama öbür taraf da söyleyecek. Tüm bunlar da demokratik bir çabanın, bir mücadelenin parçası olacak...

Arman istediği cevabı alamıyor ama gazete yine de Mardin’in ağzında istediği manşeti atıyor: Tehlike gören kadın haklı. Türkiye Malezya olmaz diyemem!

Star gazetesi 

Bu haber 398 defa okundu.